logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hasan Öztürk [1. B.], B. No: 2021/5438, 21/1/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN ÖZTÜRK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/5438)

 

Karar Tarihi: 21/1/2025

R.G. Tarih ve Sayı: 6/5/2025 - 32892

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Mustafa Erdem ATLIHAN

Başvurucu

:

Hasan ÖZTÜRK

Vekili

:

Av. Mehmet Alaattin ASLAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, gözaltında kolluk görevlilerince fiziksel şiddet uygulanması ve bu olaya ilişkin şikâyet hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 16/6/2020 tarihinde telefonla aranarak davet edildiği polis merkezinde hakkında yürütülmekte olan bir soruşturma nedeniyle gözaltına alınmıştır. Bir gece gözaltında kalan başvurucu, sulh ceza hâkimliğinin kararıyla adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Başvurucu ya da hukuki yardımından yararlandığı müdafi başvurucunun sulh ceza hâkimliği önünde verdiği ifade sırasında herhangi bir kötü muamele iddiasında bulunmamıştır.

3. Başvurucunun yakalanmasına ilişkin olarak kolluk görevlileri tarafından tutanak tutulmuştur. 16/6/2020 tarihli bu tutanağa göre bir suç şüphesi nedeniyle başvurucuyla telefonla iletişim kurulmuş, polis merkezi önüne gelen başvurucuya durum anlatıldıktan ve genel bilgi toplama sorgusu yapıldıktan sonra doktor raporualınarak gerekli işlemlerin yapılabilmesi için başvurucu, polis merkezine götürülmüştür.

4. Başvurucu 18/6/2020 tarihinde gözaltında kötü muamele gördüğü iddiasıyla Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Başvurucu, şikâyetinde 16/6/2020 tarihinde telefonla davet edilmesi üzerine saat 19.30 sıralarında gittiği polis merkezinde avukatı gelmeden önce ifade alma odasında biri sivil giyimli, diğeri üniformalı iki polisin tekme, tokat atıp ayaklarının altına sopayla vurmak şeklinde fiziksel şiddetine uğradığını, toplu nezarethanede çıplak ayakla bırakılarak yerdeki su birikintisine oturtulduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, takip eden gün olan 17/6/2020 tarihinde öğleden önce karakol amirinin odasında bir başka polisin daha kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, saat 17.45'te alınan sağlık raporunu götürüldüğü hastanedeki doktorun muayene etmeksizin darp ve cebir izi bulunmadığı şeklinde yazarak düzenlediğini, sulh ceza hâkimliğinin kararıyla serbest kaldıktan hemen sonra gittiği aynı hastanede başka bir doktor tarafından yapılan muayenesi sonucu saat 21.04'te kayıt altına alınan raporda uğradığı fiziksel şiddetin emarelerine yer verildiğini ileri sürmüş; kötü muamelede bulunduğunu iddia ettiği kamu görevlilerinin eşkâlini paylaşmıştır. Kendisine kötü muamelede bulunan kolluk personeli ile onu muayene etmeden, gerçeğe aykırı olarak rapor düzenleyen doktordan şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.

5. Başvurucu hakkında düzenlenen sağlık raporları şöyledir:

i. 17/6/2020 günü saat 17.54'te 25 Aralık Devlet Hastanesinde görevli bir doktorca düzenlenen adli rapor formunda darp ve cebir izinin olmadığı belirtilmiştir.

ii. Aynı hastanede görevli bir başka doktorca saat 21.04'te düzenlenen adli rapor formunda "..Sol bacağında şişlik, sağ ayak altında morluk mevcut. Burun üzerinde şişlik ve kızarıklık mevcut. Boyun altında çizik mevcut. Sol kolunda çizikler mevcut. BTM [basit tıbbi müdahale] ile giderilebilir. Hayati tehlikesi yoktur." tespitlerine yer verilmiştir.

6. Konuyla ilgili soruşturma başlatan Başsavcılık; İlçe Jandarma Komutanlığından başvurucunun yakalanması ve gözaltına alınmasına ilişkin belgeler ile ilgili polis merkezi ve hastaneye ilişkin kamera görüntülerinin teminini, başvurucuya kötü muamelede bulunduğu iddia edilen polis memurlarının kimliklerinin tespitini ve ilk sağlık raporunu düzenleyen doktorun ifadesinin alınmasını talep etmiştir.

