TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALİ ÇIĞIR BAŞVURUSU (3)
|
(Başvuru Numarası: 2020/35484)
|
|
Karar Tarihi: 27/11/2024
|
R.G. Tarih ve Sayı: 23/5/2025 - 32908
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
Raportör
|
:
|
Ferhat YILDIZ
|
Başvurucu
|
:
|
Ali ÇIĞIR
|
Vekili
|
:
|
Av. Lale KARADAŞ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gönderilmek istenen belgelerin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı sonrasında yeniden gerçekleştirilen yargılama sonucunda mahkemece başvurucuya teslim edilmesine karar verilmesine rağmen geç teslim edilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Silahlı terör örgütüne üye olma suç isnadı nedeniyle Kırşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu olarak (hükümözlü) bulunduğu sırada başvurucu 27/9/2016 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) 66512/16 numaralı bireysel başvuruda bulunmuştur. Söz konusu başvuruda başvurucu, üç ay süreyle sosyal faaliyetlerden men edilmesine dair İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) kararından ve ayrıca İnfaz Kurumunda tutulduğu koşulların ve birtakım uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 3. maddesi kapsamında kötü muamele teşkil ettiğinden şikâyet etmiştir.
3. Başvurucu 21/10/2016 tarihinde AİHM önündeki bireysel başvuru dosyasına eklenmesi için AİHM'e kırk beş sayfalık delil dilekçesi ve ek beyan göndermek istemiştir. Söz konusu dilekçe ve eklerinde başvurucuya ait Şüpheli İfade Tutanağı, başvurucunun üç ay süreyle sosyal faaliyetlerden men edilmesine dair Disiplin Kurulu kararı ve İnfaz Kurumu Müdürlüğüne hitaben yazdığı ve haklarının ihlal edildiğine dair iddialar içeren dilekçeler bulunmaktadır. Söz konusu dilekçelerde ise başvurucunun dava dosyasına ilişkin evraklardan fotokopi verilmesi, bel fıtığı hastası olduğunu belirterek hastalığına uygun nitelikte yatak, yastık, battaniye ve fizik tedavi talebi, su kesintisi, havalandırmaya çıkarılmaya dair talepleri, saç tıraşı olma talebi, kahvaltılık malzemelerle ve televizyon kanallarıyla ilgili talebi, defterine el konulmasına yönelik şikâyeti gibi yargı mercilerine sunduğu hususlar yer almaktadır.
4. Disiplin Kurulu tarafından 25/10/2016 tarihinde başvurucunun söz konusu başvuru dosyasına eklenmesi için AİHM'e göndermek istediği kırk beş sayfalık delil dilekçesinin muhatabına gönderilmemesine ve yok edilmesine karar verilmiştir. Disiplin Kurulu kararında başvurucunun göndermek istediği belgelerin küfür, hakaret ve yalan yanlış bilgiler içerdiğinden bahisle sakıncalı bulunduğu belirtilmiştir.
5. Başvurucu tarafından anılan karara karşı Kırşehir İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) yapılan şikâyet başvurusu 22/5/2017 tarihli kararla reddedilmiştir. Karar gerekçesinde Disiplin Kurulu kararının usul ve kanuna uygun olduğuna değinilmiştir. Başvurucu tarafından bu karara karşı Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz 8/11/2017 tarihli kararla reddedilmiştir. Kararda İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğuna ilişkin değerlendirmeye yer verilmiştir.
6. Başvurucu, nihai karar sonrasında süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuş; Anayasa Mahkemesi 9/6/2020 tarihinde Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine, başvurucu lehine tazminata ve yeniden yargılamaya karar vermiştir (Ali Çığır, B.No: 2017/39610, 9/6/2020). Kararın gerekçesinde; yargı mercilerince AİHM'e gönderilmek istenen belgelere yönelik bir içerik incelemesi yapılmadığını, ayrıca başvurucunun alıkonulan belgeleri savunma hakkı kapsamında gönderdiğine dair itirazına ilişkin de değerlendirme yapılmadan Disiplin Kurulu kararının kanuna uygun olduğunun belirtilmekle yetinildiğini ifade etmiştir (Ali Çığır, § 42).
7. Anayasa Mahkemesinin kararı sonrasında İnfaz Hâkimliğince yapılan yeniden yargılama sonucunda 6/7/2020 tarihinde, İnfaz Hakimliğinin 22/5/2017 tarihli kararının kaldırılmasına, başvurucunun Disiplin Kurulu kararına karşı şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, Anayasa Mahkemesi kararına vurgu yapılarak başvurucunun haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği ve bu nedenle şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucunun anılan karara karşı Anayasa Mahkemesi ve İnfaz Hâkimliği kararlarının tanınmadığı, talebinin halen karşılanmadığı yönündeki itirazı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1/10/2020 tarihinde, İnfaz Hâkimliği kararının başvurucunun lehine olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
8. Nihai kararı 5/10/2020 tarihinde öğrenen başvurucu 26/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Anayasa Mahkemesi tarafından Kırşehir E Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne (Ceza İnfaz Kurumu) 18/12/2020 tarihinde İnfaz Hâkimliği kararının gereği olarak mektupların başvurucuya teslim edilip edilmediği, ayrıca belgelerin Anayasa Mahkemesine gönderilmesi konusunda bilgi talepli yazı yazılmıştır. Ceza İnfaz Kurumunca verilen cevapta mektubun başvurucuya teslim edilmeyerek yok edildiği bildirilmiştir. Öte yandan Ceza İnfaz Kurumunca aynı yazıya 23/12/2020 tarihinde yeni bir cevap verilmiş ve söz konusu belgelerin birer suretinin Anayasa Mahkemesine gönderildiği ifade edilmiştir.
10. Bireysel başvuru tarihinden sonra Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) sistemindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde Anayasa Mahkemesi kararının gereği olarak İnfaz Hâkimliğince gerçekleştirilen yeniden yargılama sonucunda ise başvurucunun şikâyetinin kabulü ile 25/10/2016 tarihli Disiplin Kurulu kararının tüm sonuçlarıyla birlikte iptaline 6/7/2021 tarihinde karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, mektubun yok edilmesine ilişkin kararın ve mektup içeriğinin incelendiği vurgulanmıştır. Anılan karara karşı başvurucu Anayasa Mahkemesi kararının gereğinin yerine getirilmediğini vurgulayarak itiraz etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesince 27/8/2021 tarihinde, İnfaz Hâkimliği kararının başvurucu lehine olduğu, karara itiraz edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçeleriyle itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.Öte yandan başvurucu 18/8/2021 tarihinde tahliye edilmiş, 28/9/2021 tarihinde ise başvuruya konu evrak asılları kendisine tebliğ edilmiştir.
11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
13. Başvurucu; AİHM'e göndermek istediği belgelerin kendisine verilmediğini veya gönderilmediğini, sahte tutanak tutularak yok edildiğini, Ağır Ceza Mahkemesince itirazının haksız olarak reddedildiğini, Anayasa Mahkemesi kararının yerine getirilmediğini, bu nedenlerle anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; İnfaz Hâkimliğinin 6/7/2021 tarihli kararıyla ihlale konu belgelerin asıllarının başvurucuya tebliğ edildiği bilgisine yer verilmiş olup başvuruda öncelikle kabul edilebilirlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca başvurucunun haberleşme hürriyetinin ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken görüşte yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihatları ve somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
15. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı sunduğu cevap dilekçesinde bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrarlamakla birlikte Bakanlıkça bireysel başvuru tarihi itibarıyla belgelerin kendisine verildiğine dair bir bilgiye yer verilmediğini vurgulamıştır.
16. Başvuru, haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
18. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (Ahmet Temiz B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).
19. Somut olayda başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağı ve meşru amacı bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt yoktur (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47).
20. Bakılmakta olan başvuruda, başvurucunun AİHM'de bulunan bireysel başvuru dosyasına göndermek istediği belgelerin gönderilmemesi nedeniyle Anayasa Mahkemesince ihlale, yeniden yargılamaya ve başvurucu lehine tazminata karar verilmiştir (bkz. § 6). İnfaz Hâkimliğince yeniden yapılan yargılamada Anayasa Mahkemesi kararının gereği yerine getirilerek başvurucunun şikâyeti kabul edilmiştir. Buna rağmen Ceza İnfaz Kurumuna yazılan yazıya verilen cevapta başvuru konusu belgelerin yok edildiği bildirilmiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nden (UYAP) ve Bakanlık görüşü ile eklerinden edinilen bilgi ve belgelerden başvurucunun 18/8/2021 tarihinde tahliye edildiği, başvuruya konu belge asıllarının 28/9/2021 tarihinde başvurucuya iletildiği anlaşılmıştır.
21. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesinin 9/6/2020 tarihli ihlal, yeniden yargılama ve tazminat kararı sonrasında İnfaz Hâkimliğince yeniden yargılama gerçekleştirilmiş ve 6/7/2020 tarihinde başvurucunun şikâyetinin kabulüne karar verilmiştir. Buna rağmen başvuruya konu belgelerin başvurucuya ancak yeni bir İnfaz Hâkimliği kararı sonrasında 28/9/2021 tarihinde teslim edildiği görülmüştür. Bu itibarla Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı sonrasında İnfaz Hâkimliği kararlarına rağmen başvuru konusu belgeler bir yılı aşkın bir süre daha başvurucuya teslim edilmemiştir. Dolayısıyla müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmadığı kanaatine varılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
23. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve tazminat ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
24. Başvurucunun 18/8/2021 tarihinde tahliye olması nedeniyle yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Öte yandan ihlalin bütün sonuçlarıyla giderilebilmesi için başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Kırşehir İnfaz Hâkimliğine (E.2020/821, K.2020/833) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.