TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ AY BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/40567)
Karar Tarihi: 18/12/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Yüksel GÜNARSLAN
Başvurucu
Ali AY
Vekili
Av. Medet ÖZTÜRK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, haksız tutuklama tedbiri nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 28/7/2021 tarihinde gözaltına alınan başvurucu, aynı gün yapılan sorgusunun ardından suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan tutuklanmıştır.
3. Başvurucu, tutuklama kararına yaptığı itirazın 27/8/2021 tarihinde reddedilmesinden sonra 3/9/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
4. Başvurucu 5/10/2021 tarihinde serbest bırakılmıştır.
5. Başsavcılık, başvurucu hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından yürütülen soruşturma neticesinde 31/10/2023 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir.
6. Başvurucu 21/1/2024 tarihinde Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. Maddesi kapsamında tazminat davası açmıştır.
7. Mahkeme 3/4/2024 tarihli kararı ile başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermiştir.
8. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla anılan tazminat davasının istinaf kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
9. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
11. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
12. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya konu davanın kesinleşmiş olması hâlinde başvurucuların tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına yönelik olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında tazminat davası açabileceğini belirtmiş ve anılan iddiayı başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Reşat Ertan, B. No: 2013/5700, 15/4/2015, § 26; Ömer Köse, B. No: 2014/12036, 16/11/2016, § 34; Eyyüp Güneş [GK], B. No: 2017/28308, 21/10/2021, § 88; Murat Ağırel ve diğerleri [GK], B. No: 2020/11655, 7/4/2022, §§ 23-26). Somut olayda da kesinleşmiş bir kovuşturmaya yer olmadığına dair karar bulunduğundan başvurucunun tutuklama tedbiri açısından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen tazminat yoluna başvurabilmesi mümkündür. Nitekim başvurucunun açtığı tazminat davası istinaf kanun yolu aşamasında derdesttir. Başvurucunun bu tazminat yolunu tüketip bu yoldan herhangi bir sonuç alamazsa tekrar başvuruda bulunması mümkündür.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 18/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.