logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İsmail Bakaç [1. B.], B. No: 2022/100579, 14/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İSMAİL BAKAÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/100579)

 

Karar Tarihi: 14/5/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Aydın DEMİREL

Başvurucu

:

İsmail BAKAÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 14/10/2021 tarihinde kasten öldürme, birden fazla kişi tarafından silahla yağma ve cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gözaltına alınmış, 16/10/2021 tarihinde tutuklanmıştır.

3. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca (Cumhuriyet Başsavcılığı) 7/10/2022 tarihinde düzenlenen ve 14/10/2022 tarihinde kabul edilen iddianamede başvurucunun maddi çıkar amaçlı silahlı suç örgütünün yöneticisi olduğu belirtilerek örgütün gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, birden fazla kişi tarafından birlikte, silahla, suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla yağma, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, kasten öldürme suçlarından cezalandırılması talep edilmiştir. Müşteki, tanık ve şüpheli ifadelerine, HTS kayıtlarına, kolluk tutanakları gibi delillere yer verilen iddianamede başvurucunun yöneticisi olduğu suç örgütü tarafından gerçekleştirilen;

i. Müşteki şüpheli S.A.nın alıkonulması,

ii. Müşteki şüpheli E.Ç.nin 10/10/2021 tarihinde iki gün süreyle alıkonulması, öldürme kastıyla silahtan sayılan ve ele geçirilemeyen demir sopalarla darbedilmesi ve iple asılmaya çalışılması,

iii. Olay sonrası şikâyetçi olan müşteki şüpheli E.Çnin tekrar alıkonulması,

iv. Maktul S.Y.nin alıkonulması, silah kabzasıyla başına vurulmak ve demir sopalarla dövülmek suretiyle öldürülmesi eylemlerinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.

4. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucunun da aralarında bulunduğu altı şüphelinin tutukluluklarının gözden geçirilmesi talep edilmiştir. Düzce 1. Sulh Ceza Hâkimliği (Sulh Ceza Hâkimliği) tarafından 12/10/2022 tarihinde konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol kararı uygulanarak başvurucunun serbest bırakılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar saat 16.19'da imzalanmıştır. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"Her ne kadar Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2022 tarih ve 2022/13311 soruşturma sayılı yazıları ile şüpheliler [E.Y.], [E.A.], İSMAİL BAKAÇ VE [Y.H.]'ın 5271 sayılı CMK'nın 108/1 maddesi gereğince tutukluluk durumlarının gözden geçirilmesi ve tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talep edilmiş ise de; şüpheli [E.Y.]'ın tutukluluk halinin bir yıl olmasına iki gün kalması, şüpheli [E.A.]'un tutukluluk halinin bir yıl olmasına dokuz gün kalması, şüpheli İsmail Bakaç'ın tutukluluk halinin bir yıl olmasına dört gün kalması, şüpheli [Y.H.]'ın tutukluluk halinin bir yıl olmasına dört gün kalması, CMK'nın 102. Maddesi nazara alındığında bu aşamadan sonra bu şüpheliler yönünden tutukluluk durumunun devamına karar verilmesi ölçülülük ilkesini ihlal edeceği, bu aşamadan sonra bu şüpheliler hakkında elektronik kelepçe takılmak suretiyle ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirinin yeterli olduğu anlaşıldığından, Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2022 tarih ve 2022/13311 soruşturma sayılı talebinin kısmen REDDİ ile şüpheliler [E.Y.], [E.A.], İSMAİL BAKAÇ VE [Y.H.]'ın üzerlerine atılı suçlardan soruşturma sonuna kadar sürmek üzere ADLİ KONTROL ALTINA ALINMAK SURETİYLE TAHLİYELERİNE, şüpheliler başka suçtan tutuklu ya da hüküm değilse derhal SALIVERİLMELERİNE... [karar verildi.]"

5. Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün serbest bırakılan tüm şüphelilerin tekrar tutuklanması talebinde bulunmuştur. Söz konusu belge saat 17.28'de Cumhuriyet savcısı tarafından imzalanmıştır. Belge saat 18.08'de Sulh Ceza Hâkimliği tarafından okunmuştur. Talebin ilgili kısmı şu şekildedir;

"...Cumhuriyet Başsavcılığımızca ilgi sayılı kararınızla tahliyesine karar verilen şüpheliler hakkında 07/10/2022 tarihinde üzerilerine atılı silahlı çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüte üye olmak, bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle kasten adam öldürme, nitelikli yağmaya teşebbüs, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçlarından Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iddianame düzenlendiği, şüphelilerin tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak Hakimliğinizce tahliyesine karar verilmiş ise de, şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işledikleri hususunda kuvvetli şüphe olduğu, üzerilerine atılı suçlar için kanunun ön gördüğü ceza miktarı, suçların vasıf ve mahiyeti, tahliye kararının toplumda infial yaratacağı, mağduriyet yaratacağı, şüphelinin üzerilerine atılı suçlar dikkate alındığında ev hapsinin yeterli kalmayacağı, şüphelilerin kaçma ihtimallerinin bulunduğu anlaşılmakla tahliye kararlarının kaldırılarak şüphelilerin tutuklanmasına yönelik karar verilmesi, Hakimliğiniz aksi kanaatte ise dosyanın Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi rica olunur..."

6. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ceza infaz kurumuna yazı yazılarak Sulh Ceza Hâkimliğince serbest bırakılan aralarında başvurucunun da bulunduğu şüphelilerin başka suçtan tutuklu ya da hükümlü olmamaları hâlinde derhâl serbest bırakılmaları istenmiştir. Söz konusu belge saat 19.35'te imzalanmıştır.

7. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı gün saat 22.17'de düzenlenen ve 22.19'de imzalanan belge ile başvurucunun da aralarında bulunduğu şüphelilerin tutuklanmaları talep edilmiştir. Söz konusu talep saat 22.20'de Sulh Ceza Hâkimliğine ulaşmıştır. Talebin ilgili kısmı şu şekildedir;

"...Şüpheliler hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararlarının yakalama ekranında numara alınamamasından vicahiye çevirme işlemi yapılamadığı, bu nedenle şüphelilerin yakalama kararlarının kaldırılarak yakalama kararlarına istinaden bu şekilde sevk yapılmasına karar verildiği,

Aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı şüpheli mevcutlu olarak gönderilmiş olup,

Şüphelilerin üzerilerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu anlaşılmakla;

Şüphelilerin üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 100. vd. maddeleri uyarınca TUTUKLANMALARINA,

Karar verilmesi kamu adına talep olunur...."

8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından aynı gün başvurucunun birden fazla kişi tarafından birlikte, silahla, suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla yağma, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme suçlarından tutuklanmasına karar verilmiştir. Söz konusu sorgu zaptı saat 23.47'de imzalanmıştır. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir;

"...1-Tüm hazırlık dosyası bir bütün olarak değerlendirildiğinde şüpheliler [E.Y.], İsmail Bakaç, [Y.A.] ve [E.A.]'un üzerilerine üzerine atılı bulunan suçların ([E.A.]'un, [E.]'a yönelik kasten öldürme suçu yönünden) vasıf ve mahiyeti, şüphelilerin atılı suçu işledikleri hususunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren şüphelilerin çelişkili beyanları, dosya kapsamındaki kamera kayıtları, cdler, görüntü inceleme tutanakları, bilgi alma tutanakları, kolluk tutanakları vb. somut delillerin bulunması, atılı suçların CMK'nın 100.maddesinde yazılı olan katalog suçlardan olması ve bu nedenle tutuklama nedeninin bulunduğunun varsayılabileceği, atılı suç için yasada yazılı olan cezanın alt ve üst haddine göre ve şüphelilerin alabileceği muhtemel cezaya oranla tutuklamanın haksızlığa yol açacak nitelikte orantısız ve ölçüsüz olmayacağı, bu ahval içinde şüphelilerin serbest kalmaları halinde kaçma, saklanma, olay ile ilgili kişileri yönlendirme veya bu kişilere baskı yapma şeklinde vb. davranışlarla delil karartma ihtimalinin varlığı, bu nedenlerle, şüpheliler hakkında tutuklama ile hedeflenen amaca adli kontrol tedbiri ile ulaşma imkanının bulunmaması ve adli kontrol tedbirinin bu aşamada yetersiz kalacağı ve soruşturmanın yararı için tutuklama tedbirinin bu aşamada gereklilik arz ettiği hususları göz önünde bulundurularak CMK'nın 100. ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı TUTUKLANMALARINA... [karar verildi.]"

9. Başvurucunun Sulh Ceza Hâkimliğinin kararına yönelik yaptığı itirazı Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesince 4/11/2022 tarihinde reddedilmiştir.

10. Başvurucu, itirazın kesin olarak reddi kararını 8/11/2022 tarihinde öğrendikten sonra 15/11/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. 27/10/2023 tarihinde Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından başvurucunun kasten yaralama ve kasten öldürme suçlarından mahkûmiyetine, diğer suçlardan beraatine ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

12. Bölge Adliye Mahkemesi 28/6/2024 tarihinde başvurucunun kasten yaralama suçu yönünden mahkûmiyetine yönelik istinaf talebini kesin olarak, kasten öldürme suçu yönünden mahkûmiyetine yönelik istinaf talebini ise temyiz yolu açık olmak üzere reddetmiştir.

13. Yargılama Yargıtay nezdinde derdesttir.

14. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

15. Başvurucu, konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmasına rağmen tahliye edilmeden yeniden tutuklanmasının hukuki olmadığını iddia etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

16. Başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkıkapsamında incelenmiştir.

17. Anayasa Mahkemesi içtihadına göre tutuklama tedbirinin uygulandığı yargılama neticesinde verilen kararın kesinleşmiş olması hâlinde başvurucunun tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına yönelik olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında tazminat davası açabileceği kabul edilmiştir (Reşat Ertan [1. B.], B. No: 2013/5700, 15/4/2015, § 26; Ömer Köse [2. B.], B. No: 2014/12036, 16/11/2016, § 34; Eyyüp Güneş [GK], B. No: 2017/28308, 21/10/2021, § 88; Murat Ağırel ve diğerleri [GK], B. No: 2020/11655, 7/4/2022, §§ 23-26). Somut olayda başvurucu hakkındaki hüküm henüz kesinleşmemiş olmakla, başvuru yollarının tüketildiği sonucuna varılan ve açıkça dayanaktan yoksun olmayıp kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale, temel hak ve özgürlüklerin olağan dönemde sınırlandırılmasına ilişkin ölçütlerin belirlendiği Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa'nın 19. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu sebeple müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen ve tutuklama tedbirinin niteliğine uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Halas Aslan [1. B.], B. No: 2014/4994, 16/2/2017, §§ 53, 54; Selçuk Özdemir [GK], B. No: 2016/49158, 26/7/2017, § 60).

19. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu 16/10/2021 tarihinde kasten öldürme, birden fazla kişi tarafından silahla yağma ve cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ilk kez tutuklanmıştır. Tutukluluğunun gözden geçirilmesi talebi üzerine 12/10/2022 tarihinde Sulh Ceza Hâkimliği başvurucunun konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol uygulanarak serbest bırakılmasına karar vermiş; yapılan itiraz sonrası aynı gün birden fazla kişi tarafından birlikte, silahla, suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla yağma, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme suçlarından 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesi uyarınca başvurucu tekrar tutuklanmıştır (bkz. §§ 2, 7). Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

20. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

21. Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında; suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişilerin ancak kaçmalarını, delilleri yok etmelerini veya değiştirmelerini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hâllerde hâkim kararıyla tutuklanabilecekleri belirtilmiştir (Halas Aslan, § 57). Buna göre tutuklama ancak "suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler" bakımından mümkündür. Bir başka anlatımla tutuklamada meşru bir amacın olması için ön koşul, kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirtinin bulunmasıdır. Bu husus, tutuklama tedbiri için aranan olmazsa olmaz unsurdur. Bunun için suçlamanın kuvvetli sayılabilecek inandırıcı delillerle desteklenmesi gerekir. İnandırıcı delil sayılabilecek olgu ve bilgilerin niteliği büyük ölçüde somut olayın kendine özgü şartlarına bağlıdır (Mustafa Ali Balbay [1. B.], B. No: 2012/1272, 4/12/2013, § 72).

22. Bu noktada, her somut olayda tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtinin olup olmadığının, tutuklama nedenlerinin bulunup bulunmadığının ve tutuklama tedbirinin ölçülülüğünün takdiri öncelikle anılan tedbiri uygulayan yargı mercilerine ait olduğunun zira bu konuda taraflarla ve delillerle doğrudan temas hâlinde olan yargı mercilerinin Anayasa Mahkemesine kıyasla daha iyi konumda olduğunun yeniden ifade edilmesi gerekir (Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017 §§ 123, 124).

23. Anayasa Mahkemesi; kişinin suçla itham edilebilmesi için yakalama veya tutuklama anında delillerin yeterli düzeyde toplanmış olmasının mutlaka gerekli olmadığını zira tutukluluğun amacının, yürütülen soruşturma ve/veya kovuşturma sırasında kişinin tutuklanmasının temelini oluşturan şüphelerin doğruluğunu kanıtlayarak ya da ortadan kaldırarak adli süreci daha sağlıklı bir şekilde yürütmek olduğunu, buna göre suç isnadına esas teşkil edecek şüphelere dayanak oluşturan olgular ile ceza yargılamasının sonraki aşamalarında tartışılacak olan ve mahkûmiyete gerekçe oluşturacak olguların aynı düzeyde değerlendirilmemesi gerektiğini belirtmiştir (Mustafa Ali Balbay, § 73; Mehmet Haberal [1. B.], B. No: 2012/849, 4/12/2013, § 71).

