logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ramazan Yılmaz [2.B.], B. No: 2021/28901, 4/2/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

RAMAZAN YILMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/28901)

 

Karar Tarihi: 4/2/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Yusuf KARABULAK

Başvurucu

:

Ramazan YILMAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumundan gönderilen mektupta yer alan bazı ifadeler nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, hükümözlü olarak Silivri (Marmara) 6 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Başvurucu, başka bir ceza infaz kurumunda bulunan arkadaşına göndermek için yazdığı mektupta Ceza İnfaz Kurumunda görevli psikologdan randevu alamadığını, randevu istendiğinde gardiyanın hücre kapısından derdini sorduğunu belirtmiş, psikolog hakkında ise "Peki psikolog ne işe yarar, niye var? Bilgisayar için gittiğimizde duyuyoruz sesini, kakara kikiri çene çalıyor gardiyanlarla. O kadar erkeğin arasında ilgi odağı olmak hoşuna gidiyor anlaşılan. Haa birde denetimli serbestlikle çıkma vakti gelenlerle görüşüp abuk sabuk sorular soruyormuş." ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca mektubun devamında Ceza İnfaz Kurumunda görevli imama ilişkin olarak ise bağımsız koğuşa çıkmak istediğinde din adamının tek tek çağırıp FETÖ’nün terör örgütü olduğuna dair yazılı beyan istemesi olayını anlatarak “Hocaya bak, insanları dine çağıracağına birilerini dinden çıkarmanın peşinde, psikoloğu öyle, din adamı böyle. Benim de şaşırdığım şeye bak, ortada devlet kalmamış, devlet adamı kalmamış, ben kalkmış iki zavallı memurun cüretine şaşırıyorum. Balık baştan kokmuş geri kalanı kokmaz mı dimi ya?” şeklinde düşüncelerini yazmıştır.

4. Mektubun Ceza İnfaz Kurumu Mektup Okuma Komisyonunca (Komisyon) incelenmesinden sonra kullanılan ifadelerin hakaret ile terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmesine neden olan ifadeler içermesinden dolayı sakıncalı olduğu düzenlenen tutanakla belirtilmiştir. Bu doğrultuda başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

5. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması sonucunda Komisyon tarafından yapılan tespitler doğrultusunda başvurucu hakkında kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunmak eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle bir gün hücreye koyma cezası verilmesine karar vermiştir.

6. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği Disiplin Kurulu kararının yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu ifade ederek 1/4/2021 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; her ne kadar şikâyet eden ceza verme kararını şikâyet etmişse de suç tarihinden itibaren yasal süresi içinde soruşturmanın başlatıldığını, yasal süresi içinde bitirildiğini, dosya konusu mektupta yer alan ifadelerin kurum görevlilerine hakaret niteliğinde olduğunu değerlendirmiştir.

7. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. Silivri 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) İnfaz Hâkimliği kararının mevcut durum, usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle anılan itirazı 26/4/2021 tarihinde reddetmiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 29/4/2021 tarihinde tebliğ aldıktan sonra 27/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; kullanılan ifadelerin eleştiri mahiyetinde olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını, hakaret olarak kabul edilse de bu ifadelerin kurum görevlilerine değil mektup yoluyla arkadaşına söylendiğini belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtmiştir.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun ifade hürriyetinin ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri incelenirken Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının göz önüne alınması gerektiği belirtilmiştir.

13. Ceza İnfaz Kurumunda yazdığı mektuptaki ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında verilen disiplin cezasına yönelik şikâyetlerin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Ceza İnfaz Kurumunda yazdığı mektuptaki ifadeler sebebiyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur.

16. Müdahaleye dayanak olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (j) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Ferhat Üstündağ [1.B.], B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

17. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5) [2.B.], B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

18. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber [1.B.], B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22).

19. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçlarından birini oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir [2.B.], B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucunun mektubunda kullandığı ifadelerin kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir.

20. Somut olayda Disiplin Kurulu, başvurucunun başka bir ceza infaz kurumunda bulunan arkadaşına gönderdiği mektupta yer alan bazı sözlerin kurum görevlilerine yönelik hakaret ve tehdit oluşturduğunu kabul etmiş; başvurucunun disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Komisyon ve Disiplin Kurulu kararlarında, genel bazı açıklamalarda bulunulmuş mektupta yazılan düşüncelerin hangi bağlamda terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmesine neden olan ifadeler içermesinden dolayı sakıncalı olduğu ve hakaret veya tehdit disiplin suçunu oluşturduğu noktasında bir değerlendirme yapılmamıştır. Yargısal denetim faaliyeti yapan İnfaz Hâkimliği ile Mahkeme kararlarında da buna dair bir açıklama bulunmamaktadır. Oysa başvurucunun mektubundaki ifadelerin hakaret kastı içermeyen eleştiri mahiyetinde düşünce açıklamaları olduğu, ayrıca bu ifadelerin Ceza İnfaz Kurumunda görevli psikolog ile imam tarafından okunması amacıyla yazılmadığı, mektubun muhatabının başka bir ceza infaz kurumundaki arkadaşı olduğu yönündeki esaslı savunmaları karşısında ifadelerin nasıl hakaret veya tehdit disiplin suçunu oluşturduğu, dahası bunun kurumun düzen ve disiplinini nasıl bozduğu izah edilmelidir.

21. Sonuç olarak somut olayda başvurucunun kurum görevlilerine hakaret veya tehdit suçunu işlediği ilgili ve yeterli gerekçeyle ortaya konulamamıştır. Başvurucunun 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinde öngörülen kurumda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması için zorunlu mevzuat ve emirleri ihlâl ettiği de Disiplin Kurulu ve yargı mercilerince değerlendirilmemiştir.

22. Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu [1.B.], B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan [1.B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan [2. B.], B. No: 2014/14655, 18/7/2018, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3) [1. B.], B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve yargı mercileri, başvurucunun eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne bir gün hücreye koyma cezası vermek suretiyle yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğunun gösterilemediği değerlendirilmiştir.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

24. Başvurucunun; isnat edilen suça yönelik soruşturmaya dair bilgi ve belgelerin kendisine verilmediği, bu doğrultuda savunmasını sunamadığı şeklinde usulü birtakım şikâyetler de ileri sürdüğü görülmektedir. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verildiğinden bu konuda ayrıca bir inceleme yapılmasına yer gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

25. Başvurucu; ihlalin tespiti, infazın durdurulması ve disiplin cezasının iptali ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

26. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1.B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir (Hasan Sarıcı [GK], B. No: 2018/37695, 9/10/2024, § 55).

28. Bununla birlikte yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında ve eski hâle getirme kuralı çerçevesinde başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

E. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/769, K.2021/997 sayılı karar) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 4/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ramazan Yılmaz [2.B.], B. No: 2021/28901, 4/2/2025, § …)
   
Başvuru Adı RAMAZAN YILMAZ
Başvuru No 2021/28901
Başvuru Tarihi 27/5/2021
Karar Tarihi 4/2/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumundan gönderilen mektupta yer alan bazı ifadeler nedeniyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi