logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(And Gazetecilik Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. [1.B.], B. No: 2021/61788, 10/12/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AND GAZETECİLİK YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/61788)

 

Karar Tarihi: 10/12/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Fatma Gülbin ÖZTÜRK

Başvurucu

:

AND GAZETECİLİK YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Vekili

:

Av. Yağızcan VELİ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, internet haber sitesinde yayımlanan bir haber içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilmesinin başvurucunun ifade ve basın özgürlükleri ile ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı etkili başvuru hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu And Gazetecilik ve Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Gazeteduvar (www.gazeteduvar.com) isimli internet haber sitesinin sahibidir. 8/8/2016 tarihinde yayın hayatına başlayan haber sitesinde, Türkiye'den ve dünyadan güncel haberlere yer verilmekte ve köşe yazıları yayımlanmaktadır.

3. İki yaşında olan M.Y. 10/11/2021 tarihinde Mersin'in Gülnar ilçesinde kaybolmasının ardından 19/11/2021 tarihinde açık arazide ölü olarak bulunmuştur. Olayla ilgili olarak Gülnar Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında talebi üzerine Gülnar Sulh Ceza Hâkimliği 22/11/2021 tarihinde yayın yasağı kararı vermiştir. Bu karar 22/11/2021 tarihinde saat 18.01'de Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun resmî sitesinde yayımlanmıştır.

4. 26/11/2021 tarihinde başvurucuya ait Gazeteduvar isimli internet haber sitesinde "M.Y.nin Dedesi Biyolojik Babası Çıktı" başlıklı haber yayımlanmıştır.

5. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı yayın yasağına rağmen ulusal ve yerel ölçekli yazılı ve görsel basında kişilik haklarını ihlal eden ve soruşturmanın gizliliği sınırlarını aşarak soruşturmaya zarar veren birtakım haberlerin yapıldığının görüldüğünü veyayın yapan kuruluşların sorumluları hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesinde düzenlenen "Gizliliğin ihlali" suçu kapsamında soruşturma başlattığını belirterek Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinden aralarında başvurucunun haber sitesinde yayımladığı ilgili haberin de yer aldığı URL adreslerine yer verilen haber içeriklerine erişimin engellenmesi kararı verilmesini talep etmiştir.

6. Silifke Sulh Ceza Hâkimliği 30/11/2021 tarihli kararıyla Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının talebi doğrultusunda 4/5/2007 tarihli ve 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesi kapsamında başvurucunun haber sitesinde yayımladığı haberin de yer aldığı içeriklere erişimin engellenmesine karar vermiştir. Hâkimlik gerekçeli kararda; yayın yasağına rağmen ulusal ve yerel ölçekli yazılı ve görsel basında kişilik haklarını ihlal eden ve soruşturmanın gizliliği sınırlarını aşarak soruşturmaya zarar veren birtakım haberlerin yapıldığını, ilgili haberlerin soruşturma evresine ilişkin yapılan işlemlerin içeriğinin açıklanması suretiyle suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkını veya haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal edebileceğini ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olduğunu belirtmiştir.

7. 30/11/2021 tarihli kararın Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kuruluna (BTK) bildirilmesi üzerine, BTK başvurucuya, habere ilişkin URL adresini de ekleyerek, Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin30/11/2021 tarihli ve 2021/3811 D. iş sayılı kararı ile ilgili içeriğin çıkartılması yahut bu içeriğe erişimin engellenmesi gerektiğine dair bildirim gönderilmiştir.

8. Başvurucu, bu bildirim üzerine Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde 30/11/2021 tarihli karara itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz dilekçesinde; Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/11/2021 tarihli kararının kendisine tebliğ edilmediğini, kararın tebliğ edilmesi talebini Hâkimliğe iletmiş olmasına rağmen bu istemin Hâkimlik tarafından değerlendirmeye alınmadığını belirtmiştir. Kararın kendisine tebliğ edilmemesi sebebiyle erişimin engellenmesini talep eden kişi ya da kurumun böyle bir yetkisi olup olmadığını, verilen kararın bir soruşturma kapsamında mı yoksa idari önleme tedbiri niteliğinde mi verildiğini bilemediğini iddia etmiştir. Kararın gerekçesine ve içeriğine ilişkin bilgi sahibi olmaması sebebiyle söz konusu itirazını da etkili bir şekilde yapamadığını belirten başvurucu savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek mahkemeye erişim hakkı, silahların eşitliği ve yetkili merciye başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca 30/11/2021 tarihli karar ile ifade ve basın özgürlüklerine gerçekleşen müdahalenin meşru amacının bulunmadığını demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmadığını ileri sürmüştür.

9. Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliği 8/12/2021 tarihli kararı ile Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/11/2021 tarihli kararında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle başvurucunun itirazının kesin olarak reddine karar vermiştir. Bu karar başvurucuya 9/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 23/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu; ilgili haberin kamuoyunu yakından alâkadar eder elim bir olaya ilişkin olduğunu, haberde olgusal bir gerçeğin paylaşıldığını ve müdahalenin meşru amacının bulunmadığını ileri sürmektedir. Yine, basın özgürlüğüne yapılan bu müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği hususunun da ortaya konulamadığını belirten başvurucu ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmektedir.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinde, internet ortamında yapılan ve içeriği aralarında çocukların cinsel istismarı da sayılan suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verileceğinin düzenlendiği belirtilmiştir. Söz konusu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararının koruma tedbiri niteliği arz ettiği ifade edilerek yerel mahkemelerin önlerindeki bir ceza veya hukuk yargılaması çerçevesinde maddi davada ortaya çıkabilecek telafisi güç zarar riskini önlemek için bu koruma tedbirine başvurabilecekleri ifade edilmiştir. 30/11/2021 tarihli kararda, soruşturma evresinde yapılan işlemlerin içeriğinin açıklanması suretiyle masumiyet karinesinin, haberleşmenin gizliliğinin, özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği ve haberler nedeniyle maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının engellenmesine elverişli ortama zemin hazırlanmaması gerekçesiyle erişimin engellenmesine karar verildiği ifade edilmiştir.

12. Başvurucu, Bakanlık'ın görüşünde başvuru konusu koruma tedbirinin 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında verildiğine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğuna dikkat çekmekle birlikte başvuru konusu erişim engelinin ilgili maddede öngörülen katalog suçlar kapsamında kalmadığını ileri sürmektedir. Yine Bakanlık görüşünde başvuru konusu müdahalenin meşru amacının bulunmadığını ve müdahalenin demokratik toplumda gerekliliğinin ve ölçülülüğünün de gösterilemediğini ileri sürmektedir.

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Bu doğrultuda başvurucunun tüm iddiaları, Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın özgürlükleri kapsamında incelenmiştir (Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri [GK], B. No: 2018/14884, 27/10/2021, § 76).

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Başvurucunun sahibi olduğu internet haber sitesinde yayımlanan habere erişimin engellenmesine karar verilmesiyle başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerine müdahale edilmiştir. Bu müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinin ihlalini teşkil edecektir. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerekir.

16. Anayasa Mahkemesi daha önce pek çok kez temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında kanunilik ölçütünün ilk olarak şeklî bir kanunun varlığını gerekli kıldığını belirtmiştir (Tuğba Arslan [GK], B. No: 2014/256, 25/6/2014, § 96; Fikriye Aytin ve diğerleri, B. No: 2013/6154, 11/12/2014, § 34). Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklere müdahale eden şeklî anlamda bir kanunun varlığını şart koşmasının sebebi bunu biçimsel anlamda hukuk devletinin hem aracı hem de öncülü olarak görmesi nedeniyledir. Gerçekten de bir yasama işlemi olarak kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) iradesinin ürünüdür ve TBMM tarafından Anayasa’da öngörülen kanun yapma usullerine uyularak yapılan işlemlerdir. Bu anlayış temel hak ve özgürlükler alanında önemli bir güvence sağlar (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017, § 54; Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. [GK], B. No: 2014/19270, 11/7/2019, § 36). Bu sayede yürütme ve yargı organlarının yasamanın çizdiği ilke ve sınırlara bağlı kalması, hukuk düzeninde Anayasa'nın öngördüğü usule uygun olarak çıkarılan kanunların alt kademelerinde yer alan düzenlemelerle temel hak ve özgürlüklerin kolaylıkla sınırlandırılabilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında şeklî anlamda bir kanunun yokluğunu Anayasa’ya aykırılığın ağır bir biçimi olarak kabul etmektedir (Tuğba Arslan, § 98; Ömer Faruk Gergerlioğlu [GK], B. No: 2019/10634, 1/7/2021, § 74 ).

17. 30/11/2021 tarihli Hâkimlik kararından M.Y.nin ölümü hakkında yürütülen soruşturma yönünden savcılığın talebi üzerine Gülnar Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/11/2021 tarihli kararı ile yayın yasağı kararı verildiği anlaşılmaktadır. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı yayın yasağı kararına rağmen ulusal ve yerel ölçekli yazılı ve görsel basında kişilik haklarını ihlal eden ve soruşturmanın gizliliği sınırlarını aşarak soruşturmaya zarar veren birtakım haberlerin yapıldığının görüldüğünü veyayın yapan kuruluşların sorumluları hakkında5237 sayılı Kanunu'nun 285. maddesinde düzenlenen "Gizliliğin ihlali" suçu kapsamında soruşturma başlattığını belirterek Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinden aralarında başvurucunun haber sitesinde yayımladığı ilgili haberin de yer aldığı URL adreslerinde yer verilen haber içeriklerine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu bağlamda erişim engeli kararının savcılığın talebi doğrultusunda gizliliğin ihlali suçu kapsamında 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca verildiği anlaşılmaktadır. 5237 sayılı Kanun'un 285. maddesinde düzenlenen soruşturmanın gizliliği suçunun 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinde yer verilen katalog suçlar arasında yer almadığı ise açıktır. Öte yandan Silifke Sulh Ceza Hâkimliği kararı gerekçesinde anılan maddede sayılan katalog suçlardan hangisi kapsamında erişim engeli kararı verildiği de açıklanmamış, sadece söz konusu maddeye atıf yapılmakla yetinilmiştir.

18. Bu açıklamalar ışığında 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinde sayılan katalog suçlar arasında yer almayan soruşturmanın gizliliği suçu kapsamında erişim engeli kararı verilmesi şeklindeki müdahalenin kanuni bir dayanağı bulunduğundan ve kanunilik ölçütünü sağladığından bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun sahibi olduğu internet sitelerine erişimin engellenmesi şeklindeki başvuru konusu müdahale nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Muhterem İNCE bu görüşe katılmamıştır.

B. İfade ve Basın Özgürlüğü ile Bağlantılı Olarak Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

20. Başvurucu, Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/11/2021 tarihli kararının kendisine tebliğ edilmediğine ilişkin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını bireysel başvuru formunda da yineleyerek gerekçeli karara vâkıf olamaması sebebiyle mahkemeye erişim hakkının, silahların eşitliği ilkesinin ve etkili başvuruda bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Karar kendisine tebliğ edilmediği için verilen kararın bir soruşturma kapsamında mı yahut önleyici tedbir mahiyetinde mi olduğundan haberdar olmadığını belirten başvurucu ayrıca kararın kanunda yer alan nedenlerden herhangi birine dayanıp dayanmadığını da bilemediğini dile getirmektedir. Tüm bu hususlara vâkıf olmadan itirazda bulunması sebebiyle etkili bir karşı görüş sunamadığından şikayet eden başvurucu itiraz dilekçesinde yer verdiği iddiaların da Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliği'nin 8/12/2021 tarihli itirazın reddi kararında değerlendirmeye alınmadığını belirterek etkili başvuruda bulunma hakkının ihlal edildiğini belirtmektedir.

21. Başvurucunun yukarıdaki şikâyetleri ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.

22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

23. Etkili başvuru hakkı; anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanması olarak tanımlanabilir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Murat Haliç, B. No: 2017/24356, 8/7/2020, § 44).

24. Başvurucunun Anayasa'nın 40. maddesi altında düzenlenen etkili başvuru haklarının ihlal edildiği yönündeki şikâyetleri kapsamında yapılması gereken inceleme, Anayasa'nın 26. maddesinde öngörülen ifade özgürlüğüne yönelik şikâyet kapsamında yukarıda yapılan inceleme ile aynı olgulara dayanmaktadır ve somut başvuru kapsamında hem Anayasa'nın 26. maddesi hem de 40. maddesi, çelişmeli yargılamaya imkân verecek şekilde karardan etkilenen tarafların dinlenebilecekleri ve karara itiraz edebilecekleri bir mahkemenin varlığını gerekli kılmaktadır (Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri [GK], B. No: 2018/14884, § 143).

25. Doğrudan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimi ile ilgili olan bu tür bir muhakemenin yokluğu, müdahalenin dayanağı kuralın yargılama hukukunun usule ilişkin güvencelerini sağlayamaması anlamına geleceğinden maddi hakkın ihlaline yol açacaktır. Öte yandan mahkemenin yokluğu aynı zamanda kamusal makamların başvurucunun müdahale edilen hakkına hukuki çare arayabileceği etkili bir başvuru yolu sunmadığı anlamına gelecektir (Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 144).

26. Somut olayda erişimin engellenmesi kararına karşı itiraz yoluna başvurma imkânının 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinde yer alması tek başına yeterli değildir. Bu yolun etkili sayılabilmesi için itiraz makamının gerekçeli kararında başvurucunun iddialarını ve sunduğu delilleri ele alması, çatışan menfaatleri dengelemeye yönelik bir çaba içinde olması, internet içeriklerine erişimin engellenmesi şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını değerlendirmesi gerekmektedir.

27. Başvurucu 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile erişimin engellenmesi kararlarına karşı olağan başvuru yolu olarak belirlenen itiraz makamına başvuruda bulunabilmiş olsa da itiraz makamınınçatışan menfaatleri dengelemeye yönelik bir çaba içinde bulunmadığı, ilgili habere erişimin engellenmesi şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını kararda değerlendirmediği görülmektedir. Buna göre somut başvuru koşulunda itiraz kanun yolunun etkili olmadığı sonucuna varılmıştır.

28. Tüm bu tespitlerin yanı sıra somut olayda gerekçeli kararbaşvurucuya tebliğ de edilmemiştir. Böylece başvurucu, gerek usul gerekse esas yönünden karara yönelik itirazlarını gerektiği gibi dile getirme bakımından da dezavantajlı konumda kalmış, karara bu şartlar altında itiraz edebilmiştir. Gerçekten de kanun yoluna başvuru süresi öğrenme ile başlayan başvurucunun gerekçesini bilmediği bir hükme karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkını gereği gibi kullandığından söz edilemez. Zira başvurucunun erişim engellenmesi kararının kaldırılmasına yönelik argümanlarını ileri sürebilmesi için hangi gerekçe ile bu kararın verildiğini bilmesi gerekir. Dolayısıyla yargılamanın esaslı belgelerinden olan ve başvuru konusu koruma tedbir kararının olgusal ve hukuksal temelini oluşturan gerekçeli kararın başvurucuya tebliğ edilmemesi, buna dair yapılan şikâyetin de itiraz makamınca değerlendirilmemesi başlı başına başvurucunun yargılama makamları tarafından dezavantajlı bir konuma düşürülmesi sonucunu doğurmaktadır. Tüm bu değerlendirmeler ışığında başvurucunun ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Muhterem İNCE bu görüşe katılmamıştır.

III. GİDERİM

29. Başvurucu, ihlalin tespit edilmesini ve hakkında 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

30. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) , B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Somut olaya konu kararda, başvurucuların internet siteleri dışında başka birçok adrese daha erişimin engellendiği görülmektedir. Yeniden yargılama işlemleri başlatılırken başvurucular hakkında verilen ihlal kararında, yalnızca itiraz ve bireysel başvuru konusu yaptıkları kendi internet adresleri yönünden bir giderim yükümlülüğü getirdiği hatırda tutulmalıdır.

31. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A.1. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNAOYBİRLİĞİYLE,

2. İfade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNAOYBİRLİĞİYLE,

B. 1. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE, Muhterem İNCE'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

2. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE, Muhterem İNCE'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Kararın bir örneğinin ifade ve basın özgürlüğü ve bu özgürlüklerle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Silifke Sulh Ceza Hâkimliğine (D. İş No: 2021/3811) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç bedeli ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10/12/2024 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu, internet haber sitesinde yayımlanan bir habere erişimin engellenmesine karar verilmesinin ifade ve basın özgürlükleri ile etkili başvuru hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Mahkememiz çoğunluğu, 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinde sayılan katalog suçlar arasında yer almayan soruşturmanın gizliliği suçu kapsamında erişim engeli kararı verilmiş olmasının ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği, itiraz merciinin müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını kararında değerlendirilmediği nedeniyle de etkili başvuru hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.

2. Somut olayda Mersin'in Gülnar ilçesinde iki yaşında olan M.Y. kaybolmuş, aramalar sonucunda açık arazide ölü olarak bulunmuş, olayla ilgili Gülnar Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış ve Gülnar Sulh Ceza Hâkimliğinden soruşturma hakkında yayın yasağı talebinde bulunulmuş, hakimlikçe talep doğrultusunda yayın yasağı kararı verilmiş, anılan karar 22/11/2021 tarihinde saat 18.01'de Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun resmî sitesinde yayımlanmıştır. 26/11/2021 tarihinde ise anılan yasağa rağmen Gazeteduvar isimli internet haber sitesinde “M.Y.nin Dedesi Biyolojik Babası Çıktı” başlıklı haber yayımlanmıştır.

3. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı, yayın yasağına rağmen basında kişilik haklarını ihlal eden ve soruşturmanın gizliliği sınırlarını aşarak soruşturmaya zarar veren haberlerin yapıldığı gerekçesiyle yayın yapan kuruluşların sorumluları hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 285. maddesinde düzenlenen “Gizliliğin ihlali” suçu kapsamında soruşturma başlatıldığını belirterek Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinden aralarında başvurucunun haber sitesinde yayımladığı ilgili haberin de yer aldığı URL adreslerine yer verilen haber içeriklerine erişimin engellenmesi kararı verilmesini talep etmiştir. Başsavcılığın talebini yerinde gören Sulh Ceza hakimliği, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8. maddesi kapsamında başvurucunun haber sitesinde yayımladığı haberin de yer aldığı içeriklere erişimin engellenmesine karar vermiş, anılan karar Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kuruluna (BTK) bildirilmesi üzerine, BTK başvurucuya, habere ilişkin URL adresini de ekleyerek, Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinin kararında belirtilen içeriğin çıkartılması yahut bu içeriğe erişimin engellenmesi gerektiğine dair bildirim göndermiş, başvurucunun bu karara itirazı, Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilerek karar kesinleşmiştir.

4. İfade özgürlüğü; kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Basın özgürlüğünü kapsayan ifade özgürlüğü, çeşitli araçlar ile düşünce ve kanaatleri açıklama, yorumlama; bilgi, haber ve eleştirilerin yayın ve dağıtım haklarını kapsar. Aynı zamanda düşüncenin iletilmesini ve dolaşımını gerçekleştirerek bireyin ve toplumun bilgilenmesini de sağlar. Muhalif olanlar da dâhil olmak üzere düşüncelerin her türlü araçla açıklanması, açıklanan düşünceye paydaş sağlanması, düşünceyi gerçekleştirme ve bu konuda başkalarını ikna etmek için çaba gösterilmesi çoğulcu demokratik düzenin gereklerindendir. (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, § 34). Haber ve fikirlerin iletilmesinde ve alınmasında önemli bir işlev gören internet de Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün güvencesi altındadır (Youtube LLC Corporation Service Company ve diğerleri [GK], B. No: 2014/4705, 29/5/2014). Bununla birlikte ifade özgürlüğü, sınırsız bir hak niteliği taşımamakta olup, Anayasada belirtilen meşru amaçlarla sınırlandırılabilecektir. Bu durum, ifade özgürlüğünün mutlak bir hak niteliği taşımadığını ve sayılan durumların varlığı halinde bu hakka müdahale edilerek sınırlandırılabileceğini göstermektedir.

5. Belirtmek gerekir ki haberin yayınlanmasının hemen öncesinde Gülnar Cumhuriyet Başsavcılığınca yayın yasağı getirilmiş, söz konusu yayın yasağı Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun resmî internet sitesinde yayımlanmış, bu yasağa rağmen Gazeteduvar isimli internet haber sitesinde “M.Y.nin Dedesi Biyolojik Babası Çıktı” başlıklı haber yayımlanmıştır. Basın yayın işleriyle uğraşan başvurucunun yasağın varlığından haberdar olmadığı düşünülemez. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı, yayın yasağının ihlal edilmesi üzerine ilgililer hakkında “Gizliliğin ihlali” suçundan soruşturma başlatmış, ayrıca Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinden başvurucunun haber sitesinde yayımladığı ilgili haberin de yer aldığı URL adreslerine yer verilen haber içeriklerine erişimin engellenmesi kararı verilmesini talep etmiş, Hâkimlik gerekçeli kararda; yayın yasağına rağmen ulusal ve yerel ölçekli yazılı ve görsel basında kişilik haklarını ihlal eden ve soruşturmanın gizliliği sınırlarını aşarak soruşturmaya zarar veren birtakım haberlerin yapıldığını, ilgili haberlerin soruşturma evresine ilişkin yapılan işlemlerin içeriğinin açıklanması suretiyle suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkını veya haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal edebileceğini ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olduğunu belirterek erişim engeli kararı vermiştir.

6. 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinde hangi suçlar hakkında erişim engeli kararı verilebileceği tek tek belirtilmiş, çocukların cinsel istismarı, müstehcenlik ve fuhuş gibi suçların bu kapsamda katalog suç listesi içerisinde yer aldığı, yayın yasağı getirilen olayın da bu maddede belirtilen suçlardan birisi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Silifke Sulh Ceza Hâkimliğince erişimin engeli kararı verilen suçun yayın yasağının ihlali nedeniyle yürütülen “Gizliliğin ihlali” suçu olmadığı, hakkında yayın yasağı kararı verilen Mersin'in Gülnar ilçesinde iki yaşında olan M.Y.’nin kaybolduğu, sonrasında açık arazide ölü olarak bulunduğu ve olayla ilgili kişilerin gözaltına alındığı soruşturma doyası hakkında olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinde sayılan katalog suçlar arasında yer alan bir suç kapsamında erişim engeli kararı verildiğinden müdahalenin kanuni bir dayanağının bulunduğu ve kanunilik şartını karşıladığı açıktır.

7. Öte yandan Silifke Sulh ceza hakimliği, Gazeteduvar isimli internet sitesinde yapılan haberde yayımlanan habere yönelik erişimin engellenmesine ve çıkarılmasına karar vermiştir. İtiraz merci olan Mersin 4. Sulh Ceza Hakimliği, Silifke Sulh Ceza Hakimliğinin 26/11/2021 tarihli ve 2021/3811 değişik iş sayılı kararın gerekçelerine atıfla başvurucunun talebinin reddine karar vermiştir. Hakimliğin kararlarının somut olay özelinde demokratik toplum düzeni bakımından ilgili ve yeterli gerekçeyi içermediği söylenemeyecektir. Bu çerçevede erişimin çıkarılması kararı, demokratik toplum düzeni bakımından gereklilik koşulunu da karşılamaktadır.

8. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin, bu haklarla bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edilmediği kanaatini taşıdığımdan çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

 Muhterem İNCE

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(And Gazetecilik Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. [1.B.], B. No: 2021/61788, 10/12/2024, § …)
   
Başvuru Adı AND GAZETECİLİK YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Başvuru No 2021/61788
Başvuru Tarihi 23/12/2021
Karar Tarihi 10/12/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, internet haber sitesinde yayımlanan bir haber içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilmesinin başvurucunun ifade ve basın özgürlükleri ile ifade ve basın özgürlükleriyle bağlantılı etkili başvuru hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Diğer İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
İfade özgürlüğü ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi