TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÜMİT KARTAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/60615)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2024
|
R.G. Tarih ve Sayı: 27/8/2025 - 32999
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Burak GÜNGÖR
|
Başvurucu
|
:
|
Ümit KARTAL
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddiaya ayrı ve açık yanıt verilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunu işlediği iddiası ile hakkında soruşturma başlatmıştır. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun anılan suçtan cezalandırılması talebiyle 18/1/2019 tarihli iddianame düzenlemiştir.
3. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkemenin 28/11/2019 tarihli kararıyla başvurucunun uyuşturucu madde suçunu nitelikli olarak işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"24. 10.2018 tarihli olaya ilişkin olarak yapılan değerlendirmede... [T.] benzinlik civarında bazı şahıslara uyuşturucu madde vereceği yönünde alınan istihbari bilgi kapsamında, kolluk marifetiyle 13:10 sıralarında buluşma yerinde tertibat alındığı, 13:20 sıralarında sanığın kullanımında olan 34 FN ... plaka sayılı aracın içinde sanık, sanığın eşi ve çocuğunun da bulunduğunun tespit edildiği, sanığın [T.] benzinlik yan tarafında bulunan... 06 DT .. plaka sayılı aracının yanına yanaşarak durduğu, sanığın aracından inerek 06 plakalı aracın arka sağ yolcu bölümüne oturduğu, sanığın kısa bir süre oturduktan sonra araçtan çıkarak kendi aracının şoför bölümüne binerek olay mahallinden ayrıldığı, 06 plakalı aracın bir süre takibi sonrası durdurularak fiziki takibe son verildiği, araç içerisinde [A.M.] ve [F.Ş.] isimli şahısların tespit edildiği, [F.] isimli şahıs üzerinde 0,09 gr ağırlığında metamfetamin tipi uyuşturucu maddenin ele geçirildiği...
07.11.2018 tarihli olaya ilişkin olarak yapılan değerlendirmede... sanığın Çine ilçesinde bazı şahıslara uyuşturucu madde vereceği yönünde alınan istihbari bilgi ve sonrasında kolluk tarafından 22:40 sıralarında iletişimin tespiti kapsamında, sanığın il merkezi yeni dörtyol kavşağına yakın yerlerde olduğu bilgisinin alındığı, bu kapsamda yapılan araştırmada sanığın 09 FN ... plaka sayılı aracın şoför bölümünde ... seyir halinde olduğunun tespiti sonrası fiziki takibe alındığı ... [G.M.D.O.] isimli iş yeri önünde durduğu, sanığın bahse konu iş yerine girdiği, kısa bir süre sonra bir şahsın göründüğü ve 23:20 sıralarında sanığın olay mahallinden ayrılarak Aydın istikametine devam ettiği, iş yeri önünde bekleyen şahıs bir süre daha takip edildikten sonra müdahale edildiği, şahsın [A.G.] olduğu ve üzerinde 0,06 gr ağırlığında metamfetamin maddesinin tespit edildiği...
Uyuşturucu Madde (Metamfetamin) satma suçunu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan TCK 188/3.maddesi gereğince olaylarda ele geçen uyuşturucu madde miktarı, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önemi, sanığın kastı dikkate alınarak takdiren ve teşdiden asgari hadden cezalandırılmasına, sanık iddianamede 1. ve 2. Olay olarak anlatılan satış eylemlerini eğitim ve ibadet yerlerine 200 metreden yakın mesafede gerçekleştirdiğinden TCK 188/4-b maddesi gereğince cezasından yarı oranında artırım yapılmasına..."
4. Başvurucu, gerekçeli istinaf dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra bahse konu satışların umuma açık yerlerde yapılmadığı hâlde Mahkemenin bu durumu yeterli şekilde değerlendirmediğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. Başvurucunun istinaf talebi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 6/3/2020 tarihinde esastan reddedilmiştir.
5. Başvurucu; gerekçeli temyiz dilekçesinde de diğerlerinin yanı sıra satışların umuma açık yerlerde yapılmadığını ileri sürmüşse de hüküm, Yargıtay 10. Ceza Dairesince (Daire) 31/3/2022 tarihinde onanmıştır. Onama kararında "eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen mahkûmiyet hükmünün doğru olmadığı" gerekçesiyle iki üye, çoğunluk kararına muhalif kalmıştır. Karşıoy gerekçesinde aşağıdaki hususlara dikkat çekilmiştir:
"...Yerel mahkemece verilen anılan kararın gerekçe bölümünde sadece '..sanık iddianamede 1 ve 2. olay olarak anlatılan satış eylemlerini eğitim ve ibadet yerlerine 200 metreden yakın mesafede gerçekleştirildiğinden TCK 188/4-b maddesi gereğince cezasında yarı oranında artırım yapılmasına...' içeriğine havi yetersiz gerekçe ile sanık hakkında belirtilen ve cezasının 1/2 oranında artırılması sonucunu doğuran yasa maddesinin tatbik edilmesine hükmedilmiştir...
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 188/4-b maddesinin uygulanmasının hukuki nedeni olarak hükümde 'iddianamede belirtilen 1. ve 2. olay' olarak belirtilen olayların olduğu belirtilmiştir.
24.10.2018 tarihli 1. Olayda ... uyuşturucu madde alışverişinin hususi araç içerisinde gerçekleşmiş olduğu kabul edilmiştir.
07.11.2018 tarihli 2. Olayda ... [G.M.D.O.] isimli ... iş yerinde bulunduğu süre zarfında uyuşturucu madde alışverişini gerçekleştirmiş olduğu kabul edilmiştir.
5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinin uygulanabilmesi için suçun anılan Yasa maddesindeki belirtilen yerlere ikiyüz metreden yakın mesafedeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Yasanın 188/4-b maddesinin tatbikine esas alınan birinci olayda uyuşturucu madde alışverişinin özel araç içerisinde; ikinci olayda, belirtilen, maddede sayılmayan [G.M.D.O.] isimli iş yerinde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
24.10.2008 tarihli eylemde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2020/20-27 Esas ve 2021/145 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere özel araç içerisinde yapılan satışın özel araç içinin umumi yer olmadığı için TCK'nın 188/4-b maddesi kapsamında olmadığı gibi 7.11.2018 tarihli eylemin gerçekleştiği G.M.D.O. isimli özel işyerinin de 'umumi ve umuma açık yer' olarak kabulü mümkün değildir..."
6. Başvurucu, nihai kararı öğrendikten sonra süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurucunun yaptığı 2022/65783 numaralı başvurunun 2021/60615 numaralı başvuru ile birleştirilmesine Komisyonca karar verilmiştir.
8. Komisyon, başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına ve iddialarının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) bendinin koşulları oluşmadan ve buna ilişkin yeterli gerekçe bulunmadan cezalandırıldığını belirterek adil yargılanma hakkını ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de olmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen birçok başvuruda gerekçeli karar hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi özellikle açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata, B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnş. Tur. Ltd. Şti., B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).
13. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir (Mehmet Yavuz, B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51). Kanun yolu incelemesi yapan mercinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması, bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararına yansıtması kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 57).
14. 5237 sayılı Kanun'un 188. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) bendi şöyledir:
"Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır."
15. Başvurucu hakkındaki karar gerekçesi incelendiğinde birden çok olay üzerinden mahkûmiyet sonucuna ulaşıldığı ancak ilk iki olay olarak tarif edilen eylemlerin işlendiği yerler gözönüne alınarak ağırlaştırıcı nedenlerin uygulandığı anlaşılmaktadır (bkz. § 3). Başvurucu tarafından istinaf ve temyiz süreçlerinde ısrarla bahse konu olayların 5237 sayılı Kanun'un 188. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (b) bendinde belirtilen "umumi veya umuma açık" yerler kapsamına girmediği savunulmuştur. Nitekim Daire kararına katılmayan muhalif üyeler karşıoy yazılarında bu hususa ilişkin ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına atıfta bulunarak duruma dikkat çekmişlerdir. Başvurucu, ilk eylemin gerçekleştiği kabul edilen araç içinin ve ikinci eylemin gerçekleştiği kabul edilen işyerinin yerleşik içtihatlar kapsamında umumi veya umuma açık yerler olarak kabul edilmediğini dile getirmişse de Mahkeme, başvurucunun davanın sonucunu ve özellikle ceza miktarını doğrudan etkileyecek nitelikteki iddiası hakkında herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.
16. Diğer bir ifadeyle başvurucunun iddiası kararın sonucunu ve özellikle ceza miktarını değiştirebilecek nitelikte bir iddia olduğu hâlde Mahkemece bu iddia hakkında somut bir değerlendirmede bulunulmadığı görülmüştür. Yine istinaf ve temyiz incelemesi sırasında da bu eksikliğin telafi edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
18. Başvurucu, gerçekleştirdiği kabul edilen eylemlerin umumi veya umuma açık yerlerde meydana gelmediği yönündeki itirazının kabul edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının çeşitli güvencelerinin ihlal edildiğini de ileri sürmüştür.
19. Başvuruda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucunun diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
20. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
21. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararındabelirtilen ilkelereuygunyenibirkararvermektir(MehmetDoğan [GK],B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2019/59, K.2019/735) GÖNDERİLMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.