logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ertuğrul Şahbaz [1. B.], B. No: 2022/100456, 3/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERTUĞRUL ŞAHBAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/100456)

 

Karar Tarihi: 3/7/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hüseyin ERAL

Başvurucu

:

Ertuğrul ŞAHBAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile iltisakı nedeniyle 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılmasına karar verilen Özel S. Y. Erkek Öğrenci Yurdunda çalışanlarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, o tarihte yurt çalışanı olan başvurucu hakkında da FETÖ/PDY üyesi olduğu şüphesiyle Beypazarı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır.

3. Soruşturma işlemleri kapsamında, başvurucunun çalışma kayıtlarına ilişkin Sosyal Güvenli Kurumu (SGK) hizmet dökümü, Asya Katılım Bankasındaki (Bank Asya) hesap hareketleri ile başvurucu hakkında ilçe imamının altında görev yaptığına ve esnaf yapılanmasından sorumlu alt imamlardan biri olduğuna dair anlatımlarda bulunan Ü.D.nin müdafi huzurunda alınan beyanları temin edilmiş ve yine başvurucuya ait dijital materyallere el konulmuştur.

4. Başvurucu soruşturma aşamasında müdafi huzurunda alınan beyanlarında; üniversite eğitimine devam ettiği dönemde maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle Özel S. Y. Yurdunda sigortalı olarak çalışmaya başladığını, burada kalan öğrencilere derslerinde yardımcı olduğunu, aleyhine beyanda bulunan Ü.D.yi tanımadığını, Bank Asyadaki hesabını rutin bankacılık işlemleri için kullandığını ve 17/25 Aralık sürecinden sonra örgütle bağını kestiğini beyan etmiştir.

5. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma şüphesiyle 17/3/2017 tarihinde gözaltına alınmış; 20/3/2017 tarihinde ise tutuklanmıştır.

6. Beypazarı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezleke Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) gönderilmiştir. Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 12/7/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle başvurucunun 2010-2012 yılları arasında örgütle bağlantılı kurumlarda çalışma kaydının bulunduğu, Bank Asya hesabında 31/12/2013 tarihinden sonraki dönemde artış yaptığı, kendisine ait GSM hattına kayıtlı IMEI numarası üzerinden kriptolu haberleşme programı olan ByLock kullandığı ve tanık Ü.A.nın başvurucu hakkındaki ilçe imamının altında imam olarak görev yapıp himmet topladığına dair beyanlarda bulunduğu belirtilerek atılı suçu işlediği iddia edilmiştir.

7. İddianamenin kabulüyle açılan dava, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme 6/10/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- başvurucuya ait ByLock kaydı tespit edilen telefona ait HTS kayıtları ile varsa içerik tespit değerlendirme tutanağının istenmesine ve yine tanık Ü.D.nin beyanlarının alınması amacıyla istinabe mahkemesine yazı yazılmasına karar verilmiştir.

8. Yargılama dokuz celsede tamamlanmıştır. Birinci celse öncesinde başvurucu tarafından kullanıldığı tespit edilen ByLock uygulamasının kaydına ilişkin Tespit Değerlendirme Tutanağı'nın henüz temin edilemediği dosyaya bildirilmiştir. Ayrıca tanık Ü.D.nin adresinde bulunamaması nedeniyle istinabe evrakı iade edilmiştir.

9. Birinci celsede başvurucunun savunması alınmıştır. Başvurucu savunmasında özet olarak eğitimine devam ettiği dönemde hem yurtta kalan öğrencilerin derslerine yardım etmek suretiyle para kazanmak hem de kalacak yer sorununu çözebilmek amacıyla Beypazarı'nda bulunan özel öğrenci yurdunda kaldığını, iki yıl boyunca bu şekilde yurtta kalıp çalıştığını, örgütle irtibatının bulunmadığını, tanık Ü.D.yi tanımadığını, Bank Asya hesabında artış olmadığını, başka bankalarda da hesabının olduğunu, ByLock tespit edilen numarayı kullandığını ancak ByLock indirmediğini, Wi-Fi üzerinden başkalarının indirmiş olabileceğini ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahkeme, ByLock içerik tespit tutanaklarının araştırılması ve tanık Ü.D.nin tespit edilen yeni adresi doğrultusunda dinlenmesi amacıyla istinabe mahkemesine yazı yazılmasına karar vererek celseyi ertelemiştir.

10. İkinci celse öncesinde tanık Ü.D. istinabe mahkemesi tarafından dinlenmiştir. Tanık Ü.D. alınan beyanlarında özet olarak başvurucunun çalıştığı yurdun müdürü olduğunu ve daha önceki beyanlarında ilçe imamı ile altında görev yapan imamları ve başvurucunun görevlerini açıkladığını beyan etmiştir. Aynı şekilde başvurucuya ait HTS kayıtları ile ByLock sorgu sonucuna ilişkin rapor dosyaya gönderilmiştir. İkinci celse sonrasında Mahkeme, ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı'nın beklenmesi amacıyla duruşmayı ertelemiştir.

11. Dördüncü celse öncesinde, hakkında FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan işlem yapılan H.U.nun başvurucu hakkında müdafi huzurunda verdiği beyan ve yaptığı teşhis Mahkemeye gönderilmiştir. H.U. söz konusu ifadesinde başvurucuyu Erkan ismiyle tanıdığını, başvurucunun yurt müdürü olarak çalıştığını ve yurtta bulunanlara sohbet düzenlediğini beyan etmiştir. Mahkeme tanığın beyan ve teşhisini başvurucuya okumuştur. Aynı şekilde benzer suç isnadı kapsamında hakkında soruşturma yürütülen ve o tarihte astsubay olan S.K.nın başvurucu hakkında müdafi huzurunda verdiği beyan ve yaptığı teşhis de dosyaya gönderilmiştir. Astsubay olan S.K. soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde, 2004-2006 yıllarında Ankara'ya gittiğinde başvurucunun kendisiyle ilgilenen kişi olduğunu ve kendisine cemaatin kötü bir yapı olmadığını anlattığını beyan etmiştir.

12. Mahkeme, tanık H.U.nun dinlenmesine yönelik işlem yapmamış ise de tanık S.K.nın huzurda dinlenmesine karar vermiştir. Başvurucu ve müdafiinin hazır bulunduğu beşinci celsede Mahkemece dinlenen tanık S.K. beyanlarında özet olarak başvurucuyu öncesinde Sincan'da ders çalışmak için gittiği evden tanıdığını, daha sonra astsubay hazırlığı okuduğu 2004-2006 yıllarında Ankara'da bulunan ailesinin yanına geldiğinde de başvurucu ile görüştüklerini ve birlikte yemek yediklerini, soruşturma aşamasındaki ifadelerini tekrar ettiğini beyan etmiştir. Başvurucu ise tanık S.K.yı tanımadığını ileri sürmüştür.

13. Altıncı celsede Cumhuriyet savcısı tarafından başvurucunun örgütle irtibatlı kurumlarda çalışma kaydının tespit edildiği, Bank Asya hesabında artış yaptığı, ByLock kullandığı ve tanık Ü.D.nin beyanlarının örgütsel irtibatını ortaya koyduğu belirtilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebini içeren esas hakkındaki mütalaa sunulmuştur. Başvurucu önceki savunmaları doğrultusunda beraatine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit kabul edilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle 10 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme, olaya uygun ve samimi bulunan tanık beyanları, ByLock ve SGK kayıtları ile banka hesap hareketleri çerçevesinde başvurucunun suçu inkâra yönelik savunmasına itibar edilmediğini ve yine başvurucunun eyleminin vahameti, sürekliliği, yoğunluğu ve çeşitliliği nedeniyle de alt sınırdan uzaklaşıldığını açıklamıştır.

14. Mahkeme mahkûmiyet gerekçesinde şu hususlara dayanmıştır:

i. Başvurucunun örgütle irtibatı nedeniyle kapatılan yurtta 2010-2012 yıllarına ait SGK çalışma kaydının bulunması

ii. Bank Asya hesabında 31/12/2013 tarihinde bakiye bulunmazken 30/9/2014 tarihinden itibaren hesap bakiyesinin artmış olması

iii. Adına kayıtlı bulunan GSM hattı üzerinden tespit edilen 88 adet sinyal kaydına göre ByLock kullanması

iv. Tanık Ü.D.nin soruşturma aşamasında verdiği ve başvurucunun ilçe imamının altında bulunan dört imamdan biri olduğuna, esnaftan sorumlu olarak himmet topladığına ve mütevelli toplantıları yaptığına ilişkin beyanları

v. Tanık H.U.nun başvurucuyu Erkan olarak tanıdığına, başvurucunun yurtta belletmen olarak görev yaptığına ve sohbet düzenlediğine dair anlatımları

vi. Mahkeme huzurunda dinlenen tanık S.K.nın ise başvurucuyu ilk olarak Sincan'da ders çalışmak için gittiği evden tanıdığına, daha sonra astsubay hazırlık okulunda okuduğu dönemde Ankara'da bulunan ailesinin yanına geldiğinde de başvurucu ile görüştüklerine ilişkin beyanları

15. Başvurucu, istinaf dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- tanıklarla yüzleştirilmediğini ve tanıkları sorgulayamadığını belirtmiştir. Başvurucunun istinaf talebi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesince (Daire) 26/2/2020 tarihinde esastan reddedilmiştir.

16. Başvurucu, temyiz dilekçesinde de -diğerlerinin yanı sıra- tanıklarla yüzleştirilmediğini ileri sürmüştür. Yargıtay 3. Ceza Dairesi istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Daire kararını, başvurucunun ByLock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı ByLock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesinin sonuca etkili görülmediğini açıklamak suretiyle 11/1/2022 tarihinde onamıştır.

17. Başvurucu, nihai hükmü 21/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 4/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

18. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, tanık sorgulama ve gerekçeli karar hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna ve anılan haklara ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

19. Başvurucu, beyanları mahkȗmiyet hükmüne belirleyici ölçüde esas alınan tanıklar Ü.D. ve H.U.nun duruşmada dinlenmemeleri nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; duruşmada okunan tanık ifadelerine karşı başvurucu ve müdafiine itiraz ve savunmalarını sunma imkânı tanındığı, tanık beyanının yanı sıra dosya kapsamındaki ByLock kayıtları, Bank Asya hesap hareketleri, SGK belgeleri ve diğer delillere de kararda yer verildiği, tanık beyanının tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı formdaki şikâyetlerini tekrar ile tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

21. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

23. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi, tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesinin geçerli bir nedeninin varlığına bakılmalıdır. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmamış olması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sorgulama veya sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu zorlukların telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (Atila Oğuz Boyalı [2. B.], B. No: 2013/99, 20/3/2014, §§ 34-56; Selçuk Demir [2. B.], B. No: 2014/9783, 22/1/2015, §§ 27-46; AZ. M. [2. B.], B. No: 2013/560, 16/4/2015, §§ 45-67; Baran Karadağ [2. B.], B. No: 2014/12906, 7/5/2015, §§ 49-76; Orhan Güleryüz [1. B.], B. No: 2019/30221, 28/12/2021, §§ 33-42; Abdurrahim Balur [2. B.], B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay [1. B.], B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim [2. B.], B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51; Metin Akdemir (2) [1. B.], B. No: 2020/3964, 21/9/2022, § 36; Uğur Özcan [1. B.], B. No: 2021/12137, 26/7/2022, § 40).