24. Somut olayda; başvurucu hakkında düzenlenen iddianamede müşteki, tanık ve şüpheli ifadeleri dışında HTS kayıtları, kolluk tutanakları gibi birçok delile yer verilerek başvurucunun yönetici olduğu örgütün gerçekleştirdiği suç teşkil eden eylemlerinden sorumlu olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 3). Yürütülen yargılama sonunda başvurucu hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş ve kasten yaralama suçu yönünden verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmiştir. Kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf talebi ise temyiz yolu açık olmak üzere reddedilmiştir (bkz. §§ 11, 12).

25. Öte yandan tutuklama aşamasında suçun sübutu gerekmediği için isnat edilen eylemin tutuklama kararında belirtilen suçtan başka bir suçu oluşturma ihtimali olması tutuklama kararını salt bu nedenle hukuka aykırı hâle getirmeyecektir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi birçok kararında somut olgular içeren tanık anlatımlarını suç şüphesini doğrulayan kuvvetli bir belirti olarak kabul etmiştir (Metin Evecen [2. B.], B. No: 2017/744, 4/4/2018, §§ 47-52, Recep Uygun [2. B.], B. No: 2016/76351, 12/6/2018, § 43; İsmail Çıtak [1. B.], B. No: 2016/78629, 28/11/2019, § 52; Y.G. [1. B.], B. No: 2017/5933, 9/1/2020, § 55; İbrahim Okur [1. B.], B. No: 2016/50394, 27/2/2020, § 82; Mustafa Onuk [2. B.], B. No: 2016/21484, 9/7/2020, §§ 49-52; Yusuf Erdoğan [1. B.], B. No: 2017/11828, 10/2/2021, § 46).

26. Tüm bu bilgiler ışığında tutuklamaya esas deliller ve dosya kapsamı gözönüne alındığında, başvurucunun isnat edilen eylemleri işlediğine yönelik kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğuna ilişkin kabulün temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir.

27. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının ve tutuklamanın ölçülülüğünün değerlendirilmesi gerekir.

28. 12/10/2022 tarihinde Sulh Ceza Hâkimliğince başvurucu yönünden yapılan değerlendirmede özetle tutukluluğun devamının ölçülü olmayacağı, konutu terk etmeme tedbiri şeklindeki adli kontrolün yeterli olacağı ifade edilerek tutuklama tedbirinin sonlandırılmasına karar verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz sonrası Sulh Ceza Hâkimliğince bu sefer kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtilerek suçun niteliği, delil durumu yanında tutuklama ile hedeflenen amaca adli kontrol tedbiri ile ulaşma imkânının bulunmaması ve adli kontrol tedbirinin bu aşamada yetersiz kalacağı ve soruşturmanın yararı için tutuklama tedbirinin bu aşamada gereklilik arz ettiği ifade edilerek başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir (bkz. §§ 4, 5, 7, 8). Buna yönelik itiraz Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4/11/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir (bkz. § 9).

29. Sulh Ceza Hâkimliğince tutukluluğun devamının ölçüsüz olacağı ve adli kontrol tedbirinin yeterli olduğu kanaatiyle verilen kişinin tutukluluk hâlinin sona erdirilmesi kararına yapılan itiraz sonrasında Sulh Ceza Hâkimliği tarafından önceki kararından dönmeyi gerektirir yeni bir tespit ya da delil bulunmaksızın yeniden tutuklama karar verildiği anlaşılmaktadır. Sulh Ceza Hâkimliğince tahliye ile birlikte hükmedilen konutu terk etmemek şeklindeki adli kontrolün niteliği de gözetildiğinde, tutuklama tedbirini zorunlu kılan nedenlerin neler olduğunun ve tutuklama tedbirinin neden ölçülü görüldüğünün tutuklamaya ilişkin kararlarda yeterince ifade edilmediği, bu hususların somut olayın özelliklerinden deanlaşılmadığı kanaatine varılmıştır.

30. Açıklanan gerekçelerle başvurucu hakkında verilen tahliye kararına yapılan itiraz sonrasında aynı Hâkimlikçe aynı soruşturma kapsamında uygulanan ikinci tutuklama tedbiri nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

31. Başvurucu; ihlalin tespiti, serbest bırakılması ve 30.000 TL manevi, 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

32. Başvurucu hakkında yapılan yargılama sonunda mahkûmiyet hükmü kurulduğu, başvurucunun tutulmasının mahkûmiyete bağlı tutmaya döndüğü anlaşılmakla ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

33. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için hâlen mahkumiyete bağlı tutulan başvurucuya manevi zararları karşılığında talebiyle bağlı kalınarak 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

34. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Düzce 1. Sulh Ceza Hâkimliğine GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(İsmail Bakaç [1. B.], B. No: 2022/100579, 14/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı İSMAİL BAKAÇ
Başvuru No 2022/100579
Başvuru Tarihi 15/11/2022
Karar Tarihi 14/5/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi