logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Atika Vatan ve Şaban Vatan [GK], B. No: 2020/29242, 29/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

GENEL KURUL

 

KARAR

 

ATİKA VATAN VE ŞABAN VATAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/29242)

 

Karar Tarihi: 29/5/2025

R.G. Tarih ve Sayı: 1/9/2025 - 33004

 

GENEL KURUL

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Başkanvekili

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Başkanvekili

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucular

:

1. Atika VATAN

 

 

2. Şaban VATAN

Vekilleri

:

Av. Özlem Burçin ŞAHAN

 

 

Av. Kemal AYTAÇ

 

 

Av. Medine TURANTAYLAK ÖZKAÇMAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, şüpheli ölüm olayına ilişkin olarak yürütülen soruşturmanın etkisiz olması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/9/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

4. İkinci Bölüm, başvurunun Genel Kurul tarafından incelenmesine karar vermiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elde edilen veriler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucuların 16/10/2006 tarihinde dünyaya gelen ve ilköğretim 6. sınıf öğrencisi olan kızları R.N.V. 12/4/2018 tarihinde Giresun'un Eynesil ilçesindeki ikametgâhlarının önünde, yol üzerinde yerde yatar vaziyette ve yaralı olarak saat 17.15 sıralarında M.K. tarafından bulunmuştur. M.K.nın 112 Acil Servisi araması ile olay yerine gelen ambulans ilk müdahaleyi yapmış ve R.N.V.yi Görele Devlet Hastanesine götürmüştür. R.N.V. hastanede yapılan tıbbi müdahaleye rağmen aynı gün hayatını kaybetmiştir.

7. Kolluk kuvvetleri tarafından 12/4/2018 tarihinde saat 18.30'da düzenlendiği anlaşılan Olay Tutanağı'nda; Ö.D.nin 155 Polis İmdat hattını arayarak "Bir araç çocuğa çarpıp kaçmış, çocuk yerde yatıyor." şeklinde ihbarda bulunduğu, ihbar üzerine olay yerine intikal edildiği, olay yerine ulaşıldığında ambulansın çocuğu götürmekte olduğu, çocuğun R.N.V. olduğunun tespit edildiği, olay yerinde çocuğu yerde yatar vaziyette görenin A.A.A., 155 Polis İmdat hattını arayanın Ö.D. ve 112 Acil Servisi arayanın ise M.K olduğu, çocuğa çarpan aracı kimsenin görmediği, olay yerinde bulunan ve çocuğa ait olan 36 numara ayakkabının muhafaza altına alındığı, tanıkların polis merkezine intikal ettirildiği belirtilerek olay yeri inceleme ekibine bilgi verildiği kayıt altına alınmıştır. M.K. olayın hemen ardından alınan ifadesinde çeşmeden su almak için yürüdüğü sırada Şaban Vatan'ın (başvurucu) evine 100-150 metre mesafede iniltiler duyduğunu, sesin geldiği yöne hareket ettiğinde R.N.V.yi yerde yatar vaziyette gördüğünü, 112 Acil Servisi aradığını, kızın bağırıp feryat ettiğini ama konuşmadığını, herhangi bir yerde kan görmediğini, başvurucuların komşusu olan Ş.D.yi çağırdığını, Ş.D.nin kızı tanıyıp ailesine haber verdiğini, ambulansın gelip R.N.V.yi aldığını, civarda araç ya da başkaca şahıs görmediğini söylemiştir.

8. Olayın hemen akabinde emniyet birimleri, Görele Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) bilgi vermiştir. Başsavcılık delillerin toplanması yönünde talimat vermiş, olay yeri çevresinde ve bina içinde, ikametgâhta, binanın çatısında gözlem ve inceleme yapılmış; tanıklar araştırılmış ancak bu esnada görüntü kaydı yapılmamıştır. Olay yerinden temin edilen ve R.N.V.nin üzerinden çıkanların not edildiği muhafaza kayıtlarında toplanan bulgulara yer verilmiştir. Tutanaklarda R.N.V.nin kıyafetleri, ayakkabıları yer almakla birlikte ayağından çıkan çoraplar tutanaklara kaydedilmemiştir. Aynı gün saat 23.50'de düzenlenen tutanakta binanın çatı/teras katında girişe göre sağda, duvara yaslanmış vaziyette, R.N.V.ye ait pembe renkli bez okul çantası bulunduğu, çantanın incelenmesi sonucu içinden okul kitaplarının, kalem kutusunun, okul malzemelerinin ve ayrıca "Bunları Kimseye Anlatmamıştım" isimli romanın çıktığı kayıt altına alınmıştır.

9. Olay yeri inceleme ekibinin olay günü saat 18.50'de başladığı ve saat 23.00 sıralarında bitirdiği inceleme sonucu düzenlediği 13/4/2018 tarihli olay yeri inceleme raporunda; başvurucunun ikametgâhının bulunduğu binanın en alt katında yer alan, yine başvurucuya ait olan işyerinin önünde R.N.V.nin duvara 1,5 metre mesafede yerde yatar vaziyette M.K. tarafından bulunduğu ve 112 Acil Servisin arandığı, çocuğun hastaneye kaldırıldığı ancak hayatını kaybettiği, adli muayene sonucu çocuğun her iki ayağında kırık, sol topuk kısmında kırık ve yarık (patlama) olduğu, çocuğun ikamet ettiği binanın Başsavcılık talimatı ile incelendiği, ikametgâhta ve çocuğun odasında şüpheli bir durum, not vs. olmadığı, çocuğa ait olan pembe renkli bez çantanın binanın çatı katında, girişe göre sağda ve yerde bulunduğu, çantanın içinden okul kitaplarının, kalem kutusunun, okul malzemelerinin ve "Bunları Kimseye Anlatmamıştım" isimli kitabın çıktığı, kitabın Ayşe'nin intiharının anlatıldığı 53. sayfasının ataşla tutturulmuş olduğu belirtilmiştir. Raporun devamında çatının dört bir yanının/kenarlarının 10 cm tuğla ile çevrildiği, çatıda çimento torbaları olduğu, çatı ve zemininin yerden 14,5 metre kadar yüksekte olduğu, çatı ile binanın zemin katında bulunan ve üzeri çinkoyla kaplanmış olan işyeri çatısı arasındaki mesafenin 8 metre olduğu, işyeri çatısı üzerine herhangi iz veya çökme bulunmadığı, işyeri çatısının zeminden 6,80 metre yüksekte olduğu, çocuğun hastanede bulunan sol ayakkabısının içinde bir miktar kan olup ipliklerinin ve kenarının kesik olduğu, tabanında bir miktar beyaz toz (çimento vb.) bulunduğu, kesiklerin sağlık ekibi tarafından acilde yapıldığının anlaşıldığı, okul kıyafetlerinde ıslaklık, çamur, yeşil çimen izi bulunduğu, eşyaların emniyet birimine teslim edildiği, kaza veya intihar ile ilgili somut delile rastlanmadığı belirtilmiştir. Olay yeri inceleme ekibi tarafından olay yeri fotoğraflanmış, olay yerinin krokisi çıkarılmış, delil listesi hazırlanmıştır. Söz konusu belgelere göre binanın en alt katında yer alan, R.N.V.nin hemen önünde yatar vaziyette bulunduğu başvurucuya ait olan işyerinin çatısı (sundurma) bina duvarından ileriye doğru 4,30 metre çıkıntı oluşturmaktadır.

10. 12/4/2018 tarihinde saat 21.00'de düzenlenen ölü muayene raporunda; R.N.V.nin baş bölgesinde kırık tespit edilmediği, el ve kol bölgelerinde abrazyon (sıyrık, aşınma) ve ekimotik alanlar bulunduğu, sağ bacak arkasında çok sayıda abrazyon tespit edildiği, sağ ayak bileğinde 5 cm açık kırık dışında başka travmatik bulgu tespit edilmediği, göbek bölgesinde 4 cm abrazyon ve sol memede şişlik görüldüğü, ayaklarda açık kırık kaynaklı kanamanın olması gerekenden az olduğu, ateşli/delici silah yaralanmasına rastlanmadığı, genital, anal bölgede herhangi bir patolojik durum bulunmadığı, belirlenen durumlar dışında vücutta sürüklenmeye veya yüksekten düşmeye bağlı herhangi bir patolojik bulguya rastlanmadığı, ölüm sebebinin klasik otopsi işlemi ile anlaşılabileceği belirtilmiştir. Bu süreçte R.N.V.den alınan örnekler (kıyafetler dâhil) üzerinde yapılan biyolojik inceleme sonucu sperm örneğine rastlanmamıştır. Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 28/8/2018 tarihli otopsi raporunda; vücutta uyuşturucu madde bulunmadığı, biyolojik inceleme sonucu genital bölgede sperm hücresine rastlanmadığı, ölümün genel beden travmasına bağlı omur, kalça ve etraf kemik kırıklarıyla beraber iç organ yaralanmasına bağlı olarak meydana geldiği ifade edilmiştir.

11. Olayın akabinde emniyet birimleri tarafından tutulan ve araştırmaların devam ettiğinin belirtildiği tutanakta daha önce yer verilen tespitlere ek olarak binanın en alt katındaki işyerine ait çatının (sundurma) varlığı nedeniyle R.N.V.nin binanın çatısından atlayarak işyerinin çatısına çarpmadan aşağıya/yola düşmesinin mümkün olmadığının değerlendirildiği, işyeri çatısında itfaiye ekiplerinin yardımıyla yapılan inceleme sonucu herhangi bir ezilme, deformasyon veya kan izi, doku, elbise parçası vs. tespit edilmediği, ayrıca binanın batı yönünde, yan tarafında bulunan yeşil otlar üzerinde ezilme tespit edildiği ancak bu bölgede kan veya sürtünme izi gözlemlenmediği, bu alanın R.N.V.nin bulunduğu yere 15 metre mesafede ve biraz yüksek bir yer olduğu, çalı ve fındık ağaçları bulunduğu, binanın etrafında olay yerini uzaktan olsa bile gören kamera kayıt sistemi bulunmadığı belirtilmiştir (Kamera kaydına ilişkin bu husus farklı tarihlerde tutulan araştırma tutanakları ile de kayıt altına alınmıştır.). Ayrıca R.N.V.nin olay günü saat 16.30 sıralarında okuldan iki arkadaşıyla ayrıldığı, önce çarşıdaki bir markete, ardından bir arkadaşının evinin önüne, akabinde de annesinin çalıştığı eczaneye gittiği, annesinden arkadaşlarıyla oynamak için izin istediği, en son Ören yolu üzerinde bir marketin köşesinde tek başına dondurma yerken görüldüğü hususlarının yapılan araştırma ile tespit edildiği ifade edilmiştir.

12. Emniyet birimleri tarafından düzenlenen 15/5/2018 tarihli Araştırma Tutanağı'nda, Ören yolu ile ev arasındaki bölgede kamera kayıt sistemi olmaması nedeniyle bu bölgede neler yaşandığının tespit edilemediği, R.N.V.nin en son Ören yolu kavşağından tek başına dondurma yiyerek ikametgâhına doğru giderken görüldüğü, çevrede yapılan inceleme sonucu başvurucunun ikametgâhına yakın bir yerde evleri olan N.O. ve G.O. ile yapılan şifahi görüşmede R.N.V.yi olay günü saat 17.00 sıralarında ikametgâhlarının bulunduğu yerde merdivenlerde gördüklerini beyan ettikleri ifade edilmiştir. Tutanağın devamında R.N.V.nin okulunda yapılan araştırma sonucu sınıf öğretmeni O.A.nın R.N.V.den çalışkan, neşeli, şakacı bir kız çocuğu olarak bahsettiği, kendi yaş seviyesinin üzerindeki kitapları okumaya meraklı olduğunu söylediği belirtilmiştir. R.N.V.nin olay gününden bir gün önce raporlu olduğunun ve olay günü okula geç geldiğinin belirtildiği tutanakta ayrıca rehber öğretmen S.Ö. ile yapılan görüşme sonucu R.N.V.nin esprili bir çocuk olmakla beraber yaş grubunu aşan kitaplar okumaya meraklı olduğu, internet üzerinden "Criminal Case" (ceza davası) isimli oyunu oynadığı, arkadaşları arasında "Siyahın Buruk Tebessümü" isimli intihar ve cinayet konularını içeren kitaptan bahsettiği, ayrıca R.N.V.nin arkadaşlarına "Ben ölsem cenazeme gelir misiniz, cenazem kalabalık olur mu?" şeklinde sorular sorduğu hususlarının tespit edildiği kayıt altına alınmıştır.

13. Emniyet birimleri tarafından ilçedeki kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen tutanaklarda; R.N.V.nin olay günü saat 16.35 sıralarında yanında arkadaşları K.N.C. ve G.N.S. ile markete girdiği, dondurma aldığı, saat 16.38'de marketten ayrıldıkları, Şehit Necdet Meme Caddesi üzerinde yürüdükleri, yedikleri yiyeceklerin paketlerini çöp kutusuna attıkları, saat 16.39 itibarıyla aynı cadde üzerinde bir binaya girdikleri, kısa bir süre sonra (13 saniye) binadan çıktıkları, saat 16.42'de Şehit Rasim Köse Caddesi'ne girdikleri, cadde üzerinde bir süre oyalandıktan sonra R.N.V.nin annesinin çalıştığı eczaneye girdikleri, saat 16.49'da R.N.V.nin elleri cebinde ve tek başına Şehit Rasim Köse Caddesi üzerinde halı saha yönüne doğru yürüdüğü, kamera görüş açısından çıktığı kayıt altına alınmıştır. Ayrıca tutanakta Vatan Apartmanı'nı gören ya da R.N.V.nin tek başına gittiği istikamette görüntü kaydı yapan başkaca kamera tespit edilmediği ifade edilmiştir.

14. Başsavcılık tarafından Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trabzon Grup Başkanlığına (Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı) yazılan müzekkere ile R.N.V.nin emanete alınan kıyafetleri ve ayakkabıları üzerindeki yeşil, beyaz izlerin hangi maddelerden bulaşmış olabileceğinin tespiti için inceleme yapılması talep edilmiştir. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı tarafından sunulan 6/9/2018 tarihli yazıda talep edilen analizin laboratuvarlarında yapılamayacağı, istenen tespitin yapılıp yapılamayacağı net olmamakla beraber Ankara Polis Kriminal Laboratuvarlarından bilgi sorulabileceği açıklanmıştır. Başsavcılık 24/9/2018 tarihli müzekkereyle 9/5/2018 tarihli talebi Ankara Kriminal Daire Başkanlığı nezdinde tekrar etmiştir. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 13/11/2018 tarihli uzmanlık raporunda; gönderilen materyallerin bazılarında (kot ve kazak) kimyasal inceleme yapılmasına karşın olayı aydınlatmaya katkı sunacak madde kalıntısı elde edilemediği, diğer materyallerde (ayakkabı, diğer kıyafetler) kimyasal incelemeye uygun kalıntıya rastlanmadığı bildirilmiştir.

15. Başvurucunun ikametgâhının olduğu bölgede, ikametgâha 300 metre mesafede yer alan, olayla ilgili veri sağlayabileceği değerlendirilen ve hakkında yıkım kararı bulunan metruk iki katlı binanın Başsavcılık talebi ile yıkımı durdurulmuş; binada 27/9/2018 tarihinde inceleme yapılmıştır. Beş bölmeden oluşan metruk binanın ilk iki bölümünün ahır olarak kullanıldığı değerlendirilmiş; ilgili yerlerde odun, talaş, saman parçaları tespit edilmiştir. Kullanılmış iki kurşun kalem, bir metal rozet tutacı bulunan ve biyolojik numune araştırması yapılan binadan delil olabilecek materyal (peçete, kırmızı lekeli bez parçası), tespit edilebilen svap örnekleri ve bir miktar talaş saman karışımı alınmıştır. Söz konusu bulgular (peçete, bez parçası ve svap) için Ankara Kriminal Polis Laboratuvarında inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 4/12/2018 tarihli raporda bez ve peçetelerde kan olabilecek leke bulunmadığı, svap örneklerinin genetik analize cevap vermediği, peçetelerde ise vücut sıvısı örneklerinin birbiriyle uyumlu olduğu ve kadın genotip özelliği gösterdiği ifade edilmiştir.

16. Başvurucu; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesine sunduğu 5/9/2018 tarihli dilekçeyle -olaya ilişkin otopsi raporu, tıbbi belgeler, olay yeri inceleme raporu, ölü muayene tutanağı gibi belgeleri de ekleyerek- kızının ölüm sebebi hakkında uzmanlık raporu düzenlenmesini talep etmiştir. Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlendiği anlaşılan, soruşturma dosyasında mevcut tıbbi raporlara dayanan kırık ve lezyonların detaylı olarak aktarıldığı 17/9/2018 tarihli raporda literatür uyarınca trafik kazalarına bağlı yaya ölümlerinin en çok R.N.V.nin içinde bulunduğu yaş grubunda meydana geldiği, trafik kazalarında meydana gelen tipik kırıkların R.N.V.deki kırıklarla örtüştüğü, trafik kazalarında meydana gelen başta tipik bulgunun kalça bölgesinde meydana gelen hematom olduğu ve bu hematomun ölü muayene raporuna göre R.N.V.de de bulunduğu, R.N.V.de -ölü muayene raporu ve otopsi raporuna göre- saptanan bulgulara göre ölümün trafik kazasına bağlı çarpma nedeniyle meydana gelmiş olabileceği kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.

17. Ayrıca süreç içinde R.N.V.den alınan numuneler (kan, el, tırnak, genital sürüntü) üzerinde genetik inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 12/10/2018 tarihli raporda R.N.V.den alınan örneklerde (genital sürüntü ile kazak, iç çamaşırı, yelek, pantolon, ayakkabıdan alınan kan örnekleri, sağ ve sol el tırnak) sadece kendisinin DNA'sına rastlandığı ancak sol el bir tırnak ve kolsuz yelek örneğinde en az biri erkek olacak şekilde birden fazla şahsa ait olabilecek karışık DNA profili elde edildiği, bu karışık örneğin R.N.V.nin de DNA profilini içerdiği belirtilmiştir.

18. 31/10/2018 tarihinde olay yerinde keşif yapılmıştır. Keşif esnasında olayın tanıkları ile adli tıp uzmanı bilirkişi ile fizik mühendisi bilirkişi olay yerinde hazır bulunmuştur. Keşif esnasında olayın tanıklarının beyanı alınmış ve tutanağa işlenmiştir. Buna göre başvurucunun komşusu olan Ş.D. olay günü M.K.nın çağrısı üzerine dışarı çıktığını belirterek R.N.V.yi gördüğü yeri tarif etmiş; devamında R.N.V.nin yerde duruş pozisyonunu anlatmış ve ayağından çıkmış olan tek ayakkabının ayak hizasında yerde durduğunu belirtmiştir. Ayrıca R.N.V.nin pantolonunda, kaval kemiği hizasında talaş tozları olduğunu, elbiselerinde yırtık olmadığını, kafasında da toka benzeri bir şey görmediğini beyan eden Ş.D. çocuğu yerde görünce yüzüne su serptiğini, bu nedenle ıslaklık oluştuğunu, olayın olduğu saatlerde herhangi bir düşme sesi duymadığını belirtmiştir. Saat 23.00 civarında çocuğun çantasının bulunduğunun söylenmesi üzerine çatıya çıktıklarında girişe göre sağ tarafta çantayı gördüğünü, bir polis memurunun çantayı aldığını belirten Ş.D. başvurucu vekilinin sorusu üzerine kendisinin değil ancak mahalleden tam hatırlayamadığı bir kişinin olayın olduğu saatlerde mahalleden Fiat Doblo marka siyah bir aracın geçtiğini söylediğini ifade etmiştir. M.K. olaydan hemen sonra alınan ifadesine (bkz. § 7) koşut beyanda bulunmuş ve olay olduğu vakitte araç görmediğini, düşme sesi, gürültü duymadığını ifade etmiştir. Ambulans şoförü M.Y. beyanında olay yerine geldiklerinde çocuğun hayatta olduğunu belirterek çocuğu aldıkları yeri göstermiş, çocuğu ilk gördüğünde kan ya da ıslaklık bulunmadığını ancak çocuğun başından ayağına kadar hızar tozu bulaştığını gördüğünü, hızar tozunu başvurucunun talebi üzerine daha önce birlikte gittikleri, başvurucunun evine yakın olan bölgedeki metruk binada da gördüğünü belirtmiştir. R.N.V.nin amcasının eşi olan ve aynı binada ikamet eden G.V. ise saat 17.00 civarında mutfak camını kapatırken aşağıda koşuşturmaları görüp aşağıya indiğini, R.N.V.nin üzerinde kan ya da ıslaklık görmediğini, saçında toka olmadığını, o sırada Ş.D.nin R.N.V.nin yüzüne su serptiğini, M.K.nın ambulansı aradığını, R.N.V.nin paçalarında talaş tozu gördüğünü, bu nedenle birinin araçla çarpıp buraya bıraktığını düşündüğünü, saat 22.45 civarında akrabası H.K.nın kendisine R.N.V.nin çantasının çatıda durduğunu söylediğini, çatıya çıktıklarını, çatıda A.Y., H.K. ve N.U.nun da (R.N.V.nin dayısı) olduğunu, saat 23.00 sıralarında da polisin çatıya çıkıp çantayı aldığını hatta kendisinin polise "Neden bu saate kadar çantayı bulamadınız, burada daha önce fotoğraf video kaydı yapmadınız mı?" diye çıkıştığını, polisin ise "Çanta aramıyorduk, gözümüzden kaçmış olabilir." şeklinde cevap verdiğini söylemiştir. A.Y. ise keşif sırasındaki beyanında başvurucuyu esnaf olması nedeniyle tanıdığını, olay olduktan sonra, saat 22.30 sıralarında olay yerine gittiğini, N.U. ve S.B. ile çatıya çıktıklarını, çatı girişine göre sağda, fermuarı kapalı hâlde çantayı görüp polise haber verdiklerini, polisin gelerek çantayı aldığını, sandalye üzerine koyup fotoğrafladığını belirtmiştir.

19. Keşif esnasında çatıdan belirli bir ağırlıktaki çuval R.N.V.nin bulunduğu yere doğru ivme kazandırılarak (sallanarak) atılmış ve çuval en alt kattaki işyerinin çatısının ucuna çarparak çatının uç kısmını kırmış, gürültülü bir şekilde yere düşmüştür. Tanıkların beyanına göre keşif esnasında ayrıca basit krokiler de oluşturulmuştur.

20. Keşfe katılan fizik mühendisinin sunduğu 28/11/2018 tarihli raporda, R.N.V.nin kendisini bırakarak düşmesi hâlinde sundurmaya çarpacağı ancak 11,3 km/saat hızla atlaması hâlinde sundurmaya çarpmayacağı, fiziksel özellikleri itibarıyla bu hıza ulaşmasının orta olasılıkla mümkün olduğu ifade edilmiştir.

21. Görele Sulh Ceza Hâkimliği (Sulh Ceza Hâkimliği) Başsavcılığın talebi doğrultusunda sosyal medyada, yazılı ve görsel basında soruşturma içeriğine dâhil bazı bilgi ve belgeler paylaşıldığı için soruşturmanın selameti açısından bu durumun engellenmesi adına olayla ilgili olarak 14/11/2018 tarihinde yayın yasağı kararı almıştır.

22. Başsavcılık 14/11/2018 tarihinde Giresun Adli Tıp Şube Müdürlüğünden eldeki veriler çerçevesinde ölüm sebebinin trafik kazası mı, yüksekten düşme mi olduğunun tespiti için rapor tanzim edilmesi yönünde talepte bulunmuştur. Giresun Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 18/1/2019 tarihli uzmanlık raporunda öncelikle yüksekten düşme, trafik kazası gibi genel beden travması türündeki ağır yaralanmalarda vücutta oluşan lezyonların benzer mekanizmalarla oluşan ve künt travmatik niteliğinde olan yaralanmalar olduğu,genel beden travması yaratan tüm olayların aynı şekilde etki edeceği belirtilmiş ve trafik kazası ile yüksekten düşmenin etkilerine ilişkin teknik açıklamalarda bulunulmuştur. Buna göre trafik kazalarında yavaş çarpmalarda (20 km/h dan düşük bir hız) yayanın aracın önüne düşeceği, künt travmaya bağlı, ekimoz, sıyrık, kemik kırığı vb. her türlü yaranın oluşabileceği, yavaş hızla çarpmalarda asıl yaralanmanın diz altı ve diz seviyesinde meydana geleceği, orta hızlı çarpmalarda (20-40 km/h) ise yayanın ayaklarının yerden kesileceği, kalçası ile kaputa, kafası ile ön cama çarpacağı, camın kırılmasına bağlı yaralanmalar olabileceği, çarpmanın etkisiyle savrulma neticesinde ikincil yaralar veya aracın önüne düşme neticesinde ezilerek ikincil yaralanmalar meydana gelebileceği ifade edilmiştir. 60 km ve üzerindeki hızlarda çarpmalarda yayanın kalçası ile kaputa, kafası ile ön cama çarptıktan sonra aracın önüne veya yanına savrulabileceği, aracın üzerinden arkaya doğru fırlayabileceği vurgulanmıştır. Trafik kazalarında çarpılan bölgede parçalı kemik kırıkları ve çevre yumuşak dokularda sıyrık, ekimoz, hematom, yırtıklar meydana geleceği, karşılaşılan genel beden travmalarındaki özel lezyonların aracın tampon, far, radyatör, kaput vb. kısımlarının çarpma neticesinde vücutta oluşturduğu şekilli ekimozlar olacağı belirtilerek şahsın üzerinden araç geçmesi durumunda lastik izlerine bağlı lezyonların cilt üzerinde görülebileceği ifade edilmiştir. Yine trafik kazalarında sık karşılaşılan ve diz/diz altı bölgede görülen kemik kırıklarının (tampon kırıkları), kalça bölgesinde görülen hematomun, saçlı deride ve yüz bölgesinde künt travmatik yaraların, cam kesikleri ve kafatası kırıklarının tipik belirtiler olduğu, yüksekten düşme şeklinde gerçekleşen genel beden travmalarında ise vücut eksenine dik etki yapan kuvvetlere bağlı olarak alt ekstremitelerde (ayak bilekleri, ayak ve bacak kemikleri), açık kapalı parçalı kırıklar ve vertebrada görülen kompresyon kırıklarının tipik olduğu vurgulanmıştır. Raporun sonuç kısmı şöyledir:

"Trafik kazası ve yüksekten düşme şeklinde gerçekleşen, genel beden travması olarak adlandırılan, ağır travmalarda, vücutta oluşan hasarın, benzer mekanizmalarla oluşması sebebiyle, yaralanmanın trafik kazasına mı yüksekten düşmeye mi bağlı oluştuğu ayrımının tipik lezyonların tespiti ile mümkün olabileceği,söz konusu olgunun, ölü muayene ve otopsi işlemleri sırasında saptanan travmatik değişikliklerin; yara yeri ve özellikleri dikkate alındığında, yeniden canlandırma işlemi sırasında oluşması mümkün lezyonlarda dâhil olmak üzere iç organ yaralanmalarının her iki durumda da meydana gelebilecekleri, trafik kazası şeklinde görülen genel beden travmalarında görülmesi beklenen, birincil ve ikincil lezyonlar, diz altı bölgede tibia ve fibula kemiklerinde, tampon kırıkları, şekilli ekimozlar gibi tipik lezyonların tespit edilmemiş olması; özellikle ayak bileklerinde ciltte yırtılma şeklinde hasara yol açan açık kemik kırıkları, femur boyun kırığı, pelvis kırıkları ve lomber vertebrada kompresyon kırığı ve medulla spinalis hasarı gibi yüksekten düşmeye bağlı travmalara ait tipik lezyonların görülmesi sebebiyle, [R.N.V.nin] ölümünün yüksekten düşmeye bağlı genel beden travması neticesinde meydana gelmiş olabileceği kanaatini bildirir rapordur."

23. Soruşturma sürecinde R.N.V.nin kişisel bilgisayarı da teslim alınarak teknik incelemeye tabi tutulmuştur. Teknik inceleme sonucu düzenlenen 5/2/2019 tarihli raporda R.N.V.nin bilgisayarında intihar, intihara teşvik, atlama, uzağa atlama, cinsellik, korkutma, ruhsal çöküntü konularına ilişkin olabilecek veya suç teşkil edebilecek resim, video, doküman bulunmadığı belirtilmiştir.

24. Başsavcılık 28/3/2019 tarihli müzekkere ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığından ölümün neden kaynaklandığı (trafik kazası/yüksekten düşme), R.N.V.nin binanın çatısından en alt katta yer alan işyerinin çatısına çarpmadan atlamasının mümkün olup olmadığı, bu şekilde bir atlayış mümkün ise yaralanmanın ne şekilde oluşacağı hususlarında rapor hazırlanmasını talep etmiştir. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 10/4/2019 tarihli raporda; çocuğun ölümünün genel beden travmasına bağlı omur, pelvis ve ekstremite kemik kırıkları ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, adli dosyada kayıtlı bilgiler, olay yeri inceleme bulguları, çocuğun yaralı olarak bulunduğu ortam, bulunuş şekli, ölü muayene ve otopsisinde tespit edilen ve çocuğun ölümüne neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri, ağırlıkları (her iki ayakta yumuşak dokularda yırtıklar olması, ayak topuk kemik kırıkları bulunması, vücudun diğer bölgelerinde tespit edilen kırıkların özellikleri itibarıyla ayaklar üzerine yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olması) dikkate alındığında bu verilerin olay yeri inceleme raporunda özellikleri belirtilen apartmanın çatısından düşmekle husulünün mümkün olduğu, apartmanın çatısından koşarak aşağıya atlaması durumunda söz konusu sundurmaya çarpmadan düşebileceği, ölümünün trafik kazasına bağlı olmadığı kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir.

25. Başsavcılık 6/4/2019 tarihli müzekkere ile Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığından metruk binada bulunan peçete üzerinde Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 4/12/2018 tarihli raporla tespit edilen kadın genotip özelliği gösteren örneklerin R.N.V.ye ait olup olmadığının kan örneği üzerinden incelenmesini istemiştir.

26. Sulh Ceza Hâkimliği 15/4/2019 tarihinde, R.N.V.nin akrabaları olan ve haklarında şüphe oluştuğu değerlendirilen G.V. ile M.V.nin 12/4/2018 tarihi saat 08.00 ile 14/4/2018 tarihi saat 08.00 arası GSM kayıtlarının incelenmesine, ayrıca aynı şahısların iki ay süreyle GSM iletişimlerinin kayıt altına alınmasına ve dinlenmesine karar vermiştir. Bununla birlikte aynı gün soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceğinden müdafilerin, müştekilerin ve şüphelilerin dosyayı inceleme, örnek alma yetkisinin kısıtlanmasına ancak bu kısıtlamadan yakalanan kişi ya da şüphelinin ifadelerinin, bilirkişi raporlarının ve hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlerle ilgili tutanakların ayrı tutulmasına karar vermiştir. Söz konusu kısıtlılık kararı Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 24/4/2019 tarihinde kaldırılmış ancak aynı gün verilen kararla yeniden kısıtlılık kararı alınmıştır. Son olarak 8/11/2019 tarihinde kısıtlılık ve yayın yasağı kaldırılmıştır.

27. Başsavcılık 19/4/2019 tarihinde G.V. ve M.V.nin oğlu M.B.V.nin, A.N.nin, G.S.nin ve İ.S.nin iletişim bilgilerinin tespiti için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığına (BTK) müzekkere yazmıştır. Emniyet ve adliye görevlileri tarafından tutulan 9/5/2019 tarihli tutanaktan R.N.V.ye ait olan ve emanete alınan günlüğün iki sayfasının yırtık olduğu, orta sayfalarında iki saç telinin bulunduğu ve durumun Başsavcılığa bildirildiği anlaşılmıştır.

28. Başsavcılık 29/4/2019 tarihli yazıyla Adli Tıp Kurumundan R.N.V.nin ikamet ettiği binanın yan tarafındaki yeşillik alana düşmesi hâlinde bulunduğu yere sürünerek gelmesinin mümkün olup olmadığı ve her iki ayakta kırık bulunmasına karşın kanamanın neden az olduğu hususlarında görüş bildirmesini istemiştir. Başsavcılık ayrıca 14/5/2019 tarihinde Adli Tıp Kurumuna yazdığı yazıyla R.N.V.nin dirseklerinden güç alarak ilerleyip ilerleyemeyeceği, mevcut yaralanması ile ne kadar mesafe gidebileceği hususlarında bilgi talep etmiştir.Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp 3. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 25/7/2019 tarihli mütalaada otopside tespit edilen travmatik değişimlerin (bel omurlarında kompresyon kırığı, talus ve kalkaneus kırıkları, femur tibia kırıkları, sakrıiliak alanda ileumda kırıklar) ayaklar üstüne yüksekten düşme sonucu oluşan tipik bulgular olduğu, çocuğun ölümünün yüksekten düşmeye bağlı olarak gerçekleştiği, ayaklarda mevcut yaralanmada herhangi bir büyük damar patlaması bulunmadığından kanamanın az olabileceği, otopside tespit edilen travmatik değişimler, ilk müdahalede kayda geçen veriler ve ölüm sebebi dikkate alındığında çocuğun mevcut yaralanması ile binanın yanındaki yeşil alandan bulunduğu yere kadar sürünerek gelmesinin tıbben mümkün olduğu ifade edilmiştir.

29. Sulh Ceza Hâkimliği 15/5/2019 tarihinde başvurucunun ikametgâhının bulunduğu apartmanda arama yapılmasına karar vermiştir. Emniyet birimleri tarafından ilgili alanda aynı gün inceleme yapıldığı, basit kroki çıkarıldığı ve gerek terasta gerekse bina içinde ölçümlerin/incelemelerin yapılarak kayıt altına alındığı anlaşılmaktadır.

30. Başsavcılık 15/5/2019 tarihinde R.N.V.nin kıyafetlerinde sürtünmeden kaynaklanan aşınma, çimen, toz bulunup bulunmadığının, ayakkabılarında çimento, çimen izi olup olmadığının, R.N.V.ye ait defter (günlük) ve kitaplarda parmak izi, biyolojik örneğin araştırılmasını Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünden talep etmiştir. Süreçte ilçe merkezinde çekim yapan kameralardan alınan görüntülerin Başsavcılığa sunulduğu görülmüştür.

31. Başsavcılık talimatıyla ifadelerde geçen ve G.S.ye ait olduğu anlaşılan Fiat Doblo marka siyah araç 23/4/2019 tarihinde oto ekspertiz incelemesine tabi tutulmuş; aracın kaportasında boya, onarım, düzeltme olmadığı tespit edilmiştir. Söz konusu aracın olay günü Eynesil ilçesinde dahi olmadığı trafik kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Ayrıca Görele yolunu kullanan beton araçları hakkında da araştırma yapıldığı,araçların yükseklikleriyle R.N.V.nin yaralanmalarının uyumlu olmadığının değerlendirildiği görülmüştür.

32. Giresun Emniyet birimleri 17/5/2019 tarihli yazıyla Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden Başsavcılığın talebi doğrultusunda çanta, kıl örnekleri üzerinde genetik inceleme yapılması, kıyafetler ve ayakkabı üzerinde kan, sürtünme izi, çimen, toprak lekesi araştırması yapılması talebinde bulunmuştur.

33. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığının 21/6/2019 tarihli raporunda; metruk binada bulunan peçete parçalarında başka bir kadına ait DNA tespit edildiğini, bu kadın DNA profilinin daha önce 12/10/2018 tarihli raporla tespit edilen karışık DNA örneğine dâhil olmadığını, metruk binadaki gazete ve kumaş parçasından DNA örneği tespit edilemediğini, sunulursa söz konusu DNA örneklerinin olası şüpheli örnekleriyle karşılaştırılabileceğini bildirmiştir. Başsavcılık, R.N.V.yle olay günü teması olan olası şüpheli kişilerin örnekleriyle söz konusu DNA örneklerinin karşılaştırılması için talepte bulunmuştur. Ayrıca 12/10/2018 tarihli raporda tespit edilen karışık DNA örneğinde olası şüphelilerin (teması olan akraba vs.) DNA örnekleri olup olmadığı yönünde inceleme yapılmasını talep etmiş, olayla ilgisi olan yirmiden fazla kişinin HTS kayıtlarının incelenmesi için BTK'ya 9/7/2019 tarihinde müzekkere yazmıştır.

34. Trabzon Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü, R.N.V.ye ait pembe çanta üzerinde parmak izi araştırması yapmış ancak 8/7/2019 tarihli uzmanlık raporunda bir bulguya rastlanmadığı bildirilmiştir. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 24/5/2019 tarihli uzmanlık raporundaR.N.V.ye ait pemde renkli çanta üzerinde kan örneğine rastlanmadığı, çantadan alınan örneklerin genetik incelemeye cevap vermediği, ayakkabı ve pantolondan alınan kan örnekleri ile günlükten çıkan kıl örneklerinin genetik açıdan uyumlu olduğu ve kadın genotip özelliği gösterdiği belirtilmiştir. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 19/6/2019 tarihli uzmanlık raporunda ise metruk binada bulunan çorap ve ıslak iki mendil üzerinde kan örneği bulunamadığı, biyolojik sıvıların ise genetik incelemeye cevap vermediği kayıt altına alınmıştır.

35. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 30/7/2019 tarihli uzmanlık raporunda R.N.V.nin okul üniforması ve kolsuz yelek üzerindeki izlerin (kan) genetik açıdan daha önce 24/5/2019 tarihli raporda (bkz. 34) tespit edilen (günlükteki kıl ve pantolondaki kan) örneklerle uyumlu olduğu ve kadın genotip özelliği gösterdiğinin tespit edildiği ifade edilmiştir.

36. Başsavcılık, ambulans ve hastane kamera kayıtlarını elde etmek için 2019 yılında girişimde bulunmuş ise de kayıtların geçmişe yönelik olarak silinmesi, cihazlardaki teknik kapasite/hafıza yetersizliği gibi sebeplerle bu girişimden sonuç alamamıştır.

37. Başvurucunun akrabaları M.V. ve G.V.nin olayın ardından yaptığı telefon görüşmelerine (iki aylık süre ve uzatım dâhilinde) ilişkin tape kayıtlarının düzenlendiği ve soruşturma dosyasına dâhil edildiği görülmüştür. Tape tutanaklarından M.V. ve G.V.nin pembe çantanın bulunduğu ana ilişkin olarak konuştukları ve başvurucuyu eleştirerek kendilerine doğru olmayan ithamlarda bulunduğunu söyledikleri, Hacettepe Üniversitesinden alınan rapor üzerine başvurucunun soruşturma dosyasındaki avukatı hakkında konuştukları (olay anına, olayı aydınlatacak bir bilgiye ya da suç delilini saklayacak bir eyleme ilişkin konuşma yapılmadığı) anlaşılmıştır.

38. Giresun Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 5/7/2019 tarihli uzmanlık raporuna göre R.N.V.nin çantasından çıkan "Bunları Kimseye Anlatmamıştım" isimli romanın üzerinden ve sayfalarından elde edilen parmak izleri veri tabanında bulunmamaktadır. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarının 13/8/2019 tarihli raporunda ise R.N.V.den alınan kolsuz yelek, pantolon, spor ayakkabı ve okul üniformasından uygun nitelikte veri (toprak vb.) elde edilemediği için bina incelemesinde elde edilen beton parçası, toprak, kum, katran karışımı maddelerle karşılaştırılamadığı, R.N.V.ye ait eşyalar üzerinde çimen lekesi olup olmadığı yönünde ise uzmanlık alanı dışında olduğundan değerlendirme yapılamadığı bildirilmiştir.

39. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 26/8/2019 tarihli raporda R.N.V.ye ait kolsuz yelek, sol el tırnak üzerinden alınan numuneler ile metruk binada bulunan peçetelerden alınan biyolojik numunelerin şüpheli olabileceği değerlendirilen kişilerden (olayla ilgisi olan akraba vb.) alınan numunelerle örtüşmediği kayıt altına alınmıştır.

40. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 7/8/2019 tarihli uzmanlık raporuna göre R.N.V.nin kıyafetleri, üzerindeki izler yönünden incelenmiştir. Buna göre okul üniformasının sağ kol ve sağ omuz bölgesinde noktasal dağılımlı kan lekeleri tespit edilmiştir. Raporda; okul üniformasının sağ kol ve pantolonun sağ bacak bölgesinde tespit edilen izlerin keskin kırışıklıklar, katlama izleri, sınıfsal özellikte desen gibi sebeplerle araç lastik izi olabileceği ancak kıyafetler diğer kıyafetlerle temas ettiği ve olay tarihinin üzerinden zaman geçtiği için olası tozların kaybolma ihtimali gibi olumsuz etkenler nedeniyle kesin bir sonuç alınmasının mümkün olmadığı belirtilerek otopsi fotoğraflarında kıyafetlerde iz tespit edilen bölgelere denk gelen vücut bölümlerinin karşılaştırılmasının faydalı olacağı görüşü açıklanmıştır. Ayrıca ayakkabılarda ve kapüşonlu kıyafette incelenebilir iz bulunmadığı da kayıt altına alınmıştır.

41. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığının 27/8/2019 tarihli raporu ile metruk binada bulunan peçete, biyolojik numune (svap) örneklerinin birbiriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı tarafından 4/9/2019 tarihinde düzenlenen raporda da metruk binadan elde edilen (peçete, bez) kadın genotip DNA profilinin R.N.V.nin sol el tırnağından ve kolsuz yeleğinden elde edilen karışık DNA profili ile uyuşmadığının tespit edildiği ifade edilmiştir.

42. Başsavcılık, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne yazdığı 23/8/2019 tarihli müzekkereyle uzmanlık raporlarında farklı bulgular tespit edildiğini, daha önce incelemeye konu olan okul yeleğinde iz saptandığının ifade edilmediğini, kıyafetlerdeki lastik izi olabileceği değerlendirilen izlerin vücuda denk gelen bölgelerinde otopsi sırasında iz gözlemlenmediğini belirterek uzmanlık raporlarının, otopsi raporunun ve diğer verilerin yeniden ele alınarak bu hususta rapor düzenlenmesini talep etmiştir. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 1/10/2019 tarihli raporunda, daha önce okul kıyafetlerinde lastik izi olarak değerlendirilebilecek iz bulunduğu raporlanmış ise de tüm bulgular birlikte ele alındığında lastik izi olabileceği değerlendirilen kısımların vücuda denk gelen kısımlarında ekimoz ve yara izi bulunmaması, vücuttaki ekimozların kıyafetlerde karşılık geldiği kısımlarda da ize rastlanmaması nedeniyle kıyafetlerdeki izler ile vücuttaki ekimozların kaynağı hakkında net bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.

43. Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen 2/9/2019 tarihli uzmanlık raporunda R.N.V.ye ait defter (günlük) üzerinde yapılan fulaj (yazı sırasında sayfaya yapılan baskı sonucu alt kâğıtlarda oluşan iz) incelemesi neticesinde mevcut yazılardan farklı bir ize rastlanmadığı, yazıyla izin uyumlu olduğu, bulunan yırtık sayfaların günlüğe ait olduğu, günlüğün bazı bölümlerinde dip kısımlarda yırtılmış kâğıt izlerinin olduğu belirlenmiştir. Aynı birim tarafından düzenlenen 24/9/2019 tarihli raporda da koparılan sayfalarda yapılan fulaj incelemesinde iz tespit edilmiş ise de bunların bir bütün hâlinde anlamlı ve okunabilir nitelikte olmadığı tespit edilmiştir.

44. Adli Tıp Trabzon Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/10/2019 tarihli raporda, R.N.V.nin sol el tırnağından ve kolsuz okul yeleğinden tespit edilen karışık DNA profilinin akrabaları G.V., M.V. ile M.B.V.ye ait kan örneklerinden tespit edilen DNA profilini içermediği ve bunlarla uyumsuz olduğu, metruk binadaki örneklerden tespit edilen ve kadın genotip özelliği gösteren DNA profilinin G.V.nin DNA profiliyle uyumsuz olduğu tespit edilmiştir. Aynı birim tarafından düzenlenen 20/11/2019 tarihli raporda, R.N.V.ye ait kolsuz yelekten ve sol el tırnağından elde edilen DNA profilinin akraba Y.M.V. ve baba Şaban Vatan'a ait DNA profilini içerdiği ve bunlarla uyumlu olduğu, anne Atika Vatan'ın DNA örneği ile uyuşmadığı, metruk binadan elde edilen DNA kadın genotip özellikli profilin anne Atika Vatan'dan elde edilen DNA profili ile uyumsuz olduğu tespit edilmiştir.

45. Sulh Ceza Hâkimliği 5/11/2019 tarihinde, şüpheli olabileceğini değerlendirdiği G.V.nin işlettiği işyerinde (apart), M.V.ye ait araçta, M.V.nin M.B.V. ve G.V.yle ikamet ettiği konutta arama yapılmasına, M.B.V.ye ait bilgisayarda inceleme yapılmasına karar vermiştir. Süreçte, adı geçen şahısların gözaltına alınarak, ifade ve parmak izleri temin edilerek serbest bırakıldığı anlaşılmıştır. Karara istinaden 6/11/2019 tarihinde M.V.nin konutunda, aracında ve apartta arama yapılmış, herhangi bir bulguya ve suç unsuruna rastlanmamış, şahıslara ait telefon, tablet ve bilgisayarlara inceleme amacıyla el konulmuştur.İlgili cihazlardan imaj alındığı ve raporlama yapıldığı görülmekle beraber olayı aydınlatacak veriye ulaşılamamıştır. Telekomünikasyon şirketi, kapsama alanı ile ilgili verileri 8/11/2019 ve 30/12/2019 tarihlerinde sunmuştur.

46 Soruşturma sürecinde, başvurucular da dâhil olmak üzere 100'den fazla kişinin (sağlık personeli, akraba, öğretmen, okul arkadaşı, olaya ilk elden şahit olanlar, emniyet mensupları, olayla ilgili dolaylı/dolaysız bilgi sahibi olabilecek kişiler) ifadesi alınmıştır. Bazı kişilerin ifadesine de birden fazla kez başvurulmuştur. İfadelerde yer alan bilgiler olayı aydınlatmaya yönelik ve doğrudan olmadığından sadece vakanın koşullarını belirlemeye dair ifadeler takip eden paragraflarda özetlenmiştir.

47. Başvurucu; şikâyetçi sıfatıyla alınan ifadesinde olay günü Beşikdüzü ilçesinde olduğunu, kardeşinin eşi G.V.nin arayıp kızının yaralandığını haber verdiğini, olay yerine gittiğinde ambulansın geldiğini gördüğünü, kızının hastaneye götürüldüğünü, hastanede hayatını kaybettiğini, olayın nasıl olduğunu bilmediğini, düşmanı ya da şüphelendiği biri olmadığını, kızının intihar edecek biri olmadığını, son zamanlarda Uzak Doğu sporlarına (tekvando) merak sardığını, kendisinden de kursa gitmek için izin aldığını, kızı çatıya çıkmışsa bile bunu antrenman/hareket ya da anten olmayan direğin üzerine denge hareketi için yapmış olabileceğini, bu sırada da dengesini kaybedip düşmüş olabileceğini, bu söylediklerinin tahmin olduğunu, bunun haricinde kızının çatıya çıkmasına anlam veremediğini, ölümünde kusuru, kastı olanlar varsa bu kişilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. Başvurucu muhtelif tarihlerde verdiği dilekçelerle kızının bazı eşyalarının (toka) bulunamadığını, ifadelerin geç alındığını ya da alınmadığını, soruşturmanın etkisiz yürütüldüğünü ifade etmiştir.

48. Başvurucu Atika Vatan müşteki sıfatıyla alınan ifadesinde olay günü eczanede olduğunu, kızının okul çıkışı arkadaşlarıyla yanına gelip okul bahçesinde oynamak için izin istediğini, önce izin vermediğini, sonra 15 dakika oynaması için rıza gösterdiğini ancak kızının dışarıda bekleyen arkadaşlarına eliyle "Ben gelmiyorum, siz gidin." anlamında işaret yaptığını, bunun üzerine kızına "O zaman eve gidiyorsun." dediğini, kızının da işyerindeki çikolatadan bir tane alıp "Tamam, eve gidiyorum." diyerek eczaneden çıktığını, bunun kızını son görüşü olduğunu, aralarında normal bir konuşma geçtiğini, ona kızmadığını, kızının başarılı ve çok okuyan bir çocuk olduğunu, son zamanlarda tekvandoya merak sardığını, kurs için babasından izin aldığını, düşmanları olmadığını, kızı çatıya çıktıysa bunu neden yaptığına anlam veremediğini, kusuru, kastı olan varsa bu kişilerden şikâyetçi olduğunu beyan etmiştir.

49. Başvurucunun kardeşi M.V. 19/4/2018 tarihli ifadesinde olay günü evde olmadığını, eşinin kendisini araması üzerine eve gittiğini, bina önünde yeğenini en alt kattaki işyerinin önünde yatar vaziyette bulduğunu, yeğeninin o sırada hayatta olduğunu, alıp hastaneye götürmek istediğini ancak ambulans geldiği için vazgeçtiğini, olayın nasıl gerçekleştiğini bilmediğini, kardeşinin düşmanı olmadığı gibi yeğeninin de intihar edecek bir çocuk olmadığını söylemiştir. M.V. 18/5/2019 tarihi ile 7/11/2019 tarihinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde de olayın vuku bulmasına ilişkin olarak daha önce verdiği 19/4/2018 tarihli ifadesinden farklı bir beyanda bulunmamıştır.

50. Başvurucunun kardeşinin eşi G.V. 9/5/2018 ve 17/5/2019 tarihlerinde verdiği ifadelerde yukarıda yer verilen ifadelerdeki olay örgüsü ile büyük ölçüde örtüşen şekilde olay anını anlatmıştır. İfadenin devamında olay günü oğlu M.B.V.nin evde bilgisayar başında olduğunu, olay öncesi bir gürültü duymadığını, olayı görüp evinden aşağı indiğinde R.N.V.nin topuğunun parçalandığını gördüğünü, pantolonunda talaş izleri olduğunu, olay akşamı kapının önündeyken H.K.nın yanına gelerek, sigara içmeye çıktıklarında çatıda çantayı bulduklarını söylediğini, çatıya çıktığında N.U. ve A.Y.nin orada olduğunu, çantayı gördüğünü, daha sonra polislerin çantayı aldığını, olay gecesi T.B.nin kendisine R.N.V.nin odasında günlük bulduklarını, günlüğü başvurucu Şaban Vatan'ın ablası Ü.E.nin evinde muhafaza ettiklerini söylediğini, günlükte olumsuz cümleler (Kendimden nefret ediyorum.) olduğunu gördüğünü, son zamanlarda R.N.V.nin biraz içe kapandığını gözlemlediğini belirtmiştir. G.V. şüpheli sıfatıyla alınan 7/11/2019 tarihli ifadesinde olayın vuku bulmasına ilişkin olarak daha önceki ifadeleriyle benzer anlatımlarda bulunmuştur.

51. Başvurucunun kardeşinin (M.V.) oğlu M.B.V. 17/5/2019 tarihli ifadesinde olay günü saat 16.30'da okuldan çıktığını, okul çıkışı M.A.S.nin aracıyla kendisini eve bıraktığını, annesinin evde olduğunu, o gün Trabzon'a giden ağabeyini (B.S.V.) telefonla arayıp bilgisayarda oyun oynamak için ondan izin istediğini, saat 17.10 sıralarında bilgisayarı kapattığını, sonra annesinin telefonda konuştuğunu gördüğünü, sonrasında "Ş.D. noldu?", "Naz, Naz" diye bağırarak evden çıktığını, kendisinin de aşağı indiğini, R.N.V.yi yerde yatar vaziyette gördüğünü, pantolonunun diz altı kısmında toz olduğunu, bir ayakkabısının çıkmış olduğunu, ayakkabı olmayan ayağında çorap olduğunu gördüğünü, ambulansın kuzenini hastaneye götürdüğünü, olay günü evde olduğu süre boyunca bir ses duymadığını, R.N.V.yi son zamanlarda fazla görmediğini, bir araya geldiklerinde genelde bilgisayarda ya da telefonda oyun oynadıklarını, şakalaştıklarını belirtmiştir. M.B.V.nin 6/11/2019 tarihinde şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmış, M.B.V.ye olay gününe dair detaylı sorular sorulmuş, M.B.V. önceki ifadesiyle örtüşen şekilde olay anlatımı yapmıştır. Ayrıca M.B.V.nin kuzeni R.N.V. ile daha önce hiç çatıda oynamadıklarını, olay günü de çatıya çıkmadığını beyan ettiği görülmüştür.

52. Başvurucunun kardeşi M.V.nin oğlu B.S.V. 19/4/2018 tarihli ilk ifadesinde olay günü dayısını havalimanına bırakmak için Trabzon'da olduğunu, dönüş yolundayken olayı haber aldığını, doğrudan hastaneye gittiğini, konu hakkında bilgisi olmadığını söylemiştir. B.S.V. 25/5/2019 tarihinde alınan ayrıntılı ifadesinde ise olay günü Trabzon'da olduğunu, olayı yolda haber alınca doğrudan hastaneye gittiğini, akrabalarının yanı sıra Belediye Başkanı C.S.yi de gördüğünü, olay gecesi saat 03.00 sıralarında R.N.V.nin odasında aralarında başvurucunun da olduğu birkaç kişi ile oturduğunu, kitaplıktan günlük olabileceğini düşündüğü bir ajanda aldığını, ilk sayfalarının yırtık olduğunu, ajandayı yerine bırakıp odadan ayrıldığını, daha sonra halası Ü.E.nin evine giderek buzdolabının üzerinde olan günlüğü alıp evine getirerek okuduğunu, olumsuz yazılar (kendimden nefret ediyorum vs.) gördüğünü, birkaç gün sonra tekrar R.N.V.nin odasına gittiğini, ajandayı alıp tekrar baktığını, ilk sayfaları yırtık olan ajandada izler olduğunu gördüğünü, izlerden yapılacaklar listesi şeklinde bir çıkarımda bulunduğunu çünkü çocukları intihara sürükleyen "Mavi Balina" oyununda da yapılacaklar listesi olmasının kendilerine bunu düşündürdüğünü, bir hafta sonra binaya gelen polislerle konuştuğunu, polis R.K.ya "Siz o gün naptınız?" diye sorunca polislerden olay günü üç kişi oldukları, ambulansın peşinden gittikleri, olay yerinde yeterince tedbir alamadıkları yönünde cevap aldığını, olaydan sonra R.N.V.nin ailesiyle kendi ailesinin arasının bozulduğunu, başvurucunun yok yere kendilerini suçladığını ifade etmiştir.

53. M.K. (olayı ilk gören kişi) olay günü alınan ifadesinin ardından (bkz. § 7) 18/4/2019 tarihinde alınan ifadesinde olay günü verdiği ifadeden farklı olarak çeşmeden su aldıktan sonra "Güm!" diye bir ses duyduğunu, sesin olduğu yöne gittiğini, R.N.V.yi yerde yatar vaziyette gördüğünü, çocuğun yanında çanta olmadığını, can çekişirken ayakkabılarından birinin çıktığını, kızın binadan düşmüş olabileceğini düşünerek binaya girdiğini, binada kapıları çaldığını ancak kapıyı açan olmaması üzerine binaya komşu ikametgâhı olan Ş.D.nin evine gittiğini, Ş.D.nin kızı tanıdığını, ambulansı aradığını, Ş.D.nin kızın yüzüne su serptiğini, G.V.nin (akraba, Şaban Vatan'ın kardeşi M.V.nin karısı) pencereden olayı görüp Ş.D.nin seslenmesi ile aşağı indiğini, kısa süre sonra başvurucu Şaban Vatan'ın olay yerine geldiğini, ambulans geldikten sonra olay yerinden ayrıldığını belirtmiştir. M.K. 14/5/2019 tarihli ifadesinde ise daha önce verdiği ifadede eksik hususlar olduğunu, korktuğu için bazı şeyleri dile getiremediğini, vicdanen rahatsız olduğunu, baskı altında kalmadan eksik hususları beyan etmek istediğini belirterek çeşmeden su aldıktan sonra sesin geldiği yöne gittiğinde binanın yanındaki yeşillik/fındıklık alanla yolun birleştiği yerde yol kenarına park etmiş aracın baş tarafında R.N.V.yi yatar vaziyette (başı yol tarafında, ayakları çimenlik alan tarafında) gördüğünü, olayın şokuyla bakakaldığını, müdahale etmediğini, kızın sırtüstü ve dirseklerinden güç alarak geri geri binanın en alt katındaki işyerine doğru sürünerek gitmeye çalıştığını, çocuğun bina önünde park hâlinde olan aracın arka kısmına kadar geldiğini, sürünürken ayakkabılarından birinin çıktığını, kıza hiç dokunmadığını, apartmana girip kapıları çaldığını, bundan sonrası için önceki ifadesinden farklı bir durum olmadığını ancak G.V. aşağı indikten sonra ambulansı beklerlerken G.V.nin eşi M.V.nin bir araçla gelerek kızı hastaneye götürmek istediğini ancak ambulansın gelmesi üzerine kızı yavaşça yere bıraktığını, ambulansın kızı götürdüğünü belirtmiştir. M.K.nın beyanına kroki çizimleri ve fotoğraflar da (olay gününde değil sonradan çekilen) eklenmiştir.

54. Ş.D. (komşu) 28/4/2018 tarihli ifadesinde M.K.nın seslenmesi üzerine dışarı çıktığını, R.N.V.yi yerde yatar vaziyette gördüğünü, kızın inlediğini, konuşamadığını, kızın elindeki tozu silip yüzüne su serptiğini, ambulansın gelip kızı götürdüğünü, olay öncesi ses veya gürültü duymadığını beyan etmiştir. Ş.D. 18/4/2019 tarihinde alınan detaylı ifadesinde olay günü saat 17.00 sıralarında M.K.nın seslendiğini, "Bir kız çocuğu yerde yatıyor." dediğini, M.K.nın elinde su bidonları olduğunu, çıkıp bakınca kızı tanıdığını, park hâlindeki araba ile R.N.V. arasında beş altı adım mesafe olduğunu, kızın sürekli başını salladığını ama konuşamadığını, kafasında kan ya da yara görmediğini, bir ayağının aşırı kırık ve yarık hâlde olduğunu, ayağından çıkan ayakkabının hemen yanında olduğunu, pantolonunun diz bölgesinden aşağı kısımlarına yolda bulunan tozların bulaştığını, aynı tozun avuç içlerinde de olduğunu, bir bacağının diz ve bilek kısmında ağaç talaşı gördüğünü, kızın yüzüne su serptiğini, kızın göbek kısmına denk gelen kıyafetinin katlanmış olduğunu, karın bölgesinde diken çiziğine benzeyen ama kanama olmayan bir çizik fark ettiğini, çantası ve tokasının olmadığını, binadan olayı gören G.V.nin aşağı indiğini, M.V.nin R.N.V.yi alarak hastaneye götürmek istediğini ancak "Ambulans geliyor." denmesi üzerine vazgeçtiğini, başvurucunun olay yerine geldiğini, ambulansın gelip R.N.V.yi götürdüğünü, ambulansın ardından polislerin araştırma yaptığını, trafik kazasına ilişkin kan izi, tekerlek izi aradıklarını, binaya giren olmadığını, S.D.nin tarlasında çalışan kadınların "Güm!" diye bir ses duyduklarını beyan ettiklerini, aynı kadınların Fiat Doblo marka siyah bir araç gördüklerini söylediğini, akşam saatlerinde polislerin binaya geldiklerini, çatıda çantanın bulunduğunu, başvurucu Şaban Vatan'ı ve kardeşi M.V.yi yakından tanıdığını hatta evlerinde işçi olarak da çalıştığını, yakınlarından/arkadaşlarından anne Atika Vatan'ın daha önce hap alarak intihara kalkıştığını, R.N.V.nin de sürekli odasına kapandığını duyduğunu belirtmiştir.

55. Ö.D. (olayın ardından polisi arayan kişi) 6/5/2018 tarihli beyanında M.K.nın "Yukarıda kız çocuğu yaralı yatıyor." demesi üzerine olay yerine gittiğini, o sırada ambulansın olay yerine gelmekte olduğunu, işyeri önünde kızı ambulansa alınırken gördüğünü, kızın sedyeye alınmasına yardım ettiğini, pantolonunda toz, kireç benzeri izler gördüğünü, ambulans görevlilerinin söylemesi üzerine polisi aradığını beyan etmiştir. Ö.D. 21/4/2019 ve 13/5/2019 tarihinde verdiği ifadesinde önceki beyanına ek olarak olay günü olay yerine yakın bir yerde çalıştığını, fren sesi ya da gürültü duymadığını ancak kısa süren ve acıyla çıktığı belli olan bir bağırış duyduğunu, kız çocuğunun pantolonunda beyaz toz izleri gördüğünü, bir ıslaklık ya da temizlenmiş izlenimi veren bir durum olmadığını, olay akşamı binanın bulunduğu alandayken çatıdan birinin (polis olmayan biri) çantanın bulunduğunu söylediğini, bu kişinin kim olduğunu görmediğini ancak çantayı bulanın A.Y., S.B. ya da N.U. olabileceğini, çatıya çıktıklarını, çatıda başvurucunun polise "Sabah baktınız, nasıl bulamadınız?" dediğini, polisin de "Diğer polisler de vardı, biz burayı kontrol ettirdik." diye cevap verdiğini belirtmiştir.

56. Binanın çatısında çantayı bulan A.Y., S.B., N.U. ve H.K. birden fazla kez olmak üzere -2018 yılının Kasım ayı ile 2019 yılında alındığı anlaşılan - ifadelerinde olay gecesi binanın ve çevresinin kalabalık olduğunu, çatıya çıktıklarında girişte sağda yerde, duvara dayalı şekilde çantayı bulduklarını ve daha sonra polisin olay yerine gelerek çantayı fotoğrafladığını belirtmiştir. Bu ifadelerde polisin çantanın üzerine sandalyeyi çekerek fotoğrafladığını söylemişlerse de daha sonraki ifadelerinde bakış açısı nedeniyle yanıldıklarını, sandalyenin çantanın üstüne değil çantanın yanına konularak fotoğraflandığını ifade etmişlerdir. Ayrıca polislerin "Sabah baktık ama çantayı göremedik." dediklerini de eklemişlerdir. Diğer taraftan adı geçen şahısların ifadelerinde çantaya dokunmadıklarını söylemelerine rağmen bazı ifadelerde N.U.nun çantayı kısa süre (beş altı saniye) eline aldığının belirtildiği görülmüştür. Bu farklılıklar da ifade alma işlemi sırasında kendilerine hatırlatılmış/sorulmuştur.

57. R.N.V.ye ait günlüğü bulan T.B. 2019 yılında alınan ifadesinde olay akşamı gece yarısına doğru aynı binada ikamet eden Şaban Vatan'ın ablası Ü.E.nin evine gittiğini, burada bir süre durduktan sonra başvurucunun evine gittiğini, evin çok kalabalık olduğunu, burada R.N.V.nin ağabeyi Y.V.yi görüdüğünü, Y.V.nin kardeşinin odasında (yatağında) ağladığını, bu sırada odaya girdiğini, masanın üzerinde defteri (günlüğü) gördüğünü, günlükte olumsuz ifadeler ("Kendimi sevmiyorum.", "Arkadaşlarım beni sevmiyor." gibi) olduğunu, günlükte yırtık sayfa görmediğini, D.E.yi çağırdığını, günlüğü başvurucunun ablası Ü.E.ye gösterip talebi üzerine Ü.E.nin evindeki dolabın üzerine koyduğunu, R.N.V.nin cenazesinde gördüğü öğrencilerin kendisine R.N.V.nin son günlerde "Ben ölürsem üzülür müsünüz, cenazeme gelir misiniz?" gibi sorular sorduğunu söylediklerini ifade etmiştir.

58. Ü.E. 2019 yılında alınan ifadesinde olay gecesi başvurucunun evinde R.N.V.nin odasında D.E. ile T.B.yi gördüğünü, evin kalabalık olduğunu, günlüğü bulduklarını kendisine söylediklerini, kendisinin de günlüğü "Benim evimde buzdolabının üzerine koyun." dediğini, D.E. ise ifadesinde T.B. ile günlüğü bulduklarını, günlükte olumsuz cümleler yer aldığını ("Kendimden nefret ediyorum, aileme layık olmadığımı düşünüyorum."), yaklaşık on sayfanın yazılı olduğunu, yırtık sayfa görmediğini belirtmiştir.

59. Oto yıkama faaliyeti gösteren A.N. ifadesinde, olay günü siyah ve/veya hasarlı araç, Fiat Doblo marka araç yıkamadıklarını, hatta saat 17.00 sonrası hiç araç yıkamadıklarını beyan etmiştir.

60. R.N.V.nin götürüldüğü sağlık kurumunda görevli sağlık personeli (sayısı 20'den fazla olan doktor, hemşire, acil görevlisi) ifadelerinde ortak olarak çocuğun kıyafetlerinin alınıp bir torbaya konulduğunu, güvenlik görevlilerine teslim edildiğini, bir ayağında çorap olduğunu, kıyafetleri sağlık görevlilerinin çıkarmış olabileceğini, çocuğun ellerinin iç kısmında ve kalça kısmının arkasında sürtünme izleri bulunduğunu ifade etmiştir.

61. Olay günü okul çıkışında R.N.V. ile beraber yürüyen okul arkadaşları G.N.S. ve K.C. 2019 yılının Mayıs ayında rehber öğretmen gözetiminde alınan ve birbiriyle örtüşen ifadelerinde olay günü saat 16.30 sıralarında R.N.V.yle okuldan çıktıklarını, markete uğradıklarını, kendilerinin kek, R.N.V.nin ise dondurma aldığını hatta üzerinde para olmadığı için R.N.V.nin parasını da verdiklerini, sonra bir başka arkadaşlarının evinin önüne gidip ona şaka yapmak istediklerini ama vazgeçtiklerini, daha sonra kırtasiyeye uğrayıp test kitaplarının gelip gelmediğini sorduklarını, ardından R.N.V.nin annesinin çalıştığı eczaneye gittiklerini, oyun oynayacaklarını ancak R.N.V.nin eliyle gitmemiz için işaret etmesi üzerine eczaneden ayrılarak evlerine gittiklerini, R.N.V.nin esrarengiz türde kitaplar okumaya meraklı olduğunu, bir uygulama (wattpad) üzerinden kitap okuduğunu söylemiştir.

62. Olay saatinde siyah bir araç (Doblo marka) gördüğünü söyleyen H.D. 9/7/2018 tarihli beyanında olay yerine 500 metre mesafede bir tarlada çalıştıklarını, yoldan araçlar geçtiğini, arkasına dönüp baktığında siyah Doblo bir araç gördüğünü, camları renkli olduğundan aracın içini göremediğini, normalden biraz hızlı olduğunu, on/on beş dakika sonra başvurucunun evinin önünde ambulans ve kalabalık olduğunu gördüğünü söylemiştir. H.D. 8/5/2019 tarihli beyanında olay yerine yakın olan bir tarlada çalıştığı esnada birinin "Ah!" dediğini duyduğunu, parkta oynayan bir çocuğun bağırdığını düşündüğünü, daha sonra sırtı yola dönük olarak çalışırken arkasını döndüğünü, siyah renkli bir araç gördüğünü, aracın normal hızla gittiğini, arkasının düz olduğunu ifade etmiş; bu hususların daha önce verdiği ifadesiyle çeliştiğinin kendisine sorulması üzerine de olayın şimdi anlattığı gibi meydana geldiğini, araçların markalarını bilmediğini, bu tür araçları hep Doblo olarak adlandırdığı için öyle dediğini, aracın camlarında film olup olmadığını görmediğini belirtmiştir.

63. İhbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinden biri olan M.Y. 13/5/2019 tarihli ifadesinde olay yerine trafik kazası ihbarı üzerine geldiklerini ancak olay yerinde kaza izi olmadığını, etrafta ve yolda trafik kazasına işaret eden bulgular (fren izi vb.) için araştırma yaptıklarını ancak bir bulguya ulaşamadıklarını, bazı işyerlerinin kamera görüntülerine baktıklarını, kazaya dair bir şey bulamadıklarını, saat 20.00 sıralarında olayın yüksekten düşme olduğu bilgisinin geldiğini belirtmiştir.

64. İhbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinden biri olan T.O. 13/5/2019 tarihli ifadesinde M.Y.nin ifadesine benzer açıklamalarda bulunarak olay yerinde trafik kazasına ilişkin bir iz aradıklarını, olay yeri inceleme görevlisi S.A.nın gelerek olay yerini fotoğrafladığını, olay yeri çok kalabalık olduğu için meslektaşı A.A. ile kalabalığı uzaklaştırmaya çalıştıklarını, bir süre sonra hastaneden ölüm haberinin geldiğini, S.A. ile binaya girdiklerini, çantanın bulunduğu sırada olay yerinde olmadığını belirtmiştir.

65. İhbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinden biri olan Başpolis R.K. 13/5/2019 tarihli ifadesinde olay yerine intikal ettiklerinde ihbar nedeniyle trafik kazası araştırması yaptıklarını, savcıya haber verip talimat aldıklarını, olay yerinde su olduğunu, bunun çocuğun yüzüne su serpilmesinden kaynaklandığının tanıklarca beyan edildiğini, çocuğun çıkan ayakkabısına baktığında ayakkabının altında çimento izi olduğunu gördüğünü, ölü muayene işleminden sonra savcının "Bu yüksekten düşme de olabilir, bunu da araştıralım." dediğini, çocuğun elbiselerini polis merkezine bırakıp sonra Başsavcılığa gönderdiğini ama elbiseler arasında çorap olmadığını, hastaneden ayrıldıktan sonra meslektaşlarına "Binayı muhafaza altına alın." talimatı verdiğini, S.A. ile olay yerine dönüp binayı incelediklerini, çatıya çıktıklarını, çatıda çimento torbası gördüklerini, bunun incelenmesi için S.A.ya talimat verdiğini, binanın yan tarafından aşağıya baktığında yeşillik alanda bir ezilme gördüğünü, ne olduğu hakkında fikri olmadığını, daha sonra polis merkezine gittiğini, merkezde bulunduğu sırada gelen telefonla çatıda çantanın bulunduğunu öğrendiğini, kendisinin haber veren kişiye "Dalga geçmeyin, olsa ben çatıdayken görürdüm, bulduysanız getirin." dediğini, olay yerine tekrar gittiğinde de çatıya çıktığını "Nasıl göremedim." diye kendi kendine söylendiğini belirtmiştir.

66. Olay günü önce hastaneye yönlendirilen, ardından olay yerine giden kolluk görevlisi K.S. 16/5/2019 tarihli ifadesinde olay günü çocuğu hayata döndürmek için yaklaşık bir buçuk saat hastanede müdahale edildiğini, doktorların kendi aralarında olayın yüksekten düşme olduğu yönünde konuşmalar yaptığını, çocuğun kıyafetleri ve çorabı ile ilgili olarak net bilgisi olmadığını, otopsinin ardından olay yerine gittiğini, saatin 20.00 sıraları olduğunu, olay yerinde ciddi bir kalabalık (tahminen 100-150 kişi) olduğunu, bina çevresinde ve merdivenlerinde insanların bulunduğunu, binaya girip (en alttaki işyeri, konut çatı) arama yaptıklarını, şüpheli bir durumla karşılaşmadıklarını, not ya da yazı var mı diye kontrol ettiklerini, çatıya çıktıklarını ancak çatıda çanta görmediklerini, toz ve çimento torbası olduğunu tespit ettiklerini, binanın yanındaki yeşillik alanda ezilme ya da yeşil alanın yatık olduğunu görmediğini, saat 23.00 sıralarında çantanın bulunduğu haberinin geldiğini, çantanın nasıl bulunduğunu bilmediğini, meslektaşı R.K.nın vatandaşlara olayla ilgili olarak yapmaması gereken yorumlarda bulunduğunu, bu nedenle meslektaşını uyardığını, olayın büyümesinde ve farklı fikirlerin ortaya çıkmasında ilçe emniyet amirinin pasif davranışlarının etkili olduğunu, Polis Merkezi Amiri O.Z.A.nın olayla ilgilenmediğini, tüm kontrolün R.K.da olduğunu, başvurucunun kardeşi M.V.nin olay günü her şey normalmiş gibi davrandığını, soğukkanlı olduğunu, M.V.nin ve ailesinin telefon kayıtlarının dinlenmesinin ve takibinin olayın çözümlenmesi için faydalı olabileceğini düşündüğünü beyan etmiştir.

67. Olay yeri inceleme ekibinde yer alan ve olay yerini fotoğrafladığı anlaşılan S.A. 12/5/2019 tarihli ifadesinde olay yerine haber verilmesi üzerine saat 19.00 sıralarında gittiğini, gittiğinde güvenlik şeridi çekilmesi gibi herhangi bir önlem alınmadığını, bina çevresinde çok sayıda vatandaş olduğunu, çevrede trafik kazasına ilişkin iz olmadığını, binayı, binanın çevresini ve çatıyı kontrol ettiklerini, çatıya çıkarken vatandaş olmadığını ancak merdivenlerde çok sayıda kişi olduğunu, çatıda çanta görmediklerini, çatıda ağzı açık çimento torbası olduğunu, ölüm haberini almasının ardından hastaneye gittiğini, doktorların şifahi görüşmelerinde olayın yüksekten düşmeye işaret ettiğini belirttiklerini, acil müdahale odasına girdiğinde çocuğun elbiselerinin sedyenin üzerinde olduğunu gördüğünü, elbiseleri poşet içine koyarak yanına aldıklarını ve polis merkezine bıraktıklarını, savcının talimatıyla olay yerine dönerek ikametgâhı kontrol ettiğini, savcının talimatı not bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu için çocuğun odasındaki kitap ve defterleri detaylı kontrol etmediğini, not olup olmadığına baktığını ancak görmediğini, akabinde polis merkezine gittiğini, saat 23.00 sıralarında çantanın bulunduğu haberinin gelmesi üzerine olay yerine geri gittiğini, çatıda ahşap sandalyenin yanında çantayı gördüğünü, fotoğraflarını çektiğini ancak çantanın yerini değiştirmediğini, çantada "Bunları Kimseye Anlatmamıştım" isimli kitap olduğunu, kitabın 53. sayfasının ataşla ayrılmış olduğunu, ayrılan kısmın intiharla ilgili olduğunu söylemiştir.

68. R.N.V.yi olay günü tek başınayken gören M.A.S. 3/5/2018 tarihli ifadesinde R.N.V.yi saat 17.00-17.10 sıralarında Ören Kavşağı'nda market önünde tek başına dondurma yerken gördüğünü hatta "Dondurmayı bana versene." diye şaka yaptığını, sonra oradan ayrılarak işine gittiğini, etrafta garip bir durum (takip eden, bakan, izleyen kişiler gibi) görmediğini, R.N.V.nin elinde bir poşet olduğunu, okul çantası olup olmadığına dikkat etmediğini, hatırlamadığını ifade etmiştir. M.A.S.nin daha sonra 2019 yılı içinde iki kez daha ifadesi alınmışsa da önceki ifadesinden farklı bir husus aktarmadığı görülmüştür. M.A.S. bu ifadelerinde, olayda sorumluluğu olduğuna dair asılsız dedikodular çıktığını ama bu süreçte başvurucu ile görüştüğünü, başvurucunun da kendisine "Öyle şey olur mu? Bunlar milletin uydurması." dediğini beyan etmiştir.

69. 15/5/2018 tarihli Araştırma Tutanağı'nda adı geçen ve R.N.V.yi oturduğu binanın merdivenlerinde gördüğü belirtilen N.O. ve G.O. 21/5/2019 tarihinde alınan ifadelerinde kızları B.O.nun ve arkadaşı M.E.nin R.N.V.yi merdivenlerde gördüğünü söylemiştir. B.O.nun 2019 yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında olmak üzere üç kez ifadesi alınmıştır. B.O. beyanlarında R.N.V. ile aynı okula gittiklerini, olay günü okul çıkışı arkadaşı M.E.yle yürüdüklerini, R.N.V.yi Ören yolu üzerinde, evlerine yakın bir mesafede yokuştan inerken gördüğünü, tuhaf bir durum gözlemlemediğini, R.N.V.nin üzerinde okul kıyafeti olduğunu ancak okul çantası ve poşet olmadığını, dondurma yiyip yemediğini ise hatırlamadığını, saat 16.30-17.00 arası gördüklerini belirtmiştir. M.E. ise yine 2019 yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında alınan ifadelerinde olay günü okul çıkışı arkadaşı B.O. ile yürüdüklerini, R.N.V.yi evine yakın bir yerde gördüklerini, R.N.V.nin üzerinde okul kıyafeti olduğunu, dondurma yediğini ancak okul çantası veya poşet olup olmadığını hatırlamadığını, tuhaf bir durum sezmediğini beyan etmiştir.

70. Ayrıca olay günü R.N.V.nin bulunduğu alana yakın bölgede olduğu tespit edilen birden fazla şahsın ifadesi alınmış, şahıslar olay saatine yakın zamanda bir gürültü veya kaza, fren sesi duymadıklarını beyan etmiştir.

71. Emniyet birimleri tarafından olaya ilişkin olarak yapılan çalışmalar neticesinde elde edilen tüm delil ve tespitler detaylı bir biçimde metne bağlanarak değerlendirilmek üzere 5/11/2019 tarihinde Başsavcılığa sunulmuştur.

72. R.N.V.nin vefatı nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bünyesinde şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için bir araştırma komisyonu kurulmuş ve Komisyon 2020 yılının Temmuz ayında bir rapor yayımlamıştır. Raporun soruşturmaya ilişkin değerlendirme kısmında olay yerinin incelenmesinde özensizlikler ve eksiklikler bulunduğu, olay yerinde inceleme yapan kolluk ekiplerinin ve Başsavcılığın olayı tüm yönleriyle inceleme hususunda gerekli özeni göstermediği, olay mahalli olan Vatan Apartmanı'nın çatısına ilk çıkan görevlilerin kamera kaydı almadığı, R.N.V.nin yaralı olarak bulunmasından sonra olay yerine gelen polisler ayakkabıyı delil torbasına koymadığından ayakkabının altındaki beyaz tozlarla çatıdaki çimentonun eşleştirilemediği, R.N.V.yi ilk gören kişi olan M.K.nın soruşturma sürecinde verdiği ifadelerde tutarsızlıklar ve çelişkiler olduğu, olay mahalli olan binaya, R.N.V.nin düştüğü iddia edilen fındıklık alana ve evin ön cephesine olaydan sonra birçok vatandaşın girip çıktığı ve bu sebeple delil olabilecek izlerin kaybolmuş olabileceği, olay yerinin sınırlarının tespiti ve giriş çıkışların kontrol altına alınması noktasında özen gösterilmediği, olay yerine gelen ambulansa ait kayıtların incelenmediği, olaya ilişkin bilgisi olabileceği değerlendirilen bazı tanık ifadelerinin geç alındığı, Görele Devlet Hastanesinin kamera kayıtlarının incelenmediği, R.N.V.ye ait bir çorabın kaybolduğu, otopsi işleminde bazı eksikliklerin olduğu (hastanede olunmasına rağmen otopsi esnasında röntgen filmi çekilmemesi), delil niteliğindeki materyallerin tespitinde ve delillerin toplanmasında kurallara uymak hususunda dikkatsiz davranıldığı, R.N.V.ye ait kıyafet, çanta, ayakkabı gibi delillerin gerekli şekilde saklanması, sınıflandırılması ve tutanak altına alınması işlemlerinde hatalar yapıldığı, R.N.V.nin götürüldüğü hastanedeki çalışanların işlemlerin raporlanması, tutanak altına alınması ve delil niteliği taşıyabilecek materyallerin saklanması noktasında özen ve hassasiyet göstermediği hususlarının değerlendirildiği açıklanmıştır.

73. Başsavcılık 16/7/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Olaya ilişkin sürecin ve elde edilen delillerin ayrıntılı olarak aktarıldığı kararın gerekçesi şöyledir:

" ...

Olay günü, [R.N.V.nin] güvenlik kamerası kayıtlarında son görülme saatinin 16:49:25 olduğu, görgü tanığının [R.N.V.yi] dondurma yerken Ören Kavşağı'nda Marketim isimli market önünde gördüğü ve saatin yaklaşık 16:55-17:00 sıraları olduğunun tespit edildiği ve sonrasında [M.] ve [K.] isimli öğrencilerin beyanları ve gösterdikleri noktalar doğrultusunda [R.N.V.nin] ikametine yaklaşık 10-15 metre mesafede görüldüğü, Ören kavşağı ile Vatan Apartmanı arası mesafenin yürünerek yaklaşık 6 dakika sürdüğü, saat 17:00 sıralarında [R.N.V.nin] ikamet ettiği apartmanın önüne kadar geldiğinin anlaşıldığı, saat 17:05 sıralarında tanık [A.nın] [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu sokaktan evine gitmek için geçtiği, ancak yol üzerinde [R.N.V.yi] görmediği, 17:04-17:12 sıralarında [S.], [N.] ve [Ş.] isimli tanıkların [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu noktaya yaklaşık 5 metre uzaklıktaki yol kenarında sohbet ettikleri, [R.N.V.nin] [M.] adlı şahıs tarafından yaralı olarak bulunduğu ve ambulans aranma saatinin HTS kayıtlarına göre 17:20 olduğu ve [M.nin] ambulansı aramadan önce Vatan apartmanının ilk katında oturanların kapısını çalarak yardım istediği, kimseyi bulamaması üzerine [Ş.] isimli tanığı çağırarak yardım istediği, yardım isteme eylemleri sırasındaki geçen zaman değerlendirildiğinde [M.nin] [R.N.V.yi] bulunduğu yerde, yaralı olarak görme zamanının yaklaşık saat 17:15 sıraları olduğu, yukarı da belirtildiği gibi 17:12 saatlerinde adı geçen kadınların [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu yere yakın mesafede sohbet ettikleri ve herhangi bir şey görmedikleri, dolayısıyla [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu noktaya her ne şekilde olursa olsun temas etme zamanının yaklaşık 17:13 sıraları olduğu, [R.N.V.nin] ilk bulunduğu esnada bilincinin açık olduğu, baş, göz, el, kol ve bacaklarını hareket ettirdiği, inleyerek bağırdığı, hastaneye giderken babasının elini sıktığı yönünde tanık beyanlarının bulunduğu gözönüne alındığında yaralanmasına neden olan olayın, yaralı olarak bulunmasından çok kısa süre önce meydana gelmiş olabileceği,

Yapılan araştırmalar, alınan raporlar, toplanan deliller ve tanık ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; hakkında suç isnat edilen kişilerin ve adı geçen diğer kişilerin olayın meydana gelmesinde kusur ve kastının bulunmadığı, [R.N.V.nin] ölümüne neden olan olayın trafik kazası sonucu meydana geldiğine ilişkin hiçbir delile rastlanmadığı, yukarıda açıklandığı üzere; saat 17:00 sıralarında [R.N.V.nin] ikamet ettiği apartmanın önüne kadar geldiği, saat 17:05 sıralarında tanık [A.nın] [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu sokaktan evine gitmek için geçtiği, ancak yol üzerinde [R.N.V.nin] görmediği, saat 17:04-17:12 sıralarında [S.], [N.] ve [Ş.] isimli tanıkların [R.N.V.nin] yaralı olarak bulunduğu noktaya yaklaşık 5 metre uzaklıktaki yol kenarında sohbet ettikleri, [R.N.V.nin], [M.] adlı şahıs tarafından yaşadığı bina önünde yaralı olarak bulunduğu ve ambulans aranma saatinin HTS kayıtlarına göre 17:20 olduğunun tespiti karşısında [R.N.V.nin] olay gerçekleşmeden önce ikamet ettiği bina içerisinde olduğu, tanıkların ambulans gelmeden önce çığlığa benzer ses duyduklarını ifade etmeleri ve çimenlik alandan yaralı olarak bulunduğu yere kadar süründüğünü gören tanık beyanı ve adli tıpın mütalaası karşısında [R.N.V.nin] ölümünün, ikamet ettiği binadan yan tarafta bulunan yeşillik alana yüksekten düşmesi sonucu genel beden travmasına bağlı, omur, pelvis ve ekstiremite kemik kırıkları ile birlikte gelişen komplikasyonlar ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğunun anlaşıldığı,

NETİCE VE KARAR;Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1-Şüpheliler ve suça sürüklenen çocuğun üzerlerine atılı suçları işlemedikleri sabit olduğundan haklarında CMK'nın 172/1 maddesi gereğince kovuşturma olanağı bulunmadığından KAMU ADINA KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,

2-Soruşturma dosyası, araştırma sonucunda elde edilen tespitler, tanık beyanları, alınan adli tıp raporları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; [R.N.V.]'nin ölümünün yüksekten düşme sonucu meydana geldiği, başkası tarafından kasten ya da taksirle öldürüldüğü yönünde herhangi bir delilin tespit edilmediği, bu nedenle CMK'nın 172/1 maddesi gereğince kovuşturma olanağı bulunmadığından KAMU ADINA KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA..."

74. Giresun Sulh Ceza Hâkimliği karara yapılan itirazı 17/8/2020 tarihinde reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"...kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen soruşturma dosyasının incelenmesinde; dosyaya yansıyan delil ve olgulara dayalı olarak Cumhuriyet savcılığınca CMK 160 hükmü anlamında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla etkin soruşturma yapıldığı, müştekilerin iddialarının yeterince araştırıldığı, iddialarını destekleyebilecek nitelikte ileri sürdükleri delillerin toplandığı, atılı suçla ilgili olarak şüphelilerin, müştekilerin ve tanıkların ifadelerinin alındığı, iddiaya konu olayın yeterince irdelendiğinin dosya içerisinde bulunan adli raporlar ve toplanan diğer delillerden anlaşıldığı, soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı verilen itiraz dilekçelerinde ileri sürülen, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olay ve delillerin verilen kararın değiştirilmesini ve kaldırılmasını gerektirecek kuvvette olmadığı, bu hâliyle kamu davasının açılması için yeterli nedenlerin bulunmadığı, CMK 170 hükmü uyarınca yürütülen soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu... "

75. Başvurucular, nihai kararı 19/8/2020 tarihinde öğrenmelerinin ardından 17/9/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

76. Bireysel başvuru tarihinden sonra Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), R.N.V.nin vefatına ilişkin soruşturmada görev alan iki Cumhuriyet savcısı hakkında soruşturma sürecindeki kayıtsızlık ve düzensizlikleri nedeniyle 7/12/2021 tarihinde (meslekte yeni ve tecrübesiz olduklarını gözeterek) uyarma disiplin cezası, Giresun Emniyet Müdürlüğü Merkez Disiplin Kurulu ise R.N.V.nin vefatına ilişkin soruşturma sürecinde kayıtsızlık, özensizlik gösterdikleri gerekçesiyle 18/12/2019 tarihinde ilçe emniyet müdürü vekili, komiser yardımcısı ve beş polis memuru hakkında kınama, bir polis memuru hakkında da bir günlük aylıktan kesme disiplin cezası tesis etmiştir. Ayrıca yine aynı Birim 27/2/2020 tarihli işlemle, görevde gösterilen kayıtsızlık, özensizlik nedeniyle devletin zarara uğramasına neden olmalarından ötürü ilçe emniyet müdürü vekili ile üç polis memuru hakkında 24 ay uzun süreli kademe ilerlemesinin durdurulması, komiser yardımcısı hakkında da 3 gün aylıktan kesme disiplin cezaları vermiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

77. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun İkinci Kitap Birinci Kısım'da yer alan "Soruşturma İşlemleri" başlıklı İkinci Bölümü'nün "Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi" başlıklı 160. maddesi şöyledir:

"(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."

78. 5271 sayılı Kanun'un "Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri" başlıklı 161. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister.

(2) Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.

 (3) Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir. (Ek cümle: 25/5/2005 - 5353/24 md.) Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir. ..."

79. 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun "Adlî görev ve yetkiler" başlıklı ek 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Polis, ... Ceza Muhakemesi Kanunu ve diğer mevzuatta yazılı soruşturma işlemlerine ilişkin görevleri de yerine getirir.

 Polis, bir suça ilişkin olarak kendisine yapılan sözlü ihbar ve şikâyetleri ve görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri yazılı hâle getirir.

Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, ... suçun delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.

Bir suç işlendiği veya işlenmekte olduğu bilgisini edinen polis, olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet savcısına bildirir ve Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerini yapar.

...

Olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan polis, bunların yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men eder.

Polis, suçun delillerini tespit etmek amacıyla, Cumhuriyet savcısının emriyle olay yerinde gerekli inceleme ve teknik araştırmaları yapar, delilleri tespit eder, muhafaza altına alır ve incelenmek üzere ilgili yerlere gönderir.

Olay yeri dışında kalan ve o suça ilişkin delil elde edilebileceği yönünde kuvvetli şüphe sebebi bulunan konut, işyeri ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda yapılacak işlemler için Ceza Muhakemesi Kanununun arama ve elkoymaya ilişkin hükümleri uygulanır. ... "

V. İNCELEME VE GEREKÇE

80. Anayasa Mahkemesinin 29/5/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

81. Başvurucular; formda kızlarının vefatına ilişkin olarak yürütülen soruşturmanın ciddi eksiklikler içerdiğini, olayın akabinde olay yerinin özensiz/dikkatsiz şekilde incelendiğini, olayı aydınlatmaya yarayacak delillerin toplanmadığını, toplanan delillerin de iyi muhafaza edilmediğini, laboratuvar incelemelerinde, olası tanıkların ifadelerinin alınmasında gecikildiğini, yapılan keşfin ve bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, olayın koşullarının bu eksiklikler ve özensizlik nedeniyle aydınlatılamadığını belirterek yaşam hakkı başta olmak üzere anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

82. Bakanlık görüşünde, soruşturmayla ilgili süreç kapsamlı olarak ifade edilerek konuya ilişkin mevzuat ve insan hakları yargısı içtihadı detaylı şekilde aktarılmıştır. Başsavcılığın soruşturma sürecinde olayın aydınlatılmasına ilişkin olarak gereken edimleri (bilirkişi raporları, kriminal incelemeler, DNA analizleri vb.) yerine getirdiği, çok sayıda kişinin tanıklığına başvurduğunun vurgulandığı görüşte yaşam hakkına ilişkin etkili soruşturma yükümlülüğünün bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğü olduğunun altı çizilmiştir. Ayrıca TBMM tarafından düzenlenen rapor ve bazı emniyet mensuplarına soruşturmada gösterdikleri ihmal nedeniyle disiplin cezası verildiği hususları hatırlatılmış, yaşam hakkının ihlali iddiasının değerlendirilmesinde aktarılan husus ve değerlendirmelerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

83. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

B. Değerlendirme

84. Anayasa'nın "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

85. Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Devletin temel amaç ve görevleri, …Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."

86. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Somut olayda, ölümün kamu gücünün etkisiyle (kamu görevlisinin güç kullanımı vs.) meydana geldiğine ya da R.N.V.nin yaşamına yönelik mevcut bir riskin öngörülebilir olmasına rağmen gereken önlemlerin kamu görevlileri tarafından alınmaması nedeniyle ölümün gerçekleştiğine yönelik bir ihlal iddiası söz konusu değildir. Başvurucuların iddiası öz olarak şüpheli ölüm olayının ardından etkili bir soruşturma yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu bağlamda inceleme yaşam hakkının usul boyutu (etkili soruşturma yükümlülüğü) çerçevesinde yapılacaktır.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

87. Yaşam hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan ölüm olayı nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (T.A. [GK], B. No: 2017/32972, 29/9/2021, § 128). Somut olayda hayatını kaybeden kişi, başvurucuların kızı olduğundan başvuruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.

88. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

89. Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı, Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete pozitif ve negatif ödevler yükler. Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme ödevi bulunmaktadır. Pozitif bir yükümlülük olarak da devletin yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların ve diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü vardır (T.A., §§ 132-134).

90. Devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin usule ilişkin yönü, doğal olmayan her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütmeyi gerektirir (T.A., § 108). Bu soruşturmanın temel amacı, yaşam hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını ve varsa sorumluların hesap vermelerini sağlamaktır. Bu, bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Soruşturma yükümlülüğünün sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğü olması, her soruşturmada mağdurların/şikâyetçilerin olayla ilgili beyanlarıyla bağdaşan bir sonuca varılması gerektiği anlamına gelmemektedir ancak soruşturma kural olarak olayın gerçekleştiği koşulların belirlenmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır (T.A., § 113; Doğan Demirhan [1. B.], B. No: 2013/3908, 6/1/2016, § 66).

91. Yaşam hakkına ilişkin ceza soruşturmasının etkili olabilmesi için öncelikle soruşturma makamlarının, resen ve derhâl harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek, varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmeleri gerekir. Soruşturmada ölüm olayının nedeni veya sorumlu kişilerin belirlenmesi imkânını zayıflatan bir eksiklik, etkili soruşturma yükümlülüğüne aykırılık oluşturabilir (T.A., § 110). Yetkililerce soruşturma konusu olayın gerektirdiği tanıkların ifadelerinin alınması, bilirkişi incelemeleri ve gerektiğinde eksiksiz ve detaylı bir rapor hazırlanmasına imkân verecek şekilde otopsi yapılması gibi söz konusu olayla ilgili kanıtların elde edilebilmesi için mümkün olan tüm tedbirlerin alınması, ölümün gerçekleşme sebebinin objektif analizinin yapılması, soruşturma sonucunda alınan kararın soruşturmada elde edilen tüm bulguların kapsamlı, nesnel ve tarafsız bir analizine dayalı olması gerekir (Cemil Danışman [1. B.], B. No: 2013/6319, 16/7/2014, § 99).

92. Hukuk devletine bağlılığın sağlanması ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü ve teşvik gösterildiği görünümü verilmesinin engellenmesi amacıyla ceza soruşturmasının makul bir özen ve süratle yürütülmesi şarttır (Salih Akkuş [1. B.], B. No: 2012/1017, 18/9/2013, § 30). Bazı durumlarda soruşturmanın ilerlemesine engel olan güçlükler bulunabilir. Ancak böyle bir durumda dahi yetkililerin süratle hareket etmeleri olayın aydınlatılabilmesi, hukukun üstünlüğüne olan inancın korunması ve hukuka aykırı eylemlere müsamaha gösterildiği veya kayıtsız kalındığı görünümü verilmemesi açısından kritik önemdedir (Deniz Yazıcı [2. B.], B. No: 2013/6359, 10/12/2014, § 96). Soruşturma makamlarının ve derece mahkemelerinin yaşam hakkına temas eden olaylara ilişkin yürüttükleri soruşturma ve yargılamalarda Anayasa'nın 17. maddesinin gerektirdiği seviyede derinlik ve özenle bir inceleme yapıp yapmadıkları ya da ne ölçüde yaptıkları Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilmelidir. Zira derece mahkemeleri tarafından bu konuda gösterilecek hassasiyet, yürürlükteki yargı sisteminin daha sonra ortaya çıkabilecek benzer yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesindeki önemli rolünün zarar görmesine engel olacaktır (Cemil Danışman, § 110; Filiz Aka [1. B.], B. No: 2013/8365, 10/6/2015, § 33).

93. Soruşturma süreci kamu denetimine açık olmalı ve ölen kişinin yakınlarının soruşturmaya gerekli olduğu ölçüde katılımları sağlanmalıdır (T.A., § 110).

94. Esasen olayların oluşumuna ilişkin delillerin değerlendirilmesi idari ve yargısal makamların ödevidir. Görülmekte olan bir davada ya da yürütülmekte olan bir soruşturmada, delilleri değerlendirmek kural olarak derece mahkemelerinin işi olduğundan Anayasa Mahkemesinin görevi, bu makamların maddi olaylara ilişkin yaptıkları değerlendirmenin yerine kendi değerlendirmesini koymak değildir (Hıdır Öztürk ve Dilif Öztürk [2. B.], B. No: 2013/7832, 21/4/2016, § 185). Ancak Anayasa Mahkemesinin başvuru konusu olayın gelişim şeklini anlayabilmek ve başvurucuların yakınlarının ölümünün şüpheli olduğuna dair iddialarının soruşturma makamları ve derece mahkemeleri tarafından karşılanıp karşılanmadığını, Anayasa'nın 17. maddesinin sağladığı güvencelerin yerine getirilip getirilmediğini nesnel bir şekilde değerlendirmek için olayın oluşum şeklini incelemesi gerekmektedir (T.A., § 115; Rıfat Bakır ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/2782, 11/3/2015, § 68).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

95. Yaşam hakkının sağladığı güvenceler gereği devlet, doğal olmayan her ölüm vakasına ilişkin olarak olayın gerçekleştiği koşulların belirlenmesini, sürecin ve ölüm sebebinin aydınlatılmasını, varsa sorumluların tespit edilmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek nitelikte etkili bir soruşturma yürütmekle mükelleftir.

96. Soruşturma süreci "Olay ve Olgular" kısmında ayrıntılarıyla aktarılmıştır. Etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin ilkeler ve başvurucuların iddiaları bağlamında süreç değerlendirilmelidir.

97. Başvurucuların kızı 12/4/2018 tarihinde ikametgâhının önünde ağır yaralı hâlde saat 17.15 sıralarında M.K. tarafından bulunmuş ve ambulansla nakledildiği hastanede hayatını kaybetmiştir. Resmî evraka da yansıdığı üzere (bulunduğu sırada etrafta kimsenin olmaması, trafik kazasına ilişkin iz/emare bulunmaması, şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçmesi) R.N.V.nin ölümüne sebep olan olgunun -bulunduğu yer ve çevredeki durum itibarıyla- ilk bakışta anlaşılamayacak nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda "Genel İlkeler" kısmında da vurgulandığı üzere şüpheli ölüm olayının gerçekleştiği yer ve çevresinde olayın hemen akabinde derhâl harekete geçilerek deliller karartılmadan önce inceleme, araştırma yapılması, veri toplanması olayı çevreleyen koşulların aydınlatılması adına kritik önemdedir.

98. M.K.nın olay yerinde R.N.V.yi bulması üzerine Ö.D. emniyet birimlerini trafik kazası şüphesiyle haberdar etmiş, ihbarı takiben kolluk görevlileri olay yerine intikal etmiştir. R.N.V.nin ambulansa alındığı sırada olay yerine gelen kolluk görevlilerinin olay yeri çevresinde, binada, ikametgâhta gözlem/inceleme yaptığı, trafik kazasına dair bir ize rastlanmadığı, çevredeki bazı yolların kapatıldığı, R.N.V.nin ayağından çıkan ayakkabının görevlilerce alındığı ancak bu incelemeler yapılırken görüntü kaydı yapılmadığı görülmüştür.

99. Olay yerine gelmediği anlaşılan savcının talimatı ile olay günü saat 18.50 sıralarında çalışmaya başladığı anlaşılan olay yeri inceleme ekibi, çalışmasını tutanağa göre saat 23.00'te bitirmiştir.

100. Olay yeri inceleme ekibinde yer alan görevliler dâhil olmak üzere diğer kolluk görevlilerinin ve tanıkların ifadelerine de yansıdığı üzere olay yerinde gerek ilk gözlemin gerçekleştiği gerekse olay yeri inceleme ekibinin çalışma yaptığı esnada hem bina çevresinde hem de bina içinde (girişte, merdivenlerde vs.) ciddi bir kalabalığın (Bazı ifadelerde 100-150 kişi olarak geçmektedir.) bulunduğu açıktır. Ölüme neden olan olguya dair ilk bakışta bir belirsizlik olması ve maktulün ikametgâhının hemen önünde bulunması dikkate alındığında gerek R.N.V.nin bulunduğu yer ve çevresinin gerekse ikametgâhının kontrol altına alınmasının, muhafaza edilmesinin, gerektiğinde sivil şahıs girişine kapatılmasının olası delillerin kaybolmasının, zarar görmesinin hatta değiştirilmesinin önlenmesinin yani soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için gerekli olduğu ortadadır. Ancak somut süreçte olay yeri incelemesi yapan S.A.nın ve diğer kolluk görevlilerinin ifadesine de yansıdığı üzere olay yerinde delillerin tespitinin/toplanmasının sağlıklı yapılabilmesini sağlamak ve/veya zarar görmesini, kaybolmasını önlemek amacıyla önlem alınmadığı, binanın çevresinde/içinde ve olay yerinde kontrolsüz şekilde kalabalık insan topluluğuna izin verildiği anlaşılmıştır. Bu durum olayın koşullarının aydınlatılmasına katkı sunması muhtemel delillerin toplanmasında özensizlik ve ciddiyetsizlik gösterildiğini ortaya koymaktadır.

101. Olay yerinde ilk yapılan incelemede kolluk görevlilerinin çatıya çıkmasına karşın R.N.V.ye ait okul çantasının bulunamadığı ancak olay akşamı saat 23.00 sıralarında vatandaşların binanın çatısında çantayı bulduğu görülmüştür. Kolluk görevlileri saat 23.50'de düzenledikleri tutanakta (siviller tarafından bulunduğu ayrıntısına yer verilmeden) çantanın bulunduğunu belirtmiştir. Olay günü saat 23.00'te incelemenin sona erdiğinin belirtildiği Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda da çantanın bulunduğu bilgisi yer almaktadır. Bir başka ifadeyle tamamlandığı saat itibarıyla çantanın henüz bulunamadığı olay yerinin incelenmesine dair tutanakta çantanın bulunduğu bilgisi mevcuttur. Tutanaklar arasındaki bu açık çelişki soruşturmada, delil toplama ve kayıt altına alma hususunda gösterilen özensizliğin ve kayıtsızlığın başka bir göstergesidir.

102. Bu konudaki şüphesiz en dikkat çekici husus ilk inceleme/gözlem esnasında hatta olay yeri inceleme ekibinin görev yaptığı sırada bulunamayan, maktule ait olan, olay günü de yanında bulunan, olayı aydınlatacak delil içermesi muhtemel olan çantanın daha sonra olay yeri oldukça kalabalıkken çatıda sivil vatandaşlar tarafından bulunmasıdır. Bu durum, çantanın sonradan çatıda ortaya çıkmasının olay yeri ve çevresinin şüpheli ölüm vakasında kontrol altına alınmamasının/muhafaza edilmemesinin yani özensizliğin ve kayıtsızlığın bir sonucu olarak gerçekleştiği yönünde güçlü bir izlenim ve çantanın alana sonradan konulduğu, varsa çanta içinde/üzerinde mevcut delillerin ortadan kaldırıldığı veya değiştirildiği yönünde haklı bir şüphe uyandırmaktadır. Buna ek olarak çanta üzerindeki izlerin (parmak izi, kalıntı vs.) incelemesinin olayın üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesinin ardından 2019 yılının Temmuz ayında yapılması da (bulgu ve izlerin kaybolma ihtimali dikkate alındığında) sürece yönelik ihmal ve özensizliği destekler niteliktedir.

103. R.N.V.nin günlük olarak kullandığı anlaşılan defter olay gecesi yine sivil vatandaşlar tarafından R.N.V.nin odasında geç saatlerde bulunmuştur. R.N.V.nin olay sonrası herhangi bir şekilde muhafaza edilmediği, kontrol altına alınmadığı, birçok şahsın girip çıktığı anlaşılan odasından alınan günlük başka bir yere götürülmüş; akrabalar dâhil birçok kişi tarafından incelenmiştir (Bu husus ifadelerde ayrıntılı olarak belirtilmiştir.). Şüpheli olan ve ilk bakışta yüksekten düşme olarak da ele alındığı anlaşılan vakada kişisel eşyalar (günlük, not, kitap vs.) dâhil her türlü bulgunun/delilin olayın aydınlatılmasında kritik önemi (ruhsal sıkıntı, intihar eğilimi, korkulan ya da çekinilen, tehdit olabilecek kişiler vs. yönünde bilgi içerme ihtimali) olduğu açıktır. Kaldı ki Başsavcılığın da söz konusu öneme binaen günlüğü fulaj (iz) incelemesi dâhil detaylı bir araştırmaya tabi tuttuğu anlaşılmıştır. Ancak günlüğün bir süre başka şahıslar tarafından alıkonulması hâli daha sonra yapılan kriminal incelemeyi -defterde oynama/tahrif yapılması olasılığı dikkate alındığında- anlamsız hâle getirebilecektir. R.N.V.nin odasının sivil vatandaşlarca günlüğün alınmasından önce kolluk kuvvetleri tarafından incelendiği ancak günlüğün delil olarak muhafaza altına alınmadığı, bu durumun ihmal edildiği gözlenmiştir. Bazı sayfaları yırtık olduğu anlaşılan günlüğün kolluk tarafından muhafaza altına alınmayarak gözardı edilmesi, R.N.V.nin odasının olay gecesi birçok kişinin rahatlıkla girebileceği şekilde kontrolsüz bırakılması, günlüğün bir süre başka şahıslarca alıkonulması; hem olası başka delillerin de ihmal edilmiş hem de günlüğün tahrif edilmiş olabileceği yönünde haklı şüphe uyandırmaktadır. Olay Yeri İnceleme Tutanağı'na da yansıdığı üzere çantadaki romanın intihara ilişkin kısmının ataşla tutturulduğu tespit edilmesine rağmen bu tespitten sonra dahi R.N.V.nin olaya ilişkin veri içerme ihtimali olan odasının, kişisel eşyalarının muhafaza altına alınmamasının etkili soruşturma ilkeleriyle bağdaşmadığına, soruşturmanın yaşam hakkının güvencelerinin gerektirdiği derinlikte ve özenle yapılmadığına işarettir.

104. Kolluk görevlilerinin ifadeleri; R.N.V.nin kıyafetlerinin (ayakkabı, çorap, okul üniforması) olayın hemen akabinde olay yerinde ve hastanede üzerindeki olası izlerin kaybolmasını önleyecek şekilde muhafaza edilmediğini, bir süre farklı birimler arasında taşındığını, hastanede sedye üzerinde muhafazasız durduğunu, delil poşetine değil basit bir poşetle ambalajlandığını göstermektedir. Ayakkabılar ve kıyafetler üzerinde yer alan izlerin nereden bulaştığının tespit edilebilmesi için yapılan laboratuvar incelemelerinde kimyasal incelemeye uygun kalıntıya rastlanmadığının raporlandığı görüldüğünden söz konusu delillerin elde edilmesinde ve muhafazasında özenli davranılmadığı yönünde haklı bir şüphe söz konusudur. Bununla beraber etrafta görüntü kaydı yapan kameranın bulunmaması ve ilk etapta olay yerinin kolluk tarafından fotoğraflanmaması, görüntü kaydı alınmaması karşısında ambulans/hastane kamera kayıtlarının da soruşturma sürecinde 2019 yılına değin talep edilmemesi delillerin toplanmasında gösterilen ihmale/kayıtsızlığa bir başka örnektir.

105. R.N.V.nin çorapları emanet eşya makbuzunda, delil listesinde yer almamaktadır. Olay günü R.N.V.nin ayağında çorap olduğu sağlık görevlilerinin ve kolluğun ifadesi ile sabit olup buna karşın çorapların olay yerinde muhafaza altına alınmadığı, deliller arasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Olayın oluşuna dair düzenlenen bilirkişi raporlarında R.N.V.nin binanın yan tarafındaki yeşillik alana düşmüş ve oradan evin önüne kadar sürünmüş olabileceği belirtildiğinden bir ayakkabısının da ayağından çıktığı sabit olduğundan ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ağırlıklı olarak bilirkişi raporunda yer verilen ihtimal üzerine inşa edildiğinden çorapların (olası çimen izi, sürtünme izi vs.) vakanın koşullarının aydınlatılması için muhtemel delil olduğu açıktır. Bu delilin olay anında var olmasına rağmen muhafaza altına alınmaması soruşturma için bir eksiklik olduğu izlenimi yaratmaktadır.

106. Soruşturma sürecinde başvurucular, akrabalar, vakayı ilk görenler ve olaya ilişkin bilgi sunması ihtimali olan toplamda 100'den fazla kişinin (emniyet mensubu, sağlık görevlisi, olay yerine yakın bulunanlar vs.) ifadesine başvurulmuştur. Bununla beraber söz konusu kişilerin (R.N.V.nin okuldan birlikte çıktığı arkadaşları, çantayı bulan kişiler, günlüğü alan kişiler gibi) ifadelerinin bir kısmı 2018 yılının sonu veya 2019 yılında alınmıştır. Olayın 2018 yılının dördüncü ayında gerçekleştiği gözetildiğinde olayın üzerinden kişilerin olaya dair ayrıntıları unutmalarına neden olabilecek kadar bir süre (8 ay/1 yıl) geçtikten sonra olaya dair bilgisi olma ihtimali olanların ifadesine başvurulmasında -bu kişilere ulaşılmasının zorluk arz ettiği yönünde bilgi de bulunmaması karşısında- makul bir gecikme olmadığı, bu gecikmenin soruşturma sürecinde kayıtsızlık gösterildiği yönünde emare teşkil ettiği açıktır.

107. Bununla beraber Olay Tutanağı'nda, R.N.V.yi ilk gören şahıslar arasında yer alan A.A.A.nın soruşturma sürecinde ifadesinin alındığına dair bir kayıt yoktur. Kolluk Tutanağı'nda herhangi bir kamera kaydının bulunmadığı şüpheli ölüm olayında R.N.V.yi ilk gören kişiler arasında sayılan A.A.A.nın ifadesinin alınmasının vakanın aydınlatılmasında önem arz ettiği ve bu kişinin tanıklığına başvurulmamasının soruşturma açısından bir eksiklik teşkil ettiği açıktır.

108. Diğer taraftan bina yanındaki yeşillik alanda ezilme olduğu yönünde birbiriyle çelişen tespit ve ifadeler söz konusudur. Olay yerine ilişkin tutanaklarda binanın yan tarafındaki yeşillik alanda ezilme olduğu belirtilmekte; kolluk görevlileri O.Z.A., R.K. ve K.S.nin imzası bulunmaktadır. Daha sonra alınan ifadelerinde R.K. bina yanındaki yeşillik alanda ezilme gördüğünü beyan ederken K.S. aksini söylemiştir. Soruşturmada aktif olarak görev alan kolluk görevlisinin ifadesinde görmediğini beyan etmesine karşın yeşillik alanda ezilme olduğunun tespit edildiği tutanakta imzasının olması ile ortaya çıkan çelişki de soruşturmanın ciddiyetine gölge düşürmektedir. Ayrıca K.S. ifadesinde ilçe emniyet amirinin pasif davrandığını, Polis Merkezi Amiri O.Z.A.nın olayla ilgilenmediğini, tüm kontrolün tek bir kişide (R.K.) toplandığını soruşturmadaki özensizliği ortaya koyar şekilde belirtmiştir. Olayda bizzat görev alan kolluk görevlisinin soruşturmada özensizlik olduğunu belirtmesi şüpheyi daha da artırmaktadır.

109. İki yılın biraz üzerinde bir sürede tamamlandığı görülen ve bu hâliyle makul olarak kabul edilebilecek soruşturmada çok sayıda ve çeşitlilikte inceleme yapıldığının altı çizilmelidir. Her ne kadar soruşturma sürecinde kısıtlılık kararı verilmişse de kararın bir süre sonra kaldırıldığı ve başvurucuların da soruşturma dâhilindeki belge/bilgiye erişim konusunda bir sorun yaşadıkları yönünde açık, somut bir iddia ileri sürmedikleri görülmüştür. Soruşturma sürecinde olay yerinden elde edilen (R.N.V.nin kıyafetleri, günlüğü, çantası dâhil), başvurucunun gösterdiği ve şüpheli olduğunu ileri sürdüğü metruk binadan alınan delillerin DNA incelemesi dâhil olmak üzere kriminal incelemeye tabi tutulduğu, analiz edildiği, binanın krokisinin çıkarıldığı, keşif yapıldığı, şüpheli araçların araştırıldığı, olayla ilgili olabilecek kişilerin telefon kayıtlarının dinlendiği, HTS kayıtlarının temin edildiği, ilçe genelindeki kamera kayıtlarının araştırıldığı, çok sayıda kişinin ifadesinin alındığı görülmektedir. Ancak, yukarıda aktarılan ve ağırlıklı olarak olayın gerçekleşmesinin hemen sonrasındaki süreçte meydana gelen -mevcut delillerin kaybolmasına ve sonradan yapılacak araştırmaların etkisiz hâle gelmesine neden olabilecek- ihmal,kayıtsızlık ve gecikme hâlinin soruşturmanın bütünü üzerinde etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin ilkelerle bağdaşmayacak mahiyette bir eksiklik/boşluk yarattığı ve soruşturmanın yaşam hakkının gerektirdiği derinlik ve ciddiyette yapıldığı yorumunu getirmeyi mümkün kılmadığı açıktır.

110. Bu tespit ve değerlendirmelere ek olarak TBMM tarafından oluşturulan araştırma komisyonunun soruşturmada gerekli özen ve hassasiyetin gösterilmediğini ifade eden raporu, HSK tarafından soruşturma sürecinde savcıların gösterdiği ihmal nedeniyle verilen disiplin cezası, emniyet birimleri tarafından soruşturma sürecinde gösterilen ihmal nedeniyle kolluk kuvvetlerine yönelik tesis edilen disiplin işlemleri, farklı pratik ve ölçütler (disiplin hukuku, kamuoyu denetimi) temelinde yapılan irdeleme ve değerlendirmelere ilişkin olsa da soruşturma sürecinde gösterilen ihmal ve özensizliğe dair yukarıda yapılan belirlemeleri destekler niteliktedir.

111. Tüm bu tespit ve değerlendirmeler ışığında R.N.V.nin şüpheli ölümünü tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve varsa sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit eden, yaşam hakkının sağladığı güvencelerin gerektirdiği derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütüldüğünü söylemek mümkün görünmediğinden soruşturma sürecine dair özensizlik, ihmal ve eksikliklerin yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatine ulaşılmıştır.

112. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

113. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir ...

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir ..."

114. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden soruşturma yapılması ve 1.000.000 TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

115. Başvuruya konu ölüm olayının üzerinden yaklaşık yedi yıl geçmesi, ihlal kararının ağırlıklı olarak olayın hemen akabinde delillerin araştırılması, toplanması sürecinde gösterilen, delillerin kararmasına neden olabilecek ihmal, özensizlik üzerinde yoğunlaşması, bir başka ifadeyle özensizliğin büyük ölçüde olay yeri incelemeye ilişkin bulunması ve bu incelemenin artık yapılamayacak olması karşısında yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir.

116. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvuruculara manevi zararları karşılığında net 350.000 TL manevi tazminatın müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

117. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucuların uğradıklarını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalı ve maddi zarar bilgi/belge ile somutlaştırılmalıdır. Başvurucuların bu hususta herhangi bir belge sunmamaları nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

118. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvuruculara net 350.000 TL manevi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Görele Cumhuriyet Başsavcılığına (İhlal, Sor. No: 2018/525 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararına ilişkindir.) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Genel Kurul
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Atika Vatan ve Şaban Vatan [GK], B. No: 2020/29242, 29/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı ATİKA VATAN VE ŞABAN VATAN
Başvuru No 2020/29242
Başvuru Tarihi 17/9/2020
Karar Tarihi 29/5/2025
Resmi Gazete Tarihi 1/9/2025 - 33004

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, şüpheli ölüm olayına ilişkin olarak yürütülen soruşturmanın etkisiz olması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Koruma yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkin diğer iddialar İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 160
161
2559 Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ek 6
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi