logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hayri Başar [1.B.], B. No: 2021/15837, 10/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HAYRİ BAŞAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/15837)

 

Karar Tarihi: 10/12/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Murat BAŞPINAR

Başvurucu

:

Hayri BAŞAR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddianın karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. 1981 doğumlu olan başvurucu, olayın meydana geldiği tarihte Gaziantep'te özel bir şirkete ait fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır.

3. Müşteki H.Ç. 3/3/2006 tarihinde akşam saatlerinde kendisinin darp edildiği ve zorla senetlere imza attırıldığı iddiasıyla şikâyetçi olmuştur. Olayı gerçekleştiren şüpheli şahıslardan İ.İ.yi tanıdığını, diğerlerini ise görse tanıyabileceğini ilk ifadesinde beyan etmiştir.

4. Olayla ilgili olarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından soruşturma başlatılmıştır.

5. Müşteki H.Ç. 4/4/2006 tarihinde verdiği diğer bir ifadesinde emekli olduktan sonra çeşitli yerlere iş başvurusunda bulunduğunu, olay günü de N. Plastik Fabrikasına iş görüşmesi için gittiğini, orada güvenlik idari amiri olan İ.İ. ile odasında görüştüklerini ve akşam da birlikte yemek yemek üzere sözleştiklerini, akşam birlikte kendisine ait araçla seyir hâlinde iken başka bir aracın takip etmeye başladığını, bir süre sonra durduklarında arkadaki aracın da durduğunu, İ.İ. ile akrabası olan ve arkadaki araçtan gelen H. isimli kişinin kendisini darp ettiklerini, cep telefonunu aldıklarını ve zorla boş senetleri imzalattıklarını, diğer arabadan gelen şahısların ise "kabadayı gibi kenarda durduklarını" ve kendi imkânlarıyla hastaneye ulaştığını beyan etmiştir.

6. Şikâyet sonrasında olayın faillerinden İ.İ. ve H.D. yakalanarak müşteki tarafından 4/4/2006 tarihinde teşhis edilmiştir. Diğer şahısların araştırılmasına dair soruşturma devam ederken müşteki bu kişilerin iş görüşmesi için gittiği fabrikadaki güvenlik görevlileri olabileceğini anımsadığını Başsavcılığa bildirmiştir.

7. Başsavcılığın talimatı üzerine kimliği belli olmayan faillerin tespiti için anılan şirkette güvenlik görevlisi olarak çalışan 28 kişi teşhis için jandarma karakolunda hazır edilmiştir. 26/4/2006 tarihli teşhis tutanağına göre müşteki hazır edilen şahıslar arasından İ.İ. ile içlerinde başvurucunun da bulunduğu diğer üç kişiyi teşhis etmiştir. Teşhis tutanağı zaptı düzenleyen görevlilerle müşteki ve teşhis edilen şahıslar tarafından imzalanmıştır.

8. Soruşturma sonucunda başvurucu ile toplam altı kişi hakkında yağma ve yaralama suçlarından cezalandırılmaları istemiyle 7/11/2006 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede müştekinin yüzde sabit eser olacak şekilde yaralandığını, olay mahallinde bir adet sopa ile üç adet sigara izmaritin şüpheli H.ye ait olduğunun tespit edildiğini, GSM raporlarına göre H. ile İ.nin aynı baz istasyonunu kullandıklarını, birbirleri ile ve ayrıca T. ile telefon görüşmesi yaptıklarını, ayrıca müştekinin tüm şüphelileri teşhis ettiğini belirtmiştir.

9. İddianamenin kabulü ile açılan kamu davası, Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Müşteki ile -başvurucu dışındaki- dört sanığın hazır olduğu ilk celse müştekinin şikâyeti dinlenmiş, davaya katılan olarak kabulüne karar verilmiştir. Katılan beyanında hazırlık ifadesini tekrarla tüm sanıklardan şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. Aynı celse hazır olan diğer sanıkların savunmaları da alınmıştır. Savunmalarında suçlamaları kabul etmemişlerdir.

10. Başvurucu ve müdafiinin hazır olduğu ikinci celsede başvurucunun savunması alınmıştır. Başvurucu savunmasında kollukta verdiği beyanları tekrar ederek suçlamayı kabul etmemiştir. Olay tarihinde eşinin doğum yapacak olması nedeniyle rahatsız olduğunu ve evde onun yanında olduğunu, müştekiyi ilk kez duruşmada gördüğünü beyan etmiştir. Başvurucunun savunmasının alındığı duruşmada katılan H.Ç. de hazır bulunmuştur. Aynı celse bir kısım tanık beyanları da alınmıştır. Beyanı alınan tanıklardan başvurucunun çalıştığı şirkette personelden sorumlu müdür olduğunu beyan eden M.K., kendisine sorulan soru üzerine müştekinin olaydan sonra avukatıyla birlikte gelerek güvenlikçilerden şüphelendiğini belirterek resimlerini istediğini, kendisine resimleri gösterdiklerini, iş yerinde seçtiği kişilerle karakolda seçtiği kişilerin farklı olduğunu beyan etmiştir.

11. Başvurucunun da hazır bulunduğu 30/5/2007 tarihli celsede sanıklar İ.İ. ve H.D.nin yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine, başvurucuyla diğer sanıkların beraatlerine karar verilmiştir.

12. Anılan hükümlere karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesi 24/5/2010 tarihli kararıyla yağma, yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen beraat hükümlerini başvurucuyla birlikte tüm sanıklar yönünden bozmuştur. Kararda katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları, teşhis tutanakları, telefon kayıtları, kriminal raporları, doktor raporu ve sanıkların çelişkili savunmalarına göre başvurucunun atılı suçları işlediğinin anlaşılmasına karşın cezalandırılması yerine beraat kararı verilmesini bozma nedeni yapmıştır.

13. Bozma sonrasında başvurucuyla toplam beş sanığın hazır bulunduğu ilk celse olan 20/9/2010 tarihinde tarafların bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş, savunmaları alınmıştır. Aynı celse hazır bulunan katılan H.Ç.nin de bozmaya karşı diyecekleri ve şikâyetleri alınmıştır.

14. Mahkemece 10/12/2010 tarihli duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Başvurucu sonraki duruşmalarda verdiği beyanlarda da suçlamayı kabul etmemiş, olaydan yirmi üç gün sonra yapılan teşhisle sanık durumuna düştüğünü ve bu teşhisin de usulüne uyulmadan yapıldığını savunmuştur.

15. Başvurucu müdafinin hazır bulunduğu 25/5/2012 tarihli celsede sanıklar İ.İ., T.İ. ve H.D.nin yağma ve yaralama suçlarından mahkûmiyetlerine, başvurucuyla diğer üç sanığın ise tüm suçlardan yeniden beraatlerine karar verilmiştir.

16. Anılan hükümlere karşı da temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bu kez 6/5/2014 tarihli kararıyla mahkûmiyet hükümlerini onamış, başvurucunun da aralarında bulunduğu üç sanık yönünden ise yağma, yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen beraat hükümlerini önceki gerekçelerle bozmuştur.

17. İkinci kez verilen bozma kararı sonrasında Mahkeme 23/06/2015 tarihli celsede Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar vermiştir. Başvurucu ve katılanın hazır bulunduğu 12/4/2018 tarihli celsede başvurucu önceki savunmalarını tekrar ederek suçlamayı kabul etmemiştir.

18. Başvurucu müdafiinin hazır olduğu 12/11/2019 tarihli celsede, başvurucu ile diğer iki şüphelinin yağma suçundan 6 yıl 8 ay hapis, yaralama suçundan 5 yıl hapis vekişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezalarıyla mahkûmiyetlerine dair karar verilmiştir. Mahkemece katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımlarına, teşhis tutanağına, kriminal raporlara ve doktor raporlarına dayanılarak mahkûmiyet sonucuna varılmıştır. Kararda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda başvurucunun cezalandırılması yönünde hükümler kurulmuştur.

19. Başvurucu anılan kararı temyiz etmiştir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesi 18/2/2021 tarihli kararı ile hükümleri onanmıştır.

20. Başvurucu 29/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

21. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

22. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

23. Başvurucu; kollukta yapılan teşhis işleminin usule uygun olarak yapılmadığını, teşhise başlamadan önce faillerin dış görünüşlerinin tarif ettirilmesi ve bu tarifin tutanağa bağlanması gerekirken bu işlem yapılmadan doğrudan teşhis yaptırılarak yapılan teşhis işleminin hukuka aykırı hâle geldiğini ancak mahkemenin bu yöndeki itirazını yanıtlamadığını, bu delilin belirleyici delil olarak hükme esas alınması suretiyle mahkûmiyetine hükmedildiğini ifade etmiştir. Ayrıca başvurucu HTS kayıtlarına ve baz istasyonlarına göre olay yerinde bulunmadığını, ele geçirilen örneklerde kendisine ait DNA örneklerinin çıkmadığını ve dinlettiği tanıklar M. ve Z.nin olay akşamı eşinin yanında olduğunu doğrulaması karşısında aleyhinde tek delil olan teşhis tutanağı içeriği ve düzenlenme koşullarına dair ileri sürdüğü itirazların gerekçeli kararda karşılanmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

24. Başvurucunun iddialarının gerekçeli kararda karşılanmaması dolayısıyla başvuru gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.

25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

26. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı, Anayasa'nın 141. maddesi de dikkate alındığında kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Gerekçeli karar hakkı uyarınca mahkemelerinin kararlarının davanın temeliyle ilgili olay, olgu ve hukuki sorunlar ile taraflarca ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyen iddia veya itirazlar hakkında ilgili ve yeterli gerekçe içermesi zorunludur. Diğer taraftan kanun yolu incelemesi yapan merciin, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya aynı karara atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterli görülebilir. Bununla birlikte ilk derece mahkemesince karşılanmayan iddia ve itirazların bu defa kanun yolu merciince de değerlendirilmemesi gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açar (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Mehmet Yavuz, B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51; Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata, B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnş. Tur. Ltd. Şti., B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).

27. Başvuru konusu edilen 3/4/2006 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak başlatılan soruşturma kapsamında 26/4/2006 tarihinde yapılan teşhis işleminde olay tarihinde yukarıda adı geçen fabrikada çalışan toplam yirmi sekiz güvenlik görevlisi hazır edilerek bu kişilerin müştekiye gösterildiği ve müştekinin de olayın faillerini teşhis ettiği anlaşılmaktadır. Teşhis işlemi öncesinde 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun Adli görev ve yetkiler başlıklı ek 6. maddesinin (11) numaralı fıkrasında belirtilen "İşleme başlanmadan önce, teşhiste bulunacak kişinin faili tarif eden beyanları tutanağa bağlanır." hükmüne karşın, anılan tutanağın düzenlendiğine ilişkin dosya içerisinde bir bulguya rastlanılamamıştır.

28. Başsavcılığın emrine istinaden kolluk görevlilerince yaptırılan teşhis işlemi sonucunda başvurucunun da aralarında bulunduğu bir kısım faillerin kimlik bilgilerine ulaşılmıştır. Müşteki, eyleme karışanlar arasında başvurucunun da bulunduğu şahısları teşhis etmiş; kovuşturma aşamasındaki beyanlarında da başvurucuyla birlikte tüm sanıkların kendisine karşı eylemleri gerçekleştiren kişiler olduğunu beyan etmiştir.

29. Mahkemece yapılan değerlendirmede katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları, teşhis tutanağı, kriminal raporlar ve doktor raporlarından hareketle başvurucunun atılı suçlardan mahkûmiyetine hükmedilmiştir (bkz. § 18). Bununla birlikte başvurucunun HTS kayıtlarına ve baz istasyonlarına göre olay yerinde bulunmadığını, ele geçirilen örneklerde kendisine ait DNA örneklerinin çıkmadığını ve dinlettiği tanıklar M. ve Z.nin olay akşamı eşinin yanında olduğunu doğruladığını iddia etmesi karşısında aleyhinde belirleyici delil olan teşhis tutanağı içeriği ve alınma koşullarına dair ileri sürdüğü itirazların ve ayrıca yukarıda anılan savunmalarının gerekçeli kararda karşılanması gerekirken bunun yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla başvurucunun ileri sürdüğü ve davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddiaları hakkında bir tartışma yapılmamıştır. Buna göre Mahkemenin davanın sonucuna etkili olabilecek olguları değerlendirmeden neticeye varmasının gerekçeli karar hakkının ihlaline yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

31. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması 1.000.000 TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

32. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

33. Başvurucu maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Ayrıca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2014/250, K.2019/513) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hayri Başar [1.B.], B. No: 2021/15837, 10/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı HAYRİ BAŞAR
Başvuru No 2021/15837
Başvuru Tarihi 29/3/2021
Karar Tarihi 10/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddianın karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi