logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mahsum Şimşek [2. B.], B. No: 2021/60377, 30/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MAHSUM ŞİMŞEK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/60377)

 

Karar Tarihi: 30/4/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Ayşenur TUNCER

Başvurucu

:

Mahsum ŞİMŞEK

Vekili

:

Av. Adar ADIBELLİ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, eczane ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Şırnak ili İdil ilçesinde faaliyet gösteren eczanenin sahibi ve mesul müdürü olarak 1/4/2016 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacılar Birliği (TEB) Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol (Protokol) kapsamında TEB ile imzaladığı Tip Sözleşme uyarınca SGK kapsamındaki hastalara ilaç satışı yapmaktadır.

3. SGK Ankara İl Müdürlüğünce başvurucuya gönderilen 2/1/2018 tarihli yazı ile Protokol'ün "Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir" şeklindeki 5.1. maddesi uyarınca sözleşmenin işbu yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay sonra feshedileceği bildirilmiştir.

4. Başvurucu, sözleşmenin fesih işleminin iptali ile Medikal Ulak (Medula) sisteminin açılması amacıyla 22/3/2018 tarihinde İdil Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) tedbir talepli dava açmıştır. Dava dilekçesinde, Tip Sözleşme'nin hangi hâllerde feshedileceğinin Protokol'ün 5.1. maddesinde düzenlendiği ancak SGK tarafından gönderilen yazıda bu maddede sayılan sebeplerden hiçbirine yer verilmemesi nedeniyle başvurucunun savunma hakkının engellendiği ileri sürülmüştür. Ayrıca başvurucu hakkında anılan sözleşmeyi etkileyebilecek soruşturma veya kovuşturma yapılmadığı vurgulanmıştır. Dilekçede son olarak anılan idari işlemle gerekçe bildirilmeksizin hukuka aykırı bir şekilde sözleşmenin feshedildiği belirtilerek bu idari işlemin uygulanması hâlinde telafisi güç ve imkânsız zararlar doğacağından ihtiyati tedbir kararı verilerek dava sonuçlanıncaya kadar zararın önlenmesi ve fesih işleminin iptali talep edilmiştir.

5. Davalı SGK'nın 31/5/2018 tarihli cevap dilekçesinde, 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname gereğince OHAL kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemlere ilişkin görülen davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu ifade edilerek yetki itirazında bulunulmuştur.

6. Mahkeme 3/4/2018 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş ve 13/12/2018 tarihinde davayı kabul etmiştir. Gerekçede; SGK'nın 31/5/2018 tarihli cevap dilekçesinde, başvurucuya 2/1/2018 tarihli yazı ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin yazılı olarak bildirildiğinin ifade edildiği, "taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir" hükmü uyarınca işlem tesis edildiği ancak Medula sisteminin 28/12/2017 tarihinde kapatıldığı, ilgili fesih yazısının 24/1/2018 tarihinde başvurucuya tebliğ edildiği belirtilmiştir. Bunun yanında sözleşmenin feshine dayanak oluşturan bilgi ve belgelerin davalı idare tarafından sunulmadığı, başvurucu ile ilgili bir ceza davasının bulunmadığı, OHAL Komisyonu tarafından başvurucunun eczanesi hakkında bir yaptırım uygulanmadığı vurgulanmıştır. Sonuç olarak SGK ile TEB arasında imzalanan Protokol'ün 5.2. maddesi uyarınca başvurucunun savunması alınmadan yapılan işlemin protokole uygun olmadığı ve protokole aykırı hareket edildiği ifade edilmiştir.

7. Davalı idare, istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde; sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek tesis edilen fesih işleminin OHAL kapsamında alınan kararlar çerçevesinde yapıldığı, Mahkeme tarafından ilgili kurumlara müzekkere yazılıp bilgiler toplanmadan karar verildiğinden kararın kaldırılması ve davanın reddi talep edilmiştir.

8. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi (Daire), 23/11/2020 tarihinde istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermiştir. Gerekçede; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin bir özel hukuk ilişkisi olduğu, Protokol'ün "Sözleşmenin Feshi ve Cezai Şartlar" başlıklı 5.1. maddesinde yer alan, "taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir" hükmü uyarınca kurum işleminin sözleşme maddesine uygun olduğu belirtilmiştir. Anılan kararda delillerin toplandığı, tahkikatın tamamlanmış olduğu ve yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediği ifade edilmiştir.

9. Bu karar üzerine başvurucu temyiz talebinde bulunmuştur. Temyiz dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin eşitler arası olmadığı, bu nedenle somut olaydaki koşulların sözleşme maddeleri, sözleşmeye bağlılık ve sözleşme serbestisi ilkeleri ile yorumlanamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun herhangi bir adli sicil ve arşiv kaydının bulunmadığı ifade edilerek başvurucu ya da eczanesi hakkında kanun hükmünde kararname kapsamında herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma dosyasının da bulunmadığı vurgulanmıştır. Sonuç olarak başvurucu, idarenin gerekçesiz ve keyfî bir işlem yaptığını ileri sürmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 7/9/2021 tarihinde Dairenin kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle onama kararı vermiştir.

10. Başvurucu, nihai kararı 7/10/2021 tarihinde öğrendikten sonra 8/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu; somut hiçbir neden bulunmaksızın gerçekleştirilen fesih işleminin hukuka aykırı olduğunu, Dairenin farklı kararları arasında çelişkiler bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin eşitler arası bir sözleşme olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek savunma alınmaksızın sözleşmenin feshedilmesinin Protokol'e aykırı olduğunu ifade etmiştir. Medula sisteminin kapatılması nedeniyle ilaç satışı yapamadığını ifade eden başvurucu, gelirinin tamamına yakınını kaybettiği gibi çevresiyle temas kurma hakkının da zedelendiğini vurgulayarak adil yargılanma hakkının ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun ihlal iddiaları konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihatları ve somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

14. Başvuru, özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden bulunmadığı anlaşıldığından özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. Mesleki hayata yönelik tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler C.A. (3) ([GK], B. No: 2018/10286, 2/7/2020, §§ 90-96) kararında açıklanmıştır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi Mustafa Akyıldız ([2. B.], B. No: 2020/23302, 2/10/2024, §§ 29, 30) kararında SGK ile yapılan protokol kapsamında tip sözleşmenin feshedilmesi şeklindeki uygulamanın başvurucunun mesleği çerçevesinde ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânının önemli ölçüde zayıflamasına, mesleğini devam ettirebilmesi, sosyal ve mesleki itibarını koruyabilmesi açısından ciddi sonuçlar doğurmasına yol açacağı kabul edilerek sonuca dayalı olarak özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenebilir bulmuştur. Somut başvuruda da anılan tespitten ayrılmayı gerektiren bir durum olmadığı anlaşılmıştır.

17. Sözleşmenin feshedilmesinin özel hayata saygı hakkına müdahale oluşturduğu, anılan müdahalenin kanuni dayanağı ile meşru amacının mevcut olduğu kabul edilmiştir (Mustafa Akyıldız, §§ 36-38).

18. Anayasa Mahkemesi; başvuru konusunu incelediği anılan kararda, eczacılık faaliyeti özünde bir serbest meslek olmasına rağmen sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesine aracılık etmesi itibarıyla bu faaliyetin kamusal yönünün de olduğu, mesleğin belirtilen özelliği nedeniyle diğer mesleklerden farklı kurallar ve denetleme yöntemlerine tabi olmasının olağan olduğunu kabul etmiştir. Bununla beraber her durumda mesleğin ifasına ilişkin kuralların, uygulamaların ve tedbirlerin esaslarının açıkça mevzuatta düzenlenmesi gerektiği, mesleğin ifasının imkânsız hâle getirilmesi ya da meslek sahibine ölçüsüz külfet yüklenmesi hâlinde mesleğe yapılan müdahalenin somut olaya göre temel hak ve özgürlükleri ihlal edebileceği vurgulanmıştır (Mustafa Akyıldız, § 48).

19. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, Tip Sözleşme ve Medula sisteminin niteliğini irdeleyerek özünde serbest meslek olan eczacılığın esasen bu sözleşmeler çerçevesinde etkili bir şekilde ifa edilebilir bir meslek olduğu, Medula sistemine erişimin eczanelerin ticari faaliyetlerinin devamı için elzem olduğu sonucuna ulaşmıştır. Sonuç olarak gerek fesih işlemini gerçekleştiren SGK tarafından verilen kararda gerekse yargı mercilerince verilen kararlarda, fesih yönünde kullanılan takdir yetkisinin kanuni dayanaklarının gösterilmesi, müdahalenin nedenlerine ve başvurucunun mesleği üzerindeki etkilerine ilişkin bireyselleştirilmiş güçlü ve yeterli gerekçe sunulmasının gereklilik arz ettiği vurgulandıktan sonra somut olayda bu gerekliliğin yerine getirilmediği tespit edilerek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir (Mustafa Akyıldız, §§ 49-51).

20. Somut olayda SGK tarafından başvurucunun Medula sistemine erişimi 28/12/2017 tarihinde engellenmiş ayrıca başvurucuya gönderilen 2/1/2018 tarihli yazı ile Protokol'ün 5.1. maddesi uyarınca yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay sonra başvurucu ile yapılan sözleşmenin feshedileceği bildirilmiştir. Yargılama makamlarınca anılan hukuki ilişkinin Protokol'ün 5.1. maddesi gereğince yalnızca bir ay önceden bildirimde bulunularak ve herhangi bir sebep gösterilmeden feshedilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Protokol'ün 5. maddesinin bir bütün olarak ele alınması durumunda görüleceği üzere başvurucudan -takdire bağlı olmaksızın- savunma isteneceğine ilişkin düzenlemeler bulunduğu gibi maddenin devamında hangi hâllerde fesih işleminin gerçekleştirileceği ve ceza verileceğine dair ayrıntılı hükümler bulunmaktadır. Oysa yargı mercileri tarafından fesih işleminin usulü ve nedenleri değerlendirilmemiş, idarenin takdir yetkisini kullanırken bu yetkinin keyfî şekilde kullanılmasını önleyecek bir yargısal denetim yapılmamıştır.

21. Sonuç olarak gerek yargı mercilerince gerekse fesih işlemini gerçekleştiren SGK tarafından takdir yetkisini denetlemeye elverişli olacak şekilde müdahalenin nedenlerine ve başvurucunun mesleği üzerindeki etkilerine ilişkin bireyselleştirilmiş, güçlü ve yeterli gerekçe sunma konusundaki gerekliliklerin yerine getirilmediği görülmüştür. Dolayısıyla anılan kararda varılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile 1.000.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

24. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

26. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine (E.2019/594, K.2020/1574) iletilmek üzere İdil Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2018/133, K. 2018/449) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Mahsum Şimşek [2. B.], B. No: 2021/60377, 30/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı MAHSUM ŞİMŞEK
Başvuru No 2021/60377
Başvuru Tarihi 8/11/2021
Karar Tarihi 30/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, eczane ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı OHAL diğer tedbirler (lisans iptali, rütbe sökme, resen emeklilik, geri çağırma vs) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi