TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
GÖKHAN GÜNDÜZ BAŞVURUSU (10)
(Başvuru Numarası: 2020/27003)
Karar Tarihi: 16/5/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Mustafa Eyyub DEMİRBAŞ
Başvurucu
Gökhan GÜNDÜZ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, disiplin cezasına karşı infaz hâkimliğine yapılan şikâyette hâkim tarafından sözlü savunma alınmadan karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamında sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Kırıkkale F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olarak bulunan başvurucu ve M.B. hakkında, transferlerinde kullanılan ring aracı içindeki kameraları kapatmaları ve slogan atmaları nedeni ile başlatılan disiplin soruşturması neticesinde Kurum Disiplin Kurulu Başkanlığının 4/3/2020 tarihli kararıyla dörder gün hücreye koyma disiplin cezası verilmiştir. Başvurucu, söz konusu karara Kırıkkale İnfaz Hâkimliği (Hâkimlik) nezdinde şikâyet etmiş ve dilekçesinde savunmasını mahkeme huzurunda vermek istediğini de bildirmiştir.
3. Başvurucunun yaptığı şikâyet üzerine Hâkimlik 24/4/2020 tarihli tensip zaptı ile başvurucuya üç gün içinde yazılı olarak savunmasını yapması için süre vermiş ve bu sürede savunma vermemesi durumunda savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağını ihtar etmiştir. Başvurucu Hâkimliğe sunduğu yazılı savunma dilekçesinde; savunmasını yazılı olarak vermeyi kabul etmediğini belirtmiş, salgın sonrasında mahkeme huzurunda beyanda bulunmak istediğini bildirmiştir.
4. Hâkimlik 9/6/2020 tarihli kararıyla, COVID-19 salgınının ne zaman sona ereceğinin belli olmadığı gerekçesiyle başvurucunun salgın sonrasında mahkeme huzurunda beyanda bulunma talebini reddetmiş, yazılı savunması ve dosya kapsamındaki beyanına göre disiplin cezasına itirazını değerlendirmiş ve bu kapsamda başvurucunun 4 gün hücreye koyma disiplin cezasının kaldırılmasına ilişkin itirazını reddetmiştir. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı itiraz da Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 24/6/2020 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
5. Başvurucu, nihai hükmü 17/7/2020 tarihinde öğrenmesi üzerine 14/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede; başvurucu ile birlikte aynı ring aracıyla nakli yapılan M.B.nin talebi üzerine Adalet Bakanlığının (Bakanlık) evrakına istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi uyarınca M.B.ye verilen disiplin cezası kanun yararına bozma yoluna götürülmüştür. Talebi inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15/9/2023 tarihli kararıyla Mahkemenin kararının kanun yararına bozulduğu ve bozma üzerine Hâkimliğin 11/1/2024 tarihli ek kararı ile M.B.nin disiplin cezasının iptaline karar verdiği tespit edilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucu, yargılamanın duruşmalı olarak icra edilmesine ilişkin taleplerine rağmen dosya üzerinden karar verildiğini, tanıklarının dinlenmediğini, bir kişinin kamerayı kapatmasına rağmen delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olacak şekilde iki kişi hakkında da disiplin cezası uygulandığını, eksik araştırma ile hüküm kurulduğunu belirterek adil yargılanma hakkının, kanunda disiplin suçu olarak düzenlenmeyen bir fiilden dolayı cezalandırılması nedeniyle de suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Bakanlık görüşünde konuya ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yer verdikten sonra söz konusu içtihatların değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
10. Başvurucunun şikâyetleri adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir.
11. Anayasa Mahkemesi somut başvuru ile benzer nitelikteki ihlal iddialarını Talet Şanlı [GK] (B. No: 2017/20526, 17/1/2023) kararında incelemiştir. Anılan kararda 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun 6. maddesinin ikinci fıkrasında “Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.” hükmüne yer verildiği belirtilmiş, söz konusu hükmün esas olarak disiplin cezalarına yönelik şikâyetlerin karara bağlanmasından önce ilgilinin savunmasının infaz hâkimi tarafından dinlenmesini ve talep edilen diğer delillerin toplanıp değerlendirilmesini gerektirdiği ifade edilmiştir. Hükümlü ya da tutuklunun mahkeme huzurunda bulunmasının usul hukuku bağlamında duruşma veya farklı yöntemlerle sağlanabileceğine, nitekim anılan Kanun’da infaz hâkiminin söz konusu savunmayı duruşma açmak suretiyle ya da duruşma yapmaksızın odasında veya duruşma salonunda yahut ceza infaz kurumunda almasına imkân tanındığına işaret edilen kararda, Kanun’da öngörülen söz konusu usuldeki temel amacın disiplin yaptırımı uygulanan hükümlü ya da tutuklunun hâkim karşısında meramını anlatabilmesini, dosyada aleyhine olan delillere etkili bir şekilde karşı çıkabilmesini sağlamak olduğu vurgulanmıştır. Bu tespit ve değerlendirmeler ışığında kararda; 4675 sayılı Kanun'un 6. maddesinde disiplin cezalarına karşı yapılan şikâyette başvurucuya, savunmasını hâkim önünde bizzat hazır bulunmak suretiyle veya avukatı aracılığıyla dile getirme imkânı tanındığı hâlde İnfaz Hâkimliğinin başvurucunun bu yöndeki talebini dikkate almaksızın şikâyetin esasını dosya üzerinden değerlendirerek karara bağlamasının başvurucunun sözlü yargılanma hakkına yapılan müdahaleyi kanunilik unsurundan yoksun bıraktığı belirtilerek başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (Talet Şanlı, §§ 48-69).
12. Her ne kadar Mahkemece başvurucunun sözlü savunma yapma talebinin reddedilmesinde salgın nedeniyle alınan tedbirlerin gerekçe olarak gösterildiği görülmekte ise de hukuk sisteminde, belirtilen sağlık tedbirleri kapsamında dahi anılan hakkın kullandırılabilmesi için elverişli yöntemlerin bulunduğu [Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kullanılarak duruşmaya katılımın sağlanması gibi] gözetildiğinde somut başvuruda, anılan kararda açıklanan gerekçelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
13. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
14. Başvurucu, ihlalin tespiti ile miktar belirtmeksizin maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
15. Tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). İhlalin tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin sözlü yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (E.2020/619, K.2020/1192) GÖNDERİLMESİNE,
E. Tazminata ilişkin taleplerin REDDİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.