logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Aydın [1. B.], B. No: 2021/23018, 26/2/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ AYDIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/23018)

 

Karar Tarihi: 26/2/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Ali AYDIN

Vekili

:

Av. Mehmet Kutluay IŞIK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; uzman jandarma ve uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş mülakat sınavına ilişkin yapılan yargılamada, davanın sonucuna etkili iddianın kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, 2006 yılında Jandarma Genel Komutanlığı (İdare) nezdinde uzman jandarma olarak görev yapmaya başlamıştır. 2019 yılında uzman jandarma ve uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş sınavı (sınav) açılması üzerine başvurucu, sınava başvurmuştur. Gerekli şartları sağladığı tespit edilen başvurucu, birliği olan Kayseri İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan sözlü sınava katılmış; birlik komutanı, hakkında olumlu kanaat raporu vermiştir. Bunun üzerine başvurucu, yazılı sınava katılmış ve sınavdan 63,5 puan alarak sözlü mülakata girmeye hak kazanmıştır.

3. 5/3/2019 tarihinde gerçekleştirilen mülakat sınavında 53 puan alarak başarısız sayılması üzerine 6/5/2019 tarihinde iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde, mülakat sınavında sorulan sorulara doğru cevap vermesine karşın başarısız kabul edildiğini belirtmiştir. Sınav komisyonunun nasıl oluşturulduğunun bilinmediğini ve komisyon üyelerinin oluşumunun kendisine tebliğ edilmediğini ifade etmiştir. Son olarak sınavların yetkisiz makam tarafından yapıldığı da dava dilekçesinde yer almıştır.

4. İdare savunmasında, başvurucunun sözlü sınavdan 60 puan almaması üzerine başarısız sayıldığı ve işlemin hukuka uygun olduğu belirtilmiştir. Sınav komisyonu oluşturulma süreci ile ilgili olarak başvurucuya tebliğ yapılmasına dair bir kuralın bulunmadığı ve sınavı yapan makamın yetkili olduğu ifade edilmiştir.

5. Kayseri 2. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 23/10/2019 tarihli ara kararı ile şunları istemiştir:

i. 8/11/2016 tarihli ve 29882 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Eğitim Merkezi Komutanlığı Temin Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 37. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından bu hususta bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa değerlendirmeye ilişkin bilgi ve belgenin onaylı sureti

ii. Yönetmelik'in 31. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca davacı ile ilgili değerlendirme yapan mülakat heyetinde öğretim elemanı bulunup bulunmadığı, buna ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı bir sureti

6. İdare 15/11/2019 tarihinde ara karara cevabını Mahkemeye sunmuştur.

7. Mahkeme, 27/11/2019 tarihinde davayı reddetmiştir. Kararda, mülakatın yöntemi ve değerlendirmenin nasıl yapılacağının kanun ve Yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlendiği ve yargı kararıyla yasada öngörülmeyen usuller ihdas edilemeyeceği belirtilmiştir. Kanun ve Yönetmelikte belirtilen kurallara göre gerçekleştirilen mülakat sonucunda başvurucunun yeterlilik puanının (60 puan barajının altında) 53 olması nedeniyle dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ifade edilmiştir.

8. Başvurucu, karara karşı 11/2/2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde, davalı idare tarafından sınav konuları ve sınav sorularının önceden hazırlanarak çektiği sayı ile sorulacak soruların belirlendiğini, hangi komisyon üyesinin kaç puan verdiği tutanak altına alındığı hâlde kendisinin sorulara hangi yanıtı verdiğinin tutanak altına alınmadığını ifade etmiştir. Mülakat sınavının yargısal denetimi sağlayacak nitelikte olmadığını ve sınavda heyetin başkanının sivil bir daire başkanı olduğunu dile getirmiştir. Yönetmelik'in ilgili maddesi doğrultusunda psikolog üye tarafından komisyona bir rapor sunulması gerektiği hâlde sunulmadığını ileri sürmüştür.

9. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 15/4/2021 tarihinde istinaf başvurusunu kesin olarak reddetmiştir.

10. Nihai karar başvurucuya 1/6/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu aynı tarihte bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Başvurucu, mülakat komisyonunun mevzuata uygun olarak oluşmadığını ve mülakat komisyonu tarafından kendisine ilişkin olarak ayrı ayrı mülakat değerlendirme formunun düzenlenmediğini belirtmiştir. Psikolog üye tarafından yapılan değerlendirmenin mülakat komisyonu ile paylaşılmadığını ve mülakatta sorulan soruların tutanağa bağlanmadığını ifade etmiştir. Belirtilen hususların dava ve istinaf aşamalarında dile getirilmesine karşın mahkemelerce iddiaların karşılanmadığını, kararlarda bu hususlara dair gerekçe bulunmadığını iddia ederek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsamaktadır (daha geniş değerlendirme için bkz. Abdullah Topçu [1. B.], B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75). Nitekim Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı yanıt vermesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak mahkemeler, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi [1. B.], B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) mahkemelerin davanın esas sorunlarını inceledikleri gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 35). Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt vermeyi gerektiren usul veya esasa dair iddiaları cevapsız bırakması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

15. Yönetmeliğin 31. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde mülakat komisyonunun; İçişleri Bakanının, biri öğretim elemanı (sivil veya subay) ile biri psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu olmak üzere görevlendireceği beş personelden oluşacağı belirtilmiştir. İçişleri Bakanınca üyeler arasından birinin başkan olarak görevlendirileceği ifade edilmiştir. İhtiyaca göre birden fazla mülakat sınav komisyonunun kurulması hâlinde, personelin hangi mülakat sınav komisyonunda görev yapacağı, mülakatın yapılacağı gün, ilgili personelin ve personel temin merkezinden yetkili bir personelin hazır bulunduğu ortamda kura ile belirleneceği ve müşterek tutanakla imza altına alınacağı düzenleme altına alınmıştır.

16. Yönetmeliğin 37. maddesinin 2. fıkrasında, fiziki yeterlilik sınavında başarılı olan adayların, Başkanlıkla koordineli olarak Temin Merkezince oluşturulan mülakat sınav komisyonu tarafından mülakat sınavına tabi tutulacağı belirtilmiştir. Adayların psikolojik yeterliliği; duygusal dengesizlik, dışa dönüklük, uyumluluk, sorumluluk, açıklık ve adayın astsubaylığa istekli olması kıstaslarına göre psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından değerlendirileceği ifade edilmiştir. Bu değerlendirmenin mülakat komisyonu ile paylaşılacağı, adaylara, Başkanlıkla koordineli olarak Temin Merkezince belirlenecek soruların yazılı olduğu bir kart çektirileceği, konu hakkında düşünmesi ve sunum yapması için süre verileceği, konu ile ilgili komisyonca adaya sorular sorulabileceği düzenleme altına alınmıştır. Değerlendirmede adayın; konu hakkında bilgi düzeyi, kendisinden istenileni kavrama, özgüveni, ifade etme yeteneği, beden dilini kullanma becerisi olmak üzere beş ayrı kritere göre ve her bir kriter yirmi puan olmak üzere toplam yüz tam puan üzerinden yapılacağı ve adayın mülakat sınavından başarılı olabilmesi için yüz puan üzerinden en az altmış puan alması gerektiği aktarılmıştır.

17. Başvurucu, uzman jandarma olarak görev yapmaktayken sınava katılmıştır. Yazılı sınavı kazanarak mülakata girmeye hak kazanmış ancak mülakatta başarısız bulunması üzerine dava açmıştır. Mahkeme, mülakat sınavına ilişkin ara karar verdikten sonra davayı reddetmiştir. Gerekçe olarak, sınavın mevzuatta belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleşmesi gösterilmiştir. Karar, istinaf aşamasından geçerek kesinleşmiştir.

18. Yargılama makamlarınca gerçekleştirilen araştırma ve incelemeler neticesinde tespit edilen hususların, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerini temin edecek ve keyfî uygulamaların önüne geçecek şekilde somut olayın özelliği dikkate alınarak gerekçeli kararda ortaya konulması gerekmektedir. Bu kapsamda sadece şeklî anlamda bir gerekçenin varlığı yeterli olmayıp gerekçenin aynı zamanda makul olması da aranmaktadır. Makul gerekçeden anlaşılması gereken mahkemelerin dava konusu maddi olay ve olguların kanıtlanmasını, delillerin değerlendirilmesini, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardığı sonucu, sonuca varılmasında kullandığı takdir yetkisinin sebeplerini ortaya koymasıdır.

19. Mahkeme davayı reddederken mülakat sınavının mevzuata uygun olmasına dayanmıştır ancak bunun nasıl gerçekleştiğine dair herhangi bir açıklama yapmamıştır. Yönetmeliğin yukarıda belirtilen ilgili maddelerinde (bkz. §§ 15-16) mülakat komisyonun nasıl oluşacağı ve mülakatın ne şekilde yapılacağı belirtilmesine karşın Mahkeme, mülakat komisyonunun kimlerden oluştuğunu söylemediği gibi başvurucunun mülakatına dair ilgili tutanakları getirerek incelediğini ve yapılan işlemlerin hukuka uygun olup olmadığını kararında açıklamamış; herhangi bir detay belirtmemiştir. Yalnızca mülakatın kanun ve yönetmelikte belirtilen kurallara göre yapıldığını ifade etmekle yetinmiştir.

20. Öte yandan Mahkeme 23/10/2019 tarihinde ara kararı vermesine ve psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu üye tarafından bu hususta bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı ile davacı ile ilgili değerlendirme yapan mülakat heyetinde öğretim elemanı bulunup bulunmadığını sormasına karşın (bkz. § 5) kararında bu verilen ara kararından ve İdare tarafından verilen cevaptan herhangi bir şekilde bahsetmemiştir. Söz konusu kararda istenilen hususların idare tarafından sunulup sunulmadığı, sunulduysa Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı açıklanmamıştır. Özetle ara kararı yapma amacının idare tarafından verilen cevaba göre karşılanıp karşılanmadığı Mahkeme kararında belirtilmemiştir.

21. Kural olarak mahkeme kararlarında esasa ilişkin hususlarda yeterli gerekçe bulunması hâlinde kanun yolu merciince bu karara atıf yapılarak değerlendirme yapılması makul görülebilir. Mahkeme kararlarında gerekçe bulunmadığı hâllerde ise kişilerin ileri sürdüğü esaslı itirazların kanun yolu mercii tarafından gerekçeli bir şekilde karşılanması gerekir. Somut olayda Mahkeme kararının yukarıda belirtilen bağlamda bir gerekçe içermediği, Bölge İdare Mahkemesi tarafından ise bu karara atıf yapılarak herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti ile yeniden yargılama talebinde bulunmuştur. Başvurucunun tazminat talebi bulunmamaktadır.

24. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kayseri 2. İdare Mahkemesine (E.2019/447, K.2019/962) GÖNDERİLMESİNE,

D. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 26/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ali Aydın [1. B.], B. No: 2021/23018, 26/2/2025, § …)
   
Başvuru Adı ALİ AYDIN
Başvuru No 2021/23018
Başvuru Tarihi 1/6/2021
Karar Tarihi 26/2/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, uzman jandarma ve uzman erbaşlıktan astsubaylığa geçiş mülakat sınavına ilişkin yapılan yargılamada, davanın sonucuna etkili iddianın kararda karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (idare) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi