TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERDAL TEMİZKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/23342)
|
|
Karar Tarihi: 29/4/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Ali Erdem ŞAHİN
|
Başvurucu
|
:
|
Erdal TEMİZKAN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; kamu görevinden çıkarılmış olma gerekçe gösterilerek gemi adamlığı belgesinin iptal edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığında astsubay rütbesinde görev yapmakta olan başvurucu, yapılan soruşturma sonucunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisakı veya irtibatı olduğu değerlendirilerek 13/3/2019 tarihli ve 2019/4 sayılı Millî Savunma Bakanlığı kararı ile kamu görevinden çıkarılmış ve gemi adamlığı lisansı iptal edilmiştir. Başvurucu, anılan kararın ardından özel sektörde kullanmak üzere 28/3/2019 tarihinde idareye gemi adamlığı belgesi için başvurmuştur. Söz konusu talep 18/10/2016 tarihli 6749 sayılı Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 4. maddesinde yer alan "bu maddeye göre görevine son verilenlerin,..., gemi adamlığına ilişkin belgeleri,..., iptal edilir" hükmü gereği reddedilmiştir (OHAL ilanı ve tedbirlerine ilişkin detaylı açıklamalar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 47-66).
3. Başvurucu, idarenin 7/5/2019 tarihli ve 39705 sayılı ret işleminin iptali istemiyle idari yargı yoluna başvurmuştur. Ankara 5. İdare Mahkemesi (Mahkeme), dava konusu işlemin kamu görevinden çıkarılmanın bir sonucu olduğunu ve mevzuata uygun olarak tesis edildiğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Anılan karar istinaf kanun yolunda Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesinin (Daire) 25/6/2020 tarihli kararıyla kesinleşmiştir.
4. Başvurucu, nihai kararı 11/8/2020 tarihinde öğrendikten sonra 20/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Bireysel başvuru yapılması sonrasında 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle, 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Kanun ile kanunlaşan 23/1/2017 tarihli ve 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye "İlave tedbirler için başvuru yolu" başlıklı geçici 4. madde eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile OHAL kapsamında kabul edilen ve daha sonra kanunlaşan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilave tedbirlere karşı bir başvuru yolu getirilmiştir.
6. Başvurucu söz konusu düzenleme kapsamında hakkında uygulanan gemi adamlığı belgesinin iptali şeklindeki ilave tedbirin kaldırılması için 15/2/2021 tarihinde idareye başvurmuştur. İdarenin 2/9/2021 tarihli ret kararı üzerine başvurucu, bu işlemi dava konusu etmiştir. Ankara 27. İdare Mahkemesi 25/1/2024 tarihinde davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu hakkında ise henüz bir karar verilmediği görülmüştür.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
9. Başvurucu; gemi adamlığı belgesinin verilmemesi işleminin ilave bir tedbir olduğunu, kamu görevinden çıkarılmasının bir sonucu olmadığını ve bu belge olmaksızın mesleğini yapamadığını belirterek çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; bireyin dilediği alanda çalışma özgürlüğü ve çalışma hakkı Anayasa’nın 48 ve 49. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde düzenlenen haklardan olmadığı belirtilerek çalışma hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede görüşte yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Başvuru özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
11. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
13. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin yargı mercilerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt [2. B.], B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17; Mehmet Cevri [2. B.], B. No: 2018/32097, 13/1/2021, §§ 31, 32).
14. Başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, ilke olarak Anayasa Mahkemesine başvurunun yapıldığı tarihteki duruma bakılarak değerlendirilir. Ancak Anayasa Mahkemesi, bazı durumlarda bireysel başvuru yapıldıktan sonra oluşturulan yeni başvuru yollarının tüketilmesi gerektiğine de karar verebilir. Özellikle belli bir konudaki yapısal ve sistemik sorunlara çözüm bulmak amacıyla sonradan oluşturulmuş bir yol söz konusu ise ikincillik ilkesi, o konudaki temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddialarının -bu yol vasıtasıyla- öncelikle idari ve yargısal makamlarca değerlendirilmesine imkân tanınmasını gerekli kılabilir (Remziye Duman [2. B.], B. No: 2016/25923, 20/7/2017, § 35; Mehmet Cevri, § 33).
15. Her hâlükârda bir başvuru yolunun tüketilmesinin gerekli olması için ulaşılabilir olması, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olması gerekir. Belli bir başvuru yolunun soyut olarak belirtilen niteliklere sahip olması yeterli değildir. Bu yolun uygulamada da anılan niteliklere sahip olması ya da en azından sahip olmadığının kanıtlanmamış olması gerekir. Bununla birlikte soyut olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir yolun uygulamada başarıya ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun tüketilmemesini haklı kılmaz. Özellikle sonradan oluşturulan ve henüz uygulaması olmayan bir başvuru yolunun bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Remziye Duman, § 36; İsmail Şahan [1. B.], B. No: 2016/54509, 28/11/2019, § 42; Mehmet Cevri, § 34).
16. Dolayısıyla bireysel başvuru yapıldıktan sonra yeni bir başvuru yolunun oluşturulması hâlinde Anayasa Mahkemesinin görevi, söz konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla ulaşılabilir olup olmadığını, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olup olmadığını değerlendirmektir (Sait Orçan [1. B.], B. No: 2016/29085, 19/7/2017, § 37; Mehmet Cevri, § 35).
17. Somut olayda, başvurucu idareye 28/3/2019 tarihinde bir başvuruda bulunmuşsa da anılan başvuru tarihinde yürürlükte olan 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre gemi adamlığı belgesinin iptali gibi ilave tedbirlere karşı idareye başvuru yolunun kapalı olduğu görülmektedir. İlgili başvurunun idari ve yargısal safahatına bakıldığında ise bağlı yetki kapsamında 6749 sayılı Kanun'a atıfla reddedildiği, bir diğer ifadeyle gemi adamlığı belgesinin iptalinin kamu görevinden çıkarmanın doğal bir sonucu olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla somut olayda idare ve yargı mercilerinin şeklî bir denetimin ötesine geçemedikleri açıktır (bağlı yetkiye ilişkin değerlendirmeler için bkz. Necip Yılmaz [2. B.], B. No: 2020/25514, 22/1/2025, §§ 29, 30).
18. Diğer taraftan devam eden süreçte Anayasa Mahkemesi kararıyla 7075 sayılı Kanun'un 2. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “...ilave tedbirler ile...” ibaresi iptal edilmiş ve bunun üzerine kanun koyucu 7075 sayılı Kanun'a geçici 4. maddeyi ekleyerek ilave tedbirler için bir başvuru yolu ihdas etmiştir (AYM, E.2018/74, K.2019/92, 24/12/2019). Başvurucu 15/2/2021 tarihinde idareye yeni düzenleme kapsamında bir başvuruda bulunmuştur. Söz konusu başvurunun reddi üzerine başlatılan yargı sürecinin ise istinaf aşamasında devam ettiği görülmektedir (bkz. § 6). Ancak başvurucu dosya kapsamında söz konusu başvurusundan bahsetmediği gibi bahse konu başvuru yolunun ulaşılabilir, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin olmadığına yönelik bir iddiada da bulunmamıştır (benzer değerlendirmeler için bkz. Necip Yılmaz, § 31).
19. Anayasa Mahkemesi, Mehmet Cevri kararında olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında kabul edilen kanunlardan kaynaklı ilave tedbirlere yönelik olarak 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle 7075 sayılı Kanun'a eklenen geçici 4. madde kapsamında getirilen ve öncelikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına talepte bulunma, daha sonra ise idari yargıda dava açma yolu öngören başvuru yolunun ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip bir başvuru yolu olduğuna karar vermiş ve anılan başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağını kabul etmiştir (Mehmet Cevri, §§ 36-44; Ece Öztan [2. B.], B. No: 2018/19635, 22/9/2022, § 13). Bakılan başvuruda da anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.