logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Barış Koç [1.B.], B. No: 2021/14553, 2/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BARIŞ KOÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/14553)

 

Karar Tarihi: 2/4/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muhammed Nuri ÖZGÜR

Başvurucu

:

Barış KOÇ

Vekili

:

Av. Mesut KURT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; yurt dışına çıkışın yasaklanmasına yönelik adli kontrole yapılan itirazın gerekçesiz şekilde reddedilmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu hakkında kasten öldürme suçundan başlatılan soruşturmada, Savcılığın talebi üzerine başvurucu tutuklanmıştır. Soruşturma sonucunda başvurucunun kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve ruhsatsız tabanca bulundurma suçlarından cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlenmiştir.

3. Açılan kamu davasında, duruşmanın ilk celsesinde başvurucunun savunması alınmıştır. Bu celsede başvurucunun tahliyesine, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a), (b) ve (g) bentleri gereğince adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir.

4. Yargılama sonucunda Mahkeme; başvurucunun ruhsatsız tabanca bulundurma suçundan beraatine, diğer suçlardan mahkûmiyetine karar vermiştir. Başvurucu, mahkûmiyet kararını temyiz etmiştir.

5. Temyiz incelemesinde mahkûmiyet kararı bozulmuştur. Bozmadan sonraki süreçte tutuklanan başvurucu, duruşmanın bozma sonrası yapılan altıncı celsesinde tahliye edilmiş; 5271 sayılı Kanun'un 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentleri gereğince adli kontrol altına alınmıştır.

6. Mahkeme, bozma sonrası yaptığı yargılama sonucunda başvurucunun anılan suçlardan beraatine, yurt dışına çıkışının yasaklanmasına yönelik adli kontrol tedbirinin karar kesinleşene kadar devamına, diğer adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar vermiştir. Başvurucu, devam ettirilen adli kontrol tedbirine itiraz etmiş; itiraz mercii başvurucunun suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğu ve "...sanığın imza atma şeklindeki adli kontrolün aynen devamına yönelik itiraz edilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı..." gerekçesiyle 2/2/2021 tarihinde itirazı reddetmiştir.

7. Başvurucu 15/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Katılanlar kararı temyiz etmiştir. Beraat kararı kanun yolu incelemesinden geçerek 21/9/2022 tarihinde kesinleşmiş, başvurucunun yurt dışına çıkışının yasaklanmasına yönelik adli kontrol kararı 15/11/2022 tarihinde kaldırılmıştır.

9. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, adli kontrol tedbirine itirazın reddi kararı yönünden gerekçeli karar hakkı ve asıl dava yönünden makul sürede yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan haklara ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu, beraat kararına rağmen devam ettirilen adli kontrole itirazın gerekçesiz şekilde reddedilmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde başvurucunun mağdur sıfatı bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddiaları yinelemiştir.

11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar” kenar başlıklı 46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmıştır. Anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön şart birlikte bulunmalıdır. Bu ön şartlar; başvurucunun kamu gücünün eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı güncel bir hakkının ihlal edildiği iddia etmesi, iddia edilen ihlalden kişinin kişisel olarak ve doğrudan etkilenmesi, bunların sonucunda da başvurucunun mağdur olduğunu ileri sürmesidir (Fetih Ahmet Özer, B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).

12. Bir başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilebilmesi için başvurucunun mağdur olduğunu ileri sürmesi yeterli olmayıp iddia edilen ihlalden doğrudan etkilendiğini, bir başka ifadeyle mağduriyetini kanıtlaması gerekir. Bu itibarla mağdur olduğu zannı veya şüphesi mağdurluk statüsünün kabulü için yeterli değildir (Ayşe Hülya Potur, B. No: 2013/8479, 6/6/2014, § 24).

13. Diğer yandan bir şüpheli hakkında yürütülen ceza soruşturmasının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanması veya açılan davanın ertelenmesi, düşürülmesi ya da sanığın beraatine hükmedilmesi hâlinde -makul sürede yargılanma hakkına ilişkin iddialara halel gelmemek şartıyla- bu kişilerin adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle mağdur olduklarının kabulü mümkün değildir. Ancak bu durum, soruşturma veya kovuşturmaların yukarıda belirtilen sonuçlarının adil yargılanma hakkı dışındaki haklara etkisinin incelenmesine engel teşkil etmez (Mustafa Kamil Uzuner ve Mustafa Kadir Gül, B. No: 2013/3371, 9/3/2016, § 52).

14. Somut olayda ceza yargılaması sonucunda başvurucunun beraatine, yurt dışına çıkış yasağına yönelik adli kontrolün karar kesinleşene kadar devamına karar verilmiştir. Başvurucunun bireysel başvuruda bulunduktan sonra kararın onanmasıyla beraat kararı kesinleşmiş ve yurt dışına çıkışın yasaklanmasına yönelik tedbir kaldırılmıştır (bkz. § 8). Bu nedenle başvurucunun adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiaları bakımından mağdur sıfatı bulunmamaktadır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

16. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli kontrol kararına itirazın reddi kararı yönünden adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Asıl yargılanma yönünden adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 2/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Barış Koç [1.B.], B. No: 2021/14553, 2/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı BARIŞ KOÇ
Başvuru No 2021/14553
Başvuru Tarihi 15/3/2021
Karar Tarihi 2/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yurt dışına çıkışın yasaklanmasına yönelik adli kontrole yapılan itirazın gerekçesiz şekilde reddedilmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) Kişi Bakımından Yetkisizlik
Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi