TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET ERDAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2021/9870)
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Muhterem İNCE
|
Raportör
|
:
|
Kamber Ozan TUTAL
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet ERDAN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; yasal faizin ödenmesi talebiyle açılan davanın süre aşımından dolayı reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, yasal faizin ödenmemesi nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, polis olarak görev yapmaktayken 4/10/2016 tarihinde görevinden uzaklaştırılmış; 6/1/2017 tarihinde ise görevinden çıkarılmıştır. Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu 3/8/2018 tarihinde başvurucunun görevine iade edilmesine karar vermiştir.
3. Başvurucu 27/8/2018 tarihinde kamu görevinden uzakta geçirdiği dönemde ödenmeyen parasal haklarının ödenmesini talep etmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü 5/10/2018 tarihinde başvurucuya 97.407,17 TL ödemiştir.
4. Yasal faiz işletilmeden ödeme yapıldığını belirten başvurucu, yasal faizin ödenmesini 13/8/2019 tarihinde talep etmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğünün talebi reddetmesi üzerine başvurucu 18/10/2019 tarihinde işlemin iptali için dava açmıştır.
5. İzmir 6. İdare Mahkemesi 2/6/2020 tarihinde davanın kabulü ile yasal faizin ödemeye konu fazla mesai ücretlerinin tahakkuk ettiği tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar hesaplanarak ödenmesine karar vermiştir.
6. Başvurucu ve davalı idare, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Başvurucu; diğer iddiaları hakkında karar verilmediğini, davalı idare ise yargı kararı olmadan faiz ödenmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
7. İzmir Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 17/12/2020 tarihinde davanın süre aşımından reddine kesin olmak üzere karar vermiş; kararda başvurucunun açıkta geçirdiği döneme ait parasal haklarının 5/10/2018 tarihinde ödendiğini, ödemenin eksik olduğunu ve yasal faiz ödenmediğini ileri süren başvurucunun 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca söz konusu ödeme tarihinden itibaren altmış gün içinde doğrudan veya idareye yapacağı başvuru üzerine dava açması gerektiğini açıklamıştır. Buna karşılık başvurucunun bu süreyi geçirdikten sonra 13/8/2019 tarihinde yaptığı, dava açma süresini canlandırmayan başvuru üzerine 18/10/2019 tarihinde açtığı davanın süresinde olmadığını ifade etmiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 27/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 11/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
10. Başvurucu; meslektaşlarının yasal faiz işletilmeksizin ödeme yapılabildiğine dair uyarısı üzerine idareye yaptığı başvuru sonucunda yasal faiz ödemesi almadığını öğrendiğini, bunu öğrendikten sonra altmış gün içinde dava açtığını belirterek kamu makamlarının ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
11. Başvurunun bu kısmındaki iddialar mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.
12. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen [2. B.], B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).
13. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını, dava açmak isteyen kişilerin de mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. [1. B.], B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten, kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde de aşırı esneklikten kaçınmaları gerekir (Kamil Koç [1. B.], B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65).
14. Dava açma süresinin işlemeye başladığı an da mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin ölçülülüğü bağlamında büyük önem taşımaktadır (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 66). Dava açma süresinin hangi tarihte başlayacağını belirlemek ve mevzuatı bu yönüyle yorumlamak görevi esasen mahkemelere aittir. Bireysel başvurunun ikincillik ilkesi gereği, dava açma süresinin başlatılacağı tarihin belirlenmesi noktasında Anayasa Mahkemesinin bir görevi yoktur. Anayasa Mahkemesinin bu hususta üstleneceği rol, derece mahkemelerinin dava açma süresinin hangi tarihten başlatılması gerektiğiyle ilgili yorumlarının mahkemeye erişim hakkına etkisini somut olayın şartları ışığında incelemektir (Ahmet Yıldırım [1. B.], B. No: 2014/18135, 20/9/2017, § 46).
15. Somut olayda açılan davanın süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesi mahkemeye erişim hakkına müdahale oluşturmuştur. Bölge İdare Mahkemesi, ödemenin yapıldığı 5/10/2018 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde öngörülen süre içinde idareye başvuru yapılmadığını veya dava açılmadığını belirterek davayı süre aşımından reddetmiştir. Bu hâliyle müdahalenin kanuni bir dayanağı olduğu kabul edilmelidir. İdari bir işleme karşı açılacak davada süre koşulu öngörülmesinin hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan idari istikrarın sağlanması şeklinde meşru bir amacı vardır.
16. Müdahalenin kanuni dayanağı ve meşru amacının bulunduğu tespit edildikten sonra ölçülü olup olmadığı değerlendirilmelidir. Başvurucu, eksik ödemenin söz konusu olabileceğini öğrendikten sonra idareye başvurduğunu ve süresi içinde dava açtığını ileri sürmüştür. Görevine iade edilen başvurucuya 5/10/2018 tarihinde ödeme yapıldığı konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdari yargılama usulüne ilişkin kuralların yorumlanması ve uygulanmasında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik bulunmadıkça yetkinin idari yargı makamlarına ait olduğu hatırlatılmalıdır. Başvurucunun yapılan ödemenin eksik veya yetersiz olduğunu ileri sürdüğü gözetildiğinde idareye başvuru ve dava açma süresinin belirtilen tarihte başlatılması keyfî ve temelsiz değildir. Öte yandan başvurucuya ödemenin yapıldığı tarih ile başvurucunun yasal faiz ödenmesi talebiyle idareye yaptığı başvuru tarihi arasında geçen süre gözetildiğinde Bölge İdare Mahkemesi yorumunun da başvurucunun dava açmasını aşırı derecede zorlaştıracak ya da imkânsız kılacak nitelikte katı bir yaklaşım olmadığı sonucuna varılmalıdır. Bu itibarla mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği açıktır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
18. Başvurucu, kamu makamlarının idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı tazmin etmekle yükümlü olduklarını ileri sürmüştür. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Bakanlığa gönderilmiştir.
19. Başvurunun bu kısmındaki iddialar mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
20. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek [1. B.], B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
21. Başvurucunun mülkiyet hakkının ihlali iddialarını dile getirebileceği dava, süre aşımı yönünden reddedilmiştir. Yukarıda mahkemeye erişim hakkı kapsamında yapılan tespitler de gözetildiğinde başvurucu, iddiaya konu şikâyeti yönünden söz konusu olağan hukuk yolunu tüketme konusunda üzerine düşen özeni göstermemiştir. Buna göre başvurucunun başvuru yollarını usulüne uygun olarak tükettiğinden söz edilemez.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.