logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Utku Kalı (3) [1. B.], B. No: 2021/13900, 24/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

UTKU KALI BAŞVURUSU (3)

(Başvuru Numarası: 2021/13900)

 

Karar Tarihi: 24/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Başvurucu

:

Utku KALI

Vekili

:

Av. Ceren KALI

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, askerlik hizmetini ifade eden kişinin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eden muameleye maruz bırakılması ve bu konuda Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda verilen kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin kararda belirtilen eksikliklerin soruşturma makamınca gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/2/2021 tarihinde yapılmıştır. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen belgeler ile Utku Kalı (2) ([2. B.], B. No: 2014/1358, 12/1/2017) kararına göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Başvurucu Hakkında Devletin Güvenliğine İlişkin Bilgileri Temin Etme ve Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama Suçlarından Yapılan Soruşturmayla İlgili Süreç

5. Başvurucu, olay tarihinde Amasya İl Jandarma Komutanlığında (İl Jandarma Komutanlığı) jandarma ulaştırma er olarak askerlik vazifesini yerine getirmektedir.

6. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11/5/2013 tarihinde saat 13.40’ta iki ayrı bombalı terör saldırısı düzenlenmiştir. Birkaç dakika arayla düzenlenen saldırılarda elliden fazla kişi hayatını kaybetmiş, yüz elliye yakın kişi ise yaralanmıştır.

7. Söz konusu terör saldırılarının ardından bir bilgisayar korsanı grubu tarafından 22/5/2013 tarihinde, anılan saldırılara ilişkin dört askerî yazışma internet sitelerinde yayımlanmıştır. Yayımlanan haberlerde saldırıyla ilgili istihbaratın 25 Nisan’da alındığına dair bilgiler bulunmaktadır.

8. Tokat Jandarma Bölge Komutanlığı, konuyla ilgili bilgi güvenliği ihlali kapsamında araştırma yapması için İdari Tahkikat Heyeti görevlendirmiştir.

9. İdari Tahkikat Heyeti tarafından düzenlenen 22/5/2013 tarihli tutanağa göre internet sitesinde çıkan mesajın renkli çıktısı alınarak İlçe Jandarma Komutanlıklarına ve Jandarma Karakol Komutanlıklarına gönderilen mesajlar internetten alınan çıktı ile karşılaştırılmıştır. Cezaevi Jandarma Karakol Komutanlığından alınan çıktılarda 2 ve 4 rakamlarının aynı özellikleri taşıdığı, süratli emniyetli mesaj aktarma cihazına (SEMAC) bağlı nokta vuruşlu yazıcının dokuz iğnesi olması gerektiği hâlde alttan ikinci iğnenin kırık olduğu, bu nedenle yazıların alt bölümünün silik çıktığı tespit edilmiştir. İnternette yayımlanan mesajın cep telefonuyla gönderilebileceği değerlendirilerek muhabere kısmında görevli personelin üstünde ve dolaplarında arama yapma izni için Sivas 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askerî Savcılığı (Askerî Savcılık) telefonla aranmıştır. Askerî savcı olaya resen el koyarak Olay Tespit Tutanağı düzenlenmesi, mesaj örneklerinin muhafaza edilmesi, muhabere kısmı ve çöp kutularında arama yapılması, görevli erbaş ve erlerin üstünde ve dolaplarında mahkemeden arama kararı alınana kadar arama yapılmaması, erbaş ve erlerin İl Jandarma Komutanlığına götürülerek orada tutulması, görev bölgesinden uzaklaştırılması talimatı vermiştir.

10. Amasya Cezaevi Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen 22/5/2013 tarihli tutanakta telsiz kısmında mesajların çıktılarının alındığı nokta vuruşlu yazıcıda yapılan inceleme sonucu söz konusu evraklarda silik olarak görülen yazı karakterlerinin yazıcı üzerindeki alttan ikinci iğnenin kırık olmasından kaynaklandığının tespit edildiği belirtilmiştir.

11. Askerî Savcılığın 23/5/2013 tarihli arama kararıyla, gecikmesinde sakınca bulunduğu gerekçesiyle şüpheliler Jandarma Onbaşı K.Z. ve başvurucunun dolapları, valizleri ile santral odasında arama yapılmasına karar verilmiştir. Başvurucunun görev yaptığı santral odasında yapılan aramada üç cep telefonu bulunmuştur. Başvurucu, Askerî Savcılığın kararıyla aynı gün gözaltına alınmıştır.

12. Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı Askerî Mahkemesi (Askerî Mahkeme) 24/5/2013 tarihinde başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir.

13. Başvurucu 23/5/2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla Askerî Savcılıkta müdafii hazır bulunmadan alınan ifadesinde ve Askerî Mahkemede müdafii huzurunda yapılan sorgusunda kötü muamele iddiasında bulunmamıştır.

14. 28/5/2013 tarihli tutanakta Amasya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne ait 45 ve 46 No.lu kameraların 21/5/2013 günü saat 19.01 ila 19.06 arasındaki kayıtlarında Jandarma Er Utku Kalı’nın (başvurucu) Cezaevi Karakolu önündeki çöp bidonunda kâğıt yaktığı, daha sonra bunu su ile söndürdüğü tespit edilmiştir.

15. Askerî Savcılık 17/7/2013 tarihli iddianame ile başvurucunun devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme ve devletin güvenliğine ve siyasal yararına ilişkin belgeleri açıklama suçlarından cezalandırılması istemiyle Askerî Mahkemede kamu davası açmıştır.

16. Askerî Mahkemenin 15/8/2013 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesine (12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun mülga 10. maddesi ile görevli) gönderilmiştir. Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesi 11/11/2013 tarihinde başvurucunun tahliyesine karar vermiştir. 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 3713 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine dosya, Samsun Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 13/3/2014 tarihinde Amasya Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiştir.

17. Amasya Ağır Ceza Mahkemesi 4/2/2016 tarihinde başvurucunun beraatine karar vermiştir. Bu karar temyiz edilmeksizin 12/2/2016 tarihinde kesinleşmiştir. Karar gerekçesinde özetle yapılan aramanın 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119. ve 120. maddelerine açıkça aykırı olması nedeniyle arama sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı, sanığın cezalandırılmasına yeterli başka delil bulunmadığı belirtilmiştir.

B. Anayasa Mahkemesinin İhlal Kararına Konu Ceza Soruşturmasıyla İlgili Süreç

18. Başvurucu 12/7/2013 tarihinde İdari Tahkikat Heyeti üyeleri ve Amasya E Tipi Cezaevi Jandarma Komutanlığı yetkilileri hakkında 22/5/2013 tarihinde gerçekleştiğini ileri sürdüğü olay nedeniyle Amasya Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur.

19. Başvurucu şikâyet dilekçesinde özetle;

i. Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi İlçe Jandarma Komutanlığında askerlik görevini yaptığını, Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamayla ilgili olarak bir bilgisayar korsanı grubu tarafından 22/5/2013 tarihinde toplam yedi sayfa olmak üzere dört jandarma istihbarat belgesinin yayımlandığını, bu olayla ilgili olarak 22/5/2013 tarihinde akşam saatlerinde Amasya E Tipi Kapalı Cezaevi Jandarma Karakoluna Tokat Jandarma Bölge Komutanlığından gelen İdari Tahkikat Heyetince hukuka ayrı olarak ve Askerî Savcılığın bilgisi dışında sorgulandığını, öncelikle komutan odasında, ardından da karakolda boş bir odaya alınarak fiziksel şiddete maruz kaldığını,

ii. Heyet üyeleri tarafından hukuka aykırı olarak sorgulanıp kendisine gösterilen evraktan haberi olup olmadığının sorulduğunu, “Bu işi para için mi yaptın? Neden yaptın? Suratına ne oldu? Kanın mı çekildi? Az otur istersen.” gibi sözlerle direncinin kırılmaya çalışıldığını, annesinin, babasının, ablasının ve ablasının eşinin ad soyadları, meslekleri, nerede çalıştıkları ve telefon numaraları gibi kişisel bilgilerin sorulduğunu, bu şekilde ailesine yönelik endişe duymasının amaçlandığını ve itirafa zorlandığını, “Ben yapmadım komutanım.” demesi üzerine Tokat'tan gelen bir kıdemli başçavuş ve yine orada bulunan bir kişi tarafından yan odaya alınarak tokatlandığını, boğazının sıkıldığını, yine iteklenerek duvara çarpıldığını, karın boşluğu gibi daha ziyade iz kalmayacak bölgelerine vurulduğunu, hakarete maruz kaldığını,

iii. Arama yapılmak istendiğinde durumun Askerî Savcılığa iletilerek izin talep edildiğini,22/5/2013 tarihli tutanağa göre bu aşamada Askerî Savcılığın olaya resen el koyduğunu,aynı birlikte görev yapan Jandarma Er K.Z. ile birlikte İl Jandarma Komutanlığına götürülmeleri talimatının verildiğini, burada yatak bulunmayan bir odada battaniye ile üçlü sandalye üzerinde uyumak zorunda bırakıldığını, su ve sigara içmesine izin verilmediğini, kapısında beklemek üzere bir nöbetçi görevlendirildiğini, 22/5/2013 sabahı uyandırılarak Sivas Askerî Savcılığına götürülmek üzere yola çıkıldığını, 24/5/2013 tarihinde istihbarat belgelerini sızdırmak suçlamasıyla tutuklandığını, maruz kaldığını belirttiği kötü muamele nedeniyle psikolojik sıkıntılar yaşadığını ve ilaç kullanmaya başladığını belirtmiştir.

20. Başvurucunun yürütülen soruşturma sırasında beyanları alınmamıştır.

21. Başvurucu hakkında gözaltına alınmadan önce Sivas Numune Hastanesinde 23/5/2013 günü saat 18.32’de düzenlenen raporda; sol scapula (kürek kemiği) üstünde 1 cm’lik kırmızı lezyon, boynun sol ön yanında 3 cm’lik kırmızı lezyon, sağ kolda 1 cm çapında, yuvarlak sarı renkli iki lezyon, sol dizde operasyon skarı (yara izi) bulunduğu tespit edilmiştir. Gözaltından çıkarılırken Numune Hastanesinde 24/5/2013 günü saat 06.10’da tanzim edilen raporda yeni bir darp ve cebir izi bulunmadığı belirtilmiştir.

22. Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin başvurucu vekili tarafından ibraz edilen 6/8/2013 tarihli raporunda; alınan öykü ve yapılan ruhsal durum muayenesi bulguları travma sonrası stres bozukluğu tanısını karşılamakta, yapılan psikometrik testlerde beck depresyon ölçeği (39 puan), beck anksiyete envanteri (33 puan), MMPI ve travma değerlendirme ölçekleri neticesinde şahsın bildirdiği bu durumun kötü muamele ile bağlantılı olabileceği tıbbi kanaatine varılmış olup şahsın intihar düşüncesi olması nedeniyle yatarak tedavi olması gerektiği önerilmiştir. Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin başvurucu vekili tarafından ibraz edilen 25/10/2013 tarihli raporuna göre beck depresyon ölçeği 61, beck anksiyete ölçeği 55 puan sonucunda şahsın yoğun öz kıyım düşünceleri olduğundan mahkûm koğuşu bulunan kapalı bir psikiyatri kliniğine sevki uygun görülmüştür.

23. Jandarma Uzman Çavuş S.E., Jandarma Astsubay K.K, Jandarma Uzman Çavuş E.Ç., Jandarma Er H.K. tanık sıfatıyla alınan 14/8/2013 tarihli beyanlarında ve başvurucuyla birlikte gözaltına alınan Jandarma Er E.Z. şüpheli sıfatıyla alınan aynı tarihli ifadesinde başvurucunun gözaltına alınmasından tutuklanmasına kadar geçen süre içinde kötü muameleye uğramadığını söylemiştir.

24. Başsavcılık, başvurucunun şikâyeti üzerine başlattığı ceza soruşturması neticesinde 26/9/2013 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş; kararda başvurucu hakkında düzenlenen 23/5/2013 ve 24/5/2013 tarihli raporlarda başvurucuda yeni darp ve cebir izi bulunmadığının tespit edildiğini, şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kamu davasının açılmasını haklı gösterecek her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini açıklamıştır.

25. Başvurucunun karara itirazı, Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesince 5/12/2013 tarihinde reddedilmiştir.

C. Anayasa Mahkemesinin İhlal Kararı

26. Başvurucu; Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak İdari Tahkikat Heyetince hukuka aykırı olarak ve Askerî Savcılığın bilgisi olmadan sorgulandığını, sorgu sırasında fiziksel şiddete maruz kaldığını ileri sürmüştür (Utku Kalı (2), § 51).

27. Anayasa Mahkemesi sözü edilen başvuruda başvurucunun kamu görevlilerinin fiziksel şiddetine uğradığına ilişkin iddialarını, ihlal iddialarının sağlıklı şekilde değerlendirilebilmesinin devletin etkili soruşturma yükümlülüğünü gerektiği gibi yerine getirip getirmediğinin tespitine bağlı olduğu gerekçesiyle kötü muamele yasağının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutuyla sınırlı olarak incelemiş ve kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna götüren nedenler şunlardır:

i. Başvurucunun devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme ve devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama suçlarından Askerî Savcılık tarafından yapılan soruşturma sırasında, gözaltına alınmadan önce Sivas Numune Hastanesinde 23/5/2013 tarihinde saat 18.32'de başvurucu hakkında rapor düzenlenmiş; raporda başvurucunun vücudunun muhtelif yerlerinde darp ve cebir izleri olduğu belirtilmiştir. Devlet yetkililerinin gözetimi altında askerlik vazifesini yapan başvurucunun bu raporlar karşısında askerî savcının soruşturma yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet savcılığına durumla ilgili olarak derhâl bildirimde bulunması gerekirken resen harekete geçme yükümlülüğüne aykırı şekilde bundan imtina etmiştir. Bu nedenle soruşturma, olaydan yaklaşık iki buçuk ay sonra 12/7/2013 tarihinde başvurucunun şikâyeti üzerine gecikmeli olarak başlamıştır.

ii. Başvurucunun kötü muamele iddialarına ilişkin olarak dosyada bulunan ve 23/5/2013 günü saat 18.32’de tanzim olunan adli muayene raporunda sol scapula (kürek kemiği), boynun sol ön yanında, sağ kolda lezyonlar bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun soruşturma dosyasına ibraz ettiği Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince verilen psikiyatrik muayene raporları ve hasta gözlem ve epikriz formlarına göre başvurucuda travma sonrası stres bozukluğu bulunduğu bildirilmiştir. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararda bilimsel nitelikte delil olan bu raporlardaki bulgular değerlendirme dışı bırakılmıştır. Devlet yetkililerinin kontrolü altında bulunan askerî mahalde gerçekleşen başvurucudaki yaraların ne şekilde meydana geldiğine dair açıklama getirme yükümlülüğü devlete ait olmasına rağmen başvurucunun adli raporlarında yer alan fiziksel ve ruhsal bulguların ne zaman ve kim/kimler tarafından oluşturulduğu konusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.

iii. Başvurucu şikâyet dilekçesinde özellikle Amasya İl Jandarma Komutanlığı tarafından görevlendirilen İdari Tahkikat Heyeti üyeleri ile Cezaevi Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda kimlik bilgileri tespit edilmeden Tokat Jandarma Bölge Komutanlığı İdari Tahkikat Heyeti üyeleri ve Amasya E Tipi Cezaevi Karakol Komutanlığı görevlileri şüpheli olarak gösterilmiştir.

iv. Kötü muamele gibi son derece ciddi bir isnat karşısında soruşturmanın olayların seyrini aydınlatmaya yönelik yeterli derinlikte ve titizlikte yapılmamış, başvurucunun ve sanıkların ifadeleri alınarak olayın aydınlatılması yönünde yeterli çaba gösterilmemiş, gözaltına alınmadan önce gerçekleştiği ileri sürülen iddialar üzerinde hiç durulmamış, iddiaların gözaltına alındıktan sonraki bir zaman diliminde vuku bulduğu varsayımıyla gözaltı çıkış raporlarına istinaden temelden yoksun bir sonuca varılarak karar verilmiştir.

28. Anayasa Mahkemesi ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın bir örneğini yeniden soruşturma yapılmak üzere 8/2/2017 tarihinde Başsavcılığa göndermiştir.

D. İhlal Kararı Sonrasında Yeniden Yapılan Soruşturmayla İlgili Süreç

29. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararıyla ilgili yazı üzerine yeniden başlatılan soruşturma kapsamında yapılan işlemler aşağıda yer almaktadır:

30. 27/4/2017 tarihinde Amasya İlçe Jandarma Komutanlığına yazı yazılarak başvurucunun gözaltına alınmadan tutuklanmasına kadar geçen sürede görevli olan personelin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile teşhise yarar fotoğraflarının gönderilmesi istenmiştir.

31. Numune Hastanesine yazılan 27/4/2017 tarihli yazı ile başvurucuya ait 23/5/2013 ve 24/5/2013 tarihli adli raporların gönderilmesi istenmiştir.

32. 30/6/2017 tarihinde İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığından başvurucunun beyanlarının istinabe yoluyla tespit edilmesi istenmiştir. Başvurucu; kolluk tarafından alınan 1/8/2017 tarihli beyanlarında gösterilen fotoğraflarda yer alan E.A., İ.Ş., C.A., A.K., C.E., Ö.Y., K.G., T.T., M.S., H.Ö. ve S.E.nin olay tarihlerinde Amasya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Jandarma Karakolundaki askerler olduğunu, kendisini sorguya çekenlerin olay günü Tokat'tan gelen heyetten bir albay, bir astsubay ve rütbesini bilmediği bir kişi ile E.A., Ö.Y. ve T.T. olduğunu ifade etmiştir.

33. 27/9/2017 tarihinde Amasya İlçe Jandarma Komutanlığına yazı yazılarak başvurucunun gözaltına alınmasından tutuklanmasına kadar geçen sürede Tokat'tan gelen albay, astsubay ve rütbesi bilinmeyen bir şahıs olup olmadığının varsa açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesini, teşhise yarar fotoğraflarının gönderilmesini istenmiştir.

34. 23/2/2018 tarihinde İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığından başvurucunun beyanlarının istinabe yoluyla tespit edilmesi istenmiştir. Başvurucu kolluk tarafından alınan 16/3/2018 tarihli beyanlarında olayı tekrar hatırlamamak için detaylı ifade vermek istemediğini, şikâyet dilekçesindeki hususların geçerli olduğunu, soruşturma evrakı içinde Tokat Bölge Jandarma Komutanlığından gelen İdari Tahkikat Heyeti üyelerinin fotoğraflarının yer almadığını ifade etmiştir.

35. 23/2/2018 tarihinde Kars Cumhuriyet Başsavcılığından şüpheli A.D.nin istinabe yoluyla ifadesinin alınması istenmiştir. A.D. kolluk tarafından 4/5/2018 tarihinde alınan ifadesinde İdari Tahkikat Heyetinde görevlendirildiğini, erlerle mülakat yaptıklarını ancak sonuç raporu değil bilgi notu hazırladıklarını, erlere kötü muamelede bulunmadıklarını belirtmiştir.

36. 23/2/2018 tarihinde Tokat Cumhuriyet Başsavcılığından şüpheli İ.Y.nin ifadesinin istinabe yoluyla alınması istenmiştir. İ.Y. 27/3/2018 tarihli ifadesinde olay nedeniyle Tokat Jandarma Bölge Komutanlığı tarafından İdari Tahkikat Heyetinde görevlendirildiğini, heyet başkanı olarak H.İ.A. ve A.D. ile Amasya İl Jandarma Komutanlığına gitmek üzere yola çıktıklarını, 20.30- 21.00 sıralarında ulaştıklarında Amasya E Tipi Cezaevi Jandarma Karakol Komutanlığına giderek karakol komutanı odasında H.Ş.nin de katılımıyla başvurucu ve K.Z. ile ayrı ayrı beş on dakika görüştüklerini belirtmiştir. Ayrıca olayda ifade almadıklarını, sorgulama yapmadıklarını, saat 22.00-22.30 sıralarında askerî savcının telefonla gözaltı ve arama talimatı verdiğini, talimatların Amasya İl Jandarma Komutanlığında görevli personel tarafından yerine getirildiğini, İdari Tahkikat Heyetinin ön görüşmesinden sonraki süreçte yaşananları bilmediğini, başvurucuya karşı hukuka aykırı eylemlerde bulunmadığını ifade etmiştir.

37. 30/4/2018 tarihinde Pazar Cumhuriyet Başsavcılığından şüpheli E.A.nın istinabe yoluyla ifadesinin alınması istenmiştir. Şüpheli kolluk tarafından alınan 7/5/2018 tarihli ifadesinde başvurucunun kendisinin emrinde er olduğunu, 22/5/2013 tarihinde akşam saatlerinde Amasya İl Jandarma Komutanı H.Ş.nin arayarak karakola gitmesini emrettiğini, karakola gittiğinde tekrar arayarak istihbarat erlerin birbirine yaklaştırılmamasını ve odalarından çıkmamasını istediğini söylediğini, bir süre sonra karakola Alay Komutanı ve İlçe Jandarma Komutanı N.K.nın, ardından da İdari Tahkikat Heyetinin geldiğini, başvurucu ve diğer muhabere eri odasına çağırarak olayla ilgilerinin olup olmadığını sorduklarını, ifade almadıklarını, Askerî Savcılığın ve Amasya Cumhuriyet Başsavcılığının emri doğrultusunda jandarma erlerin diğer muhabere erleri ile birlikte İl Jandarma Komutanlığına götürüldüğünü, burada bir gün kalan er ve erbaşların askerî savcının emri doğrultusunda Sivas Askerî Mahkemesine götürüldüğünü belirtmiştir.

38. 9/7/2018 tarihinde Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığından şüpheli H.İ.A.nınistinabe yoluyla ifadesinin alınması istenmiştir. H.İ.A. kolluk tarafından alınan 13/7/2018 tarihli ifadesinde İdari Tahkikat Heyetinde görevlendirildiğini ancak başvurucuyu sorgulamadığını belirtmiştir.

39. 5/2/2019 ve 15/5/2019 tarihli yazılarla Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 6/8/2013 ve 25/10/2013 tarihli raporların gönderilmesi istenmiştir.

40. Başsavcılık 5/10/2020 tarihinde şüpheliler A.D., E.A., H.İ.A., İ.Y., Ö.Y. ve T.T. hakkında işkence yapma, hakaret, tehdit, görevi kötüye kullanma suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Kararda şüphelilerin atılı suçlamaları kabul etmediğini, er K.Z.nin tanık anlatımlarında kendisine ve başvurucuya kötü muamelede bulunulmadığını ifade ettiğini, tanıklar S.E., H.K., E.Ç. ve K.K.nın beyanlarında başvurucuyu doğrulamadığını, Numune Hastanesinde düzenlenen 23/5/2013 ve 24/5/2013 tarihli adli raporlarda başvurucuda yeni darp ve cebir izine rastlanmadığının tespit edildiğini, şüphelilerin atılı suçları işlediklerine ilişkin olarak kamu davası açmayı gerektirir yeterli ve somut delil bulunmadığını belirtmiştir.

41. Başvurucunun karara itirazı Amasya Sulh Ceza Hâkimliğince 14/1/2021 tarihinde reddedilmiştir. Başvurucu, nihai kararı 28/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 26/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

42. Başvurucu; Anayasa Mahkemesinin ihlal kararındaki eksikliklerin yerine getirilmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının, soruşturma süresinin uzun sürmesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir. Bakanlık görüşünde; ihlal kararı gereği yeniden soruşturma yürütüldüğü, toplanan deliller ışığında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı etkili soruşturma yürütülmediğini, hukuka aykırı biçimde tutulduğu dokuz saat boyunca suçu üstlenmeye zorlandığını belirterek beyanda bulunmuştur.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

43. Başvurucunun şikâyetleri Utku Kalı (2) başvurusunda verilen ihlal kararı üzerine yeniden başlatılan soruşturmada ihlal kararında belirtilen eksikliklerin giderilmediğine ve soruşturma süresinin uzunluğuna ilişkindir. İlk şikâyet kötü muamele yasağının negatif yükümlülüğe ilişkin maddi boyutu ile birlikte etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ihlal edildiğine, ikinci şikâyet ise kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine yöneliktir. Utku Kalı (2) başvurusunun aksine mevcut başvuruda kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın incelenmesi için yeterli kanıt bulunduğu gözetilerek hem kötü muamele yasağının maddi boyutu hem kötü muamele yasağının usul boyutu kapsamında inceleme yapılacaktır.

44. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

45. Güç kullanmaya yetkili kamu görevlilerinin, tutumu nedeniyle kendisine karşı güç kullanılması kesin olarak gerekli olmayan bir kişiye karşı fiziksel güce başvurmaları ilke olarak Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal etmektedir. Kesin gerekli olduğu hâllerde bile güç, aşırıya kaçmadan kullanılmalı ve kişinin tutumuyla orantılı olmalıdır (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 81, 82).

46. Gözaltı veya tutukluluk gibi bireyin devletin kontrolü altında bulunduğu sırada bir yaralanma olayı meydana gelmiş ise bu olaya ilişkin olarak tatmin edici ve inandırıcı bir açıklama getirme yükümlülüğü yetkili makamlara aittir (S.D., B. No: 2013/3017, 16/12/2015, §§ 89, 90; Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, B. No: 2013/8137, 20/4/2016, § 95). Bunun sebebi bu tür olaylarda gerçekleşme koşullarına ilişkin bilgilerin çoğunlukla yetkili makamların erişiminde olmasıdır (Ferit Kurt ve diğerleri, B. No: 2018/9957, 8/6/2021, § 74).

47. Somut olayda başvurucu, askerlik hizmetinin ifası sırasında bir suç soruşturması kapsamında gözaltı kararının yerine getirilmesi amacıyla görev yerinden Askerî Savcılığa sevk edilmiştir. Başvurucunun gözaltı giriş muayene raporunda kürek kemiği, boyun ve kol bölgelerinde lezyon tarif edilmiştir. Başvurucu bu yaralanmaların gözaltına alınmadan önce görev yerinde uğradığı şiddet neticesinde meydana geldiğini ileri sürmüştür. Konuyla ilgili soruşturmada, o sırada devletin gözetimi ve denetimi altında bulunan başvurucuda meydana gelen yaralanmanın sebebi başvurucunun kendisine karşı güç kullanılmasını gerektiren bir davranışta bulunduğu ve bu nedenle başvurucuya karşı tutumuyla orantılı şekilde güç kullanıldığı ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla açıklama yükümlülüğü yerine getirilmeyen olayda meydana gelen yaralanmadan devlet sorumludur. Anayasa Mahkemesinin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında yasaklanan muamelelerle ilgili değerlendirmelerine göre başvurucunun yaralanmasına neden olan muamele, insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muamele olarak kabul edilebilir (bahsi geçen muamelelerle ilgili ayrıntılı açıklamalar için birçok karar arasından bkz. S.D., § 84-88; Cengiz Kahraman ve Kenan Özyürek, §§ 90-94). Bu durumda insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi boyutu ihlal edilmiştir.

48. Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesindeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- bir kimsenin devlet görevlilerinin 17. maddenin üçüncü fıkrasını ihlal eden bir muamelesine uğradığına ilişkin savunulabilir bir iddiada bulunması hâlinde etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir. Kötü muamelenin kasten yapıldığının ileri sürüldüğü durumlarda iddia hakkında ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalıdır. Şikâyet olmadığında bile kişiye kötü muamelede bulunulduğuna ilişkin yeterince açık belirtiler varsa konuyla ilgili bir ceza soruşturması açılmalıdır. Soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek tüm deliller toplanmalıdır. Dahası soruşturma süreci, gerektiği ölçüde kamu denetimine ve mağdurun erişimine açık olmalı; mağdur soruşturmaya etkili şekilde katılabilmeli; soruşturmada makul bir özen ve süratle hareket edilmelidir. Ayrıca yetkililer, soruşturmayı sonlandırmak için aceleci davranmamalı ve temelden yoksun sonuçlara dayanmamalıdır (Ali Rıza Özer ve diğerleri, §§ 101-103; S.D., §§ 111-114; Veli Saçılık (2), B. No: 2018/24614, 18/10/2022, § 16).

49. Somut olayda yürütülen soruşturma kapsamında kolluk tarafından fotoğraftan teşhis işlemi yaptırılmış ise de bu fotoğrafların İdari Tahkikat Heyetinde görev yapanlara ait olmadığı anlaşılmıştır. Başvurucu da beyanlarında ısrarla Tokat'tan gelen İdari Tahkikat Heyetini işaret ettiği ve şüpheli İ.Y. de kendisi ile birlikte bu Heyette görevlendirilen H.İ.A. ve A.D. ile H.Ş.nin karakolda başvurucu ve K.Z. ile ayrı ayrı görüştüklerini ifade ettiği hâlde teşhis işlemi yapılmamıştır. Bunun gibi başvurucunun gözaltına alınmasından önce alınan rapordaki yaralanmalarla ilgili bir açıklama ve bu yaralanmaları tespit eden raporla ilgili değerlendirme yapılmamış, gerçek faillerin tespiti için gerekli adımlar atılmamıştır. Ayrıca soruşturmadaki hiçbir unsur soruşturma sürecinin 4 yıla yakın sürmesini haklı kılmamaktadır. Bu nedenle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının usul boyutu da ihlal edilmiştir.

50. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutlarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

V. GİDERİM

51. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden soruşturma yapılması ve 250.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

52. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma mercilerinin yapması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

53. Talebiyle bağlı kalınarak başvurucuya manevi zararları karşılığında net 250.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan kötü muamele yasağının maddi ve usul boyutlarının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan kötü muamele yasağının maddi veusul boyutlarının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Amasya Cumhuriyet Başsavcılığına (Sor. No:2017/897) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 250.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

E. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Utku Kalı (3) [1. B.], B. No: 2021/13900, 24/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı UTKU KALI (3)
Başvuru No 2021/13900
Başvuru Tarihi 25/2/2021
Karar Tarihi 24/6/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, askerlik hizmetini ifade eden kişinin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eden muameleye maruz bırakılması ve bu konuda Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda verilen kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin kararda belirtilen eksikliklerin soruşturma makamınca gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları İhlal Yeniden soruşturma
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi