logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Lütfi Morkoç [1. B.], B. No: 2020/31715, 18/11/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

LÜTFİ MORKOÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/31715)

 

Karar Tarihi: 18/11/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

C. Ece YALIM

Başvurucu

:

Lütfi MORKOÇ

Vekili

:

Av. Cahide Sezen IRMAK

 

:

Av. Oğuzhan ÇOLAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, şirketlerin alacaklarına tedbir uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/9/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Arka Plan Bilgisi

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Tarım ve Orman Bakanlığınca kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişi üreticilerden temin edilecek büyükbaş ve küçükbaş hayvanın genç çiftçilere hibe edilmesine dayalı olarak "Genç Çiftçi Projesi" adında bir proje başlatılmıştır. Bu projekapsamında Bakanlık ilgili kuruluşu olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ile Morkoç Kerestecilik Hayvancılık Süt İnşaat Nakliyat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Morkoç Ltd. Şti) arasında 16.485 baş dişi sığır alımı, 46.512 baş koyun alımı için 9/7/2018 tarihinde;Öz Duygu Tarım ve Hayvancılık İnşaat Orman Nakliyat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Öz Duygu Ltd. Şti.) arasında 5.095baş dişi sığır alımı, 3.000 baş manda alımı için 9/7/2018 tarihinde; Öz Efe Hayvancılık Tarım İnşaat Emlak Danışmanlık Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Öz Efe Ltd. Şti.) arasında 11.825 baş dişi sığır alımı için 11/7/2018 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.

6. Başvurucu, kurucusu ve yöneticisi olduğu Morkoç Ltd. Şti.nin yarı oranında hissedarı olup Şirket merkezinin bulunduğu kendisine ait Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde bulunan hayvan çiftliğinde hayvancılık faaliyetinde bulunmaktadır. Öz Duygu Ltd. Şti.nin yarı hissesi başvurucunun eşi Z.M.ye, Öz Efe Ltd. Şti.nin ise tamamı kızı Özl.T.ye ait olup başvurucunun söz konusu şirketlerde ortaklığı bulunmamaktadır. Morkoç Ltd. Şti., Öz Duygu Ltd. Şti., Öz Efe Ltd. Şti. anlatım kolaylığı açısından Şirketler olarak ifade edilecektir.

7. TİGEM tarafından 22/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun25. maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlarda bulunulduğu gerekçesiyle anılan Şirketler ile hayvan alımına ilişkin olarak imzalanan sözleşme2/10/2019 tarihinde feshedilmiş, söz konusu Şirketlerin iki yıl süreyle ihalelerden yasaklılığına ve teminat mektuplarının irat kaydedilmesine karar verilmiştir.

B. Başvurucu Aleyhine Başlatılan Ceza Soruşturması Süreci

8. Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından başvurucunun, K.M., Özl.T., S.Ç. ve Özg.T. ile birlikte suç işlemek amacıyla örgüt kurarak "Genç Çiftçi Projesi" kapsamında piyasadan ucuza alınan ve proje şartnamesinde belirlenen özellikleri taşımayan, ülkenin çeşitli yerlerinden toplanan hayvanların orijinal kulak küpelerinin sökülüp yerine diğer şüpheli veteriner hekimlerden rüşvetle temin edilen küpelerin takılarak dağıtımının sağlandığı, TİGEM'den bu hayvanlar için alınan paraların Şirketlerinin hesaplarına aktarıldığı, diğer şüphelilerce söz konusu örgüte üye olmak suretiyle piyasadan hayvan toplanması, küpe imali ve bunların sevkini gerçekleştirildiği iddiasıyla toplam 149 şüpheli hakkında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmada anılan şüphelilerin suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, görevi kötüye kullanma, rüşvet almak ve vermek, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmî belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilmiştir.

9. Başsavcılıkça yapılan soruşturma kapsamında Ardahan Sulh Ceza Hâkimliğince (Hâkimlik) 15/1/2019 tarihinde ve 18/1/2019 tarihinde bir kısım şüphelilerle birlikte başvurucunun ve Şirketlerin taşınmazlarına, kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü alacaklarına, kıymetli evraka, ortağı bulunduğu Şirket ve kooperatiflerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına, banka veya diğer mali kurumlardaki tüm döviz hesaplarına, vadeli mevduat hesaplarına, vadeyi bağlanmamış olsa bile maaş hesapları dışındaki diğer hesaplara, maaş hesapları yönündeki son aldıkları maaşlar kadar paranın aylık harcamaları için kullanılmak üzere o ay içerisinde çekilmesine izin verildikten sonra arta kalan miktar üzerine 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesi gereğince elkonulmasına karar verilmiştir.

10. Başsavcılığın talebi üzerine soruşturma sürecinin uzun olması, şüpheli sayısının fazlalığı nedenleriyle Hâkimlikçe, 24/5/2019 tarihinde bir kısım şüphelilerle birlikte başvurucunun ve Şirketlerin vergi borcu, maaş ödemesi, işçi tazminatları ve miras gelirleri üzerindeki tedbirlerin sınırlı olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. 22/8/2019 tarihinde ise Hâkimlikçe şüphelilerin çocuklarının eğitim masraflarını karşılayacak miktar yönünden tedbirin sınırlı olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.

11. Tedbir kararına başvurucu ve bir kısım şüphelilerin itirazı üzerine Hâkimliğin 31/10/2019 tarihli kararıyla 15/1/2019 ve 18/1/2019 tarihlerinde verilen elkoyma kararlarının 2018 yılı ve öncesinde edinilen mal varlığı, taşınmazlar, para, hak ve alacak, vadeli vadesiz tüm mevduatlar, büyükbaş, küçükbaş hayvan, şirket, tarımsal ve hayvancılık işletmeleri,tüm kara, deniz, hava, ulaşım taşıt araçları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına,

-31/10/2019 tarihinden itibaren ise yeni yapılacak bankacılık iş ve işlemlerinin serbest bırakılmasına,

-01/01/2018 tarihi itibarıyla banka ve diğer finans kurum hesaplarında mevcut bulunan para hak ve alacakların tasarrufunun serbest bırakılmasına,

-01/01/2018-31/10/2019 tarihleri arasında bankacılık iş ve işlemlerinin dondurulmasına,

-Z.M., F.Ç., N.T., B.T.nin gayrimenkul, menkul, vadeli vadesiz tüm bankalardaki hesaplardan elkoyma kararlarının kaldırılmasına,

-Şüphelilerden Özg.T., Özl.T., S.Ç., K..M ve başvurucunun ailelerini geçindirebilmeleri için aylık 30.000 TL'nin Şirket hesaplarından çekilmesine,

-Zarara uğradığı düşünülen TİGEM'in sözleşmenin tarafı Şirketlerin hak edişlerinin bir kısmını ödediği, bir kısmını uhdesinde tuttuğu, sözleşmenin feshedildiği, teminat mektuplarının hâlâ kurumda bulunduğu, bahsi geçen teminat mektuplarına artık ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle iadesine karar verilmiştir. Hâkimlikçe kararın gerekçesinde soruşturmanın devam ettiği, kamu zararının bu aşamada belli olmadığı, TİGEM'in elinde teminat mektuplarının bulunduğu, zarara uğrama ihtimali nedeniyle hak edişlerin tümünün ödenmemiş olduğu, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporunda suçtan elde edildiğini gösteren bir mal varlığının bulunmadığının bildirildiği, tedbirin orantılı olmadığı belirtilmiştir.

12. Son olarak 15/11/2019 tarihinde Hâkimlik kararı ile başvurucu dâhil olmak üzere bir kısım şüpheliler ve Şirketlerin üzerindeki 15/1/2019 ve 18/1/2019 tarihlerinde verilen tedbirlerin tümüyle kaldırılmasına karar verilmiştir. Anılan kararda TİGEM'in yaptığı sözleşmeler dolayısıyla Öz Duygu Ltd. Şti., Öz Efe Ltd.Şti, Morkoç Ltd. Şti.ye yapacağı tüm hak ediş ve ödemelerinin soruşturma süresince durdurulmasına ve kurum uhdesinde tutulmasına, söz konusu şirket hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi konusunda ilgili ticaret sicil müdürlüklerine bildirimde bulunulmasına, başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım şüphelilerin ve söz konusu Şirketlerin 01/01/2018 tarihinden sonra edinmiş oldukları, taşıtlarına ve gayrimenkul mallarına tedbir konulmasına karar verilmiştir. Başvurucu vekili tarafından tedbir kararına itiraz edilmiştir.

13. Başsavcılıkça yapılan soruşturma sonrasında açılan kamu davasında Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi 21/7/2020 tarihinde,yetkisizlik kararı vererek dosyanın Ankara yetkili Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, sair hususların yetkili mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiştir.

C. Bireysel Başvuru Tarihinden Sonraki Süreç

14. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) yapılan yargılamada başvurucu ve Şirket vekilleri tarafından31/05/2021 tarihinde Şirketlerin TİGEM'den olan tüm hak ediş ve ödemeleri üzerine konulan elkoyma kararlarının kaldırılması talep edilmiştir.

15. Mahkemece; Hâkimliğin 15/11/2019 tarihli kararlarında adı geçen Şirketlere TİGEM'in yapacağı tüm hak ediş ve ödemelerin soruşturma süresi boyunca durdurulmasına ve kurum uhdesinde tutulmasına karar verildiği, 13/6/2019 tarihli MASAK rapor içeriğinde bir kısım sanıklar ve Şirketleri üzerine kayıtlı taşınmaz tapu kayıtlarının, motorlu araçların, kredi kartı harcamalarının, banka hesaplarındaki aktif-pasiflerin belirlenmesi ile yetinildiği,el konulan mal varlığı değerlerine ilişkin suçtan elde edilen menfaat olup olmadığına ilişkin bilgi bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece ancak ileride müsaderesine karar verilmesi muhtemel suçtan elde edilen menfaat olduğu hususunda kuvvetli şüphe bulunan mal varlığı değerleri üzerine 5271 sayılı Kanun'un 128. maddesi gereğince elkoyma işleminin yapılabileceği, özel hukuk hükümleri gereğince çözümü gerekli, sözleşmeye dayalı hak ve yükümlülüklerden kaynaklanan anlaşmazlıklarda anılan maddeye göre elkoyma kararı verilmesinin olanaklı olmadığı ifade edilmiştir.

16. Mahkeme ayrıca anılan Şirketlerin TİGEM'de bulunan hak ediş ve diğer alacakları dışındaki mal varlığı değerlerine suçtan elde edilen menfaat olduğuna dair rapor bulunması hâlinde5271 sayılı Kanun'un 128. maddesi kapsamında elkoyma işleminin yapılmasının hukuka uygun olduğunu, TİGEM'de bulunan hak ediş ve diğer tüm alacaklarının sanıklar ve Şirketlerin aktif mal varlığı olarak kabul edilemeyeceğini, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında hak ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesinden sonra anılan hak ediş ve alacaklarının ödenebileceğini, bu konunun da ceza mahkemelerinin yetki ve sorumluluğunda bulunmadığını ifade etmiş;bu sorumluluk ve yetkinin sözleşmenin tarafı olan kamu idaresinde olduğunu,ihtilaf bulunması hâlinde ise çözüm merciinin hukuk mahkemeleri olduğunu açıklamıştır. Mahkeme bütün bu hususların yanı sıra Hâkimlikçe verilen elkoymanın soruşturmanın sonuçlanmasına kadar sınırlandırılmış olduğunu, soruşturmanın sona erip kovuşturma aşamasına geçildiğinden elkoyma kararlarının kendiliğinden kalktığını belirterek 14/9/2021 tarihinde karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

17. Mahkemede görülmekte olan dava hâlen derdest olup bir sonraki duruşma tarihi 21/1/2026olarak belirlenmiştir.

D. Hukuk Yargılaması Süreci

18. Başvurucu vekili tarafından Anayasa Mahkememize sunulan "yeni delil sunumu" konulu 13/8/2024 tarihli dilekçede TİGEM'e karşı haksız feshin tespiti ve maddi tazminat talebiyle Öz Efe Ltd. Şti. tarafından Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde (Hukuk Mahkemesi) 2/3/2020 tarihinde dava açıldığı belirtilerek, Hukuk Mahkemesinde alınan 24/7/2024 tarihli bilirkişi raporu sunulmuştur. Söz konusu bilirkişi raporunda feshin şartlarının oluşmadığı vurgulanarak tazminat hesaplanmış, hayvanların teslim edilmesine rağmen, davalı idarece ödeme yapılmamasının davalı idarenin ihmalkârlığı olduğu, teslim edilen hayvanların bedelinin tamamının davacıya ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

19. Başvurucu vekili dilekçesinde elkoyma tedbirinin kaldırılmasına ilişkin bir karar verilmediğini, ihlalin devam ettiğini, bilirkişi raporundan sözleşmenin feshinin haksız olduğunun anlaşıldığını, hakkında yapılan ceza soruşturmasında mal varlığı ve alacaklarının üzerine tedbir uygulanmasının anayasal haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

20. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan davanın hâlen derdest olup bir sonraki duruşma tarihinin 11/12/2025 olarak belirlendiği tespit edilmiştir.

21. UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede ayrıca Şirketler tarafından teminat bedelinin iadesi ve bakiye alacakların tespiti istemiyle TİGEM aleyhine ayrı ayrı davalar açıldığı, söz konusu dava dosyalarının derdest olduğu da tespit edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. 5271 sayılı Kanun’un 128. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;

a) Taşınmazlara,

b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,

c) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba,

d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara,

e) Kıymetli evraka,

f) Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına,

g) Kiralık kasa mevcutlarına,

h) Diğer mal varlığı değerlerine,

Elkonulabilir. Somut olarak belirlenen Bu taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi, elkoyma işlemi yapılabilir. Bu madde kapsamında elkoyma kararı alınabilmesi için ilgisine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınır. Bu rapor en geç üç ay içinde hazırlanır. Özel sebepler zorunlu kıldığında bu süre talep üzerine iki ay daha uzatılabilir.

 (2) Birinci fıkra hükmü;

a) Türk Ceza Kanununda tanımlanan;

...

6. Dolandırıcılık (madde 157, 158),

...

10. (Mülga: 21/2/2014 – 6526/10 md.; Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/25 md.) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç),

...

16. Rüşvet (madde 252),

...

Hakkında uygulanır.

...

(6) Şirketteki ortaklık paylarına elkoyma kararı, ilgili şirket yönetimine ve şirketin kayıtlı bulunduğu ticaret sicili müdürlüğüne teknik iletişim araçlarıyla derhâl bildirilerek icra olunur. Söz konusu karar, ilgili şirkete ve ticaret sicili müdürlüğüne ayrıca tebliğ edilir.

..."

23. 22/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun "Yasak fiil ve davranışlar" başlıklı 25. maddesi şöyledir:

" Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:

a) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.

b) Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.

c) Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Anayasa Mahkemesinin 18/11/2025 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu;

i. TİGEM'in "genç çiftçi" projesi kapsamında piyasadan satın alıp genç çiftçilere dağıtmak üzere ortağı olduğu şirket de dâhil olmak üzere 10 ayrı şirketten büyük ve küçükbaş hayvan alımı yaptığını, kendisine ait Şirketlerin taahhüt ettiği edimi yerine getirdiği hâlde Hâkimlik kararıyla TİGEM'den olan toplam 28.026.276,00 TL alacağına el konulduğunu, anılan elkoyma kararına itirazlarının Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği yetkisizlik kararı ile askıya alındığını belirtmiştir.

ii. Başvurucu; kendisine ait Şirketlerin mal varlığına konulan tedbir kararlarının haksız kısıtlamaya neden olduğunu, tedbir konulan alacağın meşru bir sözleşmeye dayalı olarak ortaya çıktığını, hukuka uygun yollarla elde edilen alacağına tedbir konulması nedeniyle telafisi imkânsız zararların ortaya çıkabileceğini, sahibi olduğu Şirketlere ait alacak üzerinde yer alan tedbirlerin kaldırılması amacıyla yapılan başvurunun sonuçlandırılmaması ve sürecin uzaması nedeniyle hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

iii. Başvurucu ayrıca 128. maddeye dayalı olarak elkoyma işleminin gerçekleşebilmesi için üzerine tedbir konulan mal varlığı değerinin şüpheli ve sanığa ait olması gerektiği hâlde sahibi olduğu Şirketlere ait alacağa el konulduğunu, ayrıca elkoyma kararı verilebilmesi için 128. maddede sayılan kurum ya da kurullardan rapor alınması gerektiğini, rapor alınmadan Şirketlere ait alacak üzerine el konulmasının kanunilik ilkesini ihlal ettiğini, tedbir kararının yeterli gerekçe içermediğini, haksız tedbirin kaldırılması gerektiğini, hukuk devleti ilkesinin, adil yargılanma, mülkiyet ve çalışma haklarının ihlal edildiğini belirtmiştir.

26. Bakanlık görüşünde; Hâkimliğin 15/11/2019 tarihli kararı ile Şirketler üzerindeki tüm tedbirlerin kaldırıldığını, TİGEM tarafından başvurucunun alacağının ödeme koşullarının oluşmadığının bildirildiğini, bu kapsamda hukuk davalarının devam ettiğini belirtmiştir. Bakanlık ayrıca başvurucunun elkoyma tedbirine itiraz edebildiğini, itirazlarının Hâkimlikçe değerlendirilerek süreç içerisinde birden fazla kez sınırlı bir şekilde tedbirlerin kaldırıldığını ve son olarak söz konusu tedbirlerin tümüyle kaldırıldığını, başvurucunun mağdur statüsünün bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde fayda bulunduğunu vurgulamıştır. Bakanlık; başvurucu hakkındaki ceza kovuşturmasının hâlen devam ettiğini, başvurucu tarafından eğer tedbir kararının şartları oluşmadan verildiği ve devam ettirildiği düşünülüyorsa 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi uyarınca koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açma imkânının bulunduğunu, başvurucunun bu yola başvurduğuna ilişkin bir bilgi veya belge bulunmadığından başvurucunun etkili başvuru yollarını tüketip tüketmediği hususunun değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

27. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda ileri sürdüğü beyanlarına benzer nitelikte beyanlarda bulunmuştur.

B. Değerlendirme

28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel, kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."

29. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar” başlıklı 46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmış olup anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için iki temel ön koşul bulunmaktadır. Bunlardan birincisi başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı, “güncel bir hakkının ihlal edilmesi” ve bunun sonucunda başvurucunun kendisinin “mağdur” olduğunu ileri sürmesi, ikincisi ise bu ihlalden dolayı kişinin “kişisel olarak ve doğrudan” etkilenmiş olması gerekir.

30. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Ancak 6216 sayılı Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince sadece ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından bireysel başvuruda bulunulabilecektir. Dolayısıyla Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, AİHS ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamında bir hakkı doğrudan etkilenmeyen kişi “mağdur” statüsü kazanamaz.

31. Kural olarak bir kimse, kendisi taraf sıfatını haiz olmadığı müddetçe ortağı veya şirket yöneticisi olduğu tüzel kişiliğin taraf olduğu yargılamalar nedeniyle temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasında bulunamaz. Bununla birlikte belirli durumlarda bir şirketin tek hissedarı olan kimse şirket aleyhine alınan tedbirler nedeniyle mağduriyetini ileri sürebilir. Bu durum dışında, şirket tüzel kişiliğinin Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmasını imkânsız kılan hukuki sınırlamalar olmadığı müddetçe şirket tüzel kişiliği perdesi kaldırılamaz (Müge Polatkan, Polkim Kimya San.Tic.Ltd.Şti. [1. B.], B. No: 2013/6564, 4/2/2016, § 30).

32. Anayasa Mahkemesi tarafından bir başvurunun kabul edilebilmesi için başvurucunun sadece mağdur olduğunu ileri sürmesi yeterli olmayıp ihlalden doğrudan etkilendiğini yani mağdur olduğunu göstermesi veya mağdur olduğunu ortaya koyması gerekir. Bu itibarla, mağdur olduğu zannı veya şüphesi de mağdurluk statüsünün varlığı için yeterli değildir (Mahmut Tanal, [2. B.] B. No: 2014/11368, 23/7/2014, § 34; Ayşe Hülya Potur, [2. B.] B. No: 2013/8479, 6/2/2014, § 24; Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) [1. B.], B. No: 2015/15977, 12/6/2019, § 36).

33. Başvurucunun ortağı olduğu Morkoç Ltd. Şti.nin ve başvurucunun eşine ve kızına ait Öz Duygu Ltd. Şti. ve Öz Efe Ltd. Şti.nin TİGEM'den olan tüm hak ediş ve ödemelerinin başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım şüpheliler hakkında soruşturma süresince durdurulmasına karar verilmiştir. Başvurucu, gerçek kişi olarak yaptığı başvuruda başvuru formunda söz konusu Şirketlerin kendisine ait olduğunu ifade etmiş şikâyetlerini de üç Şirket kapsamında dile getirmiştir. Kural olarak tüzel kişilerin mal varlığına kamu makamlarınca müdahale edilmesi hâlinde doğrudan mağdur şirket olup bireysel başvurunun da şirket tarafından yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte istisnai hâllerde şirket aleyhine tesis edilen işlemden menfaati etkilenen kişiler de şirket tüzel kişiliğinden ayrı olarak bireysel başvuruda bulunabilir.

34. Somut olayda başvurucunun Şirketlerden Morkoç Ltd. Şti.nin ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda başvurucunun Şirketler hakkında verilen tedbir kararından kişisel olarak nasıl etkilendiği, tüm Şirketler hakkında uygulanan tedbir kararının başvurucuya mağdur sıfatı kazandıracak şekilde doğrudan bir müdahale olup olmadığına ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Müdahalenin doğrudan söz konusu tüzel kişiliklere yönelik olduğu ve dolayısıyla bireysel başvuru hakkının da temsilcileri aracılığıyla tüzel kişi tarafından kullanılabileceği kabul edilmelidir. Nitekim soruşturmanın tüm safahatlarında Şirketlerin TİGEM'den olan alacaklarına yönelik tedbir uygulandığı belirtilmiştir. Bireysel başvuru formunda ise başvurucunun anılan Şirketi temsilen değil kendi adına doğrudan başvuru yaptığı görülmektedir.

35. Öte yandan Şirketlerin hak edişlerine yönelik uygulanan tedbir, Hâkimliğin 15/11/2019 tarihli kararı ile soruşturma süresi ile sınırlandırılmıştır. Mahkeme tedbire yapılan itirazı değerlendirdiği 14/9/2021 tarihli kararında tedbirin soruşturma süresi ile sınırlı olduğunu, kamu davası açılmasıyla tedbirin sona erdiğini belirterek karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Mahkeme, kararında ayrıca Şirketlerin TİGEM'den olan alacağının aktif mal varlığı içinde yer almadığı, alacağın ödenip ödenmemesi konusunda ihtilaf bulunması hâlinde özel hukuk tüzel kişilerinin hukuk mahkemesinde dava açabileceği tespitinde de bulunmuştur. Nitekim Şirketler tarafından TİGEM aleyhine hukuk mahkemelerinde ayrı ayrı alacak davaları da açılmıştır.

36.Sonuç olarak, başvurucunun söz konusu müdahale nedeniyle doğrudan güncel ve kişisel bir hakkının etkilenmediği başvurucunun mağdur sıfatını haiz olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

37. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Lütfi Morkoç [1. B.], B. No: 2020/31715, 18/11/2025, § …)
   
Başvuru Adı LÜTFİ MORKOÇ
Başvuru No 2020/31715
Başvuru Tarihi 22/9/2020
Karar Tarihi 18/11/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, şirketlerin alacaklarına tedbir uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Kişi Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi