logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şehnaz Ayhan (4) [2. B.], B. No: 2021/49545, 2/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞEHNAZ AYHAN BAŞVURUSU (4)

(Başvuru Numarası: 2021/49545)

 

Karar Tarihi: 2/7/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Eren Can BENAKAY

Başvurucu

:

Şehnaz AYHAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamu görevlileri hakkında yapılan şikâyet neticesinde men-i muhakeme kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 2001 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine bağlı Bitlis Sağlık Yüksekokulu Sekreteri olarak atanmıştır. 29/5/2007 tarihinde Bitlis Eren Üniversitesi (Üniversite) kurulduktan sonra Üniversite Rektörlüğü 14/6/2007 tarihinde başvurucuyu genel sekreter olarak tedviren görevlendirmiştir. Daha sonra başvurucu, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından 11/1/2008 tarihinde asaleten genel sekreter olarak atanmıştır.

3. Üniversiteye M.D.nin rektör olarak atanmasından sonra başvurucunun 2009-2017 yılları arasında defalarca genel sekreterlik görevinden alınarak alt görevlere atanmasına karşın atama işlemlerine karşı açtığı davalar lehine sonuçlanmıştır. Ayrıca belirtilen yıllarda başvurucuya disiplin soruşturmaları açılmış ve sonucunda disiplin cezaları verilmiştir. Başvurucu bu cezalara karşı da iptal davaları açmış ve davalar lehine sonuçlanmıştır.

4. Başvurucu; kendisini birçok kez genel sekreterlik görevinden alarak başka kadrolara atamak ve bu işlemlerin iptali yolundaki yargı kararlarının gereklerini yerine getirmemek suretiyle görevi kötüye kullanmak, hakkında haksız yere disiplin soruşturmaları açarak birçok disiplin cezası almasına neden olmak suretiyle görevi kötüye kullanmak ve haksız atama işlemleri tesis ederek, disiplin cezaları vererek, baskı ve bezdiri (mobbing) uygulayarak görevi kötüye kullanmak iddialarıyla Üniversite Rektörü'nü, Rektör Yardımcılarını ve Genel Sekreteri'ni şikâyet etmiştir.

5. Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) 8/10/2020 tarihinde men-i muhakeme kararı vermesi üzerine başvurucu 17/2/2021 tarihinde bu karara itiraz etmiştir. Danıştay 1. Dairesi (Danıştay) 2/6/2021 tarihinde men-i muhakeme kararını onamıştır. Kararda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre mevcut delillerin şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığını belirtmiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 12/7/2021 tarihinde öğrendikten sonra 9/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, haksız ve hukuka aykırı olarak çok sayıda disiplin cezası ve atama kararı verilmesine karşın mahkemelerce iptal edildiğini belirtmiştir. Yargı kararlarının şeklen uygulandığını ve haksız bir şekilde yine disiplin cezası verildiğini ve görev yerinin değiştirildiğini ifade etmiştir. Belirtilen hususları yapan kamu görevlilerini şikâyet etmesine karşın men-i muhakeme kararı verilmesi nedeniyle Anayasa'da yer alan güvencelerin ihlal edilmesinden yakınmıştır.

8. Başvuru, adil yargılanma hakkı yönünden değerlendirilmiştir.

9. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz [1. B.], B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

10. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak hakkın kapsamı düzenlenmemiştir. 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanun'un Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasına "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin 14. maddesinin gerekçesine göre "değişiklikle Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınmış olan adil yargılama hakkı" metne dâhil edilmiştir. Dolayısıyla Anayasa'nın 36. maddesinde herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu ibaresinin eklenmesinin amacının Sözleşme'de düzenlenen adil yargılanma hakkını anayasal güvence altına almak olduğu anlaşılmaktadır (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 54). Bu itibarla Anayasa'da güvence altına alınan adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriği belirlenirken Sözleşme'nin "Adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesinin ve buna ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadının da gözönünde bulundurulması gerekir (Onurhan Solmaz, § 22).

11. Sözleşme, bir kişinin sahip olduğunu ileri sürebileceği tüm hak ve yükümlülükler bakımından adil yargılanma hakkını güvenceye almamaktadır. Sözleşme'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için ya başvurucunun medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadının esası hakkında karar verilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).

12. Başvurucu, Üniversitede genel sekreter olarak görev yapmaktayken müteaddit kez görev yeri değiştirilmiş ve hakkında başlatılan disiplin soruşturmaları sonucunda disiplin cezalarıyla cezalandırılmıştır. Her bir işleme karşı ayrı ayrı açtığı davalarda lehine sonuç almasına karşın yargı kararları şeklen uygulanarak yine görev yeri değiştirilmiş ve hakkında disiplin cezası uygulanmıştır. Başvurucu, belirtilen hususlardan sorumlu olarak gördüğü Üniversite Rektörü, Rektör Yardımcıları ve Genel Sekreteri hakkında şikâyetçi olmuştur. YÖK tarafından men-i muhakeme kararı verilmesi üzerine itiraz etmiş, Danıştay men-i muhakeme kararını onamıştır.

13. Somut bireysel başvuruya konu sürecin ceza yargılamasına/bir suç isnadına ilişkin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamında incelenebilmesi için başvuruya temel olan sürecin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili bir uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasına ilişkin bulunması gerekmektedir. Bireysel başvuruya dayanak olan davada uyuşmazlık konusu edilen işlem, başvurucunun yaptığı şikâyet neticesinde verilen men-i muhakeme kararıdır.

14. Başvurucu, yargı kararlarını şeklen uygulayan ve haksız işlem tesis eden kamu görevlilerini şikâyet etmiş ve men-i muhakeme kararı sonucunda bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu, şikâyette bulunduğu kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmaması nedeniyle bireysel başvuruda bulunduğundan şikâyetin üçüncü kişinin cezalandırılmasına yönelik olduğu görülmektedir. Bu belirlemeler ışığında ihlal iddiasının medeni hak ve yükümlülüklerin değerlendirildiği bir yargısal sürece ilişkin olmadığı ve başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.

15. Sonuç itibarıyla başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesine dayanan ihlal iddiasının konusu, Anayasa'da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve özgürlüklerin koruma alanı dışında kalmaktadır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Basri BAĞCI ve Kenan YAŞAR bu sonuca katılmamıştır.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Basri BAĞCI ve Kenan YAŞAR'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/7/2025 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu, Üniversite Genel Sekreterliği görevinden alınmasına ilişkin işlemlere karşı açtığı dokuz ayrı iptal davasını kazanmış, mahkemelerce görevine iade edilmesine karar verilmiştir. Ne var ki bu yargı kararları her defasında idare tarafından farklı tasarruflarla işlevsiz hâle getirilmiş; başvurucunun yeniden görevine başlatılması engellenmiştir. Bu süreç zarfında yürütülen disiplin soruşturmaları neticesinde başvurucu hakkında çeşitli disiplin cezaları tesis edilmiş ve bunlara ilişkin olarak 14 adet iptal kararı verilmiştir.

2. Başvurucunun, hakkında işlem tesis eden üniversite rektörü, rektör yardımcıları ve genel sekreter hakkında yaptığı suç duyuruları ise idare tarafından "men-i muhakeme" kararı verilerek sonuçsuz bırakılmış, başvurucunun bu işlemlere karşı açtığı davalar da derece mahkemelerince reddedilmiştir.

3. Somut başvurunun, çoğunluk görüşünde ifade edildiği gibi üçüncü kişilerin cezalandırılmasına ilişkin olmayıp, başvurucunun bireysel hak ve özgürlüklerine doğrudan etki eden idari ve yargısal sürecin bütüncül değerlendirmesine dayandığı açıktır. Bu nedenle, başvurunun üçüncü kişilere ilişkin olması nedeniyle konu bakımından yetkisizlik gerekçesiyle kabul edilemez bulunması isabetli değildir.

4. Başvurucu, kendisine yönelik sistematik dışlayıcı ve ayrımcı tutumlara karşı gerek idari yargıda açtığı iptal davalarıyla, gerekse adli yargıda açtığı mobbing ve tazminat davalarıyla hakkını aramaya çalışmış; ancak hiçbir yargısal süreçte etkin bir koruma mekanizmasına erişememiştir.

5. Ceza soruşturmalarının men-i muhakeme kararlarıyla sonuçlanması, başvurucunun idari tasarruflar eliyle maruz kaldığı hukuksuzluklara son verecek bir yolun kapatılması anlamına gelmektedir. Bu durum, başvurucunun yalnızca kamu görevine değil, aynı zamanda itibarı, özel hayatı ve kişilik hakları bakımından da ağır bir müdahaleye maruz kaldığını göstermektedir.

6. Olayın bütüncül bağlamı dikkate alındığında, ceza yargılamasına konu edilen fiillerin, başvurucunun özlük hakları ve özel yaşamı ile ilgili olan yargı kararlarının sistematik biçimde uygulanmamasıyla doğrudan ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle görevine iade kararlarının uzun yıllar boyunca sistemli biçimde işlevsiz kılınması, kamu görevlisinin mesleki geleceği yanında özel hayatı üzerinde de telafisi güç etkiler doğurmuştur.

7. İptal ve tazminat davaları aracılığıyla ulaşılamayan bu sonucu temin etmek amacıyla başvurucu ceza yargısını devreye sokmak istemiş; ancak bu süreçten de sonuç elde edememiştir.

8. Anayasa’nın 17. maddesi ile güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması hakkı, yalnızca fiziksel bütünlüğe değil, bireyin itibarına, mesleki onuruna ve toplumsal saygınlığına yönelik saldırılara karşı da koruma sağlar. Bununla birlikte Anayasa’nın 36. ve 40. maddeleri uyarınca, bireyin idare karşısında etkin bir başvuru yoluna sahip olması gerekmektedir. Somut olayda, bu yolların hem idari hem de cezai açıdan sonuçsuz bırakıldığı, yargı kararlarının etkisizleştirildiği ve başvurucunun hiçbir yargı yolu ile hukuka aykırılıklara son veremediği görülmektedir.

9. Bu bağlamda, yargı kararlarının etkisizleştirilmesi sonucu bireysel hakların ihlal edilmesi ve bu ihlallere karşı başvurulabilecek ceza soruşturmalarının da etkisiz kılınması durumunda, başvurunun kabul edilebilir olduğu yönünde kanaat oluşturulması gerektiğinden, çoğunluğun başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulunması yönündeki görüşüne iştirak edilememiştir.

Başkan

Basri BAĞCI

Üye

Kenan YAŞAR

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Şehnaz Ayhan (4) [2. B.], B. No: 2021/49545, 2/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı ŞEHNAZ AYHAN (4)
Başvuru No 2021/49545
Başvuru Tarihi 9/8/2021
Karar Tarihi 2/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamu görevlileri hakkında yapılan şikâyet neticesinde men-i muhakeme kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Konu Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi