logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Edip Üngür [2.B.], B. No: 2021/61692, 4/2/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EDİP ÜNGÜR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/61692)

 

Karar Tarihi: 4/2/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

Edip ÜNGÜR

Vekili

:

Av. Burhan ARTA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza davasında sanığın tanık dinletme talebinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 1964 doğumlu olup bireysel başvuruya konu olayların geçtiği tarihte Diyarbakır'da ikamet etmektedir.

3. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne kimliği belirsiz bir kişi tarafından 22/1/2020 tarihinde saat 20.45 civarında "PKK Diyarbakır Kayapınar Ağabey kolay gelsin Edip Üngür adında biri var sürekli Irak'a gidip geliyor. Türk diplomat Osman Köse'yi şehit eden Mazlum Dağ'ın adamıdır. PKK adına çalışır, Kandil ile görüşür, Kuzey Irak'taki PKK'lılar ile çalışıyor, sürekli onlara bilgi ve malzeme taşıyor, yakın zamanda Türkiye'ye gelmiştir, tekrar kaçmadan yakalayın bunu çok tehlikeli biridir, başkalarının canı yanmasın Kayapınar'da [...] blokta oturuyor ağabey adım gizli kalsın" şeklinde internet üzerinden ihbarda bulunulması üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.

4. Başsavcılığın gecikmesinde sakıncalı hâlin olduğu gerekçesiyle başvurucunun ikametinde arama yapılması için verdiği yazılı arama emri doğrultusunda, başvurucunun ihbarda belirtilen ikametinde yapılan arama sonucunda; cep telefonları, SIM kartlar, kaset, CD'ler, harici bellekler ile farklı sulh ceza hâkimlikleri tarafından toplatılmasına karar verildiği belirtilen "Ölüm Lobisi Batı Irak'ı Nasıl Silahlandırdı?", "Halkı Savunmak", "Öcalan'ın Moskova Günleri - Gülnar ve Öcalan", "Kongra-Gel Kürdaistan Halk Kongresi Demokratik Kuruluş Belgeleri", "Öcalan'ın İmralı Günleri" adlı kitaplar ele geçirilmiştir. Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliği 23/1/2020 tarihinde elkoyma işleminin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 127. maddesi uyarınca onaylanmasına ve el konulan dijital materyaller üzerinde aynı Kanun'un 134. maddesi uyarınca arama ve kopya çıkarma işlemleriyle kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar vermiştir.

5. El konulan dijital materyaller üzerinde yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda bu materyallerin içerikleriyle ilgili şu tespitlere yer verilmiştir:

i. Bir hafıza kartı içerisinde;

(1) PKK silahlı terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile örgütün sözde bayrağının asılı olduğu yerde örgüt mensuplarının halay çektikleri, uzun namlulu silahla halay çeken bir örgüt mensubunun da bulunduğu video,

(2) Başvurucunun örgüt mensubu kişilerle samimi olarak çektirdiği fotoğrafların, örgütün sözde bayrağının simgesi ile Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının basılı olduğu rozetleri içeren ve örgütün kırsalda HPG (Halk Savunma Güçleri) ile YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) adı altında silahlı faaliyet gösteren örgüt mensuplarına ait resim dosyaları,

(3) Örgütün kurucularından M.K. adlı örgüt mensubuna ithaf edilmiş, örgütün sözde merkez karargâhlarından olan ve Kandil Bölgesi'nde bulunan sözde şehitlik olarak değerlendirilen yerde örgüt mensupları tarafından çekilmiş fotoğraflar,

(4) Örgütün sözde merkez karargâhlarından olduğu değerlendirilen yerde örgüt mensupları tarafından çekilen fotoğraf,

(5) Başvurucunun örgüt mensuplarına ait olduğu değerlendirilen yerde bulunduğu ve örgüt ideolojisinde yayın yapan [...] TV adlı televizyon kanalını izlediklerine dair fotoğraf,

(6) Üç adet “Savaşçılarımız çok harikaydı, biz Kürtlerin savaşçılarıydı. Güzel kızlarımız halkın devrimcileriydi. Özgürlük yolunda arkadaşlar canlarını verdi başkaldırı yolunda şehitler canlarını verdi.”, “İçim acıyor kahramanlar için, İçim acıyor şehitler için, Ben kırıldım parçalandım anneler için” ve “Harun aslanlar gibiydi gerillanın komutanı idi düşmana korku veriyordu” şeklinde örgütü öven sözlerin geçtiği örgütsel nitelikte şarkıları içeren ses dosyaları,

ii. Diğer hafıza kartı içinde, önceki karttaki 58 adet resim dosyasıyla içeriği aynı olmakla birlikte farklı ibarelerle adlandırılan dijital veri,

iii. Söz konusu harici belleklerden birinde, başvurucunun PKK/KCK terör örgütü mensubu olan kişilerle birlikte çekilmiş fotoğraflarla diğer örgütsel nitelikte fotoğraflar,

iv. İki CD'de sırasıyla "Parça 1, 3, 5 ve 11" şeklinde adlandırılan ve örgütü övücü nitelikte sözler içeren Kürtçe şarkılar bulunduğu tespit edilmiştir.

v. Başvurucunun kullandığı telefonun rehber kayıtlarında yapılan incelemede; rehbere farklı adlarla kaydedilen dokuz kişinin haklarında önceden silahlı terör örgütü üyeliği suçundan adli işlem yapılan veya bu suçtan adli makamlar tarafından aranmakta olan, gerçekte ve örgüt içinde kullandıkları kod adları tespit edilen ve bazıları da örgüt adına Irak'ta ve Kandil'de faaliyet gösterdiği belirlenen örgüt mensupları oldukları değerlendirilmiştir.

6. Başvurucu soruşturma evresinde alınan savunmalarında;

i. PKK/KCK silahlı terör örgütü ile ilişkisi olmadığını ve örgüt mensuplarını da tanımadığını, mesleği gereği 2005 yılından itibaren hukuka uygun yollardan Irak'a gidip gelmekte olduğunu, orada işi gereği diyalog kurduğu kişilerin de örgüt mensubu olup olmadıklarını bilmediğini,

ii. İhbarda adı geçen Mazlum Dağ adlı kişiyi tanımadığını, Irak'a gittiği zamanlarda da örgütün kamplarına ve Kandil bölgesine gitmediğini, Irak'ta genellikle Erbil, Dohok ve Zaho şehirlerine gittiğini,

iii. 2013 ya da 2014 yılında Irak'ta çalıştığı dönemde oradaki HDP binasından bir grubun gelip kendisini nevruz kutlamalarına götüreceklerini söylediğini, oradaki işçileri otobüse bindirip Ranya olarak adlandırılan bir yere götürdüklerini, oranın PKK kampı olduğunu bilmediğini, ele geçirilen fotoğrafları kimin çektiğini bilmediğini, fotoğraflarda yer alan kişileri de tanımadığını, kendisinin bu fotoğraflarda yer aldığını, fotoğraflardaki diğer bazı kişileri de nevruz kutlamalarında gördüğünü ve bu kişilerin kendilerini Erbil'de esnaf olarak ya da başka mesleklerde çalışan kişiler olarak tanıttıklarını,

iv. Ranya'ya götürülecekleri söylenen yerin Kandil olduğunu bilmediğini, nevruz kutlamasına giderlerken mezarlık olan bir yerde durduklarını, otobüsten inen kişilerin orada halay çektiğini, kendisinin de bu mezarlığa gittiğini, otobüste indikleri sırada bazı kişilerin çocuklarının bu mezarlıkta olduğunu söylediklerini,

v. Uzun yola gittiği zamanlarda dinlemek için farklı dillerde şarkıları internetten indirdiğini, bu şarkıları da kulağa hoş geldiği için dinlediğini, bu şarkıların içeriğinin örgütü övme amaçlı olduğunu bilmediğini, evinde ele geçirilen kitapların kendisine ait olduğunu, kitapları aldığı zaman bunlar hakkında toplatma kararı olmadığını, bu kitapları ofis olarak adlandırılan yerdeki bir kitapçıdan, araştırma yapmayı sevdiği ve sağlık sorunları yaşadığı dönemde can sıkıntısını gidermek için aldığını,

vi. Son olarak C. adlı bir inşaat firmasında çalıştığını, bu firmanın Kuzey Irak yönetimi olan Barzani ailesinin askerî işlerini yapan bir firma olduğunu, çalıştığı yerde örgütle ilişkisi olan kişilerin işe alınmadığını, bu konuda sıkı istihbarat çalışması yapıldığını söylemiştir.

7. Başsavcılık soruşturmanın tamamlanması üzerine başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 13/2/2020 tarihinde iddianame düzenlemiştir. İddianamede, başvurucunun ikametinde yapılan arama sonucunda ele geçirilen kitaplar ile dijital materyallerde yapılan incelemeler sonucu tespit edilen veriler doğrultusunda başvurucunun atılı suçu işlediği sonucuna ulaşılmıştır.

8. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) yapılan yargılama üç celsede tamamlanmıştır. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünden Mahkemeye gönderilen yazıda, başvurucunun 3/11/2019 tarihinde Diyarbakır Havalimanı üzerinden yurt dışına çıkış yaptığı, 20/1/2020 tarihinde de Şırnak Habur Hudut Kapısını kullanarak yeniden Türkiye'ye giriş yaptığı belirtilmiştir.

9. Başvurucu müdafii Mahkemeye sunduğu 23/3/2020 tarihli dilekçe ekinde, başvurucunun karakolda 22/1/2020 tarihinde şikâyetçi sıfatıyla verdiği ifadenin bir suretini sunmuştur. Söz konusu ifade tutanağına göre başvurucu;

i. Yaklaşık 10 yıldır Erbil'de kalıp işleri yaptığını, yeğeni A.Ü.nün kendisinin yanında çalıştığını, üç ay önce akrabalarının kendisini telefonla arayıp A.Ü.nün kolluk tarafından arandığını söylediklerini, bunun üzerine 27/10/2019 tarihinde onu alıp uçakla teslim etmek üzere Diyarbakır'a getirdiğini, geldiklerinde polislerin A.Ü.yü alıp götürdüğünü, A.Ü.nün açık ceza infaz kurumuna girip 4-5 gün sonra da çıktığını,

ii. Yeğeni çıktıktan 1-2 gün sonra kendisinin tek başına yeniden Erbil'e gitmek üzere havalimanına gittiğini, işlemleri yapılırken pasaportuna bakan bir görevlinin kendisini alıp bir odaya götürdüğünü, odada dört kişinin olduğunu, bu kişilerin kendisiyle yaptıkları görüşmede gösterdikleri fotoğraflardaki kişileri tanıyıp tanımadığını sorduklarını, tanımadığını söyleyince kendisine kızarak fotoğraflardakilerden birinin şehit edilen konsolosluk görevlisi, diğerinin de onu şehit eden terörist olduğunu söylediklerini, bu kişilerin polis olduğunu anladığını, onların da kendisine Ankara'dan bu soruları kendisine sormak için geldiklerini söyleyip bilgi vermesini istediklerini, görevlilere kendisinin Erbil'de Barzanilerin konutlarını yaptığını ve bu kişileri tanımadığını söyleyince kendisini odadan çıkardıklarını,

iii. Uçağa bineceği yere geldiğinde odadaki kişilerden ikisinin yeniden yanına gelip fotoğrafını çektiklerini, sonra kendisinin Erbil'e gittiğini 20/1/2020 tarihinde Habur'dan Türkiye'ye giriş yaptığını, 22/1/2020 tarihinde evinde olduğu sırada cep telefonundan arayan kişinin kendisini O. ismiyle tanıtıp havaalanında konuştuğu kişilerden olduğunu ve buluşmak istediğini söylediğini, bunun üzerine hayatından endişe duyduğunu ve avukatıyla karakola gelip ifade verdiğini söylemiş ve olay günü telefonuna yapılan aramalara dair kayıtları kolluk makamlarına sunmuştur.