7. Kolluk tarafından Başsavcılığa yazılan müzekkere cevabında, olay tarihinde polis merkezinde kamera kaydı bulunmadığı, hastanenin kamera sisteminin geriye dönük olarak ancak altmış gün süreyle veri kaydettiği gerekçesiyle görüntülere ulaşılamadığı bildirilmiştir.

8. Başvurucu hakkında 17/6/2020 günü saat 17.54'te düzenlen, darp ve cebir izine rastlanmadığı bilgisini içeren raporu hazırlayan doktorun 21/11/2020 tarihinde kollukta verdiği ifadesinde; akşam saatlerinde polis eşliğinde acil servise gelen başvurucuya şiddet uygulanıp uygulanmadığını, bir darp izi olup olmadığını sorduğunu, başvurucunun olumsuz yanıt vermesi üzerine yaptığı kontrolde de şiddet izine rastlamadığı için raporu gerçeğe uygun olarak düzenlediğini, başvurucu herhangi bir fiziksel şiddete uğramadığını söylediği için detaylı şekilde muayene etme ihtiyacı duymadığını, bu muayeneden sonra başına bir şey gelmiş olabileceğini dile getirdiği görülmüştür.

9. Başsavcılık 7/12/2020 tarihinde şikâyetin 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun'un 4. maddesinin son fıkrası uyarınca işleme konulmayarak soruşturma yapılmasına yer olmadığına kesin olarak karar vermiştir. Başsavcılık karar gerekçesinde olaya ilişkin kamera görüntüsü olmadığını, darp ve cebir izi bulunmadığı tespitini içeren raporu veren doktorun atılı suçlamayı kabul etmediğini, ilk sağlık raporu ile başvurucunun şikâyet dilekçesi ekinde sunduğu sağlık raporu arasında üç saat süre olduğunu ve başvurucunun sulh ceza hâkimliği önünde de işkence iddiasında bulunmadığını ifade etmiştir. Başvurucunun, kesin nitelikte olmasına rağmen anılan karara yaptığı itiraz sulh ceza hâkimliğince değerlendirilmiş ve 4/6/2021 tarihinde yine kesin olarak reddedilmiştir.

10. Başvurucu, Başsavcılığın verdiği soruşturma yapılmasına yer olmadığı kararını 24/12/2020 tarihinde öğrendikten sonra 21/1/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu; gözaltındayken kötü muameleye maruz kaldığını, tutuklanma tehdidi altında olması nedeniyle ve yine aynı kolluk görevlilerinin eline düşeceği endişesiyle uğradığı bu kötü muameleyi yetkili makamlar önünde dile getiremediğini, serbest bırakılmasının ardından yaptığı şikâyeti hakkında ise işleme konulmama kararı verildiğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Başsavcılığın başvurucunun şikâyeti üzerine bilgi ve belgeler toplayarak şikayete konu iddialar hakkında iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanmaması nedeniyle işleme konulmama kararı verdiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

13. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddesindeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- bir kimsenin devlet görevlilerinin 17. maddenin üçüncü fıkrasını ihlal eden bir muamelesine uğradığına ilişkin savunulabilir bir iddiada bulunması hâlinde etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir. Kötü muamelenin kasten yapıldığının ileri sürüldüğü durumlarda iddia hakkında ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalıdır. Şikâyet olmadığında bile kişiye kötü muamelede bulunulduğuna ilişkin yeterince açık belirtiler varsa konuyla ilgili bir ceza soruşturması açılmalıdır. Soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek tüm deliller toplanmalıdır. Dahası soruşturma süreci, gerektiği ölçüde kamu denetimine ve mağdurun erişimine açık olmalı; mağdur soruşturmaya etkili şekilde katılabilmeli; soruşturmada makul bir özen ve süratle hareket edilmelidir. Ayrıca yetkililer, soruşturmayı sonlandırmak için aceleci davranmamalı ve temelden yoksun sonuçlara dayanmamalıdır (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 101-103; S.D.,B. No: 2013/3017, 16/12/2015, §§ 111-114; Veli Saçılık (2), B. No: 2018/24614, 18/10/2022, § 16).

16. Olay sonrası başvurucunun şikâyeti üzerine Başsavcılık derhâl soruşturma başlatmış, olaya ilişkin kamera görüntülerinin temini için çaba göstermiş, muayene işlemini gerçekleştirmeksizin sağlık raporu düzenlediği iddia edilen doktorun ifadesini soruşturma dosyasına kazandırmıştır.

17. Başvurucu, tutulduğu polis merkezinde önce iki polisin kendisini tekme ve tokat atarak darbettiğini, sonrasında bu polis memurlarından birinin ayaklarına sopa ile vurduğunu, takip eden gün de bir polis memurunun fiziksel şiddetine uğradığını ileri sürmüştür. Başvurucunun ilk alınan sağlık raporunda bu fiziksel şiddete ilişkin bir tespit yer almadığı gibi başvurucu ya da müdafii de başvurucu serbest kalana kadar bu fiziksel şiddetten bahsetmemiştir. Başvurucu, bu hususa gerekçe olarak tutuklanma tehdidi altında olmasını, kolluğun fiziksel şiddetine tekrar uğramaktan korkmasını göstermiştir. Başvurucunun Başsavcılığa verdiği şikâyet dilekçesinde de yer vermediği bu sebebi ilk olarak Sulh Ceza Hâkimliğine verdiği itiraz dilekçesinde dile getirdiği görülmüştür.

18. Soruşturmaya yer olmadığına dair kararda Başsavcılık özellikle ilk sağlık raporu ile başvurucunun şikâyet dilekçesi ekinde sunduğu sağlık raporu arasında üç saat süre olduğu ve başvurucunun sulh ceza hâkimliği önünde işkence iddiasında bulunmadığı hususları üzerinde durmuştur. Başvurucu ise gerek sulh ceza hâkimliğine yaptığı itirazda gerekse bireysel başvurusunda birinci rapor ile ikinci rapor arasında üç saat olmadığını, gözaltında çıkış raporu alındıktan sonra adliyeye mevcutlu olarak götürüldüğünü, tutuklanma talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk edildiğini ve burada sorgusunun yapıldığını ileri sürmüştür. Başvurucunun sonucu değiştirebilecek nitelikteki bu iddiasının ise itiraz mercii olan sulh ceza hâkimliğince dikkate alınmadığı görülmüştür.

19. Diğer taraftan Başsavcılığın maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla başvurucunun şikâyet dilekçesinde yer verdiği bilgiler çerçevesinde şüpheli polis memurlarının kimliklerini tespit etmek suretiyle ifadelerini almayarak sonuca gittiği anlaşılmıştır.

20. Bunun yanında Başsavcılıkça verilen karara karşı itiraz yolu kapalı tutulduğundan Başsavcılığın hâlihazırda verdiği bu kararın genel hükümlere göre soruşturma açılmasına yönelik talebin bir itiraz mercii tarafından incelenmesine de engel olacak mahiyette olduğuna dikkat çekilmelidir.

21. Soruşturmadaki eksiklikler kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddia hakkında değerlendirme yapılmasına imkân vermediği için bu aşamada kötü muamele yasağının maddi boyutu yönünden inceleme yapılamamıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 150.000 TL maddi tazminat ile 150.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

24. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği soruşturma makamınca yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatıpAnayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek soruşturma sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin soruşturmanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı varılan sonuçtan bağımsız olup şüpheli kişi veya kişiler hakkında kamu davası açılması gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, soruşturmanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak soruşturma sonunda da delillerin soruşturma ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili soruşturma makamına aittir.

26. Başvurucuya manevi zararları karşılığında net 115.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

27. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 17. maddesinde koruma altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına (Sor. No: 2020/38908) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 115.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hasan Öztürk [1. B.], B. No: 2021/5438, 21/1/2025, § …)
   
Başvuru Adı HASAN ÖZTÜRK
Başvuru No 2021/5438
Başvuru Tarihi 21/1/2021
Karar Tarihi 21/1/2025
Resmi Gazete Tarihi 6/5/2025 - 32892

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, gözaltında kolluk görevlilerince fiziksel şiddet uygulanması ve bu olaya ilişkin şikâyet hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Yakalama ve/veya gözaltı sırasında güç kullanımı İhlal Yeniden soruşturma
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi