logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bekir Dönmez [1. B.], B. No: 2022/106879, 14/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BEKİR DÖNMEZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/106879)

 

Karar Tarihi: 14/5/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Aydın AYGÜN

Başvurucu

:

Bekir DÖNMEZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun telefon görüşmesinde kullandığı ifadeler nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak Tarsus 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Başvurucu 7/9/2022 tarihinde kurumlar arası telefonla eşi ile görüşmüştür. Söz konusu telefon görüşmesi sırasında başvurucunun "Allah belalarını versin, ne halleri varsa görsünler." şeklinde görevli memurlara hitapta bulunduğu iddiasıyla başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

4. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması sonucunda "kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etme veya davranışta bulunma" eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle başvurucu hakkında bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma disiplin cezasına karar vermiştir. Disiplin Kurulu kararında; başvurucu her ne kadar savunmasında bahse konu sözleri ailesine hitaben söylediğini belirtse de telefon görüşmesine ait ses kaydından soruşturmaya konu sözleri çocuklarının görüşe alınmamasından dolayı görevli memurlara hitaben söylediğinin anlaşıldığı belirtilmiştir.

5. Başvurucu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Tarsus İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği/Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği başvurucunun suçlamayı kabul etmediğini ve sarf ettiği sözlerin bir serzeniş, yakarış, yakınma anlamlarını taşıdığını belirterek Disiplin Kurulu kararının iptaline karar vermiştir.

6. Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı, Disiplin Kurulu kararlarının hukuka uygun olduğunu ve başvurucunun sarf ettiği sözlerin disiplin cezasının gerektirir nitelikte olduğunu belirterek İnfaz Hâkimliğinin iptal kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

7. İtirazı değerlendiren Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile İnfaz Hâkimliğinin kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Ağır Ceza Mahkemesi kararında başvurucunun eyleminin kendi savunması, olay tutanağı ve tüm dosya kapsamında sabit olduğu, söylenen sözlerin kurum görevlilerine karşı uygunsuz sözler sarf etmek kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 25/11/2022 tarihinde tebliğ aldıktan sonra 15/12/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; söylediği sözlerle hiçbir memur ve görevliyi hedef almadığını, yaşadığı ağır mağduriyetler nedeniyle acı çektiğini, eşinin de tutuklu olduğunu, çocuklarının küçük ve çaresiz durumda kaldığını ve bu durumun psikolojisini olumsuz etkilediğini, hakkı olan görüşmesinin de iptal edilmesi üzerine aile bireylerine hitaben serzenişte bulunduğunu belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirtmiştir.

12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; Anayasa Mahkemesinin somut olayla benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiştir. Daha sonra Bakanlık, başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında genel olarak başvuru formundaki şikâyetlerini tekrarlamıştır.

13. Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde kullandığı sözler nedeniyle başvurucu hakkında verilen disiplin cezasına yönelik şikâyetlerin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır (benzer yönde bir karar için bkz. Bahtiyar Öztürk, B. No: 2019/29262, 11/7/2024, § 18).

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirdiği telefon görüşmesi sırasında söylediği sözler nedeniyle hakkında disiplin cezası uygulanan başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulmuştur.

16. Müdahaleye dayanak olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı, müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

17. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptir (Murat Karayel (5), B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27). Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlandırılabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).

18. Disiplin suç ve cezaları yönünden genel hüküm niteliğinde olan 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesi uyarınca, kanun kapsamındaki bir disiplin suçunun oluşabilmesi ve cezasının uygulanabilmesi için sadece her bir disiplin suçu yönünden belirlenen özel hükümdeki şartların gerçekleşmesi yeterli olmayıp ayrıca 37. maddedeki şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 5275 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre ceza infaz kurumunda düzenli bir yaşamın sürdürülmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, tüzük, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre hükümlü hakkında kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanacaktır (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Memiş Berber, B. No: 2017/38744, 20/10/2021, § 22).

19. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda yapılacak bir eylemin 5275 sayılı Kanun’un 39. ile 44. maddeleri arasında öngörülen disiplin suçunu oluşturduğu açık olsa dahi bu durumun disiplin cezası verilmesi için tek başına yeterli olmayacağını, eylemin ceza infaz kurumundaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini kabul etmiştir (AYM, E.2013/6, K.2013/111, 10/10/2013; Murat Karayel (5), §§ 43, 44; Cihat Özdemir, B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 22). Dolayısıyla somut olayda başvurucununsöylediği sözlerin kurumdaki güvenliği veya disiplini bozacak ya da düzenli yaşamın sürdürülmesini önleyecek nitelikte kabul edilmesinin mümkün olup olmadığı incelenmelidir.

20. Ceza infaz kurumlarının idaresinde, mutlak surette varlığını sürdürmesi gereken görevler bulunmaktadır. Bu görevlerin başında kurumda disiplin ve düzenin sağlanması gelmektedir. Bu görevin yerine getirilmesinde ceza infaz kurumu çalışanları zorluklarla karşılaşmaktadır. Öte yandan çağdaş bir infaz kurumu idaresinde daima gözönünde tutulması gereken görevlerden biri de kurumda tutulan kişiler hakkında uygulanacak yaptırımlar bakımından adalet ve nesafet esaslarının egemen kılınmasıdır (Sinan Bozkurt, B. No: 2019/31782, 13/4/2023, § 27) .

21. Somut olayda Ceza İnfaz Kumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde söylediği sözler nedeniyle başlatılan disiplin soruşturmasında başvurucunun kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etme veya davranışta bulunma eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle 5275 sayılı Kanun'un 40. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

22. İlgili idare ve Ağır Ceza Mahkemesi kararları incelendiğinde, başvurucunun disiplin cezası ile cezalandırılmasına neden olan sözlerinin kurum güvenliği ve disiplini üzerindeki etkileri yönünden hiçbir değerlendirme yapılmaksızın kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etme veya davranışta bulunma niteliğinde olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bir ceza infaz kurumunda tutulan kişinin kurum görevlilerinin işlemlerine karşı diğer mahpusları etkileyecek ya da galeyana getirecek söz sarf etmesi ya da davranışta bulunması durumunda kurum güvenliği ve disiplininin zafiyete uğrayacağında hiçbir şüphe bulunmamaktadır. Ancak somut olayda başvurucunun söz konusu ifadeleri çocuklarıylagörüşme hakkının iptal edilmesi üzerine içinde bulunduğu sıkıntılı ruh hâliyle eşiyle yaptığı görüşmede sarf ettiği ve bu sözlerin de eleştiri niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca başvurucunun söylediği sözleri herhangi bir kişi ya da hedef gözetmeksizin dile getirdiği de görülmektedir. Dolayısıyla başvurucunun sarf ettiği sözlerin kurumun güvenliğini ve disiplinini ne şekilde etkilediğinin açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.

23. Sonuç olarak somut olayda başvurucunun telefon görüşmesinde söylediği sözlerle kurum görevlilerine karşı uygunsuz söz sarf etme veya davranışta bulunma disiplin suçunu işlediği somut olgulara dayalı olarak ortaya konulamamıştır.

24. Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını denetler (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56;Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60; hükümlü ve tutuklulara uygulanan disiplin cezaları bağlamında bkz. Eşref Arslan, §§ 50-54; Abdulhamit Babat (3), B. No: 2015/3370, 9/1/2020, §§ 33-37). Somut olayda idare ve Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucunun eylemi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterememiştir. Bu nedenle başvurucunun ifade özgürlüğüne bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası vermek suretiyle yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğunun gösterilemediği değerlendirilmiştir.

25. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama ve 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

27. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

28. Bununla birlikte yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında ve eski hâle getirme kuralı çerçevesinde başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması için Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesine ( D. İş 2022/2303) gönderilmek üzere Tarsus İnfaz Hâkimliğine (E.2022/6070, K.2022/6303 sayılı karar) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Bekir Dönmez [1. B.], B. No: 2022/106879, 14/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı BEKİR DÖNMEZ
Başvuru No 2022/106879
Başvuru Tarihi 15/12/2022
Karar Tarihi 14/5/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan başvurucunun telefon görüşmesinde kullandığı ifadeler nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Ceza infaz kurumunda ifade İhlal Yeniden yargılama
İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi