TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERTUĞRUL BİLİR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/40309)
Karar Tarihi: 9/1/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Murat İlter DEVECİ
Başvurucu
Ertuğrul BİLİR
Vekili
Av. Atilla BAHÇIVAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; haksız yakalama ve gözaltı tedbiri nedeniyle açılan tazminat davasında yetersiz manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama suçu ile görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği iddiasıyla kollukça yakalanıp Cumhuriyet savcısınca verilen karara dayanılarak gözaltında tutulmuş ve ifadesinin alınması sonrasında serbest bırakılmıştır. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) başvurucu hakkında açılan kamu davasının yargılamasını yapan İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesi, isnat edilen suçların oluşmadığı gerekçesiyle başvurucunun beraatine karar vermiş ve bu karar aleyhine kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle 1/7/2020 tarihinde karar kesinleşmiştir.
3. Başvurucu, hakkında uygulanan haksız koruma tedbiri nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. vd. maddeleri kapsamında tazminat davası açmış ve 5.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Yargılamayı yürüten İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi (Ceza Mahkemesi) 29/12/2020 tarihinde, haksız gözaltı nedeniyle başvurucuya 1.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Başvurucu, hükmedilen tazminat miktarının tazminat hakkını ortadan kaldıracak ölçüde düşük olduğu; davalı Hazine ise davanın reddedilmesi gerektiği ve hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu iddiasıyla istinaf başvurusu yapmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi (Ceza Dairesi), manevi tazminat miktarını 300 TL olarak düzeltmek suretiyle istinaf başvurularını esastan reddetmiştir.
4. Başvurucu, nihai kararı 9/7/2021 tarihinde öğrendikten sonra 30/7/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Başvurucu, tazminat hakkının özünü tamamen yok edecek şekilde tazminata hükmedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde, başvuruya konu tazminat davasının gözaltının hukuka aykırılığı iddiasına dayandırıldığına dair bir bilginin bulunmadığı ve başvurucunun iddiasının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı hususunun dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
7. Anayasa Mahkemesi Gülseren Çıtak ([G.K.], B. No: 2020/1554, 27/4/2023) kararıyla haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilen başvurucuların yakalama, gözaltı veyatutuklamanın hukuki olmadığı ve ödenen tazminatın yetersiz olduğu iddiasıyla yaptıkları bireysel başvurular yönünden içtihat değişikliğine gitmiştir. Buna göre bu tür başvuruların hukuk sisteminde mevcut başvuru yolları tüketildikten sonra yapıldığının kabul edilebilmesi için başvurucuların 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında tazminat davası açıp bu yolu usulüne uygun olarak tüketmeleri yeterlidir zira sözü edilen hukuki düzenleme ile yakalama, gözaltı ya da tutuklamanın daha sonra verilen kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararıyla hukuka aykırı hâle geldiği kabul edilmektedir. Şu hâlde 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca kişilere tazminat ödenmesine karar verilmesi durumunda Anayasa Mahkemesinin Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapacağı inceleme, hükmedilen tazminat miktarının yeterli olup olmadığının belirlenmesiyle sınırlıdır (Gülseren Çıtak, §§ 36-39).
8. Somut olayda Ceza Mahkemesi, hakkında yürütülen yargılama sonunda beraat kararı verilmesi nedeniyle başvurucu lehine bir miktar manevi tazminata hükmetmiştir. Bu durumda ihlal iddiası Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak aynı maddenin dokuzuncu fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ihlal iddiasının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Haksız gözaltı veya tutma nedeniyle açılan tazminat davasını inceleyen yargı mercileri, sözü edilen koruma tedbirlerinin uygulandığı soruşturmaların kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla veya davacılar hakkındaki kovuşturmaların beraat kararıyla sonuçlandığını tespit ederse Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasına uygun olarak uğranılan zararların devlet tarafından tazminat hukukunun genel prensiplerine göre ödenmesine karar vermelidir. Hükmedilen tazminat ihlalle orantılı olmayacak ölçüde önemsizse ya da Anayasa Mahkemesinin benzer ihlaller nedeniyle hükmettiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşükse Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası ihlal edilmiş olur. Bununla birlikte tazminat miktarının Anayasa Mahkemesinin benzer ihlaller nedeniyle hükmettiği tazminattan düşük olması tek başına Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasını ihlal etmez zira tazminatın Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasıyla uyumlu olup olmadığı somut olayın kendine özgü şartlarına bağlıdır (benzer değerlendirmeler için bkz. M.E., B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 48).
11. Somut olayda başvurucuya 300 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu miktar Anayasa Mahkemesinin benzer ihlaller nedeniyle ödenmesine karar verdiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşük olduğu gibi tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar da azdır. Anayasa Mahkemesi başvuruya konu olaya benzer nitelikte olayları incelediği M.E. ve M.Ş.T. (B. No: 2018/17073, 26/2/2020) başvurularında başvuruculara 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
12. Açıklanan gerekçelerle hukuka aykırılığı kanunla tespit edilmiş gözaltı tedbiri dolayısıyla hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak aynı maddenindokuzuncu fıkrası yönünden ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
13. Başvurucu, yargılamanın yenilenmesinin yanı sıra maddi ve manevi zararlarınıngiderilmesini talep etmiştir.
14. Anayasa Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda hukuka aykırılığı kanunla tespit edilmiş gözaltı tedbiri dolayısıyla hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak aynı maddenin dokuzuncu fıkrası yönünden ihlal edildiğine karar verilmiştir. Tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı merciince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
15. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Haksız yakalama ve gözaltı tedbiri dolayısıyla açılan tazminat davasında yetersiz manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak aynı maddenin dokuzuncu fıkrası yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin tespit edilen ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2020/91, K.2020/160) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
E. 487,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine (E.2021/715, K.2021/2391) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 9/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.