10. Başvurucu müdafii ilk celseden önce sunduğu 15/4/2020 tarihli dilekçesinde, başvurucunun Irak'ta yaptığı inşaat işleriyle ilgili birtakım belgeler sunmuş; ayrıca başvurucunun soruşturma evresindeki savunmalarına ek olarak ikamette yapılan aramanın hukuka aykırı olduğunu, Irak'taki mesleki faaliyetlerinde onunla çalışan kişiler olduğunu beyan ettiğini ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarıyla isimlerini bildirdiği 23 kişinin delil olarak değerlendirilen fotoğraflarla başvurucunun Irak'taki faaliyetleri konusunda tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasını talep etmiştir. Yargılamanın 15/4/2020 tarihli ilk celsesinde başvurucu önceki savunmalarını ve söz konusu fotoğrafların 2015 yılında çekildiğini söylemiş ve 15/4/2020 tarihli dilekçede belirtilen kişilerin tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasına dair talebini yinelemiştir. Celse sonunda Mahkeme, söz konusu kişilerin dinlenmesi talebini dosyaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir.

11. Mahkeme yargılama sonucunda 13/7/2020 tarihinde başvurucunun atılı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkûmiyet gerekçesinde; başvurucu hakkında yapılan ihbar ve sonrasında yapılan aramada ele geçirilen kitapların çoğunluğu hakkında el konulmasına, dağıtımının, satışının yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verilen örgütsel nitelikte kitaplardan olduğu, dijital veri niteliğindeki ses dosyalarında örgüt ideolojisini benimsetmeye yönelik propaganda içeren kayıtlar yer aldığı, bu suretle başvurucunun örgütün hedef ve ideolojisini benimsediği, bunun yanı sıra örgüt üyelerinin yer aldığı kamp fotoğraflarının örgütün arşiv fotoğrafları mahiyetinde olduğu, fotoğraflardaki kişilerin deşifre edilmemesi amacıyla, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan ve örgütle organik bağ kurmadan bu fotoğrafların temin edilemeyeceği ve örgüt mensuplarına ait GSM hatlarının başvurucunun telefon rehberinde bulunamayacağı, dolayısıyla başvurucunun örgüt hiyerarşisine milis olarak girerek atılı suçu işlediği sonucuna ulaşılmıştır. Başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararı olağan kanun yollarından geçerek 16/9/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

12. Başvurucu, nihai kararı 2/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 16/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

13. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir

A. Tanık Dinletme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu; Irak'ta mesleki faaliyetleri kapsamında bulunup çalıştığına, örgütle ilgilisi olmadığına dair bilgileri olan kişileri Mahkemeye bildirdikleri hâlde bu kişilerin tanık olarak ifadelerinin alınması taleplerinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurunun öncelikle kabul edilebilirlik kriterleri yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, ayrıca somut olay ele alınırken mevzuat hükümleri ile konuya ilişkin yer verilen Anayasa Mahkemesi kararlarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

17. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan tanık dinletme hakkı kapsamında incelenmiştir.

18. Anayasa Mahkemesi benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin birçok kararda tanık dinletme hakkıyla ilgili ilkeleri belirlemiştir.

19. Savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını isteme hakkı, silahların eşitliği ilkesinin bir gereğidir. Tanıkların dinlenmek üzere çağrılmasının uygun olup olmadığının değerlendirmesi, kural olarak yargı mercilerinin takdir yetkisi dâhilindedir. Ancak bu hak, sanığın lehine olan bütün tanıkların çağrılmasını ve dinlenmesini gerektirmez. Bu düzenlemenin esas amacı, sanığın aynı koşullar altında ve silahların eşitliği ilkesine uygun olarak tanık dinletme talebinde bulunabilmesinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla bir sanığın bazı tanıkları dinletemediğinden şikâyet etmesi yeterli olmayıp ayrıca bu tanıkların dinlenmesinin hangi nedenlerle önemli olduğunu ve gerçeğin ortaya çıkması için neden gerekli olduğunu açıklamak suretiyle tanık dinletme talebini desteklemesi gerekmektedir (Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99, 20/3/2014, § 47; Ahmet Zeki Üçok [1. B.], B. No: 2013/1966, 25/3/2015, § 70)

20. Öte yandan yargılama makamları yargılamanın taraflarınca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi incelemek zorundadır. Bununla birlikte, belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi esasen yargı mercilerine aittir. Mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp, Mahkemenin görevi başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığının değerlendirilmesidir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).

21. Somut başvuruya konu yargılamada başvurucu; yurt dışına gitmesinin ve Irak'ta gerçekleştirdiği faaliyetlerin mesleki nedenlerden kaynaklandığını ileri sürerek örgütle irtibatı olmadığı ve Irak'taki mesleki faaliyetleri hususunda bilgi sahibi olduklarını beyan ettiği kişileri tanık olarak dinletmek istemiştir. Bu talebi Mahkeme, söz konusu kişilerin beyanlarının alınmasının davaya yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir (bkz. § 10).

22. Gerekçeli karar içeriğinden mahkûmiyet kararının esas olarak başvurucu hakkındaki ihbar ile ikametinde yapılan aramada ele geçirilen ve örgütsel içerikte olduğu değerlendirilen kitaplar ile dijital materyal içeriklerine dayandığı anlaşılmıştır (bkz. § 11). Başvurucu ise tanıkların dinlenmesini kendisinin Irak'ta bulunmasının birtakım ticari faaliyetlerden kaynaklandığını ispatlamak amacıyla talep etmiştir. Bununla birlikte Mahkeme başvurucuda ele geçirilen örgütsel kitaplar ile dijital materyallerdeki verilere göre örgütü öven şarkılar, silahlı örgüt mensuplarına ait fotoğraflar ve videolar bulundurmasının yanı sıra örgüt kamplarında, diğer silahlı örgüt mensuplarıyla birlikte çektirdiği fotoğraflarda ve videolarda yer almasını, başvurucunun bu materyallerin içeriklerini de kabul etmesini birlikte değerlendirerek ikametinde ele geçirilen materyallerin başvurucunun örgütle irtibatını ortaya koyduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu durumda Mahkemenin hükme esas aldığı ve içeriğini başvurucunun da kabul ettiği materyallerden çıkardığı sonuç doğrultusunda, söz konusu ticari faaliyetlerin ispatlanmasının bu sonucu değiştirmeyeceğini değerlendirmesinin, dolayısıyla başvurucunun tanıkların dinlenmesi talebini reddetmesinin temelsiz olduğundan söz etmek mümkün görünmemektedir. Bu nedenle başvurucunun tanıklarını dinletme talebinin reddedilmesinin yargılamayı bütünü itibarıyla adil olmaktan çıkarmadığı sonucuna varılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle tanık dinletme hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

24. Başvurucunun; ikamette yapılan aramanın hukuka aykırı olması ve bu yolla elde edilen delillerin hükme esas alınması nedenleriyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının Hikmet Balabanoğlu ([2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24), esasa etkili itirazlarının karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının da Abdullah Topçu ([1. B.], B. No: 2014/8868, 19/4/2017, §§ 74-79) kararları doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Tanık dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 4/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Edip Üngür [2.B.], B. No: 2021/61692, 4/2/2025, § …)
   
Başvuru Adı EDİP ÜNGÜR
Başvuru No 2021/61692
Başvuru Tarihi 16/12/2021
Karar Tarihi 4/2/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza davasında sanığın tanık dinletme talebinin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Gerekçeli karar hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi