TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İSMAİL SERTAÇ TİRYAKİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/10787)
|
|
Karar Tarihi: 29/4/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Ali Erdem ŞAHİN
|
Başvurucu
|
:
|
İsmail Sertaç TİRYAKİ
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; kapalı görüşlerin dinlenerek kaydedilmesi ve telefonla görüşme hakkının kullandırılmaması nedenleriyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata veaile hayatına saygı hakkının, infaz koruma memurunun davranışları nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, ihlal iddialarına konu ettiği olay ve idari uygulama tarihleri itibarıyla ceza infaz kurumunda bulunmaktadır.
3. Başvurucu 25/8/2020 tarihinde Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan (Antalya Ceza İnfaz Kurumu) Kilis L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (Kilis Ceza İnfaz Kurumu) nakledilmiştir. Başvurucu, telefon görüşmesi yapabilmek için gerekli olan evrakın nakil geldiği ceza infaz kurumunda kalması nedeniyle görüşme hakkını kullanamadığı şikâyetiyle Kilis İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur. Hâkimlik, şikâyetin kabulüne karar vermiştir. Başvurucu; anılan karara rağmen Antalya Ceza İnfaz Kurumunda babasıyla görüşme yapabildiği telefon numarasıyla görüşme talebinin Kilis Ceza İnfaz Kurumu tarafından bu görüşme için telefon fatura evrakı yerine telefon abonelik sözleşmesi gerektiği belirtilerek reddedilmesi ve ilgili memurla tartışma yaşaması nedenleriyle Kilis İnfaz Hâkimliğine yeniden başvurmuştur. Kilis İnfaz Hâkimliği 4/12/2020 tarihli kararıyla başvurucunun mevcut durum itibarıyla ilgili numarayla görüşme yapabildiği ve hak kaybı yaşamadığı gerekçeleriyle şikâyetin reddine karar vermiştir.
4. Başvurucu yukarıda ifade edilen sürecin haricinde Antalya ve Kilis Ceza İnfaz Kurumlarında yaptığı kapalı görüşlerin dinlenerek kaydedilmesi uygulamaları hakkında Antalya ve Kilis İnfaz Hâkimliklerine şikâyette bulunmuştur. Kilis İnfaz Hâkimliği 12/12/2020 tarihli kararıyla şikâyetin reddine karar vermiştir. Karar gerekçesinde, ziyaret yönetmeliği uyarınca kapalı görüşlerin kayda alınması mümkün olmasa da kapalı görüşlerin telefon ile yapıldığı gözetildiğinde başvurucunun telefonla yaptığı görüşmelerinin ve belirtilen yakınlarıyla yaptığı konuşmaların kayda alınmasının usul ve kanuna uygun olduğu sonucuna varmıştır. Antalya İnfaz Hâkimliği ise başvurucunun Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca yaptığı talebin ancak Anayasa Mahkemesince değerlendirilebileceği gerekçesiyle şikâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
5. Başvurucu, infaz hâkimliklerinin söz konusu kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. Ağır Ceza Mahkemeleri, kararların usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek reddetmiştir.
6. Başvurucu, nihai kararları 7/1/2021, 12/1/2021 ve 19/1/2021 tarihlerinde öğrendikten sonra 1/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kapalı Görüşlerin Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Nedeniyle Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı ile Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu, Antalya ve Kilis Ceza İnfaz Kurumlarında yaptığı kapalı görüşlerdeki konuşmalarının dinlenerek kaydedilmesine ilişkin yargı makamlarına yaptığı şikâyet ve itirazların reddedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucuların özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne cevap vermemiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısım yönünden kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Eşref Köse ([1. B], B. No: 2017/38098, 3/6/2020) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kapalı görüşlerde yapılan konuşmaların sistematik bir şekilde teknik araçla dinlenmesi ve kaydedilmesinin şartlarının kanunla düzenlenmediği gerekçesiyle haberleşme hürriyeti ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Telefonla Görüşme Hakkının Kullandırılmaması Nedeniyle Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı ile Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucu, kronik sağlık sorunları olan ebeveynlerinden pandemi döneminde haber almasının hâkimlik kararına rağmen idarece engellendiğini ve yaptığı şikâyet ve itirazların ise reddedildiğini belirterek özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Somut olayda yargı makamları, başvurucunun babasıyla görüşmek için bildirdiği telefon numarasıyla görüşme imkânı elde ettiği ve hak kaybı yaşamadığı sonucuna varmıştır. Telefonla görüşme talep formlarına bakıldığında başvurucunun Kilis Ceza İnfaz Kurumuna nakledildikten üç gün sonra eşiyle görüşebildiği ve takip eden haftalarda da telefonla görüşme hakkını kesintisiz olarak kullanabildiği görülmektedir. Bunun yanında başvurucu, 16/11/2020 tarihli İnfaz Hâkimliği başvurusundan yaklaşık 1,5 ay önce -2/10/2020- şikâyetine konu ettiği telefon numarası üzerinden babasıyla görüşebilmiştir. Buna göre somut olayda başvurucunun pandemi koşullarında aile fertlerinden haber almasının imkânsız hâle getirildiği ve bu bağlamda başvurucuya aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurma imkânının sağlanmadığı söylenemez. Sonuç olarak başvurucunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yönelen açık ve görünür bir ihlalin olmaması nedeniyle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. İnfaz Koruma Memurunun Davranışları Yönünden Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
14. Başvurucu, yukarıda açıklanan süreçte ilgili infaz koruma memurunun kendisiyle emrivaki şekilde konuşmasından ve bu nitelikteki davranışlarından yakınmıştır. Başvurucu, ilgili memuru şikâyet etmesine rağmen yargı makamlarının değerlendirme yapmadıklarını belirterek somut olayda kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun şikâyetleri açısından maddi olayın ortaya çıkarılması, olayda sorumluluğu bulunanların tespiti ve cezalandırılması şeklinde makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte olan yolun etkili bir ceza soruşturması yürütülmesi yolu olduğu anlaşılmaktadır (Zeki Güngör [1. B], B. No: 2013/8491, 31/3/2016, § 40). Ancak başvuru dosyasında şikâyete konu olay hakkında resen ya da başvurucunun ihbarı üzerine başlatılmış bir ceza soruşturması bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır.
16. Dolayısıyla hukuk sisteminde mevcut yargısal yollar tüketilmeksizin bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir (benzer yönde bkz. Ömer Aktaş [1. B], B. No: 2014/14915, 21/9/2016, §§ 38, 39).
III. GİDERİM
17. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesini talep etmiştir. Bunun yanında kapalı görüşler hakkındaki şikâyetleri yönünden ayrı ayrı 200.000 TL manevi, diğer şikâyetleri yönünden ise 250.000 TL manevi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Başvurucu serbest bırakılmışsa da kapalı görüşlerde yapılan kayıtların silinmesine ilişkin talepte bulunduğu anlaşıldığından tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
19. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için manevi zararları karşılığında başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B.1. Telefonla görüşme hakkının kullandırılmaması yönünden özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İnfaz koruma memurunun davranışları yönünden kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Kapalı görüşlerin dinlenmesi ve kaydedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Antalya 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2020/3782, K.2020/3768); Kilis İnfaz Hâkimliğine (E.2020/1145, K. 2020/1186) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.