Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Murat Kutlu [1.B.], B. No: 2021/43295, 6/3/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MURAT KUTLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/43295)

 

Karar Tarihi: 6/3/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Murat KUTLU

Vekili

:

Av. Muhammed Sait AKDOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, deliller değerlendirilirken kolluk tutanağına aksi ispat edilemeyecek seviyede üstünlük tanınması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Kolluk görevlilerince düzenlenen 23/3/2021 tarihli tutanakta (Olay Tutanağı); Esenler Caddesi olarak belirtilen yerdeki akaryakıt istasyonuna sürücüsü olduğu otomobille gelen başvurucunun hareketlerinden aşırı derecede alkollü olduğunun değerlendirilmesi üzerine olay yerine trafik ekiplerinin çağrıldığı, alkol kontrolü yapılmak istendiğinde başvurucunun alkolmetre cihazına üflemeyerek bu teknik cihazın kullanılmasını kabul etmediği, kendisine ve çevresine zarar vermeye yönelik hareketlerde bulunup kolluk görevlilerine direnmesi nedeniyle başvurucuya kelepçe takıldığı, ardından olay yerindeki otomobilin yediemin otoparkına çekildiği, işlemler tamamlandıktan sonra da alkolün etkisinin geçmesi için başvurucunun polis merkezine götürülüp bir süre sonra salıverildiği tespitlerine yer verilmiştir.

3. Başvurucu, Olay Tutanağı'na dayalı olarak Bayrampaşa Trafik Denetleme Büro Amirliği tarafından yapılan trafik idari para cezası karar tutanağında (Karar Tutanağı) Esenler Cadde olarak yazılı yerde gerçekleştiği belirtilen kontrollerde kandaki alkol miktarını belirleyen cihazı kullanmayı kabul etmediği gerekçesiyle 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 3.836 TL idari para cezası ile cezalandırılmış ve başvurucunun sürücü belgesine iki yıl süreyle el konulmuştur.

4. Bu işlemlerin ardından kolluk tarafından düzenlenen aynı tarihli Bilgilendirme Tutanağı'nda; başvurucunun teknik cihazın kullanılmasını kabul etmemesi üzerine idari para cezası verilip ehliyetine iki yıl süreyle el konulacağına dair kendisine bilgi de verildiği hâlde yine de cihazı üflemeyi reddettiği belirtilmiştir. Benzer şekilde, alkol ölçümü yapılan teknik cihazdan alınan alkol raporuna dair fiş çıktısının "Sonuç" başlıklı bölümünde de "Ret" ibaresine yer verilmiştir. Diğer yandan, kolluk tarafından düzenlenen tüm tutanaklarda başvurucunun imzadan imtina ettiği belirtilmiştir.

5. Başvurucu vekili anılan işlemlere karşı iptal başvurusunda bulunmuştur. Talep dilekçesinde ileri sürülen itirazlar şöyledir:

i. Başvurucu olay saatinde akaryakıt istasyonuna gelip alışveriş yapmak için buradaki markete girdiğini, aldığı ürünlerin reyon fiyatı ile kasa görevlisinin kendisinden istediği ücret arasında farklılık olması nedeniyle aralarında tartışma çıktığını, bunun üzerine görevlinin olay yerine kolluk görevlilerini çağırdığını söylemiştir.

ii. Kolluk görevlilerine durumu anlatmaya çalıştığı hâlde kendisini ciddiye almadıklarını, bu nedenle onlarla da tartışmaya başlaması üzerine görevlilerin istasyona trafik ekiplerini ve çekici çağırdıklarını ileri sürmüştür.

iii. Trafik ekiplerinin alkol ölçümü yapmak istemeleri üzerine bu işlemin konuyla alakası olmadığını söyleyip alkolmetreyi üflemek istemediğini, diğer yandan kolluk görevlisinin bu cihazı ölçüm sırasında ağzına denk gelecek kısmını eliyle tutarak kendisine uzattığını, bu nedenle de cihazın kullanılmasını kabul etmediğini, bunun üzerine otomobilinin çekici tarafından çekilip kendisine idari para cezası verildiğini belirtmiştir.

iv. İptal başvurusuna konu cezaların verilebilmesi için ilgili kanun gereğince sürücü konumunda olması gerektiğini, idari para cezası tutanağında da olay yeri akaryakıt istasyonunun bulunduğu cadde olarak yazılmış ise de kendisinin otomobil kullanırken durdurulmadığını, trafik ekipleri geldiğinde market içerisinde olup araç kullanmadığını, dolayısıyla kendisine bu cezaların verilemeyeceğini ileri sürmüştür.

v. Otomobil kullanmakta iken durdurulmadığının tespiti için istasyonun kamera kayıtlarının ve olay sırasında yanında bulunduğu belirttiği arkadaşı Y.A.nın tanık sıfatıyla ifadesinin alınmasını talep etmiştir.

6. İstanbul (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) iptal başvurusunu reddetmiştir. Gerekçeli kararda eylemin Olay Tutanağı'nda yazılı olduğu şekilde gerçekleştiğini kabul eden Hâkimlik; tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmî belgelerden olduğu, başvurucunun ileri sürdüğü itirazların soyut nitelikte olup hakkındaki tutanakların aksini ispat edemediği, böylelikle kolluk ve bilgilendirme tutanakları ile alkol raporu doğrultusunda alkol ölçümü yapan teknik cihazın kullanılmasını kabul etmediğinin sabit olduğu, bu şekilde 2918 sayılı Kanun'un başvuruya konu cezalara dair hükmünü açıkça ihlal ettiği sonucuna ulaşmıştır.

7. Başvurucu vekilinin anılan karara karşı iptal başvurusunda dile getirdiği hususları tekrar ederek yaptığı itiraz 27/4/2021 tarihinde reddedilmiştir.

8. Ret kararı başvuru vekiline 25/5/2021 tarihinde tebliğ edildikten sonra 14/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

9. Komisyon, gerekçeli karar hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetin ise kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; alkol kontrolünün kanundaki düzenleme gereği otomobil sürücülerine yapılabileceğini, olay sırasında sürücü olarak otomobil kullanmadığını ve markette bulunduğu sırada olay yerine gelen kolluk görevlilerince alkol kontrolü yapılmak istendiğini, bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmesi için kamera kayıtlarının getirtilmesini ve o anda yanında olduğunu söylediği arkadaşının tanık sıfatıyla ifadesinin alınmasını talep ettiği hâlde Hâkimliğin vicdani delil sistemine aykırı şekilde delil toplamaması ve kanuni düzenleme olmadığı hâlde Olay Tutanağı'yla bağlı kalarak iptal başvurusunu reddetmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Hâkimliğin söz konusu kararını verirken dosyadaki tüm delilleri, somut olaya uygulanacak kanun hükmünü ve somut olayın hayatın olağan akışına uygunluğunu değerlendirerek başvurucunun itirazının reddine karar verdiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

12. Başvuru, masumiyet karinesi ışığında silahların eşitliği ilkesi kapsamında incelenmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Anayasa Mahkemesi, deliller değerlendirilirken kolluk tutanağına aksi ispat edilemeyecek seviyede üstünlük tanınması hususuyla bağlantılı olarak silahların eşitliği ilkesine ilişkin ilgili uluslararası hukuka ve genel ilkelere Gurbet Çoban (B. No: 2019/38857, 17/11/2021, §§ 19-39) kararında yer vermiştir. Buna göre Mahkemeden başvurucunun iddia ve itirazlarını dikkate alması, bunları ilgili ve yeterli gerekçe ile karşılaması, bu iddialarda da yeterli ölçüde şans tanıdığını ortaya koyması beklenmektedir. İdari işlemlerin ve bu bağlamda kamu ajanları tarafından düzenlenen tutanakların içeriğinin hukuka/gerçeğe uygunluk karinesinden yararlanacağı hukukun bilinen bir ilkesi olmakla birlikte idari işlemin hukukiliğinin veya tutanağın içeriğinin gerçekliğinin dava konusu edildiği bir yargılamada hâkimin değinilen karineyi uygulaması bu davanın açılmasını anlamsız hâle getirecektir. İdare tarafından tanzim edilen belgelerin içeriğinin gerçekliği karinesinin yargılamanın sonucu yönünden belirleyici olması bireyi devlete karşı dezavantajlı bir konuma sokacağından silahların eşitliği ilkesini zedeleyebileceği gibi suç isnadıyla ilgili yargılama söz konusu olduğunda masumiyet karinesini de ihlal edebilecektir (Gurbet Çoban, § 44).

15. Kuşkusuz adil yargılanma hakkı suç isnadıyla ilgili yargılamalarda bile mahkemelerin fiilî ve hukuki karinelere dayanmasını bütünüyle yasaklamamaktadır. Ancak suç isnadına ilişkin bir yargılamada karinenin adil yargılama hakkını ihlal etmemesi için karineyle kişinin otomatik olarak suçlu ilan edilmemesi, bu bağlamda karinenin aksinin ispat edilebilir nitelikte olması ve başvurucunun karinenin aksini ispatlama gayesiyle yaptığı açıklama ve sunduğu delillerin mahkeme tarafından titizlikle ele alındığının gösterilmiş olması gerekir (Gurbet Çoban, § 47).

16. 2918 sayılı Kanun'un 48. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere idari para cezası verileceği ve ehliyetlerine iki yıl süreyle el konulacağı öngörülmüştür. Bu hüküm, başvurucunun iptal başvurusuna konu cezaların kanuni dayanağını oluşturmaktadır. Aynı Kanun'un "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinde sürücü kavramının ise; karayolunda, motorlu veya motorsuz bir aracı veya taşıtı sevk ve idare eden kişi olduğu ifade edilmiştir.

17. Somut olayda başvurucuya isnat edilen eylem, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen Olay Tutanağı'na dayanılarak delillendirilmiştir. Hâkimlik de itirazı reddederken olay ve bilgilendirme tutanakları ile alkol raporu doğrultusunda başvurucunun itirazlarının soyut nitelikte olduğuna ve bu belgelerin aksine yeterli ve geçerli belge sunulamadığına vurgu yapmıştır. Başvurucu ise Olay Tutanağı'nda olay yerinin gerçeğe aykırı şekilde cadde üzeri olarak belirtildiğine, bunun aksine kolluk görevlileri tarafından otomobil kullanırken durdurulmadığına, görevliler olay yerine geldiklerinde market içerisinde bulunduğuna, dolayısıyla olay anında 2918 sayılı Kanun uyarınca sürücü konumunda olmadığına dair çeşitli iddialar ileri öne sürmüş ve bu itirazlarının delillendirilmesi için kamera kayıtlarının getirtilmesini, arkadaşının da tanık sıfatıyla ifadesinin alınmasını talep etmiştir. Hâkimlik de başvurucunun delil toplanması taleplerine dair değerlendirmede bulunmamakla birlikte olay ve bilgilendirme tutanaklarıyla alkol raporunun aksini ispatlayacak delil gösterilemediği ve iptal başvurusuna konu cezalara dayanak olan kanuni düzenlemede öngörüldüğü şekilde başvurucunun alkol ölçümü yapan teknik cihazın kullanılmasını kabul etmediği sonucuna ulaşmıştır.

18. Kamu görevlilerince düzenlenen tutanağın gerçekliği karinesi aksi ispat edilebilir nitelikte olup başvurucu olay anında otomobil kullanmadığına, cadde üzeri yerine markette bulunduğuna, dolayısıyla anılan cezaların kanuni muhatabı olarak öngörülen sürücü konumunda olmadığına dair argümanlar ileri sürmüştür. Bununla birlikte başvurucunun; Olay Tutanağı'nda yer verilen tespitlerin aksine aşamalarda ve bireysel başvuru formunda, anılan cadde üzerinde bulunan istasyona alkol kontrolünden kısa süre önce otomobilini sevk ve idare ederek gelmediğine ya da bu otomobili tanık olarak ifadesinin alınması talep ettiği arkadaşının kullandığına ilişkin bir itirazının bulunmadığını belirtmek gerekir. Ayrıca başvurucunun, kanındaki alkol miktarının tespitine karar verilmesinin olay anında sergilediği hareketler itibarıyla kolluk görevlilerince alkollü olduğunun değerlendirilmesinden kaynaklandığına, teknik cihazın kullanılmasını kabul etmemesi hâlinde kendisine verilecek cezalar hakkında bilgilendirilmediğine ve Olay Tutanağı'nda alkol miktarının tespiti için sağlık kuruluşuna sevkini talep ettiğine ilişkin ibareye yer verilmemesine dair de herhangi bir itiraz ileri sürmediğinin de altı çizilmelidir. Benzer şekilde başvurucu, olay sonrası otoparka çekilen aracının hangi nedenle istasyonda bulunduğuna ve hakkında uygulanan işlemler sonrasında alkolün etkisinin geçmesi için karakola götürüldüğüne dair hakkında verilen cezalara dayanak olan ve anılan tutanaktaki tespitleri destekleyen diğer olgulara karşı da açıklamada bulunmamıştır.

19. Bu durumda, olay ve bilgilendirme tutanakları ile alkol raporunda tespit edilen olguların önemli ölçüde başvurucunun itirazına konu olmadığı, başvurucunun bu temel olgular hakkında aşamalarda herhangi bir açıklamada da bulunmadığı dikkate alındığında, Hâkimliğin başvurucunun, olay anında sürücü olmadığına dair itirazı ve bunun tespiti için delil toplanması talepleri hakkında -ayrı ve açık bir değerlendirme yapmaksızın- kanındaki alkol miktarının tespitine yönelik kontrol öncesinde olay yerine kendi sevk ve idaresindeki otomobille geldiğine, dolayısıyla sürücü olduğuna ilişkin kolluk görevlilerince tutulan tutanaklara ve rapora atıfla yetinmesinin maddi olayın tespiti bakımından -somut olayın özel şartları itibarıyla- başlı başına bir eksiklik olmadığı vurgulanmalıdır. Dolayısıyla, başvurucunun belirtilen iddiasının ve bu husustaki delillerin toplanmasına ilişkin taleplerinin kararda karine olarak dayanılan olguların ya da belgelerin içeriğinin gerçekliğine ve itibar edilebilirliğine gölge düşürecek ve Hâkimliğin açık yanıt vermesini gerektirecek mahiyette olmadığı değerlendirilmiştir.

20. Diğer yandan kendisine aleyhindeki belgelere karşı savunma imkânı da tanınan başvurucunun aşamalarda ve bireysel başvuru formunda, kolluk görevlilerince alkol ölçüm cihazı ile ölçüm yapılmak istenmesine rağmen ölçüm yapılmasına izin vermediğine ilişkin tutanak ve raporlarda yer alan olguyu açıkça kabul ettiğinin de altı çizilmelidir. Belirtilen nedenlerle; somut olaydaki uygulanma tarzı itibarıyla Hâkimliğin karineye dair bu değerlendirmesinin ispat yükünü ters çevirecek mahiyette olmadığı ve başvurucuyu otomatik olarak kabahatli hâle getirmediği, söz konusu yaklaşımın başvurucunun savunma yapmasını anlamsız hâle getirmediği ve başvurucuyu kamu otoritesi karşısında dezavantajlı konuma düşürmediği anlaşılmıştır.

21. Bu durumda başvurucunun itirazının kamu görevlilerince düzenlenen tutanakların gerçekliği karinesine dayalı olarak reddedilmesinin -somut olayın özel şartları gözetildiğinde- silahların eşitliği ilkesini ihlal etmediği kanaatine varılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkelesin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Murat Kutlu [1.B.], B. No: 2021/43295, 6/3/2024, § …)
   
Başvuru Adı MURAT KUTLU
Başvuru No 2021/43295
Başvuru Tarihi 14/6/2021
Karar Tarihi 6/3/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, deliller değerlendirilirken kolluk tutanağına aksi ispat edilemeyecek seviyede üstünlük tanınması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi