logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İnan Yaman ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/39434, 5/2/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İNAN YAMAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/39434)

 

Karar Tarihi: 5/2/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Başvurucular

:

1. İnan YAMAN

 

 

2. Mehmet YAMAN

 

 

3. Mert YAMAN

 

 

4. Muammer YAMAN

 

 

5. Ozan Hasan AYDEMİR

 

 

6. Tahsin DEMİR

Vekilleri

:

Av. Naif ŞAŞMA

 

 

Av. Metin AKÇILGIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kolluk görevlilerinin fiziksel şiddeti ve olay hakkında etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlali iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucuların bireysel başvuru formunda anlattıklarına göre ilgili olaylar şu şekilde gelişmiştir:

i. Başvurucuların yakını olan yaşları küçük (başvuru dışı) K.S. ve M.Y. Kimlik sorulması üzerine gelişen olaylar sırasında polis memurlarının orantısız müdahalesine maruz kalmış, M.Y. sonrasında tedavi için Haseki Eğitim Araştırma Hastanesine götürülmüştür.

ii. M.Y.yi görmek için hastaneye giden başvuruculara hakaret eden polis memurları, çıkan arbede sırasında başvuruculara fiziksel şiddet uygulamıştır.

iii. Başvurucu Mehmet Yaman olay sırasında düşmesi nedeniyle komaya girmiştir.

3. Kolluk görevlileri tarafından düzenlenen 16/2/2020 tarihli olay tutanağına göre ilgili olaylar şu şekilde gelişmiştir:

i. Kimlik kontrolüne direnen ve üzerinde bıçak ele geçirilmesi üzerine ekip aracına bindirilmek istenen M.Y.nin yakını başvurucu Mert Yaman ve beraberindeki 10-15 kişilik grubun olay yerine gelerek aracın etrafını sarmışlardır.

ii. Rapor alınmak üzere Hastaneye geçildiğinde başvurucu Mehmet Yaman ile sonradan kaçan 5-6 kişi M.Y.nin bırakılmasını istemişler, bu kişiler binadan uzaklaştırılmışlardır.

iii. Kısa bir süre sonra Hastane bahçesinde başvurucularla kimlikleri tespit edilemeyen 6-7 kişi ve polis memurları arasında arbede yaşanmıştır.

iv. Takviye kuvvet istenmiş, bu sırada başvurucu Mehmet Yaman bayılarak yere düşmüş ve kafasını yere çarpmıştır.

v. Yaralanan polis memurları ve başvurucular acil servise götürülmüş, başvurucular, tutanağı imzalamaktan imtina etmiştir.

4. Hastanenin aynı gün düzenlediği adli muayene raporlarında;

i. Başvurucu İnan Yaman'ın sağ diz posteriorunda 2x1 cm çapında hiperemik alan, sol ayak bileğinde 3x2 cm çapında hiperemik alan olduğu,

ii. Başvurucu Mert Yaman'ın sağ omuz ekleminde 3x2 cmçapında hiperemik alan, sağ dirsekte 3x2 çapındahiperemik, göğüs solpektoral kasta1x5 cm çapında şerit şeklinde hiperemi alan,sol omuz eklem posteriorda bölgede 5x4 cm çapında sirküler tarzdaekimotik alan, sırt sol skapula bölgesinde 4x3 cm çapında sürkiler arasıda hiperemi alan, boyun sol lateral bölgede 1x3 cm çapında hiperemi alan, burun kökü şiş ve ödemli burundayaygın ekimotik alan, yüz sol zigomatik bölgede 4x3 cm çapında hiperemi alan, alın sol superiorda 3x3 cm çapında ekimotik alana eşlik eden şişlik sol prefrontal bölgede 2x3 cm çapında hiperemik alan, alın sol bölgede 4x5cm , 4x5, 3x4 cm ekimotik alanlar sol preaurikular bölgede 1x2 cm 1x3 cm ve 2x2 cm çaplarında ekimotik alanlar, baş sol temporal bölgede 3x4 cm çapında hiperemik alan, sağ göz kapağında ekimoz ve şişlik, sol sklera hiperemik, darba bağlı sağ ve sol kolda travmaya bağlı hareket kısıtlılığı olduğu,

iii. Başvurucu Muammer Yaman'ın biber gazı nedeniyle sağ ve sol gözünü açmakta zorlandığından göz muayenesinin yapılamadığı, sağ ve sol lumber bölgede kızarıklık, kafa frontal bölgede 2x2 cm çapındahiperemi alan, sağ yanakta 1x2 cm çapında hiperemik alan, alın ve yüz bölgesinde biber gazından dolayı yaygın kızarıklık, sol uyluk posteriorda 6x5 cm ve 5x1 cm çaplarındakızarıklık olduğu,

iv. Başvurucu Ozan Hasan Aydemir'in sağ ve sol elde yer yer hiperemik alanlar, sırt sol skapular hatta 3x2 cm çapında şiddetli kızarık, sağ ve sol sklera hiperemik, sağ-sol kulak heliks ve antihelik yapıları şiddetli kızarık, baş sağ temporal bölgede 5x4 cm çapında şiddetli kızarık, baş sol frontal bölgede 2x3 cm şişliğe eşlik eden hiperemik-ekimozik alan, yüz sol zigomatik bölgede 3x2 cm çapında hiperemik alan, alın ve nasal bölgede kızarıklık (biber gazına bağlı), sağ göz kapağı şiş ve ödemli, sağ klavikula üst bölgesinde 2x3 cm çapında hiperemi, sol uyluk posteriorda 3x2 cm çapında hiperemi, sol diz lateralde 4x3 cm şişlik ve sağ antekubital böliede 1x2 cm çapında hiperemik alan mevcut olduğu,

v. Başvurucu Tahsin Demir'in sırt sol bölgede şerit şeklinde 2x7 cm çapında hiperemik alan, sırt sağ lumbar bölgede 2x6 cm çapında şerit şeklinde hiperemik alan, sağ kol posteriorda 2x8 cm çapında hiperemik alan, sağ göz kapağı şiş ve ödemli, sağ göz kapağı hiperemik ve ekimozik, yüz sağ zigomatik bölgede yer yer hiperemik alanlar mevcut, burun kökü şiş ve ödemli, burun sol kanadı şiddetli kızarık, sol omuz ekleminde 2x2 cm, 1x1 cm ve 1x2 cm çaplarında şiddeti yüksek kızarıklıklar mevcut, sağ uyluk posteriorda 2x8 cm çapında şerit şeklinde hiperemik alan, sol bacak posteriorda 2x4 cm ve 2x5 cm çaplarında hiperemik alanlar, sol alt ekstremitede darp sonrası gerçekleştiği beyan edilen yürüme bozukluğu olduğu belirtilmiştir.

5. Başvurucu Mehmet Yaman hakkında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından olay günü düzenlenen ön adli rapor formunda darp nedeniyle intraserebral hematom ve talamik kanama meydana geldiği belirtilmiştir.

6. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) olay hakkında resen başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan raporda; başvurucular İnan Yaman ve Muammer Yaman'ın yaralanmasının basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu, başvurucu Mert Yaman'ın yaralanmasının ise basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı bildirilmiştir.

7. Soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünden müşteki kolluk görevlilerinin hastanenin 16/2/2020 tarihli raporlarına dayalı olarak kesin raporları alınmıştır. Buna göre polis memuru B.K.nın ense kökünde 5x2 cm2x5 cm ve 4x2 cm çapında kızarıklık, sol kol medial bölgede 2x1 cm ve 3x2 cm çapında kızarıklık olduğu, polis memuru G.B.G.nin sağ el 5. MKF eklemde ağrı, sağ el sırtında kızarıklık, sağ el 3. MKF eklemde 0,5x1 cm abrazyon, sol antekubital bölgede 1x1 cm, boyun sağ lateral bölgede 2x3 cm boyun sol lateral bölgede 3x4 cm hiperemi ense kökünde kızarıklık olduğu, polis memuru M.T.nin boyun sol lateral bölgede 3x2 cm, boyun sağ lateral bölgede 2x2 cm çapında kızarıklık olduğu; polis memuru S.D.nin sol el sırtında 2x2 cm çapında kızarıklık olduğu; yaralanmaların basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu tespit edilmiştir.

8. Soruşturma kapsamında bilgisayar programcısı bilirkişi tarafından hazırlanan görüntü inceleme raporunda, olayın başlangıç aşamasına ilişkin başvurucuların hastane içindeki görüntüleri haricinde görüntü olmadığı, cep telefonuyla çekilen 12 saniyelik görüntünün izlenmesi neticesinde Yunus polislerinin yerdeki kişiye müdahale ettiğinin belirlendiği ifade edilmiştir.

9. Başsavcılık tarafından başvurucuların şikâyeti hakkında 23/9/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, kimlik kontrolü sırasında üzerinde bıçak bulunduğu tespit edilen M.Y.nin yakınları olan başvurucular ile polis memurları arasında hastane bahçesinde arbede çıktığı, polis memurlarına yumruk ve tekmelerle vurulması üzerine polis memurlarının havaya ateş açtığı, iki memurun elinden, bir memurun ise elinden ve boynundan yaralandığı, takviye ekiplerce biber gazı kullanılarak orantılı müdahalede bulunulduğu, başvurucu Mehmet Yaman'ın aniden bayılarak yer düştüğü ve kafasını çarptığı, başvurucuların orantılı müdahale neticesinde yaralandığı açıklanmıştır. Başvurucuların karara itirazı, sulh ceza hâkimliğince reddedilmiştir.

10. Başvurucular nihai kararı 12/10/2020 tarihinde öğrendikten sonra 6/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başsavcılık tarafından başvurucular hakkında 24/9/2020 tarihinde göreviyaptırmamak için direnme suçundan kamu davası açılmıştır. Yargılamada 29/4/2021 tarihinde yapılan ikinci oturumda başvurucu Mehmet Yaman, olaya ilişkin idari soruşturma yapıldığını ve kendisine şiddet uygulayanları teşhis ettiğini ifade etmiştir. Yargılama neticesinde başvurucuların isnat edilen suçu işlediklerine ilişkin yeterli ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.

12. Karar gerekçesinde, olay anını gösteren görüntü kayıtlarının sunulduğu ancak birçok kişinin bulunması ve havanın karanlık olması nedeniyle sanıkların eylemlerinin tespit edilemediği, olay tarihinde M.Y.nin kimlik kontrolü sırasında kaçmak istemesiyle gözaltı işlemi yapıldığı, sonrasında yakınlarının toplanarak hastaneye ve polis karakoluna geldiği, grup ile polis memurları arasında gerginlik yaşandığı, sanıkların eyleminin ne olduğunun ispatlanamadığı, görüntülerden somut bir tespit yapılamadığı belirtilmiştir. Karar istinaf incelemesinden geçerek 13/2/2023 tarihinde kesinleşmiştir.

13. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

15. Başvurucular kolluk görevlilerinin fiziksel şiddeti ve olay nedeniyle yürütülen soruşturmada eksik incelemeyle karar verilmesi, ifadelerinin aynı polis merkezinde görevli memurlar tarafından alınmış olması ve Başsavcılık tarafından ifade alınmaması nedenleriyle kötü muamele yasağı, etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlalinden şikâyet etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ihlal iddialarının incelenmesi sırasında ilgili mevzuat hükümleri ve içtihatlar ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

16. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesindeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- bir kimsenin devlet görevlilerinin 17. maddenin üçüncü fıkrasını ihlal eden bir muamelesine uğradığına ilişkin savunulabilir bir iddiada bulunması hâlinde etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir. Kötü muamelenin kasten yapıldığının ileri sürüldüğü durumlarda iddia hakkında ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalıdır. Şikâyet olmadığında bile kişiye kötü muamelede bulunulduğuna ilişkin yeterince açık belirtiler varsa konuyla ilgili bir ceza soruşturması açılmalıdır. Soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek tüm deliller toplanmalıdır. Dahası soruşturma süreci; gerektiği ölçüde kamu denetimine ve mağdurun erişimine açık olmalı, mağdur soruşturmaya etkili şekilde katılabilmeli, soruşturmada makul bir özen ve süratle hareket edilmelidir. Ayrıca yetkililer, soruşturmayı sonlandırmak için aceleci davranmamalı ve temelden yoksun sonuçlara dayanmamalıdır (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 101-103; S.D. [1.B.], B. No: 2013/3017, 16/12/2015,b§§ 111-114; Veli Saçılık (2) [1.B.], B. No: 2018/24614, 18/10/2022, § 16).

19. Olayın gerçekleşme koşullarının tespitine ve varsa sorumluların belirlenerek mümkünse cezalandırılmalarına engel olmadığı sürece Anayasa’nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin olarak mağdurun her türlü iddialarını ve taleplerini karşılama zorunluluğu bulunmamaktadır (Mehmet Bayram [1.B.], B. No: 2013/5963, 13/4/2016, § 50).

20. Somut olayda kamera kaydı görüntüleri temin edilmiş ancak olayın hastanebahçesinde gerçekleşmiş olması nedeniyle görüntülerde olayın nasıl meydana geldiğine ilişkin veri elde edilememiştir. Bu durumdaolayın gerçekleşme koşullarının tespitinde tarafların beyanlarının önem teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Soruşturma kapsamında başvurucuların beyanlarının alındığına ilişkin evrak tespit edilememektedir. Cep telefonu kamerasıyla kaydedilmiş 12 saniyelik bir görüntü tespiti mevcuttur. Bu görüntülere ilişkin düzenlenen raporda, "polislerin yerdeki kişiye müdahale ettikleri" ibaresi yer almıştır. Buradaki müdahale ibaresinin açıklığa kavuşturulması, müdahale edilen kişinin kim olduğunun tespit edilmesi başvurucuların iddialarının değerlendirilmesi yönünden önem teşkil etmesine karşın bu hususların açıklanmadığı anlaşılmaktadır.

21. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda kolluk görevlilerinin güç kullandığı ifade edilmiş ancak kullanılan güce ilişkin başka herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Kararda, başvurucu Mehmet Yaman'ın aniden bayılarak yere düştüğü ve kafasını yere çarptığı belirtilmişse de soruşturma kapsamında düşmenin nasıl meydana geldiği konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış, başvurucunun beyanları alınmamıştır. Olay nedeniyle başlatıldığı ifade edilen idari soruşturmaya ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca olayın görgü tanıkları araştırılarak dinlenmemiş, başvuruculara canlı ya da fotoğraf üzerinden teşhis yaptırılmamıştır. Başvurucuların yaralanmalarına ilişkin kesin rapor aldırıldığı da yine dosya kapsamından tespit edilememektedir. Soruşturma kapsamında karara dayanak alınan delillerin yalnızca kolluk tarafından düzenlenen tutanaklar olduğu görülmektedir.

22. Bütün bu eksiklikler birlikte değerlendirildiğinde, soruşturmanın kötü muamele iddialarının gerektirdiği derinlikte yürütülmediği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak kötü muamele oluşturduğu iddia edilen eylemlerin ve olayın aydınlatılması amacıyla resen başlatılan etkili bir ceza soruşturmasının yürütülmediği, yetkililerce soruşturmayı sonlandırmak için aceleci davranmama ve temelden yoksun sonuçlara dayanmama gerekliliklerine uyma konusunda gerekli özenin gösterilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

24. Kötü muamele yasağının maddi boyutu yönünden bir değerlendirme yapılması bu aşamada mümkün görülmemiştir.

III. GİDERİM

25. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden soruşturma yapılması, başvurucular için ayrı ayrı 20.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

26. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği soruşturma makamınca yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek soruşturma sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin soruşturmanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır.Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı varılan sonuçtan bağımsız olup soruşturmanın şüpheli kişi veya kişiler hakkında kamu davası açılması gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, soruşturmanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak soruşturma sonunda da delillerin soruşturma ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili soruşturma makamına aittir.

28. Ayrıca başvuruculara manevi zararları karşılığında taleple bağlı kalınarak ayrı ayrı net 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucular, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, (Soruşturma no.: 2020/38212)

E. Başvuruculara ayrı ayrı net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesine ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 5/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(İnan Yaman ve diğerleri [1.B.], B. No: 2020/39434, 5/2/2025, § …)
   
Başvuru Adı İNAN YAMAN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2020/39434
Başvuru Tarihi 6/11/2020
Karar Tarihi 5/2/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kolluk görevlilerinin fiziksel şiddeti ve olay hakkında etkili ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlali iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları İhlal Yeniden soruşturma
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi