logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Marul [1. B.], B. No: 2021/42753, 12/6/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA MARUL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/42753)

 

Karar Tarihi: 12/6/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Duygu BAKAY

Başvurucu

:

Mustafa MARUL

Vekili

:

Av. Elvan BAĞ CANBAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; işçilik alacaklarının tazmini talebiyle açılan davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu 13/12/2007-16/8/2011 tarihleri arasında Cihan Medya Dağıtım Anonim Şirketi (Şirket) nezdinde gazete ve dergi dağıtım görevlisi olarak çalıştığını belirterek haksız fesih nedeniyle ödenmeyen işçilik alacaklarının tazmini talepli alacak davası açmıştır.

3. Davalı Şirket Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilmeden önce 31/7/2015 tarihi itibarıyla Kocaeli 6. İş Mahkemesinde (Mahkeme) görülmeye başlanan davada Mahkeme 12/7/2017 tarihli karar ile davanın kabulüne hükmetmiştir.

4. Davalı Şirket tarafından gerekçeli karara karşı istinaf kanun yoluna gidilmiştir. İstinaf dilekçesinde, 29 Ekim 2016 tarihli ve675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 8/3/2021 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun kabulüne hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde 27/7/2016 tarihli ve 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 17/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında KHK'ya yer verilmiştir. Bu kapsamda 668 sayılı KHK gereği Şirket'in kapatıldığı, 670 sayılı KHK gereği de sicil kaydının 24/8/2016 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiği belirtilmiştir. 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi doğrultusunda davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini belirten Bölge Adliye Mahkemesi, anılan madde uyarınca başvurucunun ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceğini, idari başvuru üzerine de idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabileceğini belirtmiştir.

6. Nihai karar 2/4/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 3/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

7. Başvurucu; işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının esası hakkında bir inceleme yapılmadığını belirterek adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının, etkili başvuru hakkının, gerekçeli karar hakkı ile silahların eşitliği ilkesi ve çelişmeli yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

8. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüş yazısında; davalı Şirket'in 668 sayılı KHK ile kapatıldığını, bu kapsamda ilgili mevzuat gereği başvurucunun idari yargıda dava açması gerektiği hâlde başvuru yollarını usulüne uygun tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğunu belirtmiştir. Davanın esasının incelenmeksizin reddine ilişkin kararının dayanağını 675 sayılı KHK'nın oluşturduğuna dikkat çeken Bakanlık, mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği hususunda ilgili mevzuat, olayın kendine özgü koşulları ile Anayasa Mahkemesi içtihadının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında, bireysel başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlamıştır.

9. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan [1. B.], B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun davanın esası hakkında bir sonuca varılmamasına yönelik şikâyetinin mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine yönelik iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Somut olayda başvurucunun işçilik alacaklarının tazmini talebiyle açmış olduğu davasının esası hakkında bir inceleme yapılmadığından mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalenin bulunduğu görülmektedir.

12. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa'nın 36. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu sebeple müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma (meşru amaç) ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

13. Hak ve özgürlüklerin, bunlara yapılacak müdahalelerin ve sınırlandırmaların kanunla düzenlenmesi bu haklara ve özgürlüklere keyfî müdahaleyi engelleyen, hukuk güvenliğini sağlayan demokratik hukuk devletinin en önemli unsurlarından biridir (Tahsin Erdoğan [2. B.], B. No: 2012/1246, 6/2/2014, § 60).

14. Müdahalenin kanuna dayalı olması öncelikle şeklî manada bir kanunun varlığını zorunlu kılar. Şeklî manada kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Anayasa'da belirtilen usule uygun olarak kanun adı altında çıkarılan düzenleyici yasama işlemidir. Hak ve özgürlüklere müdahale edilmesi ancak yasama organınca kanun adı altında çıkarılan düzenleyici işlemlerde müdahaleye imkân tanıyan bir hükmün bulunması şartına bağlıdır. TBMM tarafından çıkarılan şeklî anlamda bir kanun hükmünün bulunmaması hakka yapılan müdahaleyi anayasal temelden yoksun bırakır (Ali Hıdır Akyol ve diğerleri [GK], B. No: 2015/17510, 18/10/2017, § 56).

15. Somut olayda Şirket bünyesinde çalışan başvurucunun işçilik alacağı istemiyle açmış olduğu davanın Şirketin KHK ile kapatıldığından bahisle 670 sayılı KHK'nın 5. maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

16. 668 sayılı KHK ile Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması FETÖ/PDY gibi terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan bazı gazete ve dergiler ile yayınevi ve dağıtım kanalları kapatılmıştır. Ancak ekli (3) sayılı liste incelendiğinde kapatılan dağıtım şirketleri arasında Cihan Medya Dağıtım Anonim Şirketinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. TMSF'nin 8/11/2023 tarihli yazısında da Şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği bildirilmiştir.

17. Bölge Adliye Mahkemesi, şirketin KHK kapsamında kapatıldığından bahisle 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu gerekçesiyle davayı reddetmişse de Şirketin kapatılmadığı açıktır. Mahkemenin somut olgularla açık bir çelişki arz eden bu değerlendirmesine dayanılarak mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin kanuni dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Ahmet Kartalkuş (B. No: 2019/39635, 19/3/2024) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 12/3/2024 tarihinde yürürlüğe giren 7499 sayılı Kanun'la 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun'a eklenen 5/A maddesi ve ayrıca anılan Kanun'un geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereği 12/3/2024 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

22. Başvurucu, ihlalin tespiti ile maddi/manevi tazminat ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.

23. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

24. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

25. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesine (E.2018/1563, K.2021/283) iletilmek üzere Kocaeli 6. İş Mahkemesine (E.2015/437, K.2017/744) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/6/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mustafa Marul [1. B.], B. No: 2021/42753, 12/6/2025, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA MARUL
Başvuru No 2021/42753
Başvuru Tarihi 3/5/2021
Karar Tarihi 12/6/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işçilik alacaklarının tazmini talebiyle açılan davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi