logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Merve Berrin Bostan [2.B.], B. No: 2020/39725, 11/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MERVE BERRİN BOSTAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/39725)

 

Karar Tarihi: 11/12/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Murat BAŞPINAR

Başvurucu

:

Merve Berrin BOSTAN

Vekilleri

:

1. Av. Suat ARMER

 

 

2. Av. Vedat YALÇIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda duruşmalı inceleme talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/12/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 7/6/2013 tarihli iddianamesinin kabulü ile başvurucu ile bazı şüpheliler hakkında kamu davası açılmıştır. Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılamada 10 celse yapılmış ve2/10/2014 tarihinde başvurucunun kasten öldürmeye yardım etme suçundan beş kez 20 yıl hapis cezası ve kasten yaralamaya yardım suçundan da 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucu, anılan karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Temyiz başvurusunu Yargıtay 1. Ceza Dairesi (Daire) 28/3/2018 tarihinde incelemiş ve başvurucuyla diğer tüm sanıklar yönünden verilen hükümlerin bozulmasına karar vermiştir.

8. Bozma sonrası yapılan yargılama ise üç celse yapılmış ve 23/11/2018 tarihli celsede başvurucunun bu kez kasten öldürmeye yardım etme suçundan beş kez 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

9. Başvurucu ve müdafiinin yüzüne karşı verilen hükümlere yönelik başvurucu müdafii 26/11/2018 tarihinde kanun yoluna başvurmak üzere süre tutum dilekçesi vermiş ve gerekçeli kararın tebliğini talep etmiştir. Gerekçeli kararın tebliğ edilmesi üzerine başvurucu müdafiince 8/2/2019 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesi Mahkemeye sunulmuştur.

10. Ayrıca başvurucunun müdafii 4/7/2019 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminden (UYAP) gönderdiği ve yine UYAP'a kaydı yapılan ek temyiz dilekçesiyle temyiz incelemesinde duruşmalı inceleme talebinde bulunmuştur.

11. Dairece temyiz incelemesi 15/9/2020 tarihinde yapılmış ve başvurucu hakkında verilen mahkûmiyet hükümleri onanmıştır. Dairece yapılan temyiz incelemesinin bireysel başvurusu bulunmayan diğer bir sanık M.D. yönünden duruşmalı, diğer sanıklar ve başvurucu yönünden ise duruşmasız olarak dosya üzerinden inceleme sonucu yapıldığı anlaşılmaktadır. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık [A.Ç.nin] maktuller [A.D.], [M.K.D.], [H.Ş.D.], [E.S.] ve [Z.E.Ö.yü] kasten öldürme ve sanıklar [M.D.], [M.N.Ç] ve Merve Berrin [Bostan'ın] maktuller [A.D.], [M.K.D], [H.Ş.D], [E.S.] ve [Z.E.Ö.yü] kasten öldürmeye yardım etme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin edilmiş, cezaları azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık Merve Berrin Bostan müdafiinin sübuta ve haksız tahrike, sanık [M.D.] müdafiinin temyiz dilekçesindeki ve duruşmalı incelemedeki sanık [M.nin] iştirak iradesi göstermediğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,

A) Sanıklar [A.Ç.] ve Merve Berrin Bostan hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri bakımından;

Sanık [A.Ç.] hakkında maktullere karşı kasten öldürme ve Sanık Merve Berrin Bostan hakkında maktullere karşı kasten öldürmeye yardım etme suçlarından kurulan re'sen de temyize tabi olan mahkumiyet hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,

...,15/09/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.

15/09/2020 gününde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı [S.K.nın] huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık [M.D.] müdafii Avukat [B.D.nin] yokluğunda 24/09/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı."

12. Başvurucu 17/11/2020 tarihinde nihai kararı UYAP'tan öğrendikten sonra 15/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

13. Bireysel başvuru Komisyon aşamasında incelenirken 28/9/2022 tarihindeki yazıyla başvurucu ve/veya müdafii tarafından temyiz isteminin duruşmalı yapılmasının talep edilip edilmediği, duruşma açıldığının anlaşılması karşısında duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın başvurucu ve/veya müdafiine tebliğ edilip edilmediği, edilmişse tebligat parçasının bir suretinin gönderilmesi Daireden istenilmiştir.

14. Daire anılan yazıya 6/10/2022 tarihli verdiği cevapta başvurucu ya da müdafii tarafından temyiz isteminin duruşmalı yapılmasının talep edilmediği, duruşmanın yalnızca sanık M.D. yönünden yapılması nedeniyle de başvurucu veya müdafiine duruşma tebligatı gönderilmediği belirtilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

15. 4/4/1929 tarihli ve mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun "Ağır ceza hükümlerinin tetkikinde duruşma" kenar başlıklı 318. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Ağır cezaya mütaallik hükümlerde Temyiz Mahkemesi tetkikatını maznunun temyiz istidasındaki talebi üzerine veya dilerse resen duruşma icrası suretiyle yapar. Duruşma gününden maznuna veya talebi üzerine müdafiine haber verilir. Maznun duruşmada hazır olabileceği gibi kendisini vekaletnameyi haiz bir müdafi ile de temsil ettirebilir."

16. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Duruşmalı inceleme" kenar başlıklı 299. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) On yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, Yargıtay, incelemelerini uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir. Duruşma gününden sanığa, katılana, müdafi ve vekile haber verilir. Sanık, duruşmada hazır bulunabileceği gibi, kendisini bir müdafi ile de temsil ettirebilir.

 “(2) Sanık, tutuklu ise duruşmaya katılmak isteminde bulunamaz.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Anayasa Mahkemesinin 11/12/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

18. Başvurucu; kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda duruşmalı inceleme talebinin değerlendirilmediğini, temyiz incelemesinin diğer bir sanık yönünden duruşmalı yapılmasına karşın kendilerine duruşma gününün bildirilmediğini, sözlü savunma ve duruşma taleplerinin değerlendirilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

19. Bakanlık görüşünde; başvuruda öncelikle 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve İçtüzük'te belirtilen kabul edilebilirlik şartlarının karşılanıp karşılanmadığının incelenmesi gerektiği, şikâyetin esasına ilişkin olarak da adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir.

20. Başvurucu vekili, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

B. Değerlendirme

21. Anayasa'nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun iddiaları, temyize ilişkin beyanlarını ve savunmasını duruşma sırasında dile getirme imkânının kendisine tanınmadığına ilişkin olduğundan başvuru adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir (Talet Şanlı [GK], B. No: 2017/20526, 17/1/2023, § 44).

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de görülmediğinden sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

24. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri de yargılamanın kamuya açık olarak duruşmalı yapılması ilkesidir. Bunun yanında Anayasa’nın 141. maddesinde de yargılamanın kamuya açık olarak duruşmalı yapılması ilkesi açık olarak belirtilmiştir. Buna göre başvurucu; yargı mercileri önünde davanın dinlenmesi hakkına, bu bağlamda diğer hususların yanı sıra savunma yapma, aleyhindeki ifadeleri dinleme, tanıkları sorgulama veya sorgulatma imkânlarına sahip olmalıdır (Muhsin Hükümdar, B. No: 2016/15853, 7/11/2019, § 37).

25. Bununla birlikte duruşma yapma yükümlülüğü, mutlak bir yükümlülük değildir. Anayasa'nın 36. maddesinin suç isnadına ilişkin uyuşmazlıklara dair boyutu geleneksel ceza hukuku kategorilerine dâhil olmayan idari yaptırıma veya vergi cezalarına ilişkin davaları da kapsayacak şekilde otonom bir biçimde yorumlanmaktadır. Bu sebeple ağırlıkları bakımından farklı nitelikte olan suç isnadına ilişkin uyuşmazlık kategorileri mevcuttur. Adil yargılanma hakkının güvenceleri, ceza hukukunun çekirdeğini oluşturan konularda daha katı bir biçimde uygulanması gerekmekte iken bu kategoriye girmeyen ve gerek koruduğu hukuki menfaat gerekse de öngördüğü yaptırım itibarıyla daha hafif nitelikteki dava kategorilerine mutlak surette en katı hâliyle uygulanmaz. Bu sebeple ceza alanındaki her davada duruşma yapılmasının gerekli olmayabileceği kabul edilmelidir (Muhsin Hükümdar, § 38)

26. Anayasa Mahkemesi Talet Şanlı kararında sözlü yargılanma hakkının kapsamını ve genel ilkelerini belirlemiştir (Talet Şanlı [GK], B. No: 2017/20526, 17/1/2023, §§ 50-56). Sözlü yargılanma hakkı hem savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamakta hem de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine işlerlik kazandırmaktadır. Anılan hak, sadece duruşmada hazır bulunmayı değil duruşma sürecini dinlemeyi, takip etmeyi, iddia/savunmaları destekleyecek olgu ve delilleri ileri sürmeyi de içerir. Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkının tarafların yargılamaya etkili katılmaları ile doğrudan ilişkisi vardır. Böylelikle taraflar gösterdikleri kanıtlardan ve sundukları görüşlerden bilgi sahibi olmakta ve bunlarla ilgili görüşlerini bildirebilme imkânını elde etmektedir (Talet Şanlı, § 50). Öte yandan ilk derece mahkemeleri önünde duruşmalı yargılama yapılıp karar verildikten sonra kanun yolu incelemesinin duruşmasız yapılması hâlinde doğrudan adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş olmaz (Nevruz Bozkurt, B. No: 2013/664, 17/9/2013, § 32; Feyyaz Bayram, B. No: 2014/7822, 16/11/2016, § 84-86). Adil yargılama hakkının diğer güvencelerine uyulmak kaydıyla usul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamaların duruşmadan istisna tutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanmasının tek başına ihlale yol açmayacağı da kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesi nihai olarak duruşma yapılmamasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedeleyip zedelemediğini gözönünde bulunduracaktır (benzer yöndeki kararlar için bkz. Adnan Altın, B. No: 2013/9748, 7/1/2016; Mustafa Doğan, B. No: 2014/1836, 28/9/2016; Peyote Müzik Film Org. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2013/9345, 7/7/2015; Fatih Birol ve Remziye Birol, B. No: 2013/19, 7/3/2014; Talet Şanlı, §§ 50, 52).

27. Temyiz talebinin duruşmalı incelenmesi 1412 sayılı Kanun'un 318. maddesinde "Ağır cezaya mütaallik hükümlerde Temyiz Mahkemesi tetkikatını maznunun temyiz istidasındaki talebi üzerine veya dilerse resen duruşma icrası suretiyle yapar. Duruşma gününden maznuna veya talebi üzerine müdafiine haber verilir. Maznun duruşmada hazır olabileceği gibi kendisini vekaletnameyi haiz bir müdafi ile de temsil ettirebilir" şeklinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun'un 299. maddesinde ise on yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, Yargıtay'ın uygun görmesi halinde incelemelerini duruşma yoluyla yapabileceği belirtilmiştir (bkz. §§ 15-16). İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçmelerinden önceki bir tarih olan 2/10/2014 tarihinde ilk mahkûmiyet hükmünün kurulmuş olması karşısında, temyize ilişkin usul hükümleri yönünden 23/3/2005 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca 1412 sayılı Kanun hükümlerine göre temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Her iki Kanun hükümlerine göre de temyiz incelemesinde diğer koşullar mevcut olsa bile duruşmalı inceleme yapma yetkisinin Yargıtay Dairesinin takdirinde olduğu da açıktır.

28. Somut olayda, başvurucu yasal süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvurmak üzere süre tutum dilekçesi vermiştir. Gerekçeli kararın tebliği sonrasında da gerekçeli temyiz dilekçesini ibraz etmiştir. Dosya incelenmek üzere Yargıtaya gönderildikten sonra başvurucu müdafi 4/7/2019 tarihinde UYAP'tan gönderdiği ek temyiz dilekçesiyle duruşmalı inceleme talebinde bulunmuştur (bkz. § 10). Temyiz incelemesi yapan Daire anılan dilekçeyi değerlendirmeden, başvurucu müdafiinin verdiği süre tutum ve gerekçeli temyiz dilekçelerine göre incelemesini başvurucu yönünden duruşmasız ve dosya üzerinden tamamlamıştır. Hatta birden fazla sanık bulunan dosyada başka bir sanık yönünden temyiz duruşması yapılmasına karşın, başvurucuya belirtilen duruşmaya ilişkin herhangi bir tebligat ya da bildirim yapılmadığı Dairece ifade edilmiştir (bkz. § 14).

29. Başvurucu, ilk derece Mahkemesinde duruşmalı olarak yargılanmıştır. Yargıtay bozma kararı öncesi ve sonrasındaki bu aşamalarda yapılan toplam on üç celsede başvurucu söz konusu iddialarını dile getirebilecek birçok fırsat yakalamıştır. Başvuru formunda, temyiz aşamasında da duruşma açılmasını gerektiren hangi yeni veya değişen koşulların bulunduğu veya hangi gerekçelerle yeniden duruşma açılması gerektiği konusunda bir açıklama yapmamış, genel itibarıyla önceki savunmalarını tekrar etmiştir. Başvurucunun kendisine iddialarını yazılı olarak sunma ve aleyhindeki delillere itiraz etme imkânı tanınmadığına ya da zorlaştırıldığına dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz mercii, her ne kadar duruşmalı inceleme talebini değerlendirmemişse de bunun tek başına ve otomatik olarak adil yargılanma hakkını ihlal etmeyeceği, bunun için yargılamanının bütününün adilliğinin zedelenip zedelenmediğine bakılacağı (bkz. § 26) açıktır.

30. Bu kapsamda hakkındaki ceza miktarı itibarıyla duruşma açılma imkânı bulunan başvurucu yönünden yapılan temyiz incelemesinde duruşmalı inceleme yapıp yapmamak hususunda takdir hakkına sahip olduğundan hiçbir şüphe bulunmayan Dairece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu dosya, başvurucu yönünden karara bağlanmıştır. Başvurucunun temyiz aşamasında duruşma açılmasının hangi gerekçelerle zorunluluk oluşturduğu, iddialarını ileri sürme ve savunma yapma noktasında yargılamada ne şekilde dezavantajlı duruma düşürüldüğü konusunda yeterli bir açıklama da yapmadığının anlaşılması karşısında, bu durumun tek başına -somut olayın özel koşullarında- bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelemediği sonucuna ulaşılmıştır.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Merve Berrin Bostan [2.B.], B. No: 2020/39725, 11/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı MERVE BERRİN BOSTAN
Başvuru No 2020/39725
Başvuru Tarihi 15/12/2020
Karar Tarihi 11/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda duruşmalı inceleme talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 1412 Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 318
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 299
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi