TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
GÜL EKİNCİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/51759)
Karar Tarihi: 25/3/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Şehadet ÖZTÜRK
Başvurucu
Gül EKİNCİ
Vekili
Av. Namık Kemal KIYIKCI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tıbbi ihmal sonucu gerçekleştiği iddia edilen ölümle ilgili olarak sağlık görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucunun kızı E.E.B. 2013 yılında Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde akciğer nakli olmuştur. E.E.B.nin tedavi süreci devam ederken 2019 yılında durumu ağırlaşmıştır. E.E.B. çeşitli tarihlerde Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi) ve başkaca hastanelerde tedavi görmüştür. En son yatırıldığı Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde beş gün yoğun bakımda kalan E.E.B. 20/3/2020 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
3. Başvurucu, Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi sağlık görevlilerinin kızı E.E.B.nin ölümünde ihmali bulunduğu iddiasıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur. Başvurucu 9/3/2021 tarihli şikâyet dilekçesinde; kızının 2013 yılında akciğer nakli olduğunu, 2019 yılında fenalaşmasıyla başvurdukları Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde kızına akciğer nakliyle ilgili testler yerine başka testler yapıldığını, bu nedenle kızının vücudunun nakil olan akciğerleri reddettiğini öne sürerek kızının sağlık görevlilerinin hatası sonucunda vefat ettiğini iddia etmiştir.
4. Başsavcılık başlattığı ceza soruşturması kapsamında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca ilgili sağlık görevlileri hakkında İstanbul Valiliğinden (Valilik) soruşturma izni talep etmiştir. Valilik yürüttüğü idari soruşturmada 11/6/2021 tarihli ön inceleme soruşturma raporunu almıştır. Anılan raporda E.E.B.ye sunulan sağlık hizmetinde herhangi bir tıbbi kusur saptanmadığı belirtilerek ilgili sağlık personeli hakkında soruşturma izni verilmemesi kanaati bildirilmiştir. Valilik 18/6/2021 tarihinde soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir.
5. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesinin 8/9/2021 tarihli kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
6. Başsavcılık 28/9/2021 tarihinde şüpheliler hakkında soruşturma izni verilmemesine dair kararın kesinleşmesi nedeniyle soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir.
7. Başvurucu, nihai kararı 8/10/2021 tarihinde öğrenmesinin ardından 26/10/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu, sağlık görevlilerinin hataları sonucu kızının hayatını kaybettiğini ileri sürerek sağlık görevlileri hakkında ceza soruşturması yürütülememesinden yakınmıştır. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde öncelikle olaya ilişkin detaylı açıklamada bulunularak yargısal içtihat aktarılmış, ardından idarenin sorumluluğuna ilişkin açılan tam yargı davasının devam ettiği belirtilerek bu hususun başvurunun kabul edilebilirliğine dair yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında ceza soruşturmasının etkililiği açısından ileri sürdüğü soruşturma izni verilmemesi hususunun devam eden tam yargı davasının konusu olmadığına işaret ederek başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
10. Başvuru, yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.
11. Mevcut başvuruda başvurucunun kızının sağlık hizmetlerine erişimden mahrum bırakılması sonucu öldüğüne dair bir iddiası bulunmamaktadır. Başvurucu; hastane sağlık personelinin bildiği veya bilmesi gereken sistemsel veya yapısal bir işlevsizlik (Sözü edilen işlevsizliğe hastanenin erken doğan bebekler için uygun bir üniteye ve bu bebekleri tedavi etmek için teknik araçlara sahip olmayıp erken doğan çocukların tamamına yakınını diğer hastanelere şüpheli koşullarda sevk etmesi örnek olarak gösterilebilir.) olmasına rağmen yetkililerin gerekli tedbirleri almadığını, bu işlevsizlik neticesinde de kızının acil sağlık hizmetlerine erişimden yoksun kalarak öldüğünü ileri sürmemiştir. Ayrıca başvuru dosyasındaki bilgi ve belgeler de anılan hususlara işaret etmemektedir. Bu bağlamda başvurucunun iddialarının özünü ölüm olayında tıbbi sürecin belli bir kısmında görev alan sağlık personelinin ihmali olduğu yani tanı ve tedavide hata yapıldığı oluşturmaktadır. Bu tip vakalar Anayasa Mahkemesince tıbbi değerlendirme hatası olarak nitelendirilmektedir (benzer değerlendirmeler için bkz. Ayhan Keçeli ve diğerleri [2. B.], B. No: 2019/24231, 23/2/2022, § 88).
12. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre Türk hukuk sistemindeki mevcut hukuki yollardan olup hem ilgili sağlık personelinin ve hastanenin sorumluluğunu saptayabilecek hem de gerektiği takdirde zararın ödenmesi yoluyla uygun giderim sağlayabilecek hukuki tazminat yolu, yakınlarının tıbbi ihmal sonucu öldüğünü iddia eden başvurucular yönünden devletin yaşam hakkı kapsamındaki etkili bir yargısal sistem kurmaya ilişkin pozitif yükümlülüğünü yerine getirebilmesi bakımından öncelikle tüketilmesi gereken bir başvuru yoludur (Nafia Sevin Ergün Sefada ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14844, 1/12/2016, § 75).
13. Hatalı tedavi sonucu kızının ölümü nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini belirten başvurucu, tüm ihlal iddialarını hastane yetkilileri hakkındaki ceza soruşturması sürecine ilişkin olarak ileri sürmüş; ceza soruşturması tamamlandıktan sonra bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucunun söz konusu ihlal iddiası için hangi adli ya da idari mercilere başvurduğu ve anılan mercilerde yürütülen süreçleri tükettiği yönünde bir bilgi/belge sunmadığı görülmüştür. Ayrıca başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı verdiği cevabi yazıda idare hukuku bakımından sürecin devam ettiğini belirtmiştir. Bu tespit ve belirlemeler ışığında başvurucunun tıbbi ihmal temelinde ileri sürdüğü yaşam hakkı ihlali iddiası için başvuru yollarını tüketmediği kanaatine ulaşılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA, 25/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.