logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Ergün ve diğerleri [1. B.], B. No: 2021/26428, 13/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA ERGÜN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/26428)

 

Karar Tarihi: 13/3/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Mustafa Erdem ATLIHAN

Başvurucular

:

1. Mustafa ERGÜN

 

 

2. Ulaş ERGÜN

 

 

3. Yüksel ERGÜN

Vekili

:

Av. Mahmut KIRA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; kolluk görevlilerinin fiziki şiddet uyguladığı iddiasıyla açılan kamu davasında yapılan yargılamanın makul süratle yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının, suç isnadı hakkında yürütülen ceza yargılamanın uzunluğu nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Kolluk görevlilerince düzenlenen 11/5/2012 tarihli Olay Tutanağı'na göre Konya'nın Akşehir ilçesinde bir caddede alkollü araç kullanan şoförlerin tespiti için uygulama yapan iki polis memuru, başvurucuların içinde olduğu otomobili durdurmuş; başvurucuların polise direnmesi üzerine taraflar arasında yaşanan arbede sırasında polis memuru K.K.nin elindeki telsizle kafasına vurması nedeniyle başvurucu Yüksel Ergün yaşamı tehlikeye girecek şekilde yaralanmıştır.

3. Olay nedeniyle Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) yaptığı soruşturma sonunda 22/1/2015 tarihinde başvurucular hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarını, polis memuru K.K.nın ise başvurucu Yüksel Ergün'e karşı kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla iddianame düzenleyerek Akşehir Asliye Ceza Mahkemesinde (Ceza Mahkemesi) kamu davası açmıştır.

4. Ceza Mahkemesi 22/10/2015 tarihli kararıyla başvurucuların görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları, sanık polis memuru K.K.nın ise başvurucu Yüksel Ergün'e yönelik gerçekleştirdiği eylem nedeniyle kasten yaralama suçu yönünden hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar vermiştir.

5. Anılan kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi 30/5/2017 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi hükmünün-temyiz eden tüm taraflar yönünden ve farklı gerekçerle- bozulmasına karar vermiştir.

6. Ceza Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden başlanılan yargılama neticesinde 9/5/2019 tarihli hükümle sanık başvurucular Mustafa Ergün ile Ulaş Ergün'üngörevi yaptırmamak için direnme suçundan hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanık polis memuru K.K.nın ise kasten yaralama suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

7. Sanıklar, Ceza Mahkemesinin kararını temyiz etmiş; Yargıtay 3. Ceza Dairesi 10/3/2021 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar vermiştir. Başvuru formuna göre tebliğ edilmeyen ilamı başvurucular vasisi 27/4/2021 tarihinde öğrendikten sonra 20/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının Başvurucular Ulaş Ergün ile Mustafa Ergün Yönünden Ceza Davasının Uzun Sürmesi Nedeniyle İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucular Ulaş Ergün ve Mustafa Ergün sanık olarak yargılandıkları ceza davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

12. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu iki başvurucu yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Yaşam Hakkının Başvurucu Yüksel Ergün Yönünden İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu; yaralandığı olaya ilişkin soruşturmanın hızlı yürütülmeyerek sorumlu kolluk görevlisinin cezalandırılmasının geciktiğini, bu nedenle etkili soruşturma yürütülmediğini belirterek kötü muamele yasağı, makul sürede yargılanma hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde öncelikle olay sürecine ve konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadına yer verilmiş; başvurucunun usuli güvencelerden yararlandığı, itirazlarını sunabildiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrar etmiştir.

14. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadı uyarınca, ölüm gerçekleşmese dahi bazı hâllerde başvurunun yaşam hakkı çerçevesinde incelenebilmesi mümkündür (Mehmet Karadağ, B. No: 2013/2030, 26/6/2014, § 20) ve bu hâllerde başvurunun yaşam hakkı kapsamında incelenip incelenmeyeceğinin tespitinde diğer faktörlerle birlikte kişiye karşı kullanılan gücün derecesi ve türü de değerlendirilir (Mustafa Çelik ve Siyahmet Şeran, B. No: 2014/7227, 12/1/2017, § 69). Somut olayda polis memuru K.K.nin darbesi netice itibarıyla ölüme neden olmasa da başvurucunun hayatını tehlikeye atacak şekilde (bkz. § 2) yaralanmasına sebebiyet verdiğinden, başvurucunun yargılamanın uzun sürmesine yönelik şikâyetleri yaşam hakkının etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Yaşam hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülükleri kapsamında devlet, yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurmakla da yükümlüdür. Bu usul yükümlülüğü şüpheli her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§52, 54; Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 97).

17. Ölüme kasten neden olunması veya ölümün saldırı sonucu meydana gelmesi hâlinde etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğü ölüm olayı hakkında ceza soruşturması yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 55). Bu tür soruşturmanın Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği şekilde etkili olduğunun kabul edilebilmesi için başka gereklikler yanında soruşturma makul bir süratle yürütülmelidir (Salih Akkuş, B. No: 2012/1017, 18/9/2013, § 30;Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 99).

18. Olası cezai sorumluluğun tespiti için yürütülen soruşturma sonrasında kovuşturma evresine geçilmişse bu aşama Anayasa’nın 17. maddesinin gereklerine cevap verebilecek nitelikte olmalıdır (Filiz Aka, B. No: 2013/8365, 10/6/2015, § 30; Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 100).

19. Olayların daha sağlıklı şekilde aydınlatılabilmesi, kişilerin hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını sürdürmesi ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü gösterildiği ya da kayıtsız kalındığı görünümü verilmesinin engellenmesi için mahkemeler kovuşturmaları makul bir süratle yürütmelidir (Filiz Aka, § 29). Bu gereklilik yaşanan gecikmelerin yargılamaların etkililiği üzerinde bir etki yaratıp yaratmadığı meselesinden tamamen ayrıdır. Bu sebeple kovuşturmada yaşanan aşırı gecikme tek başına yargılamanın etkisizliğine neden olabilir (Aysel Gezer ve diğerleri, B. No: 2021/9961, 2/11/2023, § 142).

20. Başvurucu; yalnızca soruşturma ve kovuşturmanın uzun sürmesi nedeniyle sorumlu kolluk görevlisinin geç cezalandırıldığından, bu durumun da manevi olarak kendisine zarar verdiğinden şikâyet etmiştir.

21. Başvurucunun yaralanmasına ilişkin kovuşturma ve soruşturma süreci incelendiğinde Başsavcılığın kimliği belirlenen sorumlular hakkında ceza davası açtığı, yargılama sonunda neticeten sanıkların suçu sübut bulunarak hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği görülmüştür.

22. Somut olayda 2012 Mayıs ayında meydana gelen başvuruya konu olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması amacıyla yapılan ceza yargılaması 8 yıl 10 ayda tamamlanabilmiştir.

23. Diğer taraftan dört sanığın yargılandığı ve yaşanan tek bir hadise üzerine gelişen olayın yargılamasının yapıldığı davada delil olarak sanık savunmaları ile şikâyetçi beyanı dışında sadece tanık dinlendiği tespit edilmiştir.

24. Tüm bu belirlemeler çerçevesinde ceza yargılaması sürecinde başvurucuya yönelik fiziksel şiddet, bir başka ifadeyle ihlalin tespit edildiği, süreç sonunda verilen hükmün sanık için caydırıcılık ile mağduriyet açısından uygun/yeterli giderim sağladığı, bu bağlamda sanığın cezasızlık sonucunu doğurmayan bir ceza ile de cezalandırıldığı görülmüş ancak hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların niteliği, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kıstaslar dikkate alındığında başvuru konusu olay çok da karmaşık bir görünüm arz etmediği gibi başvurucunun yargılamanın uzamasına sebep olacak tutumunu ve usule ilişkin haklarını kullanırken özensizliğini gösteren bir unsur da gözlenmediğinden yaklaşık 9 yıllık yargılama süresinde makul olmayan bir gecikme olduğu sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki karar için bkz. Adem Erden, B. No: 2015/4032, 23/1/2019, §§ 32, 42).

25. Yukarıdaki tespitler doğrultusunda kovuşturmanın özenle ve makul hızla yürütülmemesi nedeniyle etkili soruşturma/kovuşturma yükümlülüğünün ihlal edildiği değerlendirilmiştir.

26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

27. Başvurucu Yüksel Ergün ihlalin tespiti ve 60.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

28. İncelenen başvuruda yargılama süresinin uzunluğu nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna varılmış olduğundan yaşam hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

29. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında talebi dikkate alınarak net 60.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. 1. Başvurucular Ulaş Ergün ile Mustafa Ergün yönünden makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Başvurucu Yüksel Ergün yönünden yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Başvurucu Yüksel Ergün yönünden Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucu Yüksel Ergün'e net 60.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucu Yüksel Ergün'e ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucu Yüksel Ergün'ün Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMALARINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13/3/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mustafa Ergün ve diğerleri [1. B.], B. No: 2021/26428, 13/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA ERGÜN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2021/26428
Başvuru Tarihi 20/5/2021
Karar Tarihi 13/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kolluk görevlilerinin fiziki şiddet uyguladığı iddiasıyla açılan kamu davasında yapılan yargılamanın makul süratle yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının, suç isnadı hakkında yürütülen ceza yargılamanın uzunluğu nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Yaşam hakkı Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi