TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
RESUL CETİK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/23279)
Karar Tarihi: 13/12/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Soner GÖÇER
Başvurucu
Resul CETİK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ülke sınırından kaçak eşya sokulması sırasında kişinin silahlı terör örgütü üyesi olduğu yanılgısıyla silahlı güç kullanılması sonucunda yaralanıp kötü hava şartları nedeniyle yaşamını yitirmesi ve olayla ilgili olarak etkili bir soruşturma yürütülmemesi nedenleriyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. 23/1/2019 tarihli kolluk tutanağına göre Ağrı İl Jandarma Komutanlığı tarafından bölgede faaliyet gösteren PKK/KCK silahlı terör örgütü mensuplarının tespiti ve etkisiz hâle getirilmesi maksadıyla planlanan operasyon öncesinde, operasyon bölgesi ve çevresinde 22/1/2019 günü saat 18.00'den itibaren insansız hava aracı (İHA) ile havadan keşif ve gözetleme faaliyeti icra edilmeye başlanılmış; İHA tarafından Ağrı Dağı Yukarıdemirkapı köyü Kumluk Bölgesinde özel güvenlik bölgesi olarak belirlenmiş alan içerisinde bir adet insan olduğu değerlendirilen ısı kaynağı tespit edilmiş, ısı kaynağı havadaki keşif ve gözetleme uçakları ile takip edilmeye başlanılmış, 23/1/2019 günü saat 05.20 sularında insan olduğu değerlendirilen ısı kaynağının belirli bir noktada sabit kalmaya başladığı tespit edilmiş; insan olduğu değerlendirilen ısı kaynağının yerinde tespit edilerek ele geçirilmesi maksadı ile 23/1/2019 tarihinde saat 08.20'de ısı kaynağının son tespit edildiği koordinat bölgesine operasyon birlikleri hava harekâtı ile indirilmiş, saat 09.10 sularında ısı kaynağı olarak tespit edilen kişinin bulunduğu yere ulaşıldığında sivil kıyafetli, 25-30 yaşlarında kimliği belirsiz bir erkeğe ait cesede ulaşılmıştır.
3. Yapılan kimlik tespit çalışmalarında erkek cesedinin başvurucunun yakını Ö.C.ye ait olduğu tespit edilmiştir.
4. Olaya ilişkin olarak Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) resen soruşturmaya başlanmıştır.
5. 23/1/2019 tarihli Ölü Muayene Tutanağı'nda beyanı ve imzası bulunan ölenin yakını S.C., cesedin amcası Ö.C.ye ait olduğunu, kendisinin uzun süredir uyuşturucu kullandığını, bir dönem Elâzığ'da tedavi de gördüğünü; bir önceki akşam saat 23.00 sıralarında babaannesinin kendisine amcasının sabah saatlerinde evden ayrıldığını ve bir daha geri dönmediğini haber verdiğini ancak kendisinin eve dönebileceğini düşündüğünden kimseye haber vermediğini, çünkü amcasının bundan birkaç gün önce de bu şekilde evden ayrıldığı ve eniştesi tarafından bulunarak eve getirildiğini; akli melekelerinde sorun olduğunu ve uyuşturucunun etkisindeyken bu şekilde evden gittiğini düşündüğünü ifade etmiştir.
6. Bahsi geçen Ölü Muayene Tutanağı'nda Ö.C.nin cesedinde yapılan dış muayenede;
"BAŞ ve BOYUN BÖLGESİNİN İNCELENMESİNDE; Alın kısmında genellikle 3-5 cm aralığında birden fazla eski ve yeni sıyrıklar olduğu, ağızda diş bütünlüğünün tam olduğu, boynun ense kısmında ölü morluklarının başladığı görüldü başkaca bir bulguya rastlanılmadı.
GÖĞÜS, KOL VE SIRT BÖLGESİNİN İNCELENMESİNDE; Göğüste 23-24 adet 5-8 cm uzunluklarında skarlı füsur olduğu, sol omuz üst kısmında sigara yanığına bağlı iltihaplanmış kabuklu yara ile sol kol üst kısmında 13-14 adet 5-8 cm uzunluğunda skarlı füsur olduğu, sol ön kol alt kısmında 12-13 adet 5-7 cm uzunluğunda açık füsur olduğu, sağ omuz üst kısmında 9-10 adet 5-8 cm uzunluğunda skarlı füsur olduğu, sağ ön kol alt kısmında 8-9 adet 5-8 cm uzunluğunda açık füsur olduğu, her iki elin avuç içi ve dış kışında kurumuş kan lekeleri olduğu, sırtta yaygın ölü morlukları başlangıcı olduğu görüldü başkaca bir bulguya rastlanılmadı.
AYAK VE BACAKLARIN YAPILAN İNCELENMESİNDE; Her iki bacak diz altında çeşitli bölgelerde ekimozların olduğu ve eski yeni sıyrıklar olduğu, sol bacak uyluk bölgesinde 3x5 cm ebatında eski morluk olduğu görüldü başkaca bulguya rastlanılmadı."
tespitlerine yer verilmiştir. Yapılan ölü muayene işlemi sonucunda, kesin ölüm nedeni tespit edilemediğinden, cesedin klasik ve sistematik otopsi işlemi yapılabilmesi için Erzurum Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
7. Adli Tıp Kurumu Erzurum Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 21/5/2019 tarihli otopsi raporunda;
"...Frontalde, burun sırtında ve her iki kanadında çok sayıda farklı yaşlarda ekimoze sıyrıklar görüldü. Sol ön kol iç yüzde ve sol kolda yeni lineer kesiler görüldü. Her iki diz- diz altı- ayak sırtında çok sayıda farklı ebat ve renklerde ekimozlar görüldü. Sol tlankta 15x6 cm lik ekimoze sıyrık görüldü. Sırtta torokal, lomber ve pelvik bölgede yaygın taze ekimoze sıyrıklar, sol femur arka yüzde 10x5 cm lik gri kahverengi renkli ekimoz görüldü.
Her iki omuz başı-kol-ön kol-göğüs-batın ön yüzde çok sayıda en küçüğü 1 cm lik en büyüğü 20 cm lik lineer nedbeler görüldü. Sol kol-ön kol, sağ omuz başı, sağ kruris, sağ ayak sırtında muhtemel sigara yanığına bağlı nedbeler görüldü..."
tespitlerine yer verilmiştir. Yapılan otopsi işlemi sonucunda, kesin ölüm sebebinin belirlenebilmesi için otopsi rapor ve fotoğrafları, olay yeri fotoğrafları, olay yeri inceleme raporu ve ifade tutanaklarını içerir adli tahkikat dosyasının tamamının teminen gönderilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan görüş alınmasının uygun olacağı, kanaati bildirilmiştir.
8. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 6/11/2019 tarihli raporunun sonuç kısmında;
"1) Otopsisinde kişinin kolunda yeni oluşmuş etrafı kanamalı kesik vasıfta yaralar tanımlandığı ancak büyük damar ve sinir lezyonu oluşturduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı dikkate alındığında; Kesici vasıfta yaralanmaların ölümü meydana getirebilecek nitelikte olmadıkları,
2) Otopsisinde dış muayenede kişinin vücudunda tespit edilen siyrık ve ekimozların lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları itibariyle ölümü meydana getirebilebilecek nitelikte olmadıkları, iç muayenede kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması tarif edilmediği dikkate alındığında; Kişinin travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı,
3) Otopsisinde alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesinde yapılan tetkikinde depresyon tedavisinde kullanılan ilaç etken maddeleri bulunduğu, alkol, uyutucu ve uyuşturucu dahil aranan diğer toksik maddelerin bulunmadığı; Kişinin zehirlenerek öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı,
4) Adli dosyada kayıtlı bilgilerde 23/01/2019 tarihinde sabah saatlerinde evinden ayrıldığı, aynı gün kırsal kesiminde ölü olarak bulunduğu, otopsisinde ölümüne neden olabilecek travmatik değişim ve toksik madde bulunmadığı, iç organlardan tespit edilen makroskopik bulgular, iç organların histopatolojisinden elde edilen bulgular, cesedin bulunduğu ortam, bulunuş şekli, olay yeri inceleme bulguları ve mevsim koşulları dikkate alındığında; Kişinin ölümünün soğuk ortamda kalma sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği"
mütalaa olunmuştur.
9. Yürütülen soruşturma neticesinde Başsavcılık 8/1/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Kararda "...Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu Mütalaası'nın sonuç kısmında kişinin ölümünün soğuk ortamda kalma sonucu meydana gelmiş olduğuna dair tespiti yanında kişinin vücudunda mevcut yara ve kesik izlerinin ölümüne neden olmadığının tespit edilmiş olduğunun da adli tıp ihtisas kurulu raporu ile belirlenmiş olması sebebiyle kişinin ölümünün doğal ölüm olarak kabulü gerektiği..." gerekçelerine dayanılmıştır.
10. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz Doğubayazıt Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/2/2020 tarihli kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
11. Sulh Ceza Hâkimliği kararı başvurucu vekiline 24/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 10/7/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. COVID 19 tedbirleri kapsamında yargı alanındaki sürelerin 26/3/2020 tarih ve 7226 sayılı Kanun ve 30/4/2020 tarih ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 13/3/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihine kadar durdurulduğu dikkate alındığında başvurunun süresinde yapıldığı anlaşılmıştır.
12. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
14. Başvuru formunda olayın, Başsavcılıkça kabul edilenin aksine, Ö.C.nin kaçak yollardan Nahçıvan'dan Türkiye'ye getirdiği elektronik malzemeleri ülke içindeki diğer illere götürmek isterken İHA tarafından tespit edilmesi ve PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olduğu kabulü ile savaş uçakları ile bombardımana tutulması şeklinde gerçekleştiği iddia edilmiştir. Bu oluş doğrultusunda, İHA tarafından tespit edilen ısı kaynağının yani Ö.C.nin terör örgütünün bir unsuru olup olmadığının yeterli şekilde irdelenmeden savaş uçaklarıyla bombalandığı; her ne kadar adli tıp raporunda ölümün donmadan kaynaklı olduğu ve vücutta tespit edilen yaralanmaların tek başına ölüme sebep olmayacağı tespit edilmiş ise de bu yaralanmaların kişinin hareket kabiliyetini ortadan kaldırmak suretiyle donarak ölmesinde bir etkisi olup olmadığının araştırılmadan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği belirtilerek yaşam hakkının ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiği ileri sürülmüştür.
15. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) özetle inceleme yapılırken somut olayların kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
16. Başvurucunun iddiaları yaşam hakkı bakımından incelenmesi gerekmektedir.
17. Anayasa Mahkemesi, yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri devletin negatif ve pozitif yükümlülüklerini dikkate alarak maddi ve usul boyutları bakımından ayrı ayrı incelemektedir. Devletin negatif yükümlülüğü, kamusal bir yetkiyle güç kullanan görevlilerin, kasıtlı ve hukuka aykırı bir şekilde hiçbir bireyin yaşamına son vermeme ödevini (öldürmeme yükümlülüğü) içerirken pozitif yükümlülük hem her türlü tehlikeye karşı bireylerin yaşam hakkını korumayı (yaşamı koruma yükümlülüğü) hem de doğal olmayan her ölüm olayının tüm yönleriyle ortaya konulmasına, sorumlu kişilerin belirlenmesine ve gerektiğinde bu kişilerin cezalandırılmasına imkân tanıyan bir soruşturma yapmayı (etkili soruşturma yükümlülüğü) içermektedir. Yaşam hakkının maddi boyutu, negatif yükümlülük ile yaşamı koruma yükümlülüğünü kapsamakta iken yaşam hakkının usul boyutu, pozitif yükümlülüğün bir başka unsuru olan etkili soruşturma yükümlülüğünden ibarettir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Aziz Biter ve diğerleri, B. No: 2015/4603, 19/2/2019, § 58; Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 82; Coşkun Gül ve Diğerleri, B. No: 2019/11609, 22/2/2022, § 33).
18. Başvurucu, Ö.C.nin kamu makamlarınca PKK/KCK silahlı terör örgütü mensubu olduğu kabulü ile savaş uçakları ile bombardımana tutulmak suretiyle kasıtlı olarak hedef alındığını ve bu saldırı neticesinde meydana gelen yaralanmalar neticesinde gelişen olaylar silsilesi sonucu donarak hayatını kaybettiğini ileri sürmüştür.
19. Olaya ilişkin kolluk tutanağında (bkz. § 2) ve yürütülen soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda (bkz. § 9) ise 22/1/2019 tarihinde saat 18.00'den itibaren İHA marifetiyle yapılan havadan keşif ve gözetleme faaliyeti sırasında -sonradan Ö.C. olduğu anlaşılan- bir ısı kaynağı takibe alınmış, 23/1/2019 tarihinde saat 05.20 sularında insan olduğu değerlendirilen ısı kaynağının belirli bir noktada sabit kalmaya başladığı tespit edilmiş; bölgeye operasyon birlikleri hava harekâtı ile indirilmiş, saat 09.10'da Ö.C.nin cesedine ulaşılmıştır.
20. Ö.C.nin ölü muayene tutanağı (bkz. § 6) ve otopsi raporunda (bkz. § 7) saptanan eski/yeni yaralanmaları füsur, sıyrık, ekimoz ve lineer nedbeler şeklinde olup yüzeyseldir. Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporunda (bkz. § 8) kolda tespit edilen kesik vasıfta yaraların büyük damar ve sinir lezyonu oluşturduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması tarif edilmediği, kesici vasıfta yaralanmaların veya sıyrık ve ekimozların ölümü meydana getirebilecek nitelikte olmadığı, kişinin travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delilleri de bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
21. Adli raporlarda tarif edilen yaralanmalardan hiçbirisi, savaş uçağı veya benzeri bir bombardıman ile oluşabilecek mahiyette değildir. Ö.C.de herhangi bir şarapnel parçası da tespit edilmemiştir. Bu durumda başvuru formunda ileri sürülen Ö.C.nin savaş uçakları ile bombardımana tutulmak suretiyle kasıtlı olarak hedef alındığını ve bu saldırı bu yaralanmaların oluştuğu iddiasını destekleyen bir bulgu yoktur.
22. Başvurucu, her ne kadar adli tıp raporunda ölümün donmadan kaynaklı olduğu ve vücutta tespit edilen yaralanmaların tek başına ölüme sebep olmayacağı tespit edilmiş ise de bu yaralanmaların kişinin hareket kabiliyetini ortadan kaldırmak suretiyle donarak ölmesinde bir etkisi olup olmadığının araştırılmadan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini ileri sürmüştür.
23. Yukarıda izah edildiği üzere (bkz. § 20) Ö.C.nin cesedinde saptanan eski/yeni yaralanmaları füsur, sıyrık, ekimoz ve lineer nedbeler şeklinde olup yüzeyseldir. Dahası bu yaralanmaların büyük damar ve sinir lezyonu oluşturmadığı, kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması da tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Adli Tıp İhtisas Kurulu, ölümünün soğuk ortamda kalma sonucu meydana geldiği yönünde mütalaa vermiştir.
24. Yürütülen soruşturma, ölüm olayının tüm yönleriyle ortaya konulmasına imkân sağlayacak mahiyette olup, Başsavcılığın ulaştığı sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir bulgu yoktur.
25. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.