TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OSMAN DERİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/6069)
|
|
Karar Tarihi: 26/2/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Muhterem İNCE
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Osman DERİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mustafa BAŞPINAR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza davasında usule ilişkin imkânlar bakımından zayıf duruma düşürülme nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, bireysel başvuruya konu olayların geçtiği tarihte Afyonkarahisar ili Merkez, Sinanpaşa ve Şuhut ilçeleri Süt Üreticileri Birliğinin (Birlik) Başkanlığı görevini yürütmektedir. Diğer yandan, O. Şirketi (ithalatçı firma) de aynı ilde hayvan ithalatı alanında faaliyet göstermektedir.
3. İthalatçı firmanın yurt dışından Birlik üyelerine teslim etmesi planlanan hayvanların ithalatı, kararlaştırılan bedellerin ödenmesi ve hayvanların teslimi konusunda yaşandığı ileri sürülen birtakım usulsüzlüklerle ilgili olarak ithalatçı firmanın başvurucudan, Birlik üyelerinin de ithalatçı firma ile başvurucudan karşılıklı olarak farklı tarihlerde şikâyetçi olmaları üzerine Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından soruşturma başlatılmıştır. Tarafların karşılıklı olarak ileri sürdükleri iddialar şöyledir:
i. Birlik üyeleri toplu verdikleri dilekçede;
(1) İthalatçı firma ile Birlik üyeleri arasında 2014 yılında hayvan ithalatı konusunda yapılan anlaşma sonrası hayvanların kendilerine teslim edildiğini, benzer şekilde Alman simental ırkı hayvan ithalatı için 2015 yılında da Birlik ile ithalatçı firma arasında sözleşme yapıldığını, bu sözleşme uyarınca bu hayvanların ülkeye getirilmesinin, karantina süresi dolunca hayvanların üyelere tesliminin, teslim üzerine de üyeler tarafından hayvan başına çekilen ve teslime kadar bloke edilen kredi bedellerinin blokesinin kaldırılarak ithalatçı firmaya ödenmesinin öngörüldüğünü, bu sözleşme karşılığı Birlik tarafından ithalatçı firmaya 682.000 avro avans ödendiğini, kredi konusunda da Birlik ile ilgili banka arasında protokol yapıldığını,
(2) İthal edilen hayvanların karantina sonrası ithalatçı firmaya ait ahıra yerleştirildiğini, ancak ithalatçı firmanın sözleşme gereği kendilerine ödenecek toplam kredi bedelinden avans olarak önceden verilen bedelin mahsup edilmesini önlemek için hayvanları teslim etmediğini, bunun yerine Birlik üyelerine ihtarname gönderip hayvanları kendilerinin bizzat gelerek teslim almalarını ve kredi bedellerinin ödenmesini sağlamaya çalıştıklarını, bunun ötesinde ithalatçı firma yetkililerinin bu hayvanları üçüncü kişilere satmaya başladığını beyan etmiştir.
(3) Toplu dilekçeyi veren kişiler arasında Başsavcılık tarafından müşteki sıfatıyla ifadeleri alınan kişiler; Birlik ile ithalatçı firma arasındaki sözleşme gereği kendilerine yurt dışından on hayvan getirilmesinin öngörüldüğünü, bu hayvanların her biri için 7.700 TL olmak üzere bankadan toplam 77.000 TL kredi çektiklerini, ithalatçı firmanın kendilerine ihtarname gönderip toplam bedeli ödeyip hayvanları teslim almalarını istediğini, ancak bu paranın sözleşme gereği hayvanların teslimi sonrası önce Birliğin banka hesabına aktarılması gerektiğini, Birlik ile görüştüklerinde de sözleşme bedelinin ithalatçı firmaya ödendiği bilgisini aldıklarını, olaya ilişkin banka ile görüştüklerinde kendilerine yurt içinde bulunan başka cins hayvanları teslim almalarının önerildiğini, aksi hâlde kredinin iptal edileceğinin söylendiğini, kredi iptali hâlinde ithal hayvanlarını alamayacaklarını, ithalatçı firmanın ve Birlik yöneticilerinin kendilerini zarara uğrattıklarını ileri sürmüştür.
ii. Başvurucu hakkında şikâyette bulunan A.K. müşteki sıfatıyla Başsavcılıkta alınan ifadesinde; Birlik aracılığıyla ithal damızlık düve almak için müracaat edip Birliğe 300 TL ödeme yaptığını, bu hayvanların banka aracılığıyla kredi çekilerek alınacağını, talebi üzerine kendisine blokeli kredi tahsis edildiğini, hayvanları teslim aldığında blokenin kaldırılacağını, heyetle birlikte Almanya'ya gidip alınacak hayvanları seçtiğini, ancak hayvanlar ithal edildikten sonra ithalatçı firmanın kendilerine ihtarname gönderip kredi bedelini teslim edip hayvanları almalarını istediğini, Birlik ile ithalatçı firma arasında kredi bedelinin verilmesi konusunda sorun yaşandığı için bankanın blokeyi kaldırmadığını ve ithalatçı firmaya ödeme yapılmadığını, sonra kendisinin farklı bir kredi kullanarak hayvanları teslim aldığını, kredi bedeli Türk lirası olarak çekildiği hâlde sonradan bu paranın kendi bilgisi dışında dövize çevrilip bloke edildiğini ve bloke kalktıktan sonra da hesaplara Türk lirası olarak aktarıldığını ve oluşan kur farkını Birliğin alıp haksız kazanç sağladığını öğrendiğini, başvurucunun gizli şekilde ithalatçı firma ile ortak hareket edip kendisini zarara uğrattığını, başvurucu ile ithalatçı firma arasında şahsi bir problem ortaya çıkınca da Birlik üyelerinin bazılarına sözleşme dışı yerli hayvanların dağıtıldığını, üyelerin de bankanın verdiği uzun vadeli krediden yararlanabilmek için yerli hayvan teslim almayı kabul etmek zorunda kaldıklarını beyan etmiştir.
iii. İthalatçı firma yetkilileri; Birlikle aralarındaki sözleşme gereği ithal edilip ülkeye getirilen hayvan başına kendilerine ödenmesi gereken 7.700 TL'nin ödenmediğini, hayvanların teslim alınması konusunda Birliğe ve üyelerine ihtarname gönderildiği hâlde hayvanların teslim alınmadığını, teslim işlemlerinin gecikmesi nedeniyle hayvanların bakımlarından kaynaklanan zararlarının doğduğunu, başvurucunun hayvanların teslimi için kendilerinden hayvan başına 1900 TL talep ettiğini, üyelerin bankadan çektikleri kredilerin onların bilgisi ve onayı olmaksızın döviz kuruna çevrilerek aradaki kur farkının başvurucu tarafından alındığını söylemiştir.
4. Başsavcılık konuya ilişkin birleştirilen soruşturmalar kapsamında Birlik, ithalatçı firma ve banka tarafından teslim edilen belgeler ile alınan ifadeler doğrultusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce (Genel Müdürlük) Birlik hakkında denetim yapılarak rapor düzenlenmesi talimatı vermiştir.
5. Genel Müdürlük tarafından görevlendirilen başkontrolör ve kontrolör tarafından düzenlenen 15/2/2016 tarihli soruşturma raporunda yer verilen tespit ve değerlendirmeler şöyledir:
i. Birlik bünyesinde 23/2/2013 tarihinde iktisadi işletme (işletme) kurulduğu, başvurucunun 13/4/2011 yılında dört yıl için Birlik başkanı olarak seçildiği, Birlik ve işletme aracılığıyla iki grup hâlinde Birlik üyelerine hayvan ithalatı hususunda işlem yapıldığı,
ii. Birinci grup hayvan ithalatına ilişkin olarak;
(1) Birlik ve işletme ile banka arasında 11/7/2014 tarihinde üyelere banka tarafından kredi kullandırılması ve ödemelerin banka aracılığıyla yapılması konusunda protokol imzalandığı, İşletmenin 16/7/2014 tarihli yönetim kurulu kararına göre söz konusu protokol uyarınca ithal hayvan temin edilmesi hususunda üyelere bilgilendirme toplantısı yapılmasının kararlaştırıldığı,
(2) Birlik üyelerine 300 adet simental ırkı damızlık gebe düve ithali konusunda İthalatçı firma ile Birlik arasında 3/9/2014 tarihinde protokol yapıldığı, bu protokole göre ithal edilecek hayvan sayısının 300 ve her bir hayvan fiyatının 7.700 TL, bu fiyatın 7000 TL'sinin ithalatçı firmaya ait olacağının, kalan 700 TL'nin de hayvanın sigorta, nakliye gibi masrafları için Birlik tarafından kullanılacağının kararlaştırıldığı,
(3) Hayvan bedelleri için işletme ile banka arasında 11/7/2014 tarihinde yapılan protokole göre her bir üye için hayvan başına 7.700 TL olmak üzere on adet hayvan için toplam 77.000 TL kredi kullandırıldığı, kararlaştırılan sayı yerine Türkiye'ye 245 adet hayvanın getirilip karantinaya alındığı, ithalatçı firma ile Birlik arasında 300 adet hayvan için 1/12/2014 tarihinde irsaliyeli fatura ve işletmenin otuz üye adına onar hayvan bedelini içeren otuz fatura düzenlendiği, bunlardan beşinin Birlik muhasebe kayıtlarına alınmadan üzerlerine iptal şerhi konulduğu, ayrıca işletme tarafından ayrıca ithalatçı firmaya 16/12/2015 tarihinde elli hayvan bedelini içeren iade faturası düzenlendiği,
(4) 245 adet hayvandan bir adedinin teslime uygun olmadığı, altı adet de farklı proje kapsamında getirilen hayvanla birlikte toplam 250 adet ithal hayvanın her bir üyeye onar adet olmak üzere yirmi beş üyeye dağıtıldığı, bu kişiler için düzenlenen toplam fatura bedelinin toplam 1.925.000 TL olduğu, ancak protokol gereği her bir hayvan için Birlik uhdesinde kalması gereken 700 TL düşüldüğünde ithalatçı firmaya ödenmesi gereken bedelin toplam 1.750.000 TL olmasına karşın Birlik tarafından ithalatçı firmaya toplam 1.910.000 TL'nin banka aracılığıyla ödendiği, bunun yanı sıra yine Birliğin ithalatçı firmaya Birliğe ait otomobili 5/2/2015 tarihinde sattığı, satış bedelinin denetim tarihi itibarıyla da ithalatçı firmadan tahsil edilemediği,
iii. İkinci grup hayvan ithalatına ilişkin olarak;
(1) Birlik ile banka arasında imzalanan protokol ile üyelerin kredi işlemleri için Birlik aracılığıyla bankaya başvurulduğu, seksen üyeye dağıtılmak üzere 800 adet simental ırkı damızlık gebe hayvan ithalatına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 3/2/2015 tarihinde izin verildiği, bu ithalat için Birlik yönetim kurulu tarafından alınan 26/1/2015 tarihli kararla avans niteliğinde 682.000 avronun başvurucu tarafından ödünç olarak Birliğe verilmesinin, hayvanların üyelere tesliminden sonra bu bedelin başvurucuya ödenmesinin ve bu bedel karşılığında başvurucuya teminat senedi verilmesinin, ithalat işlemleri için de bu bedelin ithalatçı firmanın hesabına avans olarak gönderilmesinin kararlaştırıldığı, ancak Birliğin 14/2/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısına ait tutanak içeriğinde ithalatçı firmaya avans verilmesi ve Birliğin yüklü miktarda borç altına alınması konusunda bir karar bulunmadığı, buna karşın yönetim kurulu kararı doğrultusunda 682.000 avronun önce başvurucu tarafından Birliğin banka hesabına borç olarak aktarıldığı, ardından da ithalatçı firmanın banka hesabına gönderildiği,
(2) Birlik üyesi seksen kişiye dağıtılmak üzere 800 baş hayvanın Almanya ve Avusturya'dan ithal edilmesi hususunda gerekli izinler alındıktan sonra farklı tarihlerde karantina işlemleri tamamlanan 85 ve 153 adet hayvanın bir kısmının önceden belirlenen üyelere dağıtıldığı, bir kısmının ise bu üyeler dışında başka kişilere satıldığı, diğer yandan ikinci grup hayvan ithalatı hususunda Birlik ile ithalatçı firma arasında protokol yapılmadığı,
(3) İkinci grup ithalata konu hayvanların teslimi ve kredi bedellerinin bloke işlemlerinin kaldırılması ve ödemeler konusunda üyeler, Birlik ve ithalatçı firma arasında yaşanan hukuki sorunlar nedeniyle karşılıklı ihtarnameler gönderildiği,
(4) Üyelerden bir kısmının kullanılan kredi ile ithal hayvan alamaması nedeniyle hesabını yerli hayvan alımında kullandığı, bir kısım üyelerin ise banka tarafından gönderilen taahhütnamelerde yer verildiği üzere kullandıkları kredilerin döviz cinsine çevrilerek bir süre bekletildiği, ithal hayvan alımının gerçekleşmemesi üzerine kredilerini kapatma yoluna gittikleri ve döviz cinsi oluşan farkın Birlik hesabına aktarıldığı, Birlik tarafından kişilerin kredi kapatma giderlerinin bu hesaptan karşılandığı,
iv. Soruşturma raporunda Birliğin diğer işlemleri nedeniyle tespit edilen hususların yanı sıra başta başvurucu olmak üzere Birlik yönetiminin;
(1) Birinci grup hayvan ithalatı sürecinde ithalatçı firmaya toplam 1.750.000 TL ödenmesi gerekirken Birlik iktisadi işletmesi tarafından ithalatçı firmaya toplam 1.910.000 TL ödenmesi ve buna ek olarak Birliğe ait otomobilin de ithalatçı firmaya satılmasına karşın bedelinin tahsil edilememesi sonucunda gerekli titizlik ve özeni göstermeyerek Birliğin uygulanan projeden elde edeceği gelirden mahrum kalması yanında üyelerin birtakım giderlerinin Birlik tarafından karşılanmasına neden olmak suretiyle Birliği malî açıdan zor duruma soktukları,
v. İkinci grup hayvan ithalatı sürecinde de ithalatçı firma ile protokol yapmamak ve Birlik genel kurul kararında bu hususta bir karar alınmadığı hâlde yönetim kurulu kararına dayalı olarak ithalatçı firmaya avans olarak ödenmek üzere Birliğe 682.000 avro borç vermek suretiyle basiretli bir iş adamı gibi davranmayarak Birliği yüklü miktarda borç altına sokup malî durumunu zorlaştırdıkları gerekçesiyle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
6. Başsavcılık soruşturma raporu doğrultusunda aralarında başvurucunun da bulunduğu Birlik yöneticilerinin görevi kötüye kullanma suçundan şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınması hususunda kolluğa talimat vermiştir. Başvurucu soruşturma evresinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; Birlik yönetimi ve ithalatçı firma arasında 2014 yılında yapılan hayvan ithalatı nedeniyle oluşan güven ilişkisi sonucunda 2015 yılında tekrar aynı konuda anlaşma yaptıklarını, ithalatçı firmanın hayvan alımı için kendilerinden avans istediğini, Birliğin ve ona bağlı iktisadi işletmenin peşin parası olmamasının yanı sıra Birliğin banka kredisinde garantör olabilmesi için hesabında para bulunması gerektiğini, bu nedenlerle Birliğe kendi şirketinden para sağladığını, bu konuda da Birlik yönetimi olarak karar aldıklarını, parayı ithalatçı firmaya aktardıklarını, ancak ithalatçı firmanın protokol imzalamaktan kaçınarak avansı kullanıp hayvan ithal etmesine rağmen hayvanları üyelere teslim etmediği gibi hayvanları haricen piyasaya sattığını, ayrıca avans olarak aldığı parayı da iade etmediğini, bu nedenle ithalatçı firma hakkında icra takibi başlatıp suç duyurusunda bulunduklarını, Birliğin bu firma ile olan ilişkisi nedeniyle herhangi bir zararının bulunmadığını, ödenen avansı Birliğe kendisinin verdiğini, Birliğin hayvan ithalatı nedeniyle kâr etmemesinin ithalatçı firmanın kusurundan kaynaklandığını beyan etmiştir. Yönetimde yer alan ve şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınan kişilerden C.C. soruşturma sonucu olaylarla ilgili bilgi sahibi olmadığını savunmuş, diğer şüpheliler ise başvurucuyla aynı doğrultuda ifade vermiştir.
7. Soruşturmanın tamamlanması üzerine 7/6/2018 tarihinde Başsavcılık;
i. İthalatçı firma yetkilileri hakkında, bu firmanın ithal edilen hayvanları Birlik üyelerine teslim etmemesi ya da eksik teslim etmesi şeklindeki iddialarının özel hukuk uyuşmazlığı niteliğinde olduğu ve taraflar arasında Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davanın (Hukuk davası) derdest olduğu, dolayısıyla ithalatçı firma yetkililerinin üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı,
ii. Müşteki A.K. ve ithalatçı firma yetkililerinin de başvurucunun iktisadi işletmeye ait banka hesabında Türk lirası cinsinde bulunan paraların dövize çevrilmesi nedeniyle oluşan kur farkını almak suretiyle irtikap ve dolandırıcılık suçlarını işlediğine dair iddialarını destekleyen delil bulunmadığı gerekçesiyle başvurucu ve ithalatçı firma yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar vermiştir.
8. Diğer yandan aynı tarihte Başsavcılık; soruşturma raporunda yer verilen tespitler doğrultusunda aralarında başvurucunun da bulunduğu dokuz Birlik yöneticisinin basiretli bir iş adamı gibi davranmadıkları, bu bağlamda Birliğin uhdesinde kalması gereken 175.000 TL'yi ithalatçı firmaya devredip bedelini tahsil etmedikleri ve herhangi bir genel kurul kararına dayanmaksızın ithalatçı firmaya 682.000 avro avans verip Birliği yüklü miktarda borç altına soktukları, bu nedenle de Birliği borçlandırıp malî açıdan zora sokmak suretiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla iddianame düzenlemiştir. Anılan iddianamede, soruşturma evresinde konuya ilişkin suç duyurusunda bulunan Birlik üyelerine suçun mağduru olarak yer verilmiştir.
9. Afyonkarahisar 5. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılama sırasında başvurucu 1/11/2018 tarihli ilk celsede alınan savunmasında;
i. 2014 ve 2015 yıllarında yapılan olağan genel kurul toplantılarında yönetim kuruluna yurt dışından canlı havyan getirmek amacıyla yetki verildiğini,bu verilen yetkiye istinaden ithalatçı firma ile 250 büyükbaş hayvan getirtmeleri için sözleşme yapıldığını, herhangi bir sorun olmadan hayvanların Birlik üyelerine dağıtıldığını, bu dağıtımda sorun olmayınca ithalatçı firmaya güven duyup ikinci kez sipariş verdiklerini, Birlik üyelerinin de bunun için yoğun talepte bulunduğunu, ithalatçı firma ile görüştüklerinde yurt dışından hayvan alabilmek için avans vermeleri gerektiğini söylediklerini, ikinci sipariş için sözleşme yapmadıklarını, Birliğin hesabında da para olmadığı için kendi cebinden 682.000 avroyu avans olarak ithalatçı firmaya ödediğini, buna ilişkin dekontları da olduğunu,
ii. İddianamede belirtilen 175.000 TL'nin de Birliğin değil kendi parası olduğunu, ilk sipariş için üyelerin bankadan çektiği kredilerin Birliğin hesabına girdiğini, krediye konu paranın da ithalatçı firmaya ödendiğini, Birliğin hesabında krediye konu para kalmadığını, 175.000 TL'nin ise ilk sipariş için kendi hesabından avans olarak Birlik hesabına aktarılan ve ithalatçı firmaya ödenen para olduğunu, Birlik üyelerinin bu konuda zararlarının oluşmadığını,
iii. İthalatçı firma tarafından yaklaşık 500 hayvanın yurt dışından getirtildiği ve onlara avans verdikleri hâlde hayvanların usulsüz şekilde Birlik üyeleri yerine başka kişilere verildiğini, bu konuda da şikâyetçi olmaları üzerine Genel Müdürlük tarafından ithalatçı firmaya para cezası verildiğini, ithalatçı firmanın kendilerini dolandırdığını, kredi masraflarının protokolden kaynaklandığını ve bu masraflara kendisinin neden olmadığını, oluştuğu iddia edilen zararların kendisinden kaynaklanmaması nedeniyle bu zararı karşılamak istemediğini savunmuştur.
iv. Başvurucu müdafii bu celsede Birliğin zarara uğrayıp uğramadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmasını ve Genel Müdürlüğe müzekkere yazılarak ithalatçı firmaya verilen cezalara dair belgelerin Mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
10. Aynı celsede savunma yapan Birlik yöneticisi diğer sanıklar da soruşturma evresinde alınan ifadelerini tekrar etmiştir. Yargılamanın ikinci celsesinde Genel Müdürlük tarafından gönderilen belgeler okunmuştur. Duruşma Tutanağı'nda Genel Müdürlük tarafından herhangi bir para cezası verilmediği ancak ithalatçı firmanın taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle Genel Müdürlük tarafından bu firma aleyhine hukuk davası açıldığı belirtilmiştir.
11. İddianamede suçun mağduru olarak yer verilen Birlik üyelerinden bazıları davaya katılma talebinde bulunmamış, kalan otuz iki kişi ise yargılama sırasında alınan ifadelerinde genel olarak hayvanların teslimi konusunda yaşanan sorunlar nedeniyle farklı miktarlarda zararlarının oluştuğunu ileri sürmüş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile söz konusu otuz iki kişinin davaya katılma talebinde bulunmaları üzerine Mahkeme; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yanı sıra anılan kişilerin davaya katılan olarak kabullerine dair ara karar vermiştir.
12. Yargılamanın 19/11/2019 tarihli celsesinde Mahkeme, tarafların iddia ve itirazları doğrultusunda biri Sayıştaydan emekli, ikisi de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kontrolörü olan üç kişiden oluşturulacak heyet aracılığıyla konuya ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesi hususunda Ankara nöbetçi asliye ceza mahkemesinden istinabe talep edilmesine karar vermiştir.
13. Mahkemenin belirttiği ünvanlara sahip bilirkişiler tarafından düzenlenen 28/5/2020 tarihli bilirkişi raporunda muhakeme sürecinde alınan tüm ifadelerle soruşturma raporunda rakamsal verilerle birlikte yer verilen değerlendirmelere değinilmiş ve sonuç olarak iddianameye konu olan eylemler de dâhil olmak üzere soruşturma raporunda değinilen ve denetlemeye konu olan tüm hususlar bakımından aralarında başvurucunun da bulunduğu sanıkların görevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek Birlik ve üyelerinin mağduriyetine neden olmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları mütalaa edilmiştir. Başvurucu müdafii bilirkişi raporuna karşı sunduğu itiraz dilekçesinde, yargılamanın ikinci celsesinde Bakanlığın katılan sıfatıyla davaya kabulüne karar verildiği hâlde bilirkişi heyetinde yer alan iki kişinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde memuriyet görevlerinin bulunduğunu, dolayısıyla bu kişiler katılan Bakanlığın mensupları oldukları için davada bilirkişi olarak görev yapamayacaklarını ileri sürerek bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasını ve yeniden oluşturulacak heyet tarafından tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
14. Yargılamanın son celsesinde başvurucu müdafii bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde dile getirdiği hususları tekrar etmiş, bunun üzerine Mahkeme, başvurucu müdafiinin itiraz ettiği hususların adil yargılanma hakkının ihlaline neden olabilecek nitelikte olduğunu değerlendirmiş ve söz konusu raporun hükme esas alınmamasına dair ara karar vermiştir. Bununla birlikte Mahkeme anılan ara kararda dosyanın kapsamı, mevcut deliller ve yargılamanın geldiği aşama itibarıyla da yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekli görülmediği gerekçesiyle başvurucu müdafiinin bu yöndeki talebini reddetmiştir. Yargılama sonucunda Mahkeme 9/7/2020 tarihinde görevi kötüye kullanma suçundan başvurucu dışındaki diğer yönetim kurulu üyesi sekiz sanığın 11 ay 7 gün hapis, başvurucunun ise 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar vermiştir. Mahkûmiyet gerekçesinde yer verilen deliller ve değerlendirmeler şöyledir:
"İddia, sanıkların savunması, sanıklara ait nüfus ve adli sicil kaydı, müştekiler beyanı, katılanlar beyanları, tanık beyanları, dosya arasında bulunan delil niteliğine haiz tüm belge ve evraklar ile tüm dosya kapsamından;
I. Grup Hayvan İthalatı Bakımından Yapılan Değerlendirmede:
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 04/02/2014 tarih ve 1032 sayılı Olur'u ile 'Yetiştirici ile Sözleşme Yapmak Suretiyle Özel İzne Tabi Damızlık Gebe Düve İthalatı Uygulama Talimatı' kapsamında Afyonkarahisar ili merkez İlçe, Şuhut, Sinanpaşa, ve İscehisar Süt Üreticileri Birliği üyesi yetiştiricilere dağıtılmak üzere 300 adet simental ırkı damızlık gebe düve ithal edilmesi hususunda ithalatçı firma olan [ithalatçı firma] İle Birlik arasında 03/09/2014 tarihli protokol imzalandığı, ancak Bakanlık Temsilcileri nezaretinde hayvanların belirtilen nitelikleri taşıyıp-taşımadığı değerlendirilerek, yurt dışından yapılan seçim sonrası 300 adet büyük baş hayvan yerine, bu protokol icabınca yurt dışından toplamda 250 hayvanın ithal edildiği; Ziraat Bankası ile Birlik arasında 11/07/2014 tarihli protokole göre 'hayvan ithal edecek her bir üye için hayvan başına 7.700 TL olmak üzere' kredi tahsisi yapıldığı; buna göre ithal edilen ve üyelere dağıtımı yapılan toplam 250 hayvan bedeli olarak 7.700 TL x 250 = 1.925.000 TL olduğu, Birlik ile ithalatçı firmanın imzaladığı protokole göre hayvan başına 700 TL'nin Birliğin uhdesinde kalacağı ve bu miktarın hayvan sigortaları ile Birlik geliri olarak kullanılacağı, buna göre ithalatçı firmaya toplam 7000 x 250=1.750.000 TL ödeme yapılması gerektiği halde, toplamda 1.910.000 TL'nin [...] Bankası aracılığıyla 6 farklı tarihte çeşitli miktarlar olarak Birlik tarafından ithalatçı firmaya ödendiği, yani sonuç olarak 160.000 TL fazladan ödeme yapıldığı,
II. Grup Hayvan İthalatı Bakımından Yapılan Değerlendirmede:
Birinci Hayvan İthalatından sonra Birlik aracılığı ile 80 adet üyeye dağıtılmak üzere 800 baş Simental ırkı damızlık gebe hayvan ithalatına Hayvancılık Genel Müdürlüğünün 03.02.2015 tarih ve 70251323-020/1539 sayılı Olur'u ile izin verildiği,
Ancak bu aşamada Birlik ile ithalatçı firma arasında II. Grup hayvan ithalatına ilişkin karşılıklı hakları, yükümlülükleri ve borçları düzenleyen bir sözleşmenin düzenlenmesi gerekirken düzenlenmediği,
Söz konusu ithalat ile ilgili olarak 'toplam 682.000 EURO'nun önce Birlik Başkanı Osman DERİN tarafından şahsi hesabından birliğin hesaplarına borç olarak' aktarıldığı, bu para Birlik hesaplarına intikal ettirildikten sonra ise ithalatçı firmaya avans olarak gönderilerek Birliğin sanık Osman DERİN'e karşı borçlandırıldığı,
Sonrasında Almanya'da ithal edilecek 300 baş hayvan için Tarım ve Orman Bakanlığı'nca Kontrol Belgesi düzenlendiği, geçici ithalatı uygun görülen 153 adedinin karantina işlemlerinin 22/04/2015 tarihinde tamamlandığı, aynı şekilde Genel Müdürlük Makamının 23/03/2015 tarih ve 4407 sayılı Olur'u ile ithalatçı firmanın önceki ithalatına ek olarak ithalatı yapılan 85 adet hayvanın karantinasının ise 12/06/2015 tarihinde tamamlandığı,
İthali gerçekleştirilen damızlık gebe düvelerin üyeler tarafından teslim alınabilmesi için [...] Bankasınca Birlik üyelerine tahsis olunan 77.000 TL kredinin, Birlik Başkanı olan sanık Osman Derin'in onayına istinaden kullanılması mümkün olduğu halde, sanık Osman Derin'in bu onayı vermeyerek, krediyi Bloke ettirdiği ve bundan dolayı Birlik üyelerinin hayvanları teslim alamadıkları ve kredi tahsisi de gerçekleştiğinden, bankaya karşı 'kullandırılan kredinin, kullandırım tarihinde EURO'ya çevrilerek hesabımda blokeli tutulması ve hayvanların teslimine müteakip blokenin kaldırılarak Birliğin/iktisadi işletmesinin ilgili hesabına aktarılmasını kabul ediyorum.' şeklindeki taahhütleri çerçevesinde, Birlik üyelerince başvurulan kredilerin kullandırım tarihi itibariyle Euro hesabına çevrilmesi sonucu kur artışından kaynaklanan ekonomik zararlarının söz konusu olduğu,
Yine [ithalatçı firmanın da] hayvanları Birlik üyelerine teslim edememesinden kaynaklanan ekonomik zararlarının söz konusu olduğu, zira karantina işlemleri tamamlandığı halde, Birlik ve üyelere ayrı ayrı çektiği ihtarnamelerin ve Bakanlığa yaptığı müracaatın da sonuçsuz kalması üzerine Birlik üyelerine teslim edilemeyen hayvanların beslenme, bakım ve muhafaza giderlerinden kaynaklanan ekonomik zararların söz konusu olduğu, her ne kadar ithalatçı firma son çare olarak Afyonkarahisar İli Bolvadin İlçesinde bulunan [... İşletme numaralı A.E. Şirketine] elinde kalan hayvanları satarak, bu durumu 21/05/2015 tarihli dilekçe ile Hayvancılık Genel Müdürlüğüne bildirmiş ise de, ithalatçı firmanın ithalat aşamasında Hayvancılık Genel Müdürlüğüne verdiği taahhütnamede belirtildiği üzere; 'mücbir sebeplerin dışında söz konusu ithal hayvanların sözleşme yapılan birlik üyelerine dağıtılacağının taahhüt edilmiş olduğundan, birlik üyeleri dışında üçüncü şahıslara satış talebinin uygun görülmediği' hususunun bildirildiği ve Hayvancılık Genel Müdürlüğünce yine ithalatçı firmanın 17/03/2015 tarihli taahhütnamesinde yer alan 'sözleşme yaptığımız çiftçilere, birliklere, kooperatiflere ve/veya üyelerine karantina sonucu sağlık sertifikasında belirtilen hastalıklar yönünden negatif çıkan damızlık hayvanları dağıtacağımızı, sözleşme yapmadığımız yetiştiricilere satmayacağımızı ve/veya başka birilerine devretmeyeceğimizi, amacı dışında kullanmayacağımızı, taahhüdümüzün ihlali halinde; yurt dışından ithal ettiğimiz damızlık hayvanların ithal tarihindeki fatura bedeli üzerinden hazineye ödeme yapacağımızı bu belge ile kabul ve taahhüt ederiz.' hükmüne istinaden, ithalatçı firma hakkında tazminat davası açtığı, davanın halen derdest olduğu sübut bulan maddi vakıadır.
Her ne kadar sanıklardan Osman Derin tarafından 'iddianamede belirtilen 175.000,00 TL de birliğin değil benim şahsi paramdır ... Bu 175.000 TL ise ilk parti için benim şahsi hesabımdan avans olması amacı ile birlik hesabına aktarılan ve ithalatçı firmaya ödenen kalan miktardır. ... İthalatçı firma tarafından yaklaşık 500 tane hayvan yurt dışından getirtildi ancak bizim avans vermemize rağmen usulsüz bir şekilde birlik üyelerine değil başka şahıslara verildi. .... İthalatçı firma [... bizi] dolandırdı." şeklinde,
Yine sanık [E.Y.] tarafından 'İthal hayvanlar geldi, Salar beldesine indirildi, biz süt birliği olarak parasını ödedik, karantinanın bitmesini bekledik, karantina bitti, ancak firma malları bize değil de piyasaya sattı' şeklinde,
Diğer sanıklar tarafından ise 'olaya ilişkin ayrıntılı bir bilgiye sahip olmadıkları, tüm işlemlerin Birlik Başkanı olan Osman Derin tarafından gerçekleştirilip, takip edildiği, olaya ilişkin bir kusurlarının bulunmadığı' şeklinde savunmalarını sunmak suretiyle, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemişlerse de; dosya kapsamı ve mevcut deliller itibariyle, sanıkların oluşa uygun düşmeyen, dosya kapsamındaki delillerle uyumluluk arz etmeyen, çelişkili savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiş ve maddi vakıa kısmında ayrıntıları ile açıklanan eylemleri neticesinde sanıkların üzerine atılı olan görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri Mahkememizce sabit görülm[üştür.]"
15. Mahkeme kararında ayrıca katılanların zararlarının karşılanmadığı gerekçesiyle başvurucu ve diğer sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin koşulların oluşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
16. Başvurucunun yanı sıra sanıkların bazıları mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Başvurucu;
i. Bakanlığa bağlı İl Müdürlüğü tarafından ithalatçı firmaya açılan hukuk davasında firmanın 27/3/2015 tarihinde yurt dışından getirdiği 153 hayvanı aralarında sözleşme yaptıkları Birlik üyelerine dağıtmayıp A.E. Şirketine sattıkları, bu suretle ithalata ilişkin verdikleri taahhüdü ihlal ettiklerinden bahisle 153 hayvanın fatura bedeli olan 336.000 avronun ithalatçı firmadan talep edildiğini, davada alınan bilirkişi raporunda taahhüdün davalı ithalatçı firmadan kaynaklanan nedenle ihlal edildiğinin belirtildiğini, benzer şekilde ek bilirkişi raporunda da ithalatçı firmanın en başından beri 153 hayvanın sözleşme yapılan kişilerden farklı kişilere satılması amacıyla hareket ettiklerine dair kanaatlerinde değişiklik olmadığının mütalaa edildiğini,
ii. İthalatçı firma yetkilisinin hayvanları teslim almaları için üyelere ihtarname göndermesinin kendi kötü niyetini gizlemeye yönelik olduğunu, ikinci hayvan ithalatı sürecinde ithalatçı firma ile protokol imzalanmamasının ve banka kredisindeki blokenin kaldırılmamasının kendisinin görevlerinin gereğine uygun davrandığını gösterdiğini, yine bu hususta sözleşme imzalanabilmesi için firmaya ödenen 682.000 avronun ödenmesi hususunda iki kez ihtarname gönderdiklerini, bu paranın zaten kendisine ait olduğunu ve paranın geri ödenmemesi nedeniyle Birlik yerine kendisinin zarara uğradığını,
iii. İthal hayvanların Birlik üyelerine teslim edilmemesinden doğan zararların da birlik yönetimi yerine ithalatçı firmanın eylemlerinden kaynaklandığını,
iv. İddianamede müşteki olarak gösterilen kişilerin yanı sıra yargılama sırasında da davaya katılan olarak kabul edilen kişilerin hiçbirinin gerçek anlamda bir zararlarının oluşmadığını, var olduğu iddia edilen ve rakamsal olarak belirtilen zarar miktarlarının da gerçeği yansıtmadığını, dolayısıyla üyelerin kaynağını kanıtlayamadıkları zararların giderilmediği gerekçesiyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
v. Mahkemece gerekli görülürse ilk grup hayvan ithalatı açısından ödenmesi gereken ile ithalatçı firmaya ödenen bedeller arasındaki fark olan 160.000 TL'yi Birliğe ödemeye hazır olduğunu, ancak yargılama sırasında bu konuda bir ara karar ve kendisine süre verilmeden mahkûmiyet kararı verildiğini,
vi. Bilirkişi raporuna yönelik itirazı kabul edildiği hâlde konuya ilişkin başka rapora dayanılmaksızın karar verildiğini ancak ara kararıyla hükme esas alınmayacağı belirtilen bilirkişi raporunun mahkûmiyet gerekçesinde zımni olarak hükme esas alındığını,
vii. Kredinin bloke süresi içinde dövize çevrilerek kur artışından kaynaklanan zarar oluştuğu yönündeki kabulün doğru olmadığı gibi bu yöndeki bir eyleme iddianamede de yer verilmediğini, dolayısıyla kendisine bu hususta ek savunma hakkı tanınmadan mahkûmiyet kararı verildiğini, diğer yandan bu iddiayı destekleyen bilirkişi raporunun da olmadığını ileri sürmüştür.
17. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, Mahkemeye yönelik istinaf kanun yoluna başvuru taleplerini 25/12/2020 tarihinde kesin olmak üzere esastan reddetmiştir.
18. Başvurucu, nihai kararı 4/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 25/1/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
19. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
20. Başvurucu, Mahkemenin son celsede ara kararla hükme esas alınmayacağını kararlaştırdığı bilirkişi raporuna mahkûmiyet gerekçesinde zımnî olarak dayandığını ve var olduğunu kabul ettiği zararın tespiti açısından yeniden bilirkişi raporu almaksızın karar verdiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yer vermiş; ihlal iddiaları incelenirken bu içtihatların, somut olayın kendine özgü koşullarının ve konuya ilişkin Bakanlığa Tarım ve Orman Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün gönderdiği belgelerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır. Söz konusu belgelerde değinilen açıklamalar şöyledir:
i. Soruşturma raporunda Birlik yöneticilerinin Birliğin uhdesinde kalması gereken 175.000 TL'nin ve genel kurul kararı olmaksızın 682.000 avronun ithalatçı firmaya ödenmesi ile Birliğe ait otomobilin ithalatçı firmaya devredilmesine karşın bedelinin tahsil edilmemesi şeklinde üç ayrı usulsüzlük tespit edildiği,
ii. Başvurucunun her üç eylemi de protokole dayanmaksızın gerçekleştirdiği, diğer yandan ithalatçı firmanın taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle açılan hukuk davasında cezai şart olarak 336.000 avro ödemesine karar verildiği, firmanın bu karara yönelik istinaf kanun yoluna başvuru talebinin de başvuru harcının yatırılmaması nedeniyle reddedildiği, başvurucunun 175.000 TL ve 682.000 avro miktarındaki parayı ithalatçı firmaya avans olarak verdikleri hâlde Birlik üyelerinin hayvanlarını alamadığını beyan ederek Birlik ve üyelerin zarara uğradıklarını kabul etmiş olduğu, dolayısıyla Mahkemenin bilirkişi raporu yerine muhakeme sürecinde alınan ifadelerin yanı sıra soruşturma evresinde alınan soruşturma raporuna dayalı olarak yeniden bilirkişi raporu düzenlenmesine gerek görmediği, mahkûmiyet kararında da söz konusu soruşturma raporuna dayandığı,
iii. Hukuk davasının ithalatçı firma ile Tarım ve Orman Bakanlığı İl Müdürlüğü tarafından açılan cezai şart alacağına ilişkin olduğu ve bu davanın başvurucu hakkındaki ceza davasıyla ilgisinin bulunmadığını vurgulanmıştır.
22. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda dile getirdiği itirazlarını yinelemiştir.
23. Başvuru, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri bakımından incelenmiştir.
24. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok başvuruda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerin Anayasa Mahkemesi tarafından incelendiği, başvuruculara delillerini sunma ve inceletme noktasında mahkemelerce uygun imkânların tanınması gerektiği, tarafların dinlenilmemesi ve taraflara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesinin yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hâle gelmesine neden olabileceği vurgulanarak ilgili Anayasa kurallarının yorumlandığı anlaşılmaktadır (Yaşasın Aslan [2. B.], B. No: 2013/1134, 16/5/2013, §§ 32-37; Kamil Koç [1. B.], B. No: 2012/660, 7/11/2013, §§ 42-48; Ramazan Tosun [1. B.], B. No: 2012/998, 7/11/2013, §§ 34-42; Yüksel Hançer [1. B.], B. No: 2013/2116, 23/1/2014, §§ 18, 19; Muharrem Keserci [2. B.], B. No: 2012/575, 8/5/2014, §§ 43-55; Ahmet Teyit Keşli [2. B.], B. No: 2013/2237, 18/9/2014, §§ 55-65; Abdulselam Tunç [1. B.], B. No: 2013/6986, 5/11/2014, §§ 56-66; Gürhan Nerse [2. B.], B. No: 2013/5957, 30/12/2014, §§ 33-40; Aziz Ağırlı [1. B.], B. No: 2013/1377, 25/3/2015, §§ 32-43; Düzgit Yalova Gemi İnşa Sanayi A.Ş. [1. B.], B. No: 2013/8756, 15/4/2015, §§ 37-48; Targan Tolga Yungul [2. B.], B. No: 2013/1386, 16/4/2015, §§ 23-31; Durmaz Oto. Petrol Ürünleri İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/1020, 7/5/2015, §§ 22-35; Fahri Gösteriş [1. B.], B. No: 2013/1297, 13/4/2016, §§ 27-37; Zekayi Çelebi [1. B.], B. No: 2014/5633, 18/5/2016, §§ 25-30; Özgür Murat Engin [1. B.], B. No: 2014/7806, 21/9/2016, §§ 38-44; Laleş Çeliker [2. B.], B. No: 2013/8413, 21/9/2016, §§ 24-31; Cezair Akgül [1. B.], B. No:2014/10634, 26/10/2016, §§ 27-31; Gökay Dayan [2. B.], B. No: 2014/12206, 21/9/2017, § 21; Ruhşen Mahmutoğlu [1. B.], B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 56).
25. Somut olayda başvurucuya atılı görevi kötüye kullanma suçuna konu eylemler iddianamede, ilk grup hayvan ithalatı sonrası Birliğin uhdesinde kalması gereken 175.000 TL'nin ithalatçı firmaya devredilip bedelinin tahsil edilmemesi ile ikinci grup ithalat sürecinde de herhangi bir genel kurul kararına dayanmaksızın başvurucu tarafından Birlik hesaplarına borç olarak 682.000 avro aktarılması ve bu bedelin ithalatçı firmaya avans verilmesi suretiyle Birliğin yüklü miktarda borç altına sokulması olarak gösterilmiştir (bkz. § 8). Söz konusu eylemler de Birliğe ait defter kayıtlarının, genel kurul ile yönetim kurulu kararlarına dair tutanakların, protokol belgelerinin Birlik ve ithalatçı firmanın karşılıklı olarak birbirlerine gönderdikleri ihtarnamelerin ve banka hesap hareketlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen soruşturma raporuyla ortaya konulmuştur. Diğer yandan başvurucu ve diğer sanıklar da 175.000 TL'nin ithalatçı firmaya ödendiğine, 682.000 avronun da genel kurul kararına dayanmaksızın başvurucu tarafından Birlik hesabına borç olarak gönderilip aynı firmaya avans verildiğine dair olgulara itirazda bulunmamıştır.
26. Ayrıca Mahkeme, son celsede başvurucunun bilirkişi raporuna dair yaptığı itirazı yerinde görerek bu raporun hükme esas alınmayacağına dair ara karar vermiştir (bkz. § 8). Bununla birlikte, mahkûmiyet gerekçesinde başvurucunun iddianameye konu eylemleri gerçekleştirdiğine dair delil değerlendirmeleri bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerle benzerlik taşımakta ise de (bkz. § 14) bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, ilk olarak soruşturma evresinde düzenlenen ve iddianamede yer verilen eylemlere dayanak olan soruşturma raporunda değinildiği ve benzer sonuca ulaşıldığı vurgulanmalıdır (bkz. § 5). Buna ek olarak başvurucunun muhakeme sürecinde soruşturma raporuna ulaşamadığına ve bu raporda değinilen tespitlere etkili şekilde itirazlarını sunamadığına dair iddiası da bulunmadığı gibi yargılamanın 1/11/2018 tarihli celsesinde davaya konu paraların ithalatçı firmaya gönderilmesi eylemleri açısından savunmalarını ortaya koyduğu ve zararı gidermek istemediğini beyan ettiği de gözden kaçırılmamalıdır (bkz. § 9). Sonuç olarak Mahkemenin başvurucunun soruşturma raporu başta olmak üzere hükme esas alınan tüm delillerin doğruluğunun ve güvenilirliğinin sınanması için gösterdiği delillerle ilgili gerekli ve yeterli inceleme/değerlendirme yapmadığından, böylelikle de başvurucuyu iddia makamı karşısında usule ilişkin imkânlardan yararlanma noktasında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürdüğünden söz edilemeyecektir.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
28. Başvurucunun;
i. Birlik ve iktisadi işletme adına ithalatçı firmaya ihtarnameler gönderen vekilin yargılama sırasında kendisinden şikâyetçi olan müşteki ve katılanların vekilliğini sürdürmesi, zararın karşılanması için yeterli süre verilmemesi ve Mahkemenin gerekçeli kararının istinaf kanun yoluna başvuru süresinin son gününde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine (UYAP) yüklenmesi nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Hikmet Balabanoğlu ([2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması,
ii. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığı kararı verilmesi nedeniyle Birlikteki hak ve yetkilerini kanunen kaybetmesi ve meslekî faaliyetlerini yerine getirmekten mahrum kalması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Özlem Kenan ([1. B.], B. No: 2018/25808, 7/4/2021, §§ 20-63) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması,
iii. Mevcut deliller açık ve bariz şekilde hatalı olarak değerlendirilerek mahkûmiyet kararı verildiğine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmadığına ilişkin iddiasının da Ahmet Sağlam ([2. B.], B. No: 2013/3351, 18/9/2013) kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 26/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.