logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aziz Temel [2. B.], B. No: 2021/7500, 30/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AZİZ TEMEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/7500)

 

Karar Tarihi: 30/4/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Ali Erdem ŞAHİN

Başvurucu

:

Aziz TEMEL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, telefonla görüşme süresinin bölünerek kullandırılmaması nedeniyle aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, olay tarihi itibarıyla hükümlü olarak Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Türkiye'de ilk kez 11/3/2020 tarihinde görüldüğü açıklanan COVID-19 hastalığının pandemiye dönüşmesi üzerine oluşturulan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiye kararları doğrultusunda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce (Genel Müdürlük) başsavcılıklara gönderilen 14/3/2020 tarihli yazı ile mahpusların açık ve kapalı görüş haklarının kullanımı ikinci bir yazıya kadar ertelenmiştir. Genel Müdürlükçe 27/3/2020, 11/4/2020, 30/4/2020, 15/5/2020 tarihlerinde başsavcılıklara gönderilen yazılarda da kısıtlamanın aynı şekilde uygulanmasına devam edileceği ifade edilmiştir (Yunus Bulut [1. B.], B. No: 2020/38826, 20/7/2023, § 6 ).

4. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) anılan tedbirleri gözeterek 29/3/2020 tarih ve 31083 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 74. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (f) bendi uyarınca tutuklu ve hükümlülere "haftada bir kez, bir telefon numarasıyla ve on dakikayı geçmemek üzere" kullandırılan telefonla görüşme hakkına ek olarak, aynı bentte yer alan "hastalık gibi zaruri hâllerde görüşme süresi ve sayısının artırılabileceği" hükmüne istinaden haftalık bir telefonla görüşme hakkı daha tanımıştır. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (Kurul) 28/4/2020 tarihinde ek telefonla görüşme hakkıyla yirmi dakikaya çıkarılan görüşme süresinin en fazla iki farklı kayıtlı telefon numarası üzerinden ve her biri on dakikayı geçmeyecek şekilde uygulanmasına karar vermiştir.

5. Ancak Kurul, 8/10/2020 tarihli bir diğer kararıyla bu uygulamayı kaldırarak yirmi dakikalık telefonla görüşme hakkının yalnızca tek seferde ve tek telefon numarası üzerinden kullanılmasını kararlaştırmıştır. Kararın gerekçesi olarak, iki farklı numarayla görüşmenin ARG cihazının (Çağrı Denetleme Sistemi) arızalanmasına neden olması ve cihazın tamir için il dışına gönderilmesi gösterilmiştir. Söz konusu gerekçe, personel ile hükümlünün oda çıkışlarında daha az temasta bulunmasının sağlanması amacıyla ceza infaz kurumunun fiziksel şartları, mahkûm, personel ve telefon sayısı, asayiş ve güvenlik gibi unsurlar gözetilerek telefonla görüşme hakkının tek seferde kullandırılabileceğine ilişkin Bakanlık yazısına dayandırılmıştır.

6. Başvurucu, anılan Kurul kararına karşı Kırıkkale İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) 23/10/2020 tarihinde şikâyette bulunmuştur. Başvurucu; şikâyet dilekçesinde yasal olarak pandemi gibi olağanüstü hâllerde yakın aile fertlerinin hepsini arama hakkına sahip olduğunu ve mevcut uygulamanın aynı yerde ikamet etmeyen aile fertlerinden haber almasını imkânsız hâle getirdiğini ifade etmiştir. Başvurucu ayrıca ceza infaz kurumunun iki ayrı telefon numarasıyla görüşmek yapabilmek için yeterli olduğunu, uygulamanın keyfî olduğunu ve yasal dayanağının bulunmadığını da ileri sürmüştür.

7. İnfaz Hâkimliğince 26/11/2020 tarihli kararla şikâyetin reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; haftalık görüşme süresinin kurumun fiziki şartları, mevcudu, personel sayısı, asayiş ve güvenliği ile telefon cihazı da dikkate alınarak tek seferde yirmi dakika olarak kullandırılmasının uygun olduğu belirtilerek Kurul kararında usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı belirtilmiştir. Anılan karara karşı yapılan itiraz başvurusu, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından 29/12/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 19/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 5/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumunda uygulanan mevcut uygulamanın aynı yerde ikamet etmeyen diğer aile fertlerinden haber almasını imkânsız hale getirdiğini, cihazın arızalanmasının sorumlusunun hükümlüler olmadığını ve bu konunun idarenin ihmalinden kaynaklandığını belirtmiştir. Başvurucu, bunun yanında sürenin bölünerek kullandırılmasının idareye ek yük getirmeyeceği gibi güvenlik ve asayişi de etkilemeyeceğini ifade etmiştir. Nihayetinde başvurucu anılan gerekçelerle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; idarenin uygulamasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığı, başvurucunun hakları ile ceza infaz kurumu güvenlik ve düzeninin sağlanması bakımından diğerlerinin hakları arasında adil dengenin gözetilip gözetilmediği ve bu anlamda kararların ilgili ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin incelenmesinde ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri ile yargı içtihatlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü iddiaları yinelemiştir.

12. Bununla birlikte Bakanlık görüş ekinde sunulan listeye göre başvurucu, yirmi dakikalık görüşme süresini 7/4/2020 tarihi itibarıyla kullanmaya başlamış ve 14/4/2020 tarihinden itibaren bu hakkını ikiye bölerek kullanmasına izin verilmiştir. Başvurucu, sürenin bölünerek kullanılması uygulamasının kaldırılmasına kadar geçen 22 haftada 7 kez telefonla görüşme hakkını eşi ve diğer yakınları (amca-kardeş) arasında bölerek, kalan 15 haftada ise tek seferde ve bir numarayla kullanmayı tercih etmiştir.

13. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Hükümlü ve tutukluların haberleşme hürriyeti ve aile hayatına saygı hakkının sınırlanması, Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur (Mehmet Zahit Şahin [1. B.], B. No: 2013/4708, 20/4/2016, § 36). Öte yandan aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Devletin bu önlemleri alması pozitif yükümlülüklerinin bir gereği olsa da kamu düzeninin ve kurum güvenliğinin sağlanması yönündeki meşru amaç doğrultusunda ve makul bir gerekliliğin olması durumunda, gerekçeleri ilgili ve yeterli şekilde açıklanarak belirli bir süre boyunca söz konusu pozitif yükümlülüğün karşılanmaması da olağan kabul edilebilir. Ancak aile hayatına saygı hakkının gereklerinin mümkün olan ilk fırsatta yerine getirilmesi ve mahpusların ailesiyle olan temasının hızlı şekilde yeniden sağlanması bir gerekliliktir (Hüseyin Ekinci [1. B.], B. No: 2016/38867, 3/7/2019, § 56; Mehmet Bayram [2. B.], B. No: 2020/34255, 15/11/2023, § 12).

16. Bu bağlamda tutuklu ya da hükümlünün aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurması her durumda sağlanmalıdır. Böylesi bir yükümlülüğün yerine getirilmesi ve tedbirler alınması, aile hayatına saygı hakkı kapsamında devletten beklenen asgari bir gerekliliktir. Birtakım teknik ya da fiziki olanakların bulunmaması, tutuklu ya da hükümlünün ailesiyle asgari şekilde iletişim ve temas kuramamasına gerekçe olarak gösterilemez. Zira mahpusun ailesiyle iletişim kurması her durumda mutlaka yüz yüze görüştürülmesi anlamına gelmemektedir (Hüseyin Ekinci, § 57). Devlet, bu asgari iletişimin sağlanması konusundaki yükümlülüğünü gerektiğinde uygun vasıtalar aracılığıyla da yerine getirebilir (Hüseyin Ekinci, § 64; Mehmet Bayram, § 13).

17. Somut olayda, COVID-19 pandemisine karşı alınan tedbirler kapsamında ceza infaz kurumlarındaki kapalı ve açık görüşlerin durdurulması üzerine Bakanlık tarafından tutuklu ve hükümlülere ek telefonla görüşme hakkı tanınmıştır. Ceza İnfaz Kurumu ise bu hakkı, belirli bir süre en fazla iki farklı kayıtlı telefon numarası üzerinden ve her biri on dakikayı geçmeyecek şekilde kullandırmışsa da ilgili uygulamanın çağrı denetleme sisteminde Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde tamir edilmesi mümkün olmayan bir arızaya yol açması nedeniyle kaldırarak telefonla görüşme hakkının tek seferde ve tek numarayla kullandırılmasına karar vermiştir. Başvurucu, yeni uygulamanın aynı yerde ikamet etmeyen diğer aile fertlerinden haber almasınıimkânsız hâle getirdiğini ileri sürerek şikâyet ve itiraz başvurularında bulunmuştur. Ancak İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi, eski uygulamanın sistem arızasına yol açması nedeniyle kaldırıldığını ve kararın Bakanlığın telefon hakkının birleştirilerek tek seferde kullandırılabileceğine ilişkin yazısına uygun olduğunu belirterek reddetmiştir (bkz. §§ 3-7).

18. Buna göre telefonla görüşme hakkının tek seferde kullandırılmasının gerekçesi olarak gösterilen eski uygulamanın çağrı denetleme sisteminde arızaya neden olmasının,telefonla görüşme hakkının hangi koşullar -personel sayısı, telefon sayısı, fiziksel koşullar gibi- gözetilerek ceza infaz kurumlarınca tek seferde kullandırılabileceğine ilişkin Bakanlık yazısına uygun olduğu ve idare ile yargı mercilerinin söz konusu uygulamanın haklılığını gösterecek şekilde ilgili ve yeterli gerekçe sunduğu anlaşılmıştır.

19. Bununla birlikte görüşme kayıtları incelendiğinde başvurucunun diğer aile fertleriyle doğrudan iletişim kurmasının herhangi bir dönemde kesintiye uğramadığı görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda başvurucuya aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurma imkânının sağlanmadığı söylenemez. Ayrıca söz konusu kayıtlara göre başvurucu, telefonla görüşme süresini bölerek kullanma hakkına sahip olduğu 22 haftalık dönemde bu hakkını yalnızca 7 kez kullanmıştır (bkz. § 12). Bu bağlamda telefonla görüşme süresinin bölünerek kullandırılmamasının başvurucunun iddiasının aksine pandemi koşullarında diğer aile fertlerinden haber almasını imkânsız hâle getirdiğini de kabul etmek mümkün olmamıştır. Sonuç olarak yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında başvurucunun aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yönelik bir ihlalin gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkı ile Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkı ile Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Aziz Temel [2. B.], B. No: 2021/7500, 30/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı AZİZ TEMEL
Başvuru No 2021/7500
Başvuru Tarihi 5/2/2021
Karar Tarihi 30/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, telefonla görüşme süresinin bölünerek kullandırılmaması nedeniyle aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Ceza infaz kurumu uygulamaları İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi