TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ATAKAN GÖKTÜRK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/53158)
Karar Tarihi: 28/11/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Şeyda Nur ÜN
Başvurucu
Atakan GÖKTÜRK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan ve açıköğretim fakültesinde öğrenci olan başvurucunun "e-kampüs" sisteminden yararlanma talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle eğitim hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/8/2021 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan Kayseri 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır. Başvurucu ayrıca 2020-2021 öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi (AÖF/Fakülte) Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Bölümüne kaydolmuştur. Başvurucu, anılan programın bir açıköğretim programı olduğunu da açıklamıştır.
7. Başvurucunun öğrencisi olduğu AÖF 2018-2019 eğitim-öğretim yılından itibaren "Anadolum e-Kampüs" isimli bir elektronik öğrenme (e-öğrenme) sistemine geçmiş ve öğrencilere basılı kitap verme uygulamasından vazgeçmiştir. Bahse konu Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü Açık Öğretim Fakültesi Dekanlığı Merkez Büro Yöneticiliğinin 26/2/2019 tarihli yazısının ilgili kısmı şöyledir:
"... Bilimsel bilginin sürekli güncellenmesi, var olan bilginin yeni gerçeklik karşısında doğruluğunun teyit edilmesi ihtiyacı ve ülkemizde yeni yönetim sistemine geçişin beraberinde getirdiği ve devam etmesi beklenen yoğun mevzuat değişiklikleri sebebiyle basılı malzemeler güncelliğini hızla yitirmektedir. Öğrencilerimize daha güncel ve doğru bilgiyi sunabilmek, kağıt ve baskı maliyetlerindeki yükselme ve bunların öğretim giderine yansıtılmasıyla ortaya çıkacak artışlardan öğrencilerimizi korumak ve her yıl milyonlarca kitap basılması nedeniyle doğaya verilen zararı en aza indirmek ve kamu kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanmak amacıyla 2018-2019 öğretim yılından itibaren öğrencilerimize basılı kitap vermek yerine Anadolum e-Kampüs Sistemi aracılığıyla sunulacak olan dijital kitaplar ve e-öğrenme malzemeleri kullanılacaktır."
8. Başvurucu, öğrenim gördüğü Fakültenin e-öğrenme sistemi olan "e-kampüs"ten yararlanma talebiyle Ceza İnfaz Kurumuna birden çok kez başvuru yaptığını ancak dilekçelerine herhangi bir şekilde cevap verilmediğini belirtmiştir. Başvurucu dilekçelerine cevap verilmemesi üzerine 21/12/2020 tarihinde infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Kayseri 1. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 24/12/2020 tarihinde "başvurucunun talebine ilişkin öncelikle idarece bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle başvurucunun talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
9. Başvurucu dilekçelerine cevap verilmemesi nedeniyle ilgililer hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuştur. Soruşturma devam ederken 15/6/2021 tarihinde, 23/11/2020 tarihli Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu kararı başvurucuya tebliğ edilmiştir. Anılan kararda "internet erişimli bilgisayarlardan yararlanma talebi bulunan tutuklu ve hükümlülerinin tamamının terör örgütü mensubu oldukları, talepte bulunan tutuklu ve hükümlü sayısının 10'dan fazla olduğu, güvenlik zaafiyeti oluşma riskinin yüksek olduğu ve tüm bu sebeplerle kurum güvenliğinin tehlikeye düşebileceği göz önüne alınarak terör örgütü mensubu tutuklu ve hükümlülere internet bağlantılı bilgisayar kullandırılmayacağı" belirtilmiştir.
10. Başvurucu, söz konusu karara karşı kararın geç tebliğ edildiğini ve anılan karar nedeniyle eğitiminden mahrum kaldığını belirterek İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği 1/7/2021 tarihinde başvurucunun talebini kararın geç tebliğ edilmesi yönünden değerlendirmiş ve söz konusu talebin infaz hâkimliğinin görev alanına girmediği gerekçesiyle talebin esasa girilmeden reddine karar vermiştir.
11. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 16/7/2021 tarihinde "itiraza konu kararda usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığından" başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.
12. Başvurucu, nihai kararı 11/8/2021 tarihinde öğrendikten sonra 17/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
13. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı" kenar başlıklı 67. maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları şöyledir:
"(3) Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde ancak, eğitim ve iyileştirme programları çerçevesinde kurum yönetimince belirlenen yerlerde görsel ve işitsel eğitim araç ve gereçlerinin kullanımına izin verilebilir. Eğitim ve iyileştirme programları gerekli kıldığı takdirde denetim altında internetten yararlanılabilir. Hükümlü, odasında bilgisayar bulunduramaz. Ancak, Adalet Bakanlığının uygun görmesi hâlinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın ceza infaz kurumuna alınmasına izin verilebilir.
(4) Bu haklar, tehlikeli hâlde bulunan veya örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir. "
14. 5275 sayılı Kanun'un "Eğitim Programları" başlıklı 75. maddesi şöyledir:
"(1) Ceza infaz kurumlarında bulunduğu süre içinde hükümlüye, kişiliğini geliştirecek, eğitimini güçlendirecek, yeni beceriler elde etmesini, suç işleme eğilimini yok etmeyi sağlayacak ve salıverilme sonrasına hazırlayacak programlar uygulanır.
(2) Hükümlünün yaş, ceza süresi ve yeteneklerine öncelik verilerek ekonomik ve kültür durumuna uygun biçimde düzenlenen eğitim programları; temel eğitim, orta ve yüksek öğretim, meslek eğitimi, din eğitimi, beden eğitimi, kütüphane ve psiko-sosyal hizmet konularını kapsar."
15. 5275 sayılı Kanun'un "Öğretimden Yararlanma" başlıklı 76. maddesi şöyledir:
"(1) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.
(2) Bu maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
16. 29/3/2020 tarihli ve 3103 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Eğitim ve öğretim ile eğitim programları" kenar başlıklı 88. maddesi ile "Öğretimden yararlanma" kenar başlıklı 89. maddesi şöyledir:
"MADDE 88- (1) Kurumlarda eğitim ve öğretim; hükümlüye yeni ve olumlu davranışlar kazandırmayı hedefleyen ve bu amacı gerçekleştirmek üzere beden, zihin, ahlâk ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı bir biçimde gelişmiş bir yapıya, özgür ve bilimsel düşünceye, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan hakları ve onuruna saygılı, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek, bilgi, yetenek, beceri ve davranışlarını geliştirmek, birlikte çalışma ve iş görme alışkanlığı kazandırarak yaşama hazırlamak, kendilerinin geçim ve mutluluklarını sağlayacak faaliyetleri içeren hizmetlerin bütünüdür.
(2) Hükümlüye, kurumda bulunduğu süre içinde, kişiliğini geliştirecek, eğitimini güçlendirecek, yeni beceriler elde etmesini, suç işleme eğilimini yok etmeyi sağlayacak ve salıverilme sonrasına hazırlayacak eğitim programları uygulanır.
(3) Eğitim programları; temel eğitim, orta ve yüksek öğretim, meslek eğitimi, din eğitimi, beden eğitimi, kütüphane ve psiko-sosyal hizmet konularını kapsar.
(4) Eğitim programları, hükümlünün, yaş, cinsiyet, öğrenim durumu, ceza süresi, yetenekleri ve kültür durumuna uygun olarak hazırlanır.
MADDE 89- (1) Açık kurumlar ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır."
17. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından 5275 sayılı Kanun gereğince ceza infaz kurumlarında genç ve yetişkin hükümlü ve tutuklulara uygulanacak eğitim ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin usul ve esasları göstermek, mevzuatın uygulanmasını kolaylaştırmak, uygulamada ortaya çıkan sorunları gidermek amacıyla hazırlanan 27/7/2007 tarihli ve 46/1 sayılı Genelge'nin (Genelge) "Eğitim ve Öğretim Çalışmaları" başlıklı Dördüncü Bölümü'nde ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların yararlanabileceği eğitim öğretim imkânlarına yer verilmiştir. Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığı ile Bakanlık arasında imzalanan protokol uyarınca ceza infaz kurumlarında kadrolu öğretmenler tarafından okuma yazma bilmeyen tutuklu ve hükümlülere "Yetişkin I. ve II. Kademe Eğitimi Başarı Kursları" verileceği öngörülmüştür. Aynı bölümde ayrıca tutuklu ve hükümlülerin açık ilköğretim okulu, açık öğretim lisesi ve açık öğretim fakültelerine de kayıt yaptırarak buradaki öğretim imkânlarından yararlanabilecekleri, bu kapsamdaki sınavların ise belli ceza infaz kurumlarında oluşturulan sınav merkezlerinde yüz yüze gerçekleştirileceği öngörülmüş ve sınav merkezi olmayan kurumlarda kalan tutuklu ve hükümlülerin sınav için nakledilmeleri de düzenlenmiştir.
18. 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (u) bendinin ilgili kısmı şöyledir:
" u) Yükseköğretim Eğitim Türleri: Yükseköğretimde eğitim - öğretim türleri örgün, açık, dışarıdan (ekstern) ve yaygın eğitimdir.
(1) Örgün Eğitim: Öğrencilerin, eğitim - öğretim süresince ders ve uygulamalara devam etme zorunluluğunda oldukları bir eğitim - öğretim türüdür.
(2) Açık Eğitim: Öğrencilere radyo, televizyon ve eğitim araçları vasıtasıyla yapılan bir eğitim - öğretim türüdür.
(3) Dışarıdan Eğitim (Ekstern Eğitim): Yükseköğretimin belirli dallarında, devam zorunluluğu olmaksızın sadece yarı yıl içi ve sonu sınavlarına katılma zorunluluğu bulunan bir eğitim - öğretim türüdür. Bu eğitimi izleyen öğrenciler ortak zorunlu dersler ile gerekli görülen bazı dersleri, ilgili yükseköğretim kurumlarınca mesai saatleri dışındaki uygun saatlerde düzenlenecek derslerde alırlar.
(4) Yaygın Eğitim: Toplumun her kesimine ve değişik alanlarda bilgi ve beceri kazandırma amacı güden bir eğitim - öğretim türüdür. "
B. Uluslararası Hukuk
19. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 11/1/2006 tarihli ve (2006)2 sayılı Avrupa Ceza İnfaz Kurumu Kurallarına Dair Üye Devletlere Tavsiye Kararı'nın 1/7/2020 tarihinde gözden geçirilmiş hâlinin "Eğitim" kenar başlıklı ilgili kısmı şöyledir:
"28. 1 Her ceza infaz kurumu, mahpusların beklentilerini de dikkate alarak, bireysel eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere onlara mümkün olabildiğince kapsayıcı eğitim programları sağlamaya çalışmalıdır.
28. 2 Okuma yazma bilmeyen veya dört işlem yapamayanlar ile temel ya da mesleki eğitim almamış mahpuslara öncelik verilmelidir.
28. 3 Genç ve özel ihtiyaç sahibi mahpusların eğitimine özel dikkat gösterilmelidir.
28. 4 Ceza infaz kurumlarında sağlanan eğitimlerden yararlanan mahpuslar, buralarda çalışanlardan daha düşük bir statüye sahip olmamalı ve eğitim faaliyetlerine katılmaları nedeniyle malî yönden veya başka bir konuda dezavantajlı duruma düşürülmemelidirler.
28. 5 Her kurumda mahpusların yararlanması için eğlendirici ve eğitsel kaynak, kitap ve diğer materyallerle yeterli bir biçimde donatılmış bir kütüphane bulunmalıdır.
28. 6 Mümkün olabilen her durumda, ceza infaz kurumu kütüphanesi toplumdaki kütüphane hizmetleriyle işbirliği yapılarak düzenlenmelidir.
28. 7 Uygulanabildiği ölçüde mahpusların eğitimi;
a. Tahliyelerinden sonra da herhangi bir zorlukla karşılaşmaksızın öğrenim ve mesleki eğitimlerine devam edebilmeleri amacıyla ülkenin öğretim ve meslekî eğitim sistemiyle bütünlük içerisinde gerçekleştirilmeli ve
b. Dışarıdaki eğitim kurumlarının himayesinde olmalıdır."
20. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 18/1/1989 tarihli ve (89)12 sayılı “Ceza İnfaz Kurumlarındaki Eğitim” konulu tavsiye kararında üye ülkelerce benimsenmesi önerilen temel ilkeler şu şekilde belirlenmiştir:
"1. Bütün hükümlü ve tutukluların, meslekî eğitim, yaratıcı ve kültürel faaliyetler, bedensel eğitim, spor, sosyal eğitim ve kütüphane tesislerini ihtiva edecek şekilde tasarlanmış bir eğitime sahip olması sağlanacaktır.
2. Hükümlü ve tutuklulara verilecek eğitimin, dış dünyada aynı yaş gruplarına sağlanan eğitimle aynı olması sağlanacak ve öğrenme fırsatlarının alanı olabildiğince geniş tutulacaktır.
3. Ceza infaz kurumlarında eğitim; kişinin sosyal, ekonomik ve kültürel şartlarını akılda tutarak onu bir bütün hâlinde geliştirmeyi hedefleyecektir.
4. Ceza infaz kurumları sisteminin yönetimine katılanların ve ceza infaz kurumlarını yönetenlerin hepsi eğitimi mümkün olabildiğince daha fazla destekleyecek ve kolaylaştıracaktır.
5. Hükümlü ve tutukluların, eğitimin bütün yönlerine aktif olarak katılmasını teşvik etmek için her türlü çaba gösterilecektir.
6. Ceza infaz kurumları eğitimcilerinin, uygun yetişkin eğitim metotlarını benimsemelerinin sağlanması için geliştirme programları temin edilecektir.
7. Özel zorlukları olan hükümlü ve tutuklulara ve özellikle okuma yazma problemi olanlara özel itina gösterilecektir.
8. Meslekî eğitim, bireyin daha geniş olarak geliştirilmesine olduğu kadar, iş piyasasındaki ihtiyaçlar da dikkate alınarak düzenlenecektir.
9. Hükümlü ve tutuklular haftada en az bir kez, iyi düzenlenmiş bir kütüphaneye gidebilmelidir.
10. Hükümlü ve tutukluların beden eğitimi çalışmaları yapmaları ve spor faaliyetlerine katılmaları teşvik edilmelidir.
11. Yaratıcı ve kültürel faaliyetlere önemli bir rol verilecektir. Çünkü bu faaliyetler hükümlü ve tutukluların kendilerini ifade etmelerinde ve geliştirmelerinde özel bir potansiyele sahiptir.
12. Sosyal eğitim, topluma geri dönmesini kolaylaştırmak amacıyla, hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlarındaki günlük yaşamını idare etmesini sağlayacak uygulanabilir unsurları içine almalıdır.
13. Mümkün olan her durumda hükümlülerin ceza infaz kurumları dışında eğitime katılmasına izin verilmelidir.
14. Eğitimin ceza infaz kurumları içerisinde verilmesi gereken hâllerde, kurum dışından da destek alınmalıdır.
15. Hükümlü ve tutukluların salıverilme sonrasında da eğitimlerine devam etmelerini sağlayacak tedbirler alınmalıdır.
16. Hükümlü ve tutukluların uygun eğitim almalarını sağlayacak malî kaynak, alet, donanım ve öğretim personeli hazır bulundurulmalıdır.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Anayasa Mahkemesinin 28/11/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
22. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
23. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Eğitim Hakkıyla Bağlantılı Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
24. Başvurucu, öğrencisi olduğu Fakültenin 2018-2019 eğitim-öğretim yılından itibaren basılı materyal uygulamasını bırakarak e-öğrenme sistemine geçtiğini ve e-kampüs isimli bir sistem kullandığını belirtmiştir. Devamında başvurucu; ders videolarının, ders kaynaklarının, çıkmış sınav sorularının ve diğer materyallerin söz konusu sistem üzerinden takip edildiğini ve bu nedenle anılan sistemden yararlanmak amacıyla Ceza İnfaz Kurumuna birden çok kez başvuru yaptığını belirtmiştir. Taleplerine herhangi bir şekilde cevap verilmediğini, akabinde ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine 7 ay önce alınmış bir kararın kendisine tebliğ edildiğini belirten başvurucu, tebliğ edilen karar üzerine hem kararın geç tebliğ edilmesi hem de karar gereği internetten yararlanma imkânı verilmemesi nedeniyle şikâyette bulunduğunu ancak İnfaz Hâkimliğince şikâyetinin yalnızca kararın geç tebliğ edilmesi yönünden ve eksik incelemeyle reddedildiğini belirterek eğitim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
25. Bakanlık görüşünde, Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında önceki ihlal iddiaları tekrarlamıştır.
2. Değerlendirme
26. Başvurucunun iddialarının özü, AÖF'deki öğrenimini devam ettirmek amacıyla üniversite tarafından sunulan internet platformuna erişimi olan bir bilgisayara ulaşma talebinin değerlendirilmemesine yöneliktir. Bu kapsamda başvurucunun şikâyetlerinin bir bütün olarak Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı ile bağlantılı Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/750, 15/12/2015, § 77).
27. Anayasa'nın 40. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir."
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
28. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan eğitim hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
i. Genel İlkeler
29. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583,10/12/2014 § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların eğitim hakkı da Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).
30. Anayasa Mahkemesi; önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44; Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.
31. Yine Anayasa Mahkemesi Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri kararında; Sözleşme gibi Anayasa'nın da devlete, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara eğitim-öğretim imkânı sağlanması yönünde pozitif bir yükümlülük yüklemediğini belirtmiştir. Bununla birlikte 5275 sayılı Kanun ve ilgili diğer düzenleyici işlemlerde mahpuslar için eğitsel, kültürel ve sosyal faaliyetlerin önemi vurgulanarak bu tür faaliyetlerin mahpusların topluma kazandırılmasındaki öneminin ortaya konulduğunu, yasal olarak devletin mahpuslara ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde eğitim ve öğretim sağlama yükümlülüğü altına girdiğini eklemiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72). Bu kapsamda kamu otoritelerinin ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülerin eğitim ve öğrenim almasını keyfî olarak engellememe şeklinde negatif bir ödevi vardır.
32. Söz konusu bu ödev bireylerin eğitim hakkını etkin bir şekilde kullanmalarını garanti altına almalı ve oluşan zararların tazmin edilmesi için kamu makamlarınca gerçekleştirilen işlemler, yapılan eylemler ve ihmaller konusunda kişilere etkili bir karşı çıkma ve telafi imkânı tanımalıdır. Bu imkân ise ancak etkili bir başvuru yolu tanınması ile sağlanabilir (özel hayata saygı hakkı bağlamında bkz. Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, § 36; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bağlamında bkz. İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri, B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 53).
33. Etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanması olarak tanımlanabilir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Murat Haliç, B. No: 2017/24356, 8/7/2020, § 44).
34. Öte yandan şikâyetlerin esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının olması ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanmasının bir gereğidir. Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının mevzuatta yer alması tek başına yeterli olmayıp bu yolun aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Söz konusu yola başvurulabilmesi için öngörülen şartlar somut olaylara tatbik edilirken dayanak işlem, eylem ya da ihmallerden kaynaklanan savunulabilir nitelikteki iddiaların bu doğrultuda geniş şekilde değerlendirilmesi, şartların oluşmadığı sonucuna ulaşılması durumunda ise bu durumun yargı makamları tarafından ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir (İlhan Gökhan, B. No: 2017/27957, 9/9/2020, §§ 47, 49). Bununla birlikte mahkemelerin yorum ve değerlendirmelerinin söz konusu başvuru yoluna müracaat edilmesini anlamsız kılacak, ilgililerin başarı şansını zayıflatacak derecede keyfîlik içermesi ya da açıkça makul olmayan bir muhakemeye dayanması hâlinde etkili başvuru hakkı ihlal edilebilir.
35. Bu bağlamda açık öğretim sisteminden yararlanmaya ilişkin Ceza İnfaz Kurumu kararına karşı İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunma imkânının, diğer bir ifadeyle etkili başvuru hakkının sağlanması Anayasa'nın 40. maddesinin gereğidir.
ii. İlkelerin Olaya Uygulanması
36. Somut olayda AÖF'de öğrenci olan başvurucu; Fakültenin eğitim için gerekli olan materyalleri e-kampüs adı verilen bir sistem üzerinden elektronik ortamda sunduğunu, ayrıca basılı kitap vermediğini ve bu nedenle öğrenimini devam ettirmek için anılan sistemden yararlanması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu, bu nedenlerle internet erişimli bir bilgisayardan yararlanmak istediğine dair birden çok kez talepte bulunduğunu fakat Ceza İnfaz Kurumunca bu talebinin aylar sonra ve hukuka aykırı şekilde reddedildiğini ifade etmiştir. Yine başvurucu, İnfaz Hâkimliğince bilgisayara erişme talebi yönünden bir değerlendirme yapılmadığını belirterek eğitim hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.
37. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nda ceza infaz kurumlarınca tutuklu ve hükümlüler hakkında tesis edilen idari işlemlere ilişkin şikâyetlerin infaz hâkimliklerince sonuca bağlanması öngörülmüştür. Bu bağlamda infaz hâkimliğinin yetki ve sorumluluğu altında bulunan bir meselenin öncelikle bu hâkimlik tarafından değerlendirilmesinin tutuklu veya hükümlülerin anayasal haklarının korunması bakımından daha işlevsel niteliğe sahip olduğu açıktır.
38. Somut olayda başvurucu; Ceza İnfaz Kurumunda e-kampüs sisteminden yararlanmaya ilişkin talebini içeren dilekçelerini Ceza İnfaz Kurumuna iletmiştir. Ceza İnfaz Kurumunca talebinin reddedilmesi üzerine başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğine başvurulmuş, İnfaz Hâkimliği ise şikâyet başvurusunu yalnızca ceza infaz kurumu kararının geç tebliğ edilmesi yönünden incelemiştir.
39. Başvurucunun şikâyet konusu taleplerine karşı Ceza İnfaz Kurumu tarafından ret kararı verilmesiyle gerçekleşen işlemlerin 4675 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında İnfaz Hâkimliği tarafından denetlenebilir nitelikte olduğu açıktır. Başvuruya konu sürece bakıldığında İnfaz Hâkimliğince yalnızca ceza infaz kurumu kararının geç tebliğ edilmesi yönünden bir değerlendirme yapıldığı, başvurucunun talebi bulunmasına karşın e-öğrenme sistemine erişimi için bilgisayardan yararlanma talebi hakkında ise herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Ağır Ceza Mahkemesi de benzer şekilde herhangi bir değerlendirme yapmaksızın başvurucunun itirazını reddetmiştir. Bu durumda İnfaz Hâkimliğinin kendi görev ve yetki alanında bir işlem hakkında ileri sürülen şikâyetleri incelemediği anlaşılmaktadır. İnfaz Hâkimliğinin anılan yaklaşımı, başvurucunun savunulabilir nitelikteki iddialarının incelenmesine ve etkili bir hukuk yolunun işletilmesine engel olmuş; başvurucunun eğitim hakkı kapsamındaki şikâyetlerine yönelik başvurabileceği kanun yolunu etkisiz hâle getirmiştir.
40. Bu itibarla İnfaz Hâkimliğinin kendi görev alanında bulunan başvurucunun eğitim hakkı çerçevesindeki talebinin reddine ilişkin Ceza İnfaz Kurumu kararına yapılan şikâyeti incelememesi nedeniyle eğitim hakkı ile bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
41. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
VI. GİDERİM
42. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
43. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
44. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekir.
VII. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Eğitim hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin eğitim hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kayseri 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/4946, K.2021/4966) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.