TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
EDİP ÜNGÜR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/61692)
|
|
Karar Tarihi: 4/2/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Edip ÜNGÜR
|
Vekili
|
:
|
Av. Burhan ARTA
|
I. BAŞVURUNUN
ÖZETİ
1. Başvuru, ceza davasında sanığın tanık dinletme
talebinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu 1964 doğumlu olup bireysel başvuruya konu
olayların geçtiği tarihte Diyarbakır'da ikamet etmektedir.
3. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Muhabere
Elektronik Şube Müdürlüğüne kimliği belirsiz bir kişi tarafından 22/1/2020
tarihinde saat 20.45 civarında "PKK Diyarbakır Kayapınar Ağabey kolay
gelsin Edip Üngür adında biri var sürekli Irak'a gidip geliyor. Türk diplomat
Osman Köse'yi şehit eden Mazlum Dağ'ın adamıdır. PKK adına çalışır, Kandil ile
görüşür, Kuzey Irak'taki PKK'lılar ile çalışıyor, sürekli onlara bilgi ve
malzeme taşıyor, yakın zamanda Türkiye'ye gelmiştir, tekrar kaçmadan yakalayın
bunu çok tehlikeli biridir, başkalarının canı yanmasın Kayapınar'da [...]
blokta oturuyor ağabey adım gizli kalsın" şeklinde internet üzerinden
ihbarda bulunulması üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık)
başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.
4. Başsavcılığın gecikmesinde sakıncalı hâlin olduğu
gerekçesiyle başvurucunun ikametinde arama yapılması için verdiği yazılı arama
emri doğrultusunda, başvurucunun ihbarda belirtilen ikametinde yapılan arama
sonucunda; cep telefonları, SIM kartlar, kaset, CD'ler, harici bellekler ile
farklı sulh ceza hâkimlikleri tarafından toplatılmasına karar verildiği belirtilen
"Ölüm Lobisi Batı Irak'ı Nasıl Silahlandırdı?", "Halkı
Savunmak", "Öcalan'ın Moskova Günleri - Gülnar ve Öcalan",
"Kongra-Gel Kürdaistan Halk Kongresi Demokratik Kuruluş Belgeleri",
"Öcalan'ın İmralı Günleri" adlı kitaplar ele geçirilmiştir.
Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliği 23/1/2020 tarihinde elkoyma işleminin
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 127. maddesi
uyarınca onaylanmasına ve el konulan dijital materyaller üzerinde aynı Kanun'un
134. maddesi uyarınca arama ve kopya çıkarma işlemleriyle kayıtların çözülerek
metin hâline getirilmesine karar vermiştir.
5. El konulan dijital materyaller üzerinde yapılan
incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda bu materyallerin içerikleriyle
ilgili şu tespitlere yer verilmiştir:
i. Bir hafıza kartı içerisinde;
(1) PKK silahlı terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın
fotoğrafları ile örgütün sözde bayrağının asılı olduğu yerde örgüt
mensuplarının halay çektikleri, uzun namlulu silahla halay çeken bir örgüt
mensubunun da bulunduğu video,
(2) Başvurucunun örgüt mensubu kişilerle samimi olarak
çektirdiği fotoğrafların, örgütün sözde bayrağının simgesi ile Abdullah
Öcalan'ın fotoğrafının basılı olduğu rozetleri içeren ve örgütün kırsalda HPG
(Halk Savunma Güçleri) ile YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) adı altında silahlı
faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ait resim dosyaları,
(3) Örgütün kurucularından M.K. adlı örgüt mensubuna
ithaf edilmiş, örgütün sözde merkez karargâhlarından olan ve Kandil Bölgesi'nde
bulunan sözde şehitlik olarak değerlendirilen yerde örgüt mensupları tarafından
çekilmiş fotoğraflar,
(4) Örgütün sözde merkez karargâhlarından olduğu
değerlendirilen yerde örgüt mensupları tarafından çekilen fotoğraf,
(5) Başvurucunun örgüt mensuplarına ait olduğu değerlendirilen
yerde bulunduğu ve örgüt ideolojisinde yayın yapan [...] TV adlı televizyon
kanalını izlediklerine dair fotoğraf,
(6) Üç adet “Savaşçılarımız çok harikaydı, biz
Kürtlerin savaşçılarıydı. Güzel kızlarımız halkın devrimcileriydi. Özgürlük
yolunda arkadaşlar canlarını verdi başkaldırı yolunda şehitler canlarını verdi.”,
“İçim acıyor kahramanlar için, İçim acıyor şehitler için, Ben kırıldım
parçalandım anneler için” ve “Harun aslanlar gibiydi gerillanın komutanı
idi düşmana korku veriyordu” şeklinde örgütü öven sözlerin geçtiği örgütsel
nitelikte şarkıları içeren ses dosyaları,
ii. Diğer hafıza kartı içinde, önceki karttaki 58 adet
resim dosyasıyla içeriği aynı olmakla birlikte farklı ibarelerle adlandırılan
dijital veri,
iii. Söz konusu harici belleklerden birinde, başvurucunun
PKK/KCK terör örgütü mensubu olan kişilerle birlikte çekilmiş fotoğraflarla
diğer örgütsel nitelikte fotoğraflar,
iv. İki CD'de sırasıyla "Parça 1, 3, 5 ve 11"
şeklinde adlandırılan ve örgütü övücü nitelikte sözler içeren Kürtçe şarkılar
bulunduğu tespit edilmiştir.
v. Başvurucunun kullandığı telefonun rehber kayıtlarında
yapılan incelemede; rehbere farklı adlarla kaydedilen dokuz kişinin haklarında
önceden silahlı terör örgütü üyeliği suçundan adli işlem yapılan veya bu suçtan
adli makamlar tarafından aranmakta olan, gerçekte ve örgüt içinde kullandıkları
kod adları tespit edilen ve bazıları da örgüt adına Irak'ta ve Kandil'de
faaliyet gösterdiği belirlenen örgüt mensupları oldukları değerlendirilmiştir.
6. Başvurucu soruşturma evresinde alınan savunmalarında;
i. PKK/KCK silahlı terör örgütü ile ilişkisi olmadığını
ve örgüt mensuplarını da tanımadığını, mesleği gereği 2005 yılından itibaren
hukuka uygun yollardan Irak'a gidip gelmekte olduğunu, orada işi gereği diyalog
kurduğu kişilerin de örgüt mensubu olup olmadıklarını bilmediğini,
ii. İhbarda adı geçen Mazlum Dağ adlı kişiyi
tanımadığını, Irak'a gittiği zamanlarda da örgütün kamplarına ve Kandil
bölgesine gitmediğini, Irak'ta genellikle Erbil, Dohok ve Zaho şehirlerine
gittiğini,
iii. 2013 ya da 2014 yılında Irak'ta çalıştığı dönemde
oradaki HDP binasından bir grubun gelip kendisini nevruz kutlamalarına
götüreceklerini söylediğini, oradaki işçileri otobüse bindirip Ranya olarak
adlandırılan bir yere götürdüklerini, oranın PKK kampı olduğunu bilmediğini,
ele geçirilen fotoğrafları kimin çektiğini bilmediğini, fotoğraflarda yer alan
kişileri de tanımadığını, kendisinin bu fotoğraflarda yer aldığını,
fotoğraflardaki diğer bazı kişileri de nevruz kutlamalarında gördüğünü ve bu
kişilerin kendilerini Erbil'de esnaf olarak ya da başka mesleklerde çalışan
kişiler olarak tanıttıklarını,
iv. Ranya'ya götürülecekleri söylenen yerin Kandil
olduğunu bilmediğini, nevruz kutlamasına giderlerken mezarlık olan bir yerde
durduklarını, otobüsten inen kişilerin orada halay çektiğini, kendisinin de bu
mezarlığa gittiğini, otobüste indikleri sırada bazı kişilerin çocuklarının bu
mezarlıkta olduğunu söylediklerini,
v. Uzun yola gittiği zamanlarda dinlemek için farklı
dillerde şarkıları internetten indirdiğini, bu şarkıları da kulağa hoş geldiği
için dinlediğini, bu şarkıların içeriğinin örgütü övme amaçlı olduğunu
bilmediğini, evinde ele geçirilen kitapların kendisine ait olduğunu, kitapları
aldığı zaman bunlar hakkında toplatma kararı olmadığını, bu kitapları ofis olarak
adlandırılan yerdeki bir kitapçıdan, araştırma yapmayı sevdiği ve sağlık
sorunları yaşadığı dönemde can sıkıntısını gidermek için aldığını,
vi. Son olarak C. adlı bir inşaat firmasında çalıştığını,
bu firmanın Kuzey Irak yönetimi olan Barzani ailesinin askerî işlerini yapan
bir firma olduğunu, çalıştığı yerde örgütle ilişkisi olan kişilerin işe
alınmadığını, bu konuda sıkı istihbarat çalışması yapıldığını söylemiştir.
7. Başsavcılık soruşturmanın tamamlanması üzerine
başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması
talebiyle 13/2/2020 tarihinde iddianame düzenlemiştir. İddianamede,
başvurucunun ikametinde yapılan arama sonucunda ele geçirilen kitaplar ile
dijital materyallerde yapılan incelemeler sonucu tespit edilen veriler
doğrultusunda başvurucunun atılı suçu işlediği sonucuna ulaşılmıştır.
8. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) yapılan
yargılama üç celsede tamamlanmıştır. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünden
Mahkemeye gönderilen yazıda, başvurucunun 3/11/2019 tarihinde Diyarbakır
Havalimanı üzerinden yurt dışına çıkış yaptığı, 20/1/2020 tarihinde de Şırnak
Habur Hudut Kapısını kullanarak yeniden Türkiye'ye giriş yaptığı
belirtilmiştir.
9. Başvurucu müdafii Mahkemeye sunduğu 23/3/2020 tarihli
dilekçe ekinde, başvurucunun karakolda 22/1/2020 tarihinde şikâyetçi sıfatıyla
verdiği ifadenin bir suretini sunmuştur. Söz konusu ifade tutanağına göre
başvurucu;
i. Yaklaşık 10 yıldır Erbil'de kalıp işleri yaptığını,
yeğeni A.Ü.nün kendisinin yanında çalıştığını, üç ay önce akrabalarının
kendisini telefonla arayıp A.Ü.nün kolluk tarafından arandığını söylediklerini,
bunun üzerine 27/10/2019 tarihinde onu alıp uçakla teslim etmek üzere
Diyarbakır'a getirdiğini, geldiklerinde polislerin A.Ü.yü alıp götürdüğünü, A.Ü.nün
açık ceza infaz kurumuna girip 4-5 gün sonra da çıktığını,
ii. Yeğeni çıktıktan 1-2 gün sonra kendisinin tek başına
yeniden Erbil'e gitmek üzere havalimanına gittiğini, işlemleri yapılırken
pasaportuna bakan bir görevlinin kendisini alıp bir odaya götürdüğünü, odada
dört kişinin olduğunu, bu kişilerin kendisiyle yaptıkları görüşmede
gösterdikleri fotoğraflardaki kişileri tanıyıp tanımadığını sorduklarını,
tanımadığını söyleyince kendisine kızarak fotoğraflardakilerden birinin şehit
edilen konsolosluk görevlisi, diğerinin de onu şehit eden terörist olduğunu
söylediklerini, bu kişilerin polis olduğunu anladığını, onların da kendisine
Ankara'dan bu soruları kendisine sormak için geldiklerini söyleyip bilgi
vermesini istediklerini, görevlilere kendisinin Erbil'de Barzanilerin
konutlarını yaptığını ve bu kişileri tanımadığını söyleyince kendisini odadan
çıkardıklarını,
iii. Uçağa bineceği yere geldiğinde odadaki kişilerden
ikisinin yeniden yanına gelip fotoğrafını çektiklerini, sonra kendisinin
Erbil'e gittiğini 20/1/2020 tarihinde Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptığını,
22/1/2020 tarihinde evinde olduğu sırada cep telefonundan arayan kişinin
kendisini O. ismiyle tanıtıp havaalanında konuştuğu kişilerden olduğunu ve
buluşmak istediğini söylediğini, bunun üzerine hayatından endişe duyduğunu ve
avukatıyla karakola gelip ifade verdiğini söylemiş ve olay günü telefonuna
yapılan aramalara dair kayıtları kolluk makamlarına sunmuştur.
10. Başvurucu müdafii ilk celseden önce sunduğu 15/4/2020
tarihli dilekçesinde, başvurucunun Irak'ta yaptığı inşaat işleriyle ilgili
birtakım belgeler sunmuş; ayrıca başvurucunun soruşturma evresindeki
savunmalarına ek olarak ikamette yapılan aramanın hukuka aykırı olduğunu,
Irak'taki mesleki faaliyetlerinde onunla çalışan kişiler olduğunu beyan
ettiğini ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarıyla isimlerini bildirdiği 23
kişinin delil olarak değerlendirilen fotoğraflarla başvurucunun Irak'taki
faaliyetleri konusunda tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasını talep etmiştir.
Yargılamanın 15/4/2020 tarihli ilk celsesinde başvurucu önceki savunmalarını ve
söz konusu fotoğrafların 2015 yılında çekildiğini söylemiş ve 15/4/2020 tarihli
dilekçede belirtilen kişilerin tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasına dair
talebini yinelemiştir. Celse sonunda Mahkeme, söz konusu kişilerin dinlenmesi
talebini dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir.
11. Mahkeme yargılama sonucunda 13/7/2020 tarihinde
başvurucunun atılı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar
vermiştir. Mahkûmiyet gerekçesinde; başvurucu hakkında yapılan ihbar ve sonrasında
yapılan aramada ele geçirilen kitapların çoğunluğu hakkında el konulmasına,
dağıtımının, satışının yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verilen örgütsel
nitelikte kitaplardan olduğu, dijital veri niteliğindeki ses dosyalarında örgüt
ideolojisini benimsetmeye yönelik propaganda içeren kayıtlar yer aldığı, bu
suretle başvurucunun örgütün hedef ve ideolojisini benimsediği, bunun yanı sıra
örgüt üyelerinin yer aldığı kamp fotoğraflarının örgütün arşiv fotoğrafları
mahiyetinde olduğu, fotoğraflardaki kişilerin deşifre edilmemesi amacıyla,
terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan ve örgütle organik bağ
kurmadan bu fotoğrafların temin edilemeyeceği ve örgüt mensuplarına ait GSM
hatlarının başvurucunun telefon rehberinde bulunamayacağı, dolayısıyla
başvurucunun örgüt hiyerarşisine milis olarak girerek atılı suçu
işlediği sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararı olağan
kanun yollarından geçerek 16/9/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
12. Başvurucu, nihai kararı 2/12/2021 tarihinde
öğrendikten sonra 16/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
13. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
14. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun
adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir
A. Tanık Dinletme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu; Irak'ta mesleki faaliyetleri kapsamında
bulunup çalıştığına, örgütle ilgilisi olmadığına dair bilgileri olan kişileri
Mahkemeye bildirdikleri hâlde bu kişilerin tanık olarak ifadelerinin alınması
taleplerinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurunun
öncelikle kabul edilebilirlik kriterleri yönünden değerlendirilmesi gerektiği
belirtilmiş, ayrıca somut olay ele alınırken mevzuat hükümleri ile konuya
ilişkin yer verilen Anayasa Mahkemesi kararlarının dikkate alınması gerektiği
vurgulanmıştır. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
17. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkının
güvencelerinden olan tanık dinletme hakkı kapsamında incelenmiştir.
18. Anayasa Mahkemesi benzer iddiaların ileri sürüldüğü
başvurulara ilişkin birçok kararda tanık dinletme hakkıyla ilgili ilkeleri
belirlemiştir.
19. Savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı
koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını isteme
hakkı, silahların eşitliği ilkesinin bir gereğidir. Tanıkların dinlenmek üzere
çağrılmasının uygun olup olmadığının değerlendirmesi, kural olarak yargı
mercilerinin takdir yetkisi dâhilindedir. Ancak bu hak, sanığın lehine olan
bütün tanıkların çağrılmasını ve dinlenmesini gerektirmez. Bu düzenlemenin esas
amacı, sanığın aynı koşullar altında ve silahların eşitliği ilkesine uygun
olarak tanık dinletme talebinde bulunabilmesinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla bir
sanığın bazı tanıkları dinletemediğinden şikâyet etmesi yeterli olmayıp ayrıca
bu tanıkların dinlenmesinin hangi nedenlerle önemli olduğunu ve gerçeğin ortaya
çıkması için neden gerekli olduğunu açıklamak suretiyle tanık dinletme talebini
desteklemesi gerekmektedir (Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99,
20/3/2014, § 47; Ahmet Zeki Üçok [1. B.], B. No: 2013/1966, 25/3/2015, §
70)
20. Öte yandan yargılama makamları yargılamanın
taraflarınca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi
incelemek zorundadır. Bununla birlikte, belirli bir davaya ilişkin olarak
delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup
olmadığına karar verme yetkisi esasen yargı mercilerine aittir. Mevcut
yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma
hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında
olmayıp, Mahkemenin görevi başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil
olup olmadığının değerlendirilmesidir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat
Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2.
B.], B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).
21. Somut başvuruya konu yargılamada başvurucu; yurt
dışına gitmesinin ve Irak'ta gerçekleştirdiği faaliyetlerin mesleki nedenlerden
kaynaklandığını ileri sürerek örgütle irtibatı olmadığı ve Irak'taki mesleki
faaliyetleri hususunda bilgi sahibi olduklarını beyan ettiği kişileri tanık
olarak dinletmek istemiştir. Bu talebi Mahkeme, söz konusu kişilerin
beyanlarının alınmasının davaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir
(bkz. § 10).
22. Gerekçeli karar içeriğinden mahkûmiyet kararının esas
olarak başvurucu hakkındaki ihbar ile ikametinde yapılan aramada ele geçirilen
ve örgütsel içerikte olduğu değerlendirilen kitaplar ile dijital materyal
içeriklerine dayandığı anlaşılmıştır (bkz. § 11). Başvurucu ise tanıkların
dinlenmesini kendisinin Irak'ta bulunmasının birtakım ticari faaliyetlerden
kaynaklandığını ispatlamak amacıyla talep etmiştir. Bununla birlikte Mahkeme
başvurucuda ele geçirilen örgütsel kitaplar ile dijital materyallerdeki
verilere göre örgütü öven şarkılar, silahlı örgüt mensuplarına ait fotoğraflar
ve videolar bulundurmasının yanı sıra örgüt kamplarında, diğer silahlı örgüt
mensuplarıyla birlikte çektirdiği fotoğraflarda ve videolarda yer almasını,
başvurucunun bu materyallerin içeriklerini de kabul etmesini birlikte
değerlendirerek ikametinde ele geçirilen materyallerin başvurucunun örgütle
irtibatını ortaya koyduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu durumda Mahkemenin hükme esas
aldığı ve içeriğini başvurucunun da kabul ettiği materyallerden çıkardığı sonuç
doğrultusunda, söz konusu ticari faaliyetlerin ispatlanmasının bu sonucu
değiştirmeyeceğini değerlendirmesinin, dolayısıyla başvurucunun tanıkların
dinlenmesi talebini reddetmesinin temelsiz olduğundan söz etmek mümkün
görünmemektedir. Bu nedenle başvurucunun tanıklarını dinletme talebinin
reddedilmesinin yargılamayı bütünü itibarıyla adil olmaktan çıkarmadığı
sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan gerekçelerle tanık dinletme hakkına yönelik
bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal
İddiaları
24. Başvurucunun; ikamette yapılan aramanın hukuka aykırı
olması ve bu yolla elde edilen delillerin hükme esas alınması nedenleriyle
hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Hikmet
Balabanoğlu ([2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24), esasa etkili
itirazlarının karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddiasının da Abdullah Topçu ([1. B.], B. No:
2014/8868, 19/4/2017, §§ 74-79) kararları doğrultusunda açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Tanık dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun
yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 4/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.