logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hasan Deliveli [1.B.], B. No: 2020/32351, 18/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN DELİVELİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/32351)

 

Karar Tarihi: 18/12/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Ayşenur TUNCER

Başvurucu

:

Hasan DELİVELİ

Vekili

:

Av. Emre AKARYILDIZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kapalı görüşlerin ve telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi ile başvurucuya gelen veya başvurucu tarafından gönderilen mektupların Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne kaydedilmesi nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, itiraz sürecinde alınan Cumhuriyet savcılığı mütalaasının tebliğ edilmemesi/bildirilmemesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvuru tarihinde başvurucu, Türkoğlu 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olarak bulunmaktadır. Başvurucu vekili 19/8/2020 tarihli iki ayrı dilekçeyle Kahramanmaraş İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvuruda bulunarak hükümlülerin yaptığı haftalık telefon görüşmesi ile aylık yapılan kapalı görüşlerin dinlenilmesi ve kayıt altına alınması uygulaması ile hükümlüye gelen mektup, faks ve telgrafların Kurum bünyesinde bulunan Mektup Okuma Komisyonu tarafından okunması ve sonrasında Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine (UYAP) taranarak sisteme kaydedilmesi uygulamasının kaldırılmasını talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği, taleplerin Kurum tarafından değerlendirilmesi ve bu talepler hakkında karar alınması için müzekkere yazmıştır. Kurum 24/8/2020 tarihinde başvurucunun taleplerinin reddine karar vermiştir.

3. Kurum kararının gerekçesinde; kapalı görüşün ve telefon görüşmelerinin kaydedilmesiyle mektupların UYAP'a taranması uygulamalarının mevzuattan kaynaklandığı ve bu hususta Kurumun takdir yetkisinin bulunmadığı belirtilmiştir.

4. İnfaz Hâkimliği 1/9/2020 tarihli kararıyla kanuni düzenlemeler ışığında yapılan işlemlerde herhangi bir usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Bunun üzerine başvurucu, itiraz yoluna başvurmuştur. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) anılan kararın usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek 14/9/2020 tarihinde itirazı kesin olarak reddetmiştir.

5. Başvurucu vekili, nihai kararı 5/10/2020 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 6/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kapalı Görüşlerin Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Nedeniyle Haberleşme Hürriyeti ile Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

8. Başvurucu; kapalı görüşlerdeki konuşmalarının kanuni dayanağı bulunmaksızın sistematik bir şekilde kaydedilmesi nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun ihlal iddiaları konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

10. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Eşref Köse (B. No: 2017/38098, 3/6/2020) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kapalı görüşlerde yapılan konuşmaların sistematik bir şekilde teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesinin şartlarının kanunla düzenlenmediği gerekçesiyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Telefon Görüşmelerinin Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Nedeniyle Haberleşme Hürriyeti ile Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu; Kurum tarafından tüm telefon görüşmelerinin sistematik bir şekilde dinlendiğini ve kaydedildiğini ancak görüşmelerin hangi suçlar yönünden, hangi koşullarda, ne kadar süreyle dinlenip kaydedileceğine dair düzenleme bulunmadığını belirtmiştir. Ayrıca kayıtların tutulması ve imha edilmesine yönelik işlemlerin nasıl yapılacağına yönelik belirsizlik söz konusu olduğunu ifade ederek bu uygulama nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Bakanlık görüşünde; başvurucunun ihlal iddiaları konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

13. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hüsamettin Uğur (2) (B. No: 2020/14791, 15/11/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kararda mahpusun tüm telefon görüşmelerinin sistematik bir şekilde kaydedilmesinin yanında kaydedilen bu telefon görüşmelerinin ne kadar süreyle sistemde saklı tutulacağı, bunların üçüncü kişilerin erişimine ve kullanımına hangi şartlarda açılacağı, infaz kurumu tarafından hangi mercilerle paylaşılabileceği ile kişisel verilerin ve mahremiyetin nasıl korunacağı hususlarında açık bir düzenlemenin mevcut olmadığı belirlenmiştir. Böylelikle telefon görüşmelerinin sistematik bir şekilde teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesinin koşullarının kanunla düzenlenmediği gerekçesiyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. Mektupların UYAP'a Kaydedilmesi Nedeniyle Haberleşme Hürriyeti ile Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

14. Başvurucu; kendisine gelen ve kendisinin gönderdiği mektupların kaydedilmesine ilişkin Kurum uygulaması nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Bakanlık görüşünde; başvurucunun ihlal iddiaları konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

16. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvurular ile benzer nitelikte olan Ümit Karaduman (B. No: 2020/20874, 2/2/2022) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede mahpusun mahrem bilgileri ile kişisel verilerinin kayıt, muhafaza ve kullanımını içeren tedbirlerin kapsamını, uygulanmasını, idarenin takdir yetkisinin sınırlarını düzenleyen ve keyfîliğe karşı güvenceler içeren kuralların mevcut olmadığı gerekçesiyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

D. İtiraz İncelemesi Sırasında Alınan Savcılık Görüşünün Bildirilmemesi Nedeniyle Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucu, savcılık görüşünün kendisine tebliğ edilmemesi/bildirilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

18. Bakanlık görüşünde; başvurucunun ihlal iddiaları konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

19. Anayasa Mahkemesi, Devran Duran ([GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, §§ 104-122) kararında; tutukluluğa itiraz incelemeleri sırasında alınan savcılık görüşünün şüpheli veya sanıklara bildirilmemesinin anayasal önem taşımadığını, içeriğinde başvurucunun cevap vermesini gerektirmeyen ve daha önce ileri sürülmemiş yeni bir olgudan bahsedilmeyen durumlarda savcılık görüşünün başvurucuya bildirilmemesinin önemli bir zarara da neden olmadığını ifade etmiştir. Somut olayda da Ağır Ceza Mahkemesince yapılan itiraz incelemesinde Cumhuriyet savcısının yazılı görüşünün alındığı anlaşılmıştır. Başvurucu tarafından savcılık görüşünün kendisine bildirilmediği ileri sürülmüşse de başvuru formu ve eklerinde bu görüş yazısında başvurucunun cevap vermesini gerekli kılan ve daha önce haberdar olmadığı yeni bir olgunun bulunduğu dile getirilmemiştir. Dolayısıyla başvurucunun iddiaları bakımından anılan Devran Duran kararında belirtilen ilkelerden ve sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir. Bu doğrultuda anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

21. Başvurucu 12/3/2021 tarihinde tahliye edildiğinden tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

22. Öte yandan eski hâle iade kuralı gereğince ihlalin niteliği de dikkate alınarak başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Kahramanmaraş İnfaz Hâkimliğine (E. 2020/2329, K.2020/2420), Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2020/1312 D.İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hasan Deliveli [1.B.], B. No: 2020/32351, 18/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı HASAN DELİVELİ
Başvuru No 2020/32351
Başvuru Tarihi 6/10/2020
Karar Tarihi 18/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kapalı görüşlerin ve telefon görüşmelerinin dinlenmesi ve kaydedilmesi ile başvurucuya gelen veya başvurucu tarafından gönderilen mektupların Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne kaydedilmesi nedeniyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, itiraz sürecinde alınan Cumhuriyet savcılığı mütalaasının tebliğ edilmemesi/bildirilmemesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) Anayasal ve Kişisel Önemin Olmaması
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-ceza infaz kurumu uygulamaları (sakıncalı mektup hariç) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi