TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ABDURRAHMAN GÜNGÖR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/53177)
|
|
Karar Tarihi: 30/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Merve ARSLANTÜRK
|
Başvurucu
|
:
|
Abdurrahman GÜNGÖR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; gözaltında tutulma koşulları ve kolluk görevlilerinin kasıtlı eylemleri nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan 2/4/2018 tarihinde yakalanıp 2/4/2018-10/4/2018 tarihleri arasında gözaltında tutulan başvurucu, 11/4/2018 tarihinde tutuklanarak ceza infaz kurumuna sevk edilmiştir. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edilmiş ve hüküm temyiz incelemesinden geçerek 1/3/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Başvurucu, sulh ceza hâkimliğinde müdafii huzurundaki 11/4/2018 tarihli sorgusunda kötü muameleye uğradığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır.
3. Başvurucu, tutulduğu ceza infaz kurumu aracılığıyla 13/7/2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) bir dilekçe göndermiş ve gözaltında kötü muamele gördüğünü ileri sürmüştür. İddiasına göre başvurucu havasız, pis ve bakımsız tuvaletleri olan, banyo yapma imkânı ve hijyen malzemesi bulunmayan, verilen yemekleri de yetersiz olan spor salonunda gözaltında tutulmuş; ayrıca bu süreçte bazı polis memurlarının sinkaflı küfürlerine maruz kalmıştır. Daha sonra başvurucu; Terörle Mücadele Daire Başkanlığı (TEM) Şube Müdürlüğüne götürülmüş ve dört/beş polis memuru tarafından karanlık bir odada yalnız başına sorgulanmış, burada terörist olmakla itham edilip hakaret edilmiş, saatlerce ayakta bekletilmiş, yorgun ve uykusuz hâlde aynı gece tekrar spor salonuna götürülmüştür. Başvurucu, daha sonra yine TEM Şube Müdürlüğüne götürülmüş; saatlerce ayakta, yüzü duvara dönük olarak bekletilmiştir. İsmini M. olarak bildiği bir polis memuru aniden ensesine yumruk atarak kendisini darp etmiş, sinkaflı küfürler ederek vurmuştur. Başvurucu bu sürecin uykusuz bırakılarak, kötü ortamlarda tutularak, fiziksel ve sözlü şiddetle 8/4/2018 tarihine kadar devam ettiğini, yargılama sürecinin etkilenmesini istemediği ve ismini M. olarak bildiği polis memurunun ailesine zarar vermemesi için şikâyette bulunmak için bu zamana kadar beklediğini ileri sürmüştür.
4. Başvurucunun suç duyurusu üzerine Başsavcılık tarafından başlatılan ceza soruşturması kapsamında; başvurucunun kolluk görevlilerinin şiddetine maruz kaldığını ileri sürdüğü soruşturmaya ilişkin arama tutanağı, gözaltı süresinde başvurucu hakkında düzenlenen adli muayene raporları, avukat görüşme tutanakları ve ilgili evrak dosyaya eklenmiştir.
5. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başlatılan soruşturma kapsamında 2/4/2018 tarihinde saat 06.30'da Darıca TEM Büro Amirliği görevlilerince evinde yakalanarak gözaltına alınmıştır. Başvurucunun gözaltına alınmasından sonra hakkında düzenlenen tıbbi raporlar şu şekildedir:
i. Darıca Farabi Devlet Hastanesinin 2/4/2018 tarihinde saat 07.00'de düzenlenen genel adli muayene raporunda yeni oluşan lezyon saptanmadığı belirtilmiş, 2/4/2018 tarihinde saat 15.15'te düzenlenen genel adli muayene raporunda darp vecebirin bulunmadığı tespit edilmiştir.
ii. Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinin 3/4/2018-10/4/2018 tarihleri arasında her gün için ayrı ayrı düzenlenen genel adli muayene raporlarında darp ve cebir izine rastlanmadığı belirtilmiş, tarihsiz iki raporda da darp ve cebir bulgusunun olmadığı tespit edilmiştir.
6. Başvurucunun gözaltında kaldığı süreçte 2/4/2018, 3/4/2018, 4/4/2018, 7/4/2018 ve 10/4/2018 tarihlerinde olmak üzere toplam beş kez avukatı ile görüştüğüne dair avukat görüşme tutanakları tanzim edilmiştir.
7. Başvurucunun ceza infaz kurumuna girişinden sonra yapılan 13/4/2018 tarihli ilk muayenesinde travmatik bir lezyonun saptanmadığı belirtilmiştir.
8. Yürütülen soruşturma neticesinde Başsavcılık tarafından ilgililer hakkında işkence yapma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kararda, başvurucunun yakalanması ve sonrasında sürekli adli raporlarının temin edildiği, bu raporlarında herhangi bir yaralanmasının gözlemlenmediğinin belirtildiği, ayrıca başvurucunun kendisine yönelik fiillerin işlenmesine şahit olan hiç kimsenin isminin verilmediği, bu nedenle olaya dair tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığı, başvurucunun beyanı dışında yeterli delil olmadığı gerekçe olarak açıklanmıştır. Başvurucunun itirazı, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğince 22/3/2021 tarihinde reddedilmiştir.
9. Başvurucu, nihai kararı 23/4/2021 tarihinde öğrendikten sonra 5/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
A. Gözaltında Tutulma Koşullarından Dolayı Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucu; spor salonunda gözaltında tutulduğu süreçte kendisine yeterli yiyecek ve içecek verilmediğini, hijyen koşullarına uygun ortam sağlanmadığını, yatma ve ısınma için gerekli malzemelerin verilmediğini belirterek Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (İsmail Buğra İşlek [1. B.], B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
14. Gözaltı işleminden sonra salıverilen veya tutuklanan kişilerin, gözaltında tutuldukları yerin koşullarının kötü muamele oluşturduğuna ilişkin iddiaları hakkında tüketmeleri gereken başvuru yolu tazminat davasıdır (bkz. Nebahat Baysal Gül [2. B.], B. No: 2016/14634, 28/5/2019, § 23). Uyuşmazlık Mahkemesine göre bu dava, adli yargıda açılmalıdır (bkz. Uyuşmazlık Mahkemesinin 18/4/2022 tarihli ve E.2022/145, K.2022/206 sayılı kararı ile 30/5/2022 tarihli ve E.2022/211, K.2022/295 sayılı kararı). Başvurucu, tazminat davası açmadan bireysel başvuruda bulunduğu için ihlal iddiası hakkında hukuk sisteminde mevcut başvuru yolunu tüketmediği sonucuna ulaşılmıştır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Kolluk Görevlilerinin Kasıtlı Eylemlerinden Dolayı Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Başvurucu; gözaltında bulunduğu süre içinde insan onuruna ve haysiyetine yakışmayacak şekilde fiziki ve sözlü işkenceye maruz kaldığını, ciddi sağlık problemleri yaşadığını, saatlerce süren mülakat adı altında işkence seanslarına tabi tutulduğunu, karanlık küçük odalarda bekletildiğini, beş polis memurunun 10 m² bir odada ifadesini aldığını, özellikle kafasının arkasına ve ensesine sert darbeler aldığını, iz bırakmayacak şekilde profesyonelce işkence yapıldığını, doktor raporlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürmüştür.
17. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun dikkat ve özen yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde şikâyet ettiği olayların üzerinden yaklaşık 2,5 yıl geçtikten sonra şikâyette bulunduğu, başvurucunun kötü muamele iddiaları ile ilgili herhangi bir delil sunmadığı, başvurucunun adli raporlarının eksiksiz temin edildiği, avukatı eşliğinde verdiği ifadesinde de bireysel başvuruya konu ettiği kötü muamele iddialarına değinmediği belirtilerek iddiaların incelenmesi sırasında Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
18. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.
19. İspat külfetinin devlete geçtiği durumların söz konusu olmadığı hâllerde kötü muameleye uğramaları nedeniyle mağdur olduklarını ileri süren kişiler, kötü muamele yasağı kapsamına giren ağırlıkta bir muamele görmüş olabileceklerini gösteren emare ve delilleri -haklı bir gerekçeleri olmadığı sürece- zamanında yetkili makamlara sunma konusunda özenli davranmakla yükümlüdür. Olgulara dayanmayan yetersiz açıklamalar, iddiaların deliller ile desteklenmemesi hatta kimi zaman delillerin uyumsuzluğu veya kötü muamelenin yapıldığı yer, zaman ve diğer konulardaki çelişkili ifadeler gibi hususlar kötü muamelenin gerçekliğini şüpheye düşürür. Bu durumda iddianın savunabilir olduğundan, dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilemez. Kaldı ki iddialarını güçlü bir dayanakla birlikte yetkili merciler nezdinde dile getirmemeleri hâlinde mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili bir soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru (haklı) bir beklentiye girebileceklerinin söylenebilmesi mümkün değildir (Beyza Metin [1. B.], B. No: 2014/19426, 12/12/2018, §§ 45-47).
20. Somut olayda başvurucu hakkında gözaltına alındığı 2/4/2018 tarihinde Darıca Farabi Devlet Hastanesinden farklı saatlerde iki kez rapor alınmış olup ilk raporda yeni oluşan lezyon saptanmadığı, ikinci raporda darp ve cebir bulgusunun olmadığı tespit edilmiştir (bkz. § 5, i). Başvurucunun gözaltında tutulduğu 3/4/2018-10/4/2018 tarihleri arasında her gün Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinden rapor alınmış, alınan raporlarda darp ve cebirin olmadığı tespit edilmiş, aynı hastanenin tarihsiz iki raporunda da aynı tespit yinelenmiştir (bkz. § 5, ii). Yine başvurucunun 13/4/2018 tarihli ceza infaz kurumundaki ilk muayenesinde de travmatik bir lezyonun saptanmadığı belirtilmiştir (bkz. § 7). Her ne kadar başvurucu gözaltında kafasının arkasına ve ensesine sert darbeler aldığını ileri sürmüş ise de hekim raporlarındaki tespitler ile başvurucunun iddialarının uyumlu olduğu söylenemez. Diğer taraftan başvurucu sulh ceza hâkimliğinde müdafii eşliğinde alınan11/4/2018 tarihli sorgusunda da kötü muameleye maruz kaldığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Başvurucu, maruz kaldığı kötü muameleyi korkusundan doktorlara söyleyemediğini iddia etmiş ise de gözaltı sürecinde birden fazla kez avukatı ile görüşme imkânı bulan başvurucunun maruz kaldığı şiddeti avukatına anlatmayarak hemen şikâyetçi olmaması daiddialarının gerçekliği hususunda şüphe uyandırmaktadır. Başvurucunun sözlü şiddet iddialarını destekleyen bir veri de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucu kötü muamele iddialarını özen yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde gözaltına alınmasının üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçtikten sonra ileri sürmüştür. Tüm bu tespitlere göre başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığına ilişkin savunulabilir bir iddia ortaya koyamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Gözaltında tutulma koşullarından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kolluk görevlilerinin kasıtlı eylemlerinden dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 30/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.