24. Başvuru konusu olayda incelenmesi gereken ilk sorun, tanıklar Ü.D. ve H.U.nun duruşmada dinlenmemesinin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığıdır. Mahkeme, başvurucunun mahkûmiyetine karar verirken duruşmada dinlenmeyen tanıkların beyanlarına da dayanmıştır. Tanıklar, başvurucu ve müdafiinin yokluğunda dinlenmiş ve başvurucu aleyhinde çeşitli açıklamalarda bulunmuştur. Mahkeme, tanıkların duruşmaya getirilmesinin zor olup olmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapmamıştır. İlgili Duruşma Tutanağı ve gerekçeli kararda, tanıkların aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle dinlenilmemesinin hangi geçerli nedene dayandığına ilişkin bir açıklamaya da yer verilmemiştir. Dolayısıyla başvurucunun tanık sorgulama imkânından yararlandırılmamasının gerekçelendirilmesi yükümlülüğü somut olayda kamu makamları tarafından yerine getirilmemiştir. Ancak geçerli bir neden ileri sürülmemesi, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir.

25. İkinci olarak hükmün başvurucunun duruşmada sorgulama imkânına sahip olmadığı bir tanık/tanıklar tarafından verilen ifadeyetek veya belirleyici ölçüde dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır. Mahkeme, gerekçeli kararında başvurucunun örgütle irtibatlı olması nedeniyle kapatılan kurum bünyesindeki çalışmasına ait SGK kayıtlarına, Bank Asya hesap hareketlerinde tespit edilen artış miktarına, ByLock kullandığına ilişkin sorgu raporuna, huzurda dinlediği tanık S.K.nın beyanları doğrultusunda başvurucunun astsubay okulu öğrencileri ile gizliliğe riayet ederek görüştüğüne ve bu öğrencilerin örgütle bağlantılarını devam ettirmeye yönelik eylemlerde bulunduğuna, huzurda dinlenmeyen diğer tanıklar Ü.D. ve H.U.nun ise başvurucunun ilçe imamının altında bulunan dört imamdan biri olduğuna, yurt müdürlüğü yaptığına, Erkan kod ismini kullandığına, esnaf gruplarına mütevelli toplantısı yaptığına ve himmet topladığına yönelik beyanlarına istinaden mahkûmiyet sonucuna ulaşmıştır. Bu hüküm, Yargıtay tarafından "...[başvurucunun] ByLock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmediği" belirtilmek suretiyle onanmıştır.

26. Yargıtay içtihadı uyarınca kişinin ByLock kullanıcısı olduğunun tespiti açısından -somut olayda da olduğu gibi- sadece Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan getirtilen CGNAT kayıtlarının yeterli delil olarak kabul edilmemektedir [birçok karar arasından bkz. (kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 30/6/2021 tarihli ve E.2020/2018, K.2021/4527; Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 4/10/2022 tarihli ve E.2021/18943, K.2022/5428 sayılı kararları].

27. Yargıtay uygulamasına göre kişilerin örgütle iltisaklı Bank Asya'ya örgüt liderinin talimatıyla ve terör örgütüne yardım etme kastıyla destek amaçlı para yatırdıklarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmaması durumunda, mevcut şüphe sanık lehine değerlendirilmektedir [birçok karar arasından bkz. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 25/11/2024 tarihli ve E.2022/24737, K.2024/15026; 12/12/2024 tarihli ve E.2022/30656, K.2024/18046 ile 23/12/2024 tarihli ve E.2022/34231, K.2024/19255 sayılı kararları].

28. Yine Yargıtay uygulamasında kişilerin örgütle irtibatlı kurumlarda çalışmalarının terör örgütü üyeliği suçu açısından tek başına yeterli delil olarak kabul edilmediği görülmektedir [(kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2/3/2021 tarihli ve E.2019/5505, K.2021/1793 sayılı kararı].

29. Gerekçeli karar içeriği ve hükme esas alınan delillere ilişkin Yargıtay uygulaması gözönüne alındığında, duruşmada dinlenen tanık S.K.nın 2004-2006 yıllarında astsubay hazırlık okulunda eğitim gördüğü dönemde Ankara'da bulunan ailesinin yanına geldiğinde başvurucu ile görüştüğünü beyan etmesi ve özellikle beyanına konu olayların geliştiği tarihler dikkate alındığında, duruşmada dinlenmeyen diğer tanıklar Ü.D. ve H.U.nun başvurucunun örgüt içindeki konumunu açıklayıcı nitelikteki 2012-2014 yıllarında başvurucunun ilçe imamının altında bulunan dört imamdan biri olduğuna, yurt müdürlüğü yaptığına, Erkan kod ismini kullandığına, esnaf gruplarına mütevelli toplantısı yaptığına ve himmet topladığına ilişkin beyanlarının başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olduğu yönündeki kanaatin oluşmasında önemli ağırlıkta dikkate alındığı sonucuna ulaşmak mümkündür. Diğer bir ifadeyle kişiye sorgulama imkânı tanınmayan tanığın beyanlarının mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

30. Yargılama sürecinde başvurucuya olayları kendi bakış açısına göre anlatma ve delillerini sunma imkânı tanınmıştır. Buna ek olarak hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanıkların beyanı dışında başka delillere de dayanılmıştır. Ancak Mahkemenin yargı çevresi dışındaki tanığı başvurucunun da onlara soru sormasına imkân sağlayacak şekilde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) gibi vasıtalarla neden dinlemediğine ya da tanıkların istinabe olunan Mahkemede dinlenirken başvurucunun haberdar edilip edilmediğine ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Tanıkların soruşturma aşamasında alınmış yazılı beyanları duruşmada okunmuş ise de başvurucu, tanığın beyanlarının tespiti sırasında hazır bulunmadığından ses ve görüntü nakli yoluyla da olsa onları sorgulayamamış; sorulan sorulara verdiği cevaplar hakkında izlenim edinme fırsatı elde edememiştir. Bu yüzden tanığın tepkileri konusunda Mahkemenin dikkati çekilememiş, tanığın beyanlarının doğruluğu ve güvenilirliği test edilememiştir. Mahkeme de tanık beyanda bulunurken tepkileriyle ilgili olarak izlenim edinememiştir. Öte yandan hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanığın beyanı dışında başka delillere de dayanılmış olmasının beyanları belirleyici ölçüde mahkûmiyete temel alınan tanıkları sorgulama imkânı tanınmaması nedeniyle savunma makamının maruz kaldığı sınırlamayı telafi ettiğini söylemek de mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak güvenilirliği ve doğruluğu test edilmemiş tanık beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alındığı hâlde savunmanın karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvencelerin sağlanmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda huzurda dinlenmeyen tanıkların duruşmada veya SEGBİS yoluyla dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.

31. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

32. Başvuruda tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden, kararda varılan sonuca ve uygun görülen giderime göre başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin gerekçeli karar hakkı ile silahların eşitliği ve çelişmeli yargılanma ilkesine ilişkin şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

33. Başvurucu; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ile 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

34. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

35. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

36. Tanık sorgulama hakkı tanığın yargılama evrelerindeki beyanlarının delil değeriyle ilgili bir derecelendirme yapılmasını güvence altına almamaktadır. Diğer bir ifadeyle bu hak, tanığın duruşmadaki beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği yönünde bir güvence içermemektedir. Savunmaya duruşmada tanığı sorgulama fırsatı tanındığı ve sanığın diğer haklarına saygı gösterildiği sürece tanığın yargılama evresindeki beyanlarının hangisine itibar edileceği meselesi karar veren mahkemenin takdirindedir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Musa Yılmaz Acar [1. B.], B. No: 2013/1664, 16/7/2014, § 53).

37. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/132, K.2019/23) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ertuğrul Şahbaz [1. B.], B. No: 2022/100456, 3/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı ERTUĞRUL ŞAHBAZ
Başvuru No 2022/100456
Başvuru Tarihi 4/3/2022
Karar Tarihi 3/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın başvurucu (sanık) tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
Gerekçeli karar hakkı (ceza) İncelenmesine Yer Olmadığı
Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) İncelenmesine Yer Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi