TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ADNAN BİLEN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/3827)
Karar Tarihi: 18/10/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Yusuf Enes KAYA
Başvurucu
Adnan BİLEN
Vekili
Av. Murat TİMUR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, PKK terör örgütüne üye olma suçlamasıyla 6/10/2020 tarihinde gözaltına alınmıştır. 9/10/2020 tarihinde başvurucunun kollukta ifadesi alınmıştır. Müdafi eşliğinde gerçekleşen ifade alma işlemi sırasında başvurucuyla suçlamalara ilişkin belgeleriyle birlikte ayrıntılı sorular sorulmuştur.
3. Başvurucu sorgusunun ardından9/10/2020 tarihinde terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmıştır.
4. Başvurucu 29/12/2011 tarihli tutukluluğun devamı kararına yaptığı itirazın 12/1/2022 tarihinde reddedilmesinden sonra 2/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Başvurucu 2/4/2021 tarihinde tahliye edilmiştir.
6. 11/2/2021 tarihinde başvurucu hakkında iddianame düzenlenmiştir. İddianamede ifade alma işlemi sırasında yöneltilen suçlamalara dayanılmıştır.
7. Yapılan yargılama sonucunda başvurucunun 6/1/2022 tarihinde beraatine karar verilmiştir. Beraat kararı istinaf edilmeden 14/1/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
8. Başvurucu dava ederken tahliye talepleri ile tutukluluğa yönelik itirazların karara bağlanmaması, tutukluluk incelemelerinin yapılmaması nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi kapsamında tazminat davası açmıştır. İlk derece mahkemesi dava devam ettiği için davayı reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, dava konusu taleplerin asıl davanın sonucuna bağlı olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesi tekrar davanın reddine karar vermiştir. İstinaf incelemesi devam etmektedir. Başvurucu beraat kararı kesinleştikten sonra tutuklama tedbirinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla ayrı bir tazminat davası daha açmıştır. Bu dava ilk derece mahkemesinde derdesttir.
9. Komisyonca adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
10. Başvurucu, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı; ilgili mevzuat hükümleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne katılmadığını belirtmiş ve ihlal iddialarını yinelemiştir.
11. Başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya konu davanın kesinleşmiş olması hâlinde başvurucuların tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına yönelik olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında tazminat davası açabileceğini belirtmiş ve anılan iddiayı başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Reşat Ertan, B. No: 2013/5700, 15/4/2015, § 26; Ömer Köse, B. No: 2014/12036, 16/11/2016, § 34; Eyyüp Güneş [GK], B. No: 2017/28308, 21/10/2021, § 88; Murat Ağırel ve diğerleri [GK], B. No: 2020/11655, 7/4/2022, §§ 23-26). Somut olayda da kesinleşmiş bir hüküm bulunduğundan başvurucunun tutuklama tedbiri açısından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen tazminat yoluna başvurabilmesi mümkündür. Nitekim başvurucunun açtığı tazminat davası ilk derece mahkemesinde derdesttir. Başvurucunun bu tazminat yolunu tüketip bu yoldan herhangi bir sonuç alamazsa tekrar başvuruda bulunması mümkündür.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
14. Başvurucunun soruşturma dosyasına erişimin kısıtlandığına ilişkin iddiasının Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri (B. No: 2015/9756, 16/11/2016, §§ 248-257); Günay Dağ ve diğerleri ([GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, §§ 168-176) kararları doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; tutuklama dolayısıyla ifade ve basın özgürlüğünün ihlaledildiğine ilişkin iddiasının Murat Ağırel ve diğerleri (§§ 30-32), Kıvanç Ersoy ve diğerleri (B. No: 2016/7095, 12/1/2021,§ 58) kararları doğrultusunda; tahliye talepleri ile tutukluluğa yönelik itirazlarının karara bağlanmadığı/geç karara bağlandığı, tutukluluk incelemelerinin yapılmadığına/geç yapıldığına ilişkin iddialarının Cafer Yıldız (B. No: 2014/9308, 9/1/2018, §§ 37-40), Ali Efendi Peksak (B. No: 2017/29428, 17/7/2019, §§ 101-112) kararları doğrultusunda; tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddiasının Ahmet Kubilay Tezcan (B. No: 2014/3473, 25/1/2018, § 26) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Diğer ihlal iddialarının KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 18/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.