TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ABDULKERİM MAVVAS BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/33319)
|
|
Karar Tarihi: 30/7/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Muhterem İNCE
|
Raportör
|
:
|
Sinan ARMAĞAN
|
Başvurucu
|
:
|
Abdulkerim MAVVAS
|
Vekili
|
:
|
Av. Güneş ERDOĞAN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle yaşam ve aile hayatına saygı hakları ile kötü muamele yasağının, geri gönderme merkezinde sağlık hizmetlerine erişememe nedeniyle kötü muamele yasağının, idari gözetim altında tutmanın hukuki olmaması nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Suriye Arap Cumhuriyeti (Suriye) vatandaşı olan 1997 doğumlu erkek başvurucunun terör örgütüne üye olduğu isnadıyla hakkında soruşturma açılmış ve bu kapsamda Antalya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 12/3/2020 tarihinde şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştır. Başvurucuya ifadesi sırasında telefonunda kayıtlı olan bazı karikatür ve resimlerle ilgili de sorular sorulmuştur. Adli işlemlerin ardından başvurucu, Antalya İl Göç İdaresi Müdürlüğüne (Göç İdaresi) gönderilmiştir. Antalya Valiliği 13/3/2020 tarihinde 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı etme ve bu maksatla idari gözetim altına alma kararları vermiştir. Sınır dışı etme kararında 6458 sayılı Kanun'un 4. maddesi ve 55. maddesinin bir numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca menşe ülkeye sınır dışı edilmesinde sakınca olduğu tespitine yer verilmiştir. Söz konusu karara göre başvurucu, güvenli bir üçüncü ülkeye gönderilecek ya da ancak gönüllü olması hâlinde menşe ülkesine çıkışı sağlanacaktır. Sınır dışı etme kararında güvenli üçüncü ülkeye dair bir bilgi yer almamıştır. Ayrıca işleme karşı Antalya 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) açılan iptal davasındaki bilgi ve belgeler arasında üçüncü ülkenin tespitine ilişkin bir işleme rastlanılmamıştır.
3. Başvurucu, idari gözetim kararına karşı itiraz etmiş; Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği 28/9/2020 tarihli kararıyla itirazın reddine karar vermiştir. Karar başvurucuya 9/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 2/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, idari gözetim kararının hukuki olmadığından ve geri gönderme merkezinde sağlık hizmetlerine erişemediğinden şikâyet etmiştir.
4. Başvurucu, sınır dışı etme kararına karşı İdare Mahkemesinde iptal davası açmış; dava dilekçesinde 2012 yılında ailesiyle birlikte Suriye'den Türkiye'ye geldiğini, hakkında alınan sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğunu, iç çatışmaların devam ettiği ülkesine geri gönderilmesi durumunda can güvenliğinin tehlikeye gireceğini, kötü muamele görebileceğini ve ailesinden ayrılmak zorunda kalacağınıiddia etmiştir. İdare Mahkemesi 15/10/2020 tarihinde davayı kesin olarak reddetmiştir. Gerekçeli kararda geri gönderme yasağına ilişkin olarak başvurucunun güvenli üçüncü bir ülkeye gönderileceği, gönüllü olmaması hâlinde menşe ülkesine sınır dışı edilmeyeceği değerlendirilmiştir.
5. 20/10/2020 tarihinde nihai kararı öğrenen başvurucu 13/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, sınır dışı etme işleminin durdurulmasına ilişkin tedbir talep etmişse de Komisyon 13/11/2020 tarihinde başvurunun Bölüme gönderilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Başvurucunun iki bireysel başvurusu arasında kişi yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2020/34928 numaralı dosyanın 2020/33319 numaralı başvuru dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
6. Başvurucu hakkında yürütülen ceza soruşturmasında terör örgütüne üye olma suçundan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 12/6/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Başvurucunun telefonunda kayıtlı resim ve karikatürlerle ilgili olarak hakkında ceza davası açılmış, yapılan yargılama sonunda başvurucunun Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği değerlendirilerek Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından başvurucunun 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar itiraz edilmeden 26/4/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
7. Göç İdaresi Başkanlığının 18/11/2020 tarihli yazısında, başvurucunun önce Ankara Geri Gönderme Merkezinde, 11/6/2020 tarihinden itibaren Harmandalı (İzmir) Geri Gönderme Merkezinde tutulduğu, ilk tutulduğu geri gönderme merkezinde iki, diğerinde ise on kez kurum içindeki sağlık biriminden karın, mide, baş ağrısı gibi çeşitli şikâyetlerle ilgili tedavi edildiği bildirilmiş; yazı ekine ilgili sağlık belgeleri konulmuştur. Ayrıca yine aynı kurumun 7/11/2024 tarihli yazısına göre başvurucunun idari gözetim kararı 11/3/2021 tarihinde idare tarafından sonlandırılmış ve başvurucu tutulmakta olduğu Harmandalı Geri Gönderme Merkezinden salıverilmiştir. Başvurucunun hâlihazırda Türkiye'den çıkış yapmadığı bildirilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (yabancıların adli yardım talebinin değerlendirilmesinde esas alınan ölçütler için bkz. Nadali Agheli Kohne Shari [1. B.], B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18).
A. Sınır Dışı Etme Kararı Nedeniyle Kötü Muamele Yasağı ile Yaşam ve Aile Hayatına Saygı Haklarının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
9. Başvurucu, Suriye'de devam eden çatışmalar nedeniyle ülkesine geri gönderilemeyeceğini, İdare Mahkemesinin bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapmadağını, geri gönderilmesi durumunda yaşamının tehlikeye gireceğini, kötü muameleye maruz kalacağını, aile bütünlüğünün bozulacağını iddia etmiş; yaşam, aile hayatına saygı, adil yargılanma ve etkili başvuru hakları ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurucu hakkında düzenlenen sınır dışı etme kararı ve buna ilişkin iptal davası sürecinden bahsedilerek Anayasa Mahkemesinin daha önce benzer olaylarda belirlediği kriterlerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Başvuru, yaşam ve aile hayatına saygı hakları ile kötü muamele yasağı kapsamında birlikte incelenmiştir.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Sınır dışı etme işlemi sonucunda yabancının gönderileceği ülkede kötü muamele yasağının ihlal edileceğinin iddia edilmesi hâlinde idari ve yargısal makamlar tarafından söz konusu ülkede gerçek bir ihlal riskinin bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde araştırılmalıdır. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu iddia ettiği kötü muamele riskinin ne olduğunu makul şekilde açıklamalı, (varsa) bu iddiayı destekleyen bilgi ve belge sunmalı, bu iddialar belli bir ciddilik seviyesinde olmalıdır (A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 62, 63). Anayasa Mahkemesinin öncelikli rolü idari ve yargısal makamlar tarafından anılan yasak kapsamındaki usul güvencelerinin sağlanıp sağlanmadığını denetlemekten ibarettir. Usul güvencelerinin sağlandığı durumlarda ise geri gönderilen ülkede gerçek bir kötü muamele riskinin olup olmadığı ayrıca değerlendirilir (A.A. ve A.A., § 71).
13. Yabancının nereye sınır dışı edileceğinin sınır dışı etme kararında yer almaması hâlinde sınır dışı edileceği ülkede yabancının ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalıp kalmayacağının veya yabancının dolaylı olarak menşe ülkesine sınır dışı edilip edilmeyeceğinin yargı mercilerince değerlendirilemeyeceği açıktır (Hooman Hosseinpour [GK], B. No: 2021/47168, 29/9/2022, § 67). Anayasa Mahkemesi M. A. ([2. B.], B. No: 2023/104230, 20/11/2024, § 21) kararında, sınır dışı etme kararında veya bu kararın ekindeki bir belgede ya da sınır dışı etme kararına karşı açılan dava dosyasında bulunan ve yabancıların (davacıların) erişimine kapalı olmayıp yetkili idari birimce düzenlenen bir belgede üçüncü ülke veya ülkeler tek tek sayılarak yabancının bu ülkelerden birine gönderileceği açıkça ifade edilmişse yabancının başka bir ülkeye sınır dışı edilemeyeceğinibelirtmiştir.
14. Başvurucunun menşe ülkesine geri gönderilmesi Göç İdaresi tarafından sakıncalı bulunmuş (bkz. § 2) ancak güvenli üçüncü ülkeye gönderilmesine karar verilen başvurucunun nereye gönderileceği ne sınır dışı etme işlemi düzenlendiği sırada ne de düzenlendikten sonra tespit edilmiştir. Buna rağmen İdare Mahkemesi başvurucunun güvenli üçüncü bir ülkeye sınır dışı edileceği, gönüllü olmaması hâlinde menşe ülkesine gönderilmeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Dolayısıyla verilen sınır dışı etme kararı başvurucunun dolaylı olarak menşe ülkesine sınır dışı edilmesinin önünde engel oluşturmamaktadır. Bu nedenle mevcut şartlar altında başvurucuya menşe ülkesine dolaylı olarak sınır dışı edilmesine karşı koruyan etkili usul güvencelerinin sağlandığından veİdare Mahkemesinin Anayasa'nın 17. maddesinin gerektirdiği şekilde özenli bir inceleme yaptığından söz edilemez (benzer bir değerlendirme için bkz. M.E. ve diğerleri [1. B.], B. No: 2020/18186, 24/1/2024, § 31).
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
16. Sınır dışı etme işlemi nedeniyle yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiği sonucuna varılması nedeniyle aile hayatına saygı hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı değerlendirilmiştir.
B. İdari Gözetim Altında Tutulma Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
17. Başvurucu; hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutulması ve itirazlarının yeterince incelenmeden reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma, kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Başvurucunun şikâyetinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamındaincelenmesi gerekir.
19. Anayasa Mahkemesi hukuka aykırı olarak idari gözetim altında tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın idari gözetim bireysel başvuru yapılmasından sonra sona ermiş de olsa başvurucunun ihlal iddiası hakkında tazminat davası açması gerektiğine (Khaled Kadour [2. B.], B. No: 2020/13340, 19/1/2022, §§ 21-24) karar vermiş ve bu doğrultuda belirtilen başvuruyu başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur.
20. Başvurucunun, geri gönderme merkezinden salıverildiği görülmüştür (bkz. § 7). Bu durumda başvurucunun geri gönderme merkezinde tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası bakımından yukarıda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Geri Gönderme Merkezinde Sağlık Hizmetlerine Erişememe Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucu; fıtık ameliyatı olduğunu ve ilaç kullandığını, söz konusu sağlık sorunu nedeniyle rutin sağlık kontrollerinin yerine getirilmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
23. Özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin hasta olmaları durumunda devletin kontrolü altında tuttuğu bu kişilere gerekli tıbbi yardımı sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi sonucunda kişinin yaşamı veya vücut bütünlüğü bakımından tehlike arz eden acil bir duruma, ağır veya uzun süreli bir acı çekmesine sebebiyet verilmiş olması, belirtilen sonuçlar ortaya çıkmamakla birlikte kişinin tıbbi yardımdan mahrum kalmış olması nedeniyle yaşadığı stres, huzursuzluk veya aşağılanma hissinin -olayın kendine has koşulları çerçevesinde- insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele düzeyine ulaşacak ciddiyette olması hâlinde Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği kabul edilebilir. Bu kapsamdaki değerlendirmede kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasına bağlı dezavantajlı konumunun da dikkate alınması gerekir (Hayati Kaytan [2. B.] B. No: 2014/19527, 16/11/2016, § 44).
24. Başvurucunun, tutulduğu geri gönderme merkezlerinde sağlık hizmetlerinden faydalandığı görülmektedir (bkz. § 7). Başvurucu, fıtık ameliyatı sonrasında olağan kontrollerinin yapılmadığını iddia etmişse de hangi tarihte ameliyat olduğunu, hangi geri gönderme merkezinde bu kontrollerin yapılmadığını, taleplerini ne zaman ve ne şekilde ilettiğini, yetkililerin kendisine bunlarla ilgili ne yanıtlar verdiğini açıklamamış, iddialarıyla ilgili bilgi ve belge sunmamıştır. Bu bağlamda somut olayda başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
25. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağına ilişkin bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
26. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 30.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
27. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemenin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
28. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. İdari gözetim altında tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Sağlık hizmetlerine erişememe nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Sınır dışı etme kararı nedeniyle yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
E. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Antalya 1. İdare Mahkemesine (E.2020/290, K.2020/818) GÖNDERİLMESİNE,
F. Sınır dışı etme kararıyla ilgili yargılama sonuçlanıncaya kadar başvurucunun SINIR DIŞI EDİLMEMESİNE,
G. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
H. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
İ. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
J. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı GÖNDERİLMESİNE,
K. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.