TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ KOÇ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/11771)
Karar Tarihi: 25/3/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
C. Ece YALIM
Başvurucular
1. Ali KOÇ
2. Umahan KOÇ
3. Mehmet KOÇ
Vekili
Av. Figen ELALDI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ihtiyati tedbirinin uzun sürmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular tarafından azledilen avukat M.S.Ö. vekalet ücreti alacağı olduğu iddiasıyla başvurucular aleyhine icra takibi başlatmıştır. Başvurucuların icra takibine itiraz etmeleri üzerineM.S.Ö. tarafından başvurucular aleyhine Kütahya 2. Asliye Hukuk MahkemesindeMahkeme) 17/7/2012 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı M.S.Ö. dava dilekçesinde Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (1.Asliye Hukuk Mahkemesi) 2010/338 Esas sayılı dava dosyasında başvurucular adına vekil olarak dosyayı takip ettiğini, hiç bir haklı sebep bulunmaksızın ve ücret ödenmeksizin karar celsesinden önce vekillikten azledildiğini,davanın kazanıldığını, son celsede vekil olarak bulunan avukat için 10.050,00 TL avukatlık ücreti takdir edildiğini, vekalet ücretini alabilmek amacıyla ilamsız icra yoluyla takip başlattığını, başvurucuların itirazlarının takibi durdurduğunu, borçluların itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu belirtmiştir. Davacı ayrıca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/338 Esas sayılı dosyasında bulunan alacağına karşılıktedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Mahkemece 18/7/2012 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davalı başvuruculara ödenmesinin önlenmesi için Kütahya 1 Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/338 Esas sayılı dosyasında bulunan alacağın 10.000,00 TL'lik kısmına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
4. Davacı 7/3/2014 tarihinde 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/338 Esas sayılı dosyasında bulunan 10.000,00 TL alacağına karşılık konulantedbirin kaldırılmasınıistemiş, talep üzerine Mahkemece 11/3/2014 tarihinde ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilerek 12/3/2014 tarihinde 1. Asliye Hukuk Mahkemesine tedbirin kaldırıldığı bildirilmiştir.
5. Mahkemece 13/2/2014 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan kararın Yargıtayca 17/6/2015 tarihinde davacı avukat yararına karşı yan vekalet ücretinin de tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkeme 12/5/2016 tarihinde direnme kararı vermiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından 9/2/2021 tarihinde direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca verilen bozma kararı sonrasında yapılan yargılamalar sonucunda Mahkemece 19/10/2021 tarihindedavanın kabulüne karar verilmiş, anılan karar temyiz edilmeden 27/1/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
6. Başvuru 9/2/2022 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucular 17/7/2012 tarihinde açılan itirazın iptali davasının 9 yıl 3 ay sürdüğünü, uzun süren yargılama boyunca mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
8. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler ... "
9. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
10. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19). Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine riayet edilmesi şartı, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen nazara alınması gereken bir başvuru koşuludur (Taner Kurban, B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 19). Ayrıca otuz günlük sürenin başlangıcında kanun hükmü gereği öğrenme tarihi esas alınmalıdır (Mehmet