TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MUSTAFA KAHRAMAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/20275)
Karar Tarihi: 20/3/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Mehmet AKTEPE
Başvurucu
Mustafa KAHRAMAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, terör örgütü üyesi olma suçundan mahkûm edilen başvurucunun çeşitli anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması FETÖ/PDY üyesi olduğu şüphesiyle başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.
3. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlemiştir. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır.
4. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Anılan hükme yönelik istinaf başvurusu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince esastan reddedilmiştir. Yargıtay, kararın temyiz edilmesi üzerine hükmün bozulmasına karar vermiştir.
5. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına yeniden karar verilmiştir.
6. Başvurucu hakkındaki hüküm, Yargıtay tarafından 2/2/2021 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.
7. Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden temin edilen bilgilere göre, başvurucunun kesinleşen mahkûmiyet hükmünün infazı için 19/3/2021 tarihinde Kayseri 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konulduğu anlaşılmıştır.
8. Başvurucu, nihai karardan 12/4/2021 tarihinde haberdar olduğunu belirterek 26/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Kesinleşen Mahkûmiyet Kararı Kapsamında Bazı Anayasal Hakların İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
11. Başvurucu; FETÖ/PDY üyesi olma suçundan yürütülen soruşturma ve kovuşturma sonucunda hakkında verilen mahkûmiyet kararı nedeniyle din ve vicdan özgürlüğü, hakkaniyete uygun yargılanma, gerekçeli karar, savunma, kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakları ile masumiyet karinesi, suçta ve cezada kanunilik, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruların yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir (Bilent Aktaş ve diğerleri, B. No: 2014/19389, 7/12/2016, § 11).
13. Bireysel başvuru süresi bakımından nihai kararın gerekçesinin tebliği öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin dosyadan suret alınması gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
14. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği andan itibaren başlatılması gerekir. Bu kapsamda bir ceza mahkûmiyetine ilişkin nihai kararın sonucunun infaz aşamasında yakalama, müddetname veya çağrı kâğıdının ya da ödeme emrinin tebliği suretiyle öğrenildiği durumlarda başvurucular, nihai kararın sonucundan haberdar olmakta ve nihai karar gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunmaktadırlar (Aydın Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Halil Aslan, B. No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546, 30/12/2014, § 24).
15. Somut olayda başvuru yolları 2/2/2021 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin kararını onaması ile birlikte tüketilmiştir. Bireysel başvuru ise nihai kararın 12/4/2021 tarihinde öğrenildiği beyan edilerek yapılmıştır. Ancak başvurucunun en geç hakkındaki cezanın infazı kapsamında ceza infaz kurumuna alındığı 19/3/2021 tarihinde nihai kararı öğrendiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, söz konusu karara karşı öğrenme tarihinden itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun yapılmış olması gerekirken, başvurunun 26/4/2021 tarihinde yapılmış olması nedeniyle başvuruda süre aşımının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
17. Başvurucunun tutuklama tedbirlerinin hukuki olmadığı, tutukluluğun makul süreyi aştığı, tutuklama ve tutukluluk devam kararları veren sulh ceza hâkimliklerinin kanunla kurulmuş, tarafsız ve bağımsız mahkemeler olmadığı iddialarının Fırat İşgören (B. No: 2014/6425, 17/11/2016) ve Mehmet Şimşek (B. No: 2018/10953, 22/7/2020) kararları doğrultusunda süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
18. Başvurucunun gözaltında ve ceza infaz kurumunda kötü muameleye maruz kaldığı iddialarının Mehmet Baransu (B. No: 2015/8046, 19/11/2015) ve Nebahat Baysal Gül (B. No: 2016/14634, 28/5/2019) kararları doğrultusunda; yargılama sürecinin makul sürede neticelendirilmediği iddiasının ise Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kesinleşen mahkûmiyet kararı kapsamında ileri sürülen iddiaların süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 20/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.