|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
HAVVA ŞEN VE HİKMET ŞEN BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2021/29300)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 24/6/2025
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
|
Raportör
|
:
|
Şehadet ÖZTÜRK
|
|
Başvurucular
|
:
|
1. Havva ŞEN
|
|
|
|
2. Hikmet ŞEN
|
|
Vekili
|
:
|
Av. Ümit BAYRAKTAR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, şüpheli ölüm olayının etkili şekilde soruşturulmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucuların oğlu H.Ş. 17/6/2019 günü saat 23.20 sıralarında R.G. ve E.G.nin dördüncü kattaki evlerinin yatak odasının penceresinden düşmüştür. Birkaç dakika sonra olay yerine gelen 112 Acil ekiplerinin müdahalesinden sonra H.Ş. Bulancak Devlet Hastanesine kaldırılmış, ancak burada tedavi gördüğü sırada 18/6/2019 günü saat 02.00 sıralarında vefat etmiştir.
3. Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı ölüm olayına ilişkin olarak resen ceza soruşturması başlatmış ve 18/6/2019 tarihinde otopsi işlemi yapmıştır. Otopsi işleminden sonra Bulancak Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) yer itibarıyla yetkili olduğu gerekçesiyle 28/6/2019 tarihinde yetkisizlik kararı verilmiştir. Başsavcılık, yetkisizlik kararı ile gelen soruşturma dosyasını aynı ölüm nedeniyle daha önce başlattığı soruşturmaya ilişkin dosya ile birleştirmiştir.
4. Başsavcılıkça yürütülen soruşturmada olay yeri inceleme raporu, H.Ş.nin düşme anı ve sonrasını gösteren kamera kayıtları, bilgi alma tutanakları ve polis tarafından elde edilen diğer bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır. Olay yerine gelen polis memurlarınca tutulan 18/6/2019 tarihli olay tutanaklarında; Piraziz ilçesinde bulunan Bulvar Apartmanı'nın Bilgin Apartmanı'na bakan kısmında beton zemin üzerinde H.Ş.nin yüzüstü yatar vaziyette görüldüğü, boyunluk takılarak sedyeye alındığı, bilincinin kısmen açık olduğu ve hastaneye kaldırıldığı, H.Ş.ye olayın nasıl gerçekleştiğinin sorulması üzerine internette tanıştığı Muradiye isimli 30 yaşlarındaki kadının 4. veya 5. kattaki evinin balkonundan atladığını beyan ettiği ancak niçin atladığına dair bilgi vermek istemediği hususları belirtilmiştir. Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 18/6/2019 tarihli Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda ise H.Ş.nin düştüğü zemin ve atladığı pencerenin bulunduğu daire hakkında tespit ve betimlemeler yapılmış, parmak izi örnekleri alınmış, fotoğraflar çekilip olay yeri krokisi çizilmiştir. Tutanakta ayrıca olay yerinde bulunan E.G.nin H.Ş.yi yardım için evine aldığını, H.Ş.nin yatak odasındaki televizyonu söktüğü sırada eşi R.G.nin gelmesi üzerine korkarak yatak odasının penceresinden atladığını beyan ettiği bilgisine yer verilmiştir. 9/7/2019 tarihli Kamera Görüntüsü İnceleme Tespit ve Araştırma Tutanağı'nda H.Ş.nin yere düştüğü an ve sonrasındaki görüntüler incelenmiş, şüphelilere ait ikametgâhın pencerelerini gösteren herhangi bir kamera kaydı olmadığı belirtilmiştir. Bu görüntülerde yere düşen H.Ş.nin yanına tanıklar K.A., M.S., C.Ş. ve şüpheliler E.G. ile R.G.nin geldiği, bir süre sonra da 112 Acil ambulans ekibinin gelerek H.Ş.ye müdahale ettiği yer almaktadır.
5. Olay akabinde H.Ş.nin düştüğü tespit edilen evin sakinleri E.G. ve R.G.nin ifadeleri alınmıştır. 18/6/2019 tarihli alınan ilk ifadesinde E.G. maddi durumu kötü olan H.Ş.yi ona yardım etmek amacıyla evine aldığını, ona halı, giysi ve televizyon vermek istediğini, H.Ş.nin yatak odasındaki televizyonu söktüğü sırada eşi R.G.nin eve geldiğini, holde beklemesini istediği H.Ş.ye durumu eşine anlatacağını söylediğini, eşine durumu anlattıktan sonra H.Ş.nin yanına doğru gittiklerinde holde olmadığını gördüğünü, eşinin yatak odası kapısında "Oğlum yapma, sen ne yaptın, gel konuşalım." dediğini duyduğunu, daha sonra birlikte aşağıya indiklerini beyan etmiştir. R.G. ise ilk ifadesinde; olay günü eşi E.G.ye akşam eve gelmeyeceğini söylediğini ancak daha sonra fikrini değiştirerek saat 22.30 sıralarında eve geldiğini, zile basmasına rağmen yaklaşık iki dakika kapının açılmadığını, eşini telefonla aradığını, eşinin telefonu açmayıp kapıyı açtığını, eşinin tedirgin davranışları olduğunu, sigara içmek için balkona çıktığını, daha sonra televizyon izlemek için oturma odasına geçtiğini, on dakika kadar sonra dışarıdan sesler geldiğini, aşağı indiğinde yere düşen şahsı gördüğünü, H.Ş.yi tanımadığını ve daha önce görmediğini beyan etmiştir.
6. Olayla ilgili çok sayıda tanığın beyanına başvurulmuştur. Tanıklar M.Ç. ve K.G. dışarıdan gelen gürültü üzerine dışarı çıktıklarını, yukarı baktıklarında 4. katta ikamet eden E.G. ve bir başka kadının aşağı baktığını gördüklerini ifade etmiştir. E.G.nin alt katında oturan Z.Ö. olaydan birkaç dakika önce üst katında oturan E.G.nin evinden gelen çığlık seslerini ve bağrışmaları duyduğunu, o sırada evine gelen ve neler olduğunu soran B.D.ye de üst kattakilerin tartıştığını söylediğini, ablası eve girerken kapıyı kapattığı sırada E.G.nin hızlıca merdivenlerden aşağı indiğini gördüğünü beyan etmiştir. Z.Ö.nün ablası B.D. de binadaki asansörü çağırdığı sırada dışarıdan bir gürültü duyduğunu, asansörden inip kardeşi Z.Ö.nün evinin önünde beklediği sırada E.G. ve R.G.nin dairelerinin önünde tartıştıklarını duyduğunu beyan etmiştir. Olayın gerçekleştiği apartmanın karşısında ikamet eden Z.Y. olay anında balkonda sırtı dönük vaziyette otururken bağırış ve ardından kadın çığlığı duyduğunu, hemen ardından duyduğu düşme sesi üzerine aşağıya baktığında oraya gelen birkaç kişiyi gördüğünü, kendisinin de hemen aşağıya indiğini, H.Ş.nin yerden kalkmaya çalıştığını ve sürekli "Ben ölüyorum." dediğini söylemiştir. H.Ş.nin düşmesi üzerine olay yerine gelen tanıklar K.A., C.Ş., N.K. ve M.S.; H.Ş.nin yerden kalkmaya çalıştığını, şuurunun açık olduğunu, adı, nerede çalıştığı ve nereden düştüğü sorularına cevap verdiğini ancak herhangi birinin kendisini ittiğinden veya düşmesine neden olduğundan bahsetmediğini beyan etmiştir.
7. H.Ş.nin işyerinden arkadaşı H.K.; H.Ş.nin E.G. ile arkadaşlığı olduğunu, H.Ş.nin onunla buluşmak için zaman zaman Piraziz ilçesine gittiğini beyan etmiştir. H.Ş.ye müdahale eden sağlık memurları Y.B., T.K., H.B., E.A., B.D.K., A.D.K., Bi.D., Ö.D., E.B., G.Ç., O.K., E.K. ve Ü.G.nin beyanlarına da başvurulmuştur. Tanıklar genel olarak H.Ş.nin bilincinin yerinde olduğunu, nefes almakta ve konuşmakta zorlandığını, polislerin "Kimin yanına gittin?" ve "Düştün mü?" sorularına karşılık Muradiye ismini tekrarlayıp "Ben düştüm." dediğini, başkaca bir şahsın kendisini atıp atmadığı konusunda herhangi bir şey söylemediğini ifade etmiştir.
8. Olay akabinde olay yerine gelen polis memurları O.M., Er.G.nin beyanları alınmıştır. Er.G. ifadesinde; hastanede tedavi altındayken H.Ş. ile görüştüğünü, "Seni biri mi attı?" şeklindeki sorusuna H.Ş.nin hayır anlamına gelecek şekilde kaşlarını yukarı kaldırıp başını sağa sola çevirerek cevap verdiğini, "Kendin mi atladın?" sorusundan sonra ise başını evet şeklinde sallayıp çok kısık sesle "Evet." dediğini, "Sen orada mı oturuyorsun?" sorusuna başını aşağı yukarı sallayıp cık sesi çıkararak olumsuz cevap verdiğini, "Burada kız arkadaşın mı vardı, ona mı geldin?" sorusuna cevap olarak başını evet anlamında sallayıp "Muradiye." diye cevap verdiğini, kaç yaşında olduğunu sorduğunda 30 olduğunu söylediğini, kaçıncı katta oturduğunu sorduğunda da "5." diyerek cevap verdiğini açıklamıştır. 18/6/2019 tarihli olay tutanaklarında imzası bulunan O.M. ise verdiği ifadede; H.Ş. ile hastanenin acil servisinde görüştüğünü, H.Ş.nin 5. kattan düştüğünü söylediğini, "Sen kendin mi düştün?" şeklindeki soruya evet anlamına gelecek şekilde kafasını sallayarak cevap verdiğini, evdeki kadının kim olduğunu sorduğunda internetten tanıştığı 30 yaşlarında bayan olduğunu, 5. katta oturduğunu, adının Muradiye olduğunu, bekâr olduğunu söylediğini, "Kendin mi düştün?" sorusuna evet anlamında başını sallayarak cevap verdiğini belirtmiştir.
9. Giresun Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan 27/9/2019 tarihli otopsi raporu da soruşturma evrakı arasına alınmıştır. Rapora göre H.Ş.nin ölümü yüksekten düşmeye bağlı genel beden travması, iç organ yaralanması (beyin doku harabiyeti, akciğer, karaciğer ve böbrek yaralanması), iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiştir.
10. Soruşturmanın devamında E.G., R.G. ve H.Ş.ye ait telefonların HTS kayıtları getirtilmiştir. Bu kayıtlar üzerinde soruşturma makamlarınca yapılan tespitlerden H.Ş.nin E.G. ile 17/6/2018 tarihinden olay gününe kadar çok sayıda iletişimi olduğu, sıklıkla görüntülü görüştükleri, H.Ş.nin olay günü saat 20.26 sıralarında Piraziz ilçesine geldiği, R.G.nin saat 23.00'e kadar Piraziz ilçesinde olmadığı, R.G.nin bu saatten sonra ilçe merkezine geldiği, R.G.nin eşiyle evinin kapısında görüştüğüne ilişkin beyanında belirttiği saatte E.G. ile yaptığı bir telefon görüşmesi olmadığı ve R.G. ile E.G.nin olay günü son kez saat 20.20'de telefonda görüştükleri anlaşılmıştır. Ayrıca soruşturma evrakında yer alan E.G.nin telefonundaki bir uygulamanın ekran görüntüsüne göre E.G. ve H.Ş. arasında 12/5/2018-6/6/2018 aralığında "Günaydın balım nasılsın?", "Canım", "Aşkım" gibi mesajların yer aldığı birçok yazışma yapılmıştır.
11. Bulancak Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/6/2019 tarihli kararıyla E.G. ve R.G.nin telefon yoluyla kurulan iletişimleri iki ay süreyle dinlenip kayda alınmıştır. 27/6/2019 tarihinde E.G.nin yeğenine "Çocuğa hiç konuşmasına fırsat vermedi, elinde bıçak olduğu için..." şeklinde yaptığı konuşma kaydedilmiştir. Bu konuşma üzerine Başsavcılık 8/1/2020 tarihinde şüpheliler E.G. ve R.G.nin yeniden beyanlarını almıştır. E.G. ifadelerinde H.Ş. ile ilişkisi olduğunu, zaman zaman buluştuklarını, olay günü de kendi evinde buluştuklarını, aniden eşinin eve gelmesiyle H.Ş.nin paniklediğini, eşi R.G.nin ise evde birinin olduğundan şüphelenerek mutfaktan bıçak aldığını, yatak odasına girdiklerini, H.Ş.nin odada olmadığını, açık olan camdan baktıklarında H.Ş.nin zeminde yattığını gördüklerini söylemiştir. R.G. ise ifadesinde eşinin kapıyı geç açması nedeniyle evde birinin olmasından şüphelendiğini, eşinin tedirgin olması nedeniyle mutfaktan bıçak aldığını, eşiyle konuştukları sırada aşağıdan bir gürültü geldiğini, H.Ş.yi daha önce görmediğini, ikametgâhından düştüğünü olaydan iki saat sonra öğrendiğini beyan etmiştir.
12. Başsavcılık H.Ş.nin ölümünde şüpheliler E.G. ve R.G. veya başkaca üçüncü kişilerin kasıt veya taksir derecesinde kusurlarının bulunduğuna dair kamu davası açmaya yeter delil bulunmadığı gerekçesiyle 22/1/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.
13. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı başvurucular, yaptıkları 9/3/2020 tarihli itirazda soruşturma kapsamında toplanan delillere değinerek şüpheliler hakkında yeterli şüphenin oluşması nedeniyle kamu davası açılması gerektiğini öne sürmüştür.
14. Giresun Sulh Ceza Hâkimliği başvurucuların itirazını kabul ederek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın soruşturmanın genişletilmesi suretiyle ortadan kaldırılmasına karar vermiş; 7/9/2020 tarihli kararın gerekçesinde şüpheli beyanlarının HTS kayıtlarıyla, birtakım tanık beyanlarıyla ve kendi içinde çeliştiği, tanıklar tarafından şüphelilerin dairesinden bakan iki kadın gördükleri beyan edilmesine rağmen diğer kadının kim olduğunun araştırılmadığı, R.G.nin elinde bıçak olduğuna dair beyanlar olmasına rağmen müteveffa H.Ş.nin vücudundaki yaralanmaların düşmeye bağlı yaralanma mı yoksa boğuşma ve bıçak kesiği neticesinde oluşabilecek yaralanmalar mı olduğunun tespit edilmediği hususları üzerinde durarak soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
15. Başsavcılık, yeniden ele aldığı soruşturmayı genişleterek tanıklar K.G. ve M.Ç.yi yeniden dinlemiştir. Tanıklar beyanlarında R.G.nin ikametgâhının yatak odası camından aşağı bakan 2 bayan şahıs olduğunu, bunlardan birinin E.G., diğerinin daha önceden tanımadıkları 30-35 yaşlarındaki bir şahıs olduğunu, bu şahsı net olarak görmedikleri için teşhis edemeyeceklerini beyan etmişlerdir. Olayın gerçekleştiği apartman görevlisi A.G. de beyanında E.G.nin yanında 30 yaşlarında, daha önce görmediği bir bayan olduğunu ve Muradiye isimli birini tanımadığını söylemiştir. Soruşturmada ayrıca Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan (İhtisas Kurulu) H.Ş.nin kol ve bacaklarında ve vücudunun başka bölgelerinde oluşan yaraların (ekimoz ya da çizik) düşmeye bağlı yaralanmalar mı yoksa öncesinde herhangi bir boğuşma veya bıçak kesiği neticesinde gelişebilecek yaralanmalar mı olduğu hususunda tespit yapılarak ek rapor tanzim edilmesi istenmiştir. İhtisas Kurulunca düzenlenen 25/2/2021 tarihli raporda H.Ş.nin ölümüne neden olan, travmatik değişimlerin tamamının olay yeri inceleme raporunda özellikleri belirtilen binadan düşmesi ile husüllerinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
16. Soruşturmada toplanılan yeni delillerden sonra Başsavcılık 10/3/2021 tarihinde yeniden kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş; karar gerekçesinde, yürütülen soruşturma kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu raporları, tanık beyanları, müteveffa ile ölmeden önce görüşen tanık ve bilgi sahibi şahısların beyanları, olay yeri inceleme raporları ve diğer deliller değerlendirilerek müteveffa H.Ş.nin ölümünde şüphelilerin veya başkaca üçüncü kişilerin kasıt veya taksir derecesinde kusurları olduğuna dair kamu davası açmaya yeter delil elde edilemediği belirtilmiştir.
17. Başvurucuların kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yaptıkları itirazları Giresun Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/3/2021 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
18. Başvurucular, nihai hükmü 7/4/2021 tarihinde öğrenmelerinin ardından 20/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
19. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
20. Başvurucular müşterek çocukları H.Ş.nin şüphelilerin ikametgâhının balkonundan düşerek ölmesi olayının her yönüyle araştırılmayıp gerçekleşme şartlarının netleştirilmediğini, şüphelilerin beyanlarının bir kısım tanık beyanlarıyla, HTS kayıtlarıyla ve kendi içinde çeliştiğinin görmezden gelindiğini, şüpheli R.G.nin elindeki bıçakla H.Ş.ye yönelik eylemde bulunması sonucunda olayın meydana geldiğinin sabit olduğunu, lehe ve aleyhe tüm deliller toplanmadan olayın örtbas edilerek soruşturmanın sonlandırıldığını, soruşturmada yeterli şüphe oluşmasına rağmen şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
21. Başvuru, yaşam hakkının etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenmiştir.
22. Yaşam hakkına ilişkin pozitif yükümlülükleri kapsamında devlet, yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurmakla da yükümlüdür. Bu usul yükümlülüğü şüpheli her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir (Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 97).
23. Ölüme kasten neden olunması veya ölümün saldırı sonucu meydana gelmesi hâlinde etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğü ölüm olayı hakkında ceza soruşturması yürütülmesini gerektirir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 55). Bu tür soruşturmanın Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği şekilde etkili olduğunun kabul edilebilmesi için soruşturma makamlarının resen harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmesi, soruşturmanın makul bir özen ve süratle yürütülmesi, soruşturmanın veya sonuçlarının gerektiği ölçüde kamu denetimine açık olması ve meşru menfaatlerini korumak için ölen kişinin yakınlarının soruşturma sürecine gerekli olduğu ölçüde katılabilmesi gerekir (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 99). Bununla birlikte etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesi başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi de yüklemez (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 98).
24. Somut olaya ilişkin soruşturmada başvurucuların oğlunun düşmesinden haberdar olan Cumhuriyet Başsavcılığı derhâl soruşturma başlatmıştır. Başvurucular şikâyet ve soruşturmaya ilişkin taleplerini Cumhuriyet Başsavcılığı önünde dile getirebilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kararlara da itiraz edebilmiş ve soruşturmaya katılım konusunda herhangi bir engelle karşılaşmamıştır. Bu nedenlerle başvurucuların oğullarının ölümü ile ilgili soruşturmada, şüpheli ölüm olayından haberdar olan soruşturma makamlarının derhâl harekete geçmesi ve başvurucuların meşru menfaatlerini korumak için bu sürece gerekli olduğu ölçüde katılmalarının sağlanması ilkeleri yönünden herhangi bir eksiklik olmadığı sonucuna varılmıştır.
25. Bununla birlikte soruşturmanın etkililiği, olayın tüm yönlerinin aydınlatılması ve varsa sorumluların tespit edilebilmesi için bütün delillerin toplanması ve soruşturmanın makul bir özen ve süratle yürütülmesi ilkeleri yönünden de incelenmelidir ancak belirtmek gerekir ki Anayasa’nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin ileri sürülen her türlü iddiayı ve talebi karşılama zorunluluğu yoktur. Soruşturma kapsamında yürütülecek soruşturma işlemlerinin belirleyicisi, yetkili soruşturma makamlarıdır (Yavuz Durmuş ve diğerleri, B. No: 2013/6574, 16/12/2015, § 62).
26. Başvurucuların oğlu H.Ş.nin ölümü hakkında yürütülen soruşturmada, ölüm olayından haberdar olunması üzerine olay yeri ivedi olarak incelenip fotoğraflanmış; H.Ş.nin düştüğü ev tespit edilmiştir. Olay yeri krokisi çıkarılıp düşme anını ve sonrasını gösteren kamera kayıtları incelenmiştir. Ölüm nedeninin tespiti için vakit geçirilmeksizin otopsi işlemi yapılmış; H.Ş.nin balkonundan düştüğü apartman sakinlerinin, H.Ş.ye müdahalede bulunan sağlık görevlilerinin, olay yerinde bulunan bilgi sahipleri ile polis memurlarının beyanları alınmıştır. Öte yandan H.Ş.nin balkonundan düştüğü evin sakinleri E.G. ve R.G.nin şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmış, HTS kayıtları dosyaya getirilmiş ve şüphelilerin telefon yoluyla kurdukları iletişim iki ay süreyle dinlenip kayda alınmıştır. Başsavcılığın 22/1/2020 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının soruşturmanın genişletilmesi suretiyle ortadan kaldırılmasından sonra adli tıp raporu alınması ve bazı tanıkların dinlenmesi işlemlerini yerine getirdiği de görülmüştür.
27. Eldeki başvuruya konu olayda H.Ş.nin ölümü, soruşturma kapsamında alınan raporlara göre yüksekten düşmeye bağlı olarak gerçekleşen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiştir. Başvurucuların iddiaları ve soruşturmanın derinleştiği nokta ise bu düşmenin nasıl gerçekleştiğidir. Bu bakımdan olaya ilişkin birçok tanığın bilgisine başvurulmuştur. İfadesine başvurulan tanıkların hepsi H.Ş.nin bilincinin açık olduğunu, yüksekten düştüğünü beyan ettiğini ancak herhangi birinin kendisini ittiğinden veya düşmesine neden olduğundan bahsetmediğini beyan etmiştir. Ayrıca H.Ş.nin vücudundaki yaralarla ilgili alınan adli tıp raporunda da bu yaraların yüksekten düşme sonucu meydana gelmiş olabileceği kanaati bildirilmiştir.
28. Soruşturma kapsamında toplanan deliller arasında H.Ş. ile E.G.nin yazışmalarına dair ekran görüntüleri bulunmakta olup alınan HTS kayıtlarına göre de son bir yıl içinde anılan kişiler sıklıkla telefonla görüşmüştür. Ayrıca H.Ş.nin işyerinden arkadaşı tanık H.K. da H.Ş. ile E.G.nin ilişkisi olduğunu belirtmiştir. Yine şüpheliler ve H.Ş.nin baz istasyonu sinyal kayıtları ve HTS kayıtlarından H.Ş.nin E.G. ile evde bulundukları sırada E.G.nin eşi R.G.nin eve geldiği ve kısa bir süre içinde düşme hadisesinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. E.G.nin, R.G.nin elinde bıçak olduğu şeklindeki telefon yoluyla iletişiminin dinlenip kayda alınması üzerine R.G. yeniden alınan beyanında, evde birinin olmasından şüphelenerek eline bıçak aldığını beyan etmiştir. Başvurucular bu hususun üzerinde durarak şüphelilerin H.Ş.nin ölümüne sebep olduklarını öne sürmüşlerdir. Şüpheliler de süreç içerisinde çelişkili beyanlarda bulunup olay anına ilişkin aydınlatıcı beyanlarda bulunmamışlarsa da H.Ş. bilinci açık iken bu bıçaktan veya düşmesine sebep olan herhangi bir etkenden söz etmemiş kendisi düştüğü yönünde beyanda bulunmuştur. Bu hususlar dikkate alındığında H.Ş.yi korku, panik veya başkaca bir nedenle aşağıya atlamaya götüren nedenlerin ne olduğu noktasında tespit yapılamamasının tek başına soruşturmayı etkisiz kılmadığı değerlendirilmiştir.
29. Sonuç olarak soruşturma aşamasında olaya ilişkin tüm delillerin tespit edildiği ve sürecin 1 yıl 9 ay gibi makul bir sürede sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır. Başvuru dosyasındaki oluşa ilişkin belge ve bilgiler dikkate alındığında ölüm olayının bildirilmesi üzerine resen ve derhâl başlatılan soruşturmanın yetersiz olduğundan ve soruşturma sonucunda verilen kararların somut delillerle çelişecek ve açıkça hukuka aykırılık oluşturacak şekilde gerekçesiz ve keyfî olarak verildiğinden söz edilemeyeceği görülmüştür. Dolayısıyla soruşturma makamlarının somut olayı aydınlatma isteğinden kuşku duyulmasını gerektirecek bir yön bulunmamaktadır.
30. İzah edildiği şekilde soruşturma sürecinde olayların seyrini aydınlatmaya yönelik işlemlerin niteliği gözönüne alındığında yaşam hakkının usul boyutu olan etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne yönelik bir ihlal bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
31. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine yönelik iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 24/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.