TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SALİHE AYDENİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/38250)
Karar Tarihi:16/5/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Rıdvan DEMİR
Başvurucu
Salihe AYDENİZ
Vekili
Av. Erhan ÜRKÜT
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanımına maruz kalındığından bahisle suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma izni verilmemesine ilişkin işleme karşı yapılan itirazın süre yönünden reddedilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Diyarbakır Valiliği (Valilik) daha önce kalabalık gruplara yönelik gerçekleştirilen terör saldırılarını gerekçe gösterdiği 30/9/2019 tarihli kararıyla on beş gün süreyle Diyarbakır'da toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamıştır.
3. Başvurucu 12/10/2019 tarihinde Diyarbakır'da belediye başkanlıklarına kayyım atanmasını protesto etmek amacıyla oturma eylemine katılmak istemiştir.
4. Kolluk görevlileri söz konusu oturma eyleminin gerçekleştirilmemesine yönelik Valilik kararını başvurucu ile başvurucunun mensup olduğu siyasi parti üyelerine tebliğ etmiş ve dağılmalarını istemiştir.
5. Kolluk görevlileri ile başvurucu arasında yaşanan arbede neticesinde tutulan tutanaklara göre iki kolluk görevlisi yaralanmış, başvurucu da yaralandığını belirterek aynı gün genel adli muayene raporu almıştır.
6. Başvurucu 15/10/2019 tarihinde kendisini yaraladıklarını, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmasını engelledikleri gerekçesiyle kasten yaralama ve görevi kötüye kullanma suçlarına yönelik olarak ilgili kamu görevlileri hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur.
7. Başsavcılık, Emniyet Müdür Yardımcısı M.N.nin başvurucuyu yaraladığına ilişkin iddia nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu kapsamında soruşturma izni verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi için ön inceleme raporu hazırlanması amacıyla dosyayı Valiliğe göndermiştir.
8. Valilik, suç duyurusunda belirtilen hususlar kapsamında görevini kötüye kullanan herhangi bir kamu görevlisinin tespit edilemediğini belirterek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiştir. Karar 15/1/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
9. Valilik kararına karşı başvurucu 27/1/2020 tarihinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesine (Mahkeme) itirazda bulunmuştur.
10. Mahkeme, itiraza konu işlemin başvurucuya 15/1/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ilgili mevzuatta itiraz süresinin on gün olarak belirlendiğini, başvurucunun en geç 25/1/2020 tarihinde itiraz etmesi gerekirken 27/1/2020 tarihinde itiraz ettiğini belirterek süre aşımı yönünden itirazın incelenmesine olanak bulunmadığına oyçokluğuyla karar vermiştir. Karara katılmayan Mahkeme üyesi; itiraza konu işlemde başvuru yolu ve süresinin gösterilmediğini, hak arama hürriyeti ile yerleşik yargı kararları uyarınca genel dava açma süresine tabi olmayan durumların ilgililere bildirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
11. Mahkeme kararı başvurucuya 7/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 15/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Bireysel başvuruda bulunulmasından sonra Başsavcılık 8/1/2021 tarihinde soruşturma izni verilmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiştir. Kararda kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu karar 21/3/2021 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu karara itiraz etmemiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Başvurucu; kendisine karşı orantısız güç kullanıldığını, güç kullanan kamu görevlileri hakkında soruşturma yürütülmediğini, kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesine yönelik karara yapılan itirazın süre yönünden reddedildiğini belirterek kötü muamele yasağının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
14. Başvuru kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.
15. Dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin Valilik kararında bu karara karşı hangi makama ne kadar süre içinde başvuru yapılabileceğine ilişkin bilginin bulunmaması (bkz. § 10) nedeniyle Mahkemece süre aşımı nedeniyle itirazın incelenmesine olanak bulunmadığına karar verilmesi, başvuru yollarının tüketilmesi noktasında bir eksiklik olarak görülmemiştir. Ayrıca başvurucu, Valilikçe verilen dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin karara itiraz ettiği için bireysel başvuru yapıldıktan sonra Başsavcılıkça verilen aynı mahiyetteki karara itiraz edilmemesi de bir noksanlık olarak değerlendirilmemiştir.
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
17. Anayasa Mahkemesinin kural olarak şikâyete konu eylemin soruşturma makamlarınca hukuki nitelendirilmesine müdahale etmesi düşünülemez ise de söz konusu nitelendirme nedeniyle kötü muamele şikâyetlerinin araştırılmaması Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı bakımından sorun oluşturur (Bülent Gök, B. No: 2016/15227, 20/10/2021, § 51).
18. Kolluk görevlilerinin güç kullanımından kaynaklanan kötü muamele şikâyetlerinin aslında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunu'nun 2. maddesinin son fıkrası kapsamında kalması nedeniyle 2/1/2003 tarihinden itibaren izne tabi olmayıp resen soruşturulması gerektiği Anayasa Mahkemesinin Erdal Sarıkaya ([GK], B. No: 2017/37237, 17/3/2021, § 126) kararında değerlendirilmiştir. Bu itibarla somut olayda kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanımı sonucu yaralandığını iddia eden başvurucunun şikâyetlerinin Başsavcılıkça hatalı olarak görevi kötüye kullanma şeklinde nitelendirilerek gerekmediği hâlde soruşturma izni prosedürü işletildiği, dolayısıyla kolluk görevlileri hakkında ceza soruşturması yapılmadığı görülmüştür (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Bülent Gök, § 52).
19. Neticede kolluk görevlilerince gerçekleştirildiği iddia edilen yaralama eylemiyle ilgili olarak soruşturma makamlarınca resen ve derhâl hareket etme yükümlülüğüne aykırı davranılarak maddi gerçeğin araştırılması bakımından gereken özenin gösterilmediği anlaşılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
21. Yukarıda belirtilenler doğrultusunda soruşturma yapılmaması nedeniyle başvurucunun şikâyetine konu ettiği güç kullanımının gerçekleşme koşulları konusunda yeterli veri bulunmadığı nazara alındığında bu aşamada olguların gerçekliği konusunda kanaat oluşmadığından kötü muamele yasağının maddi boyutu itibarıyla bir inceleme yapılmasına olanak bulunmadığı değerlendirilmiştir.
III. GİDERİM
22. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden soruşturma yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
23. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma mercilerince yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
24. Usul boyutunun ihlali nedeniyle başvurucuya talebi dikkate alınarak net 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına (Sor. No: 2019/58802) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya net 100.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
E. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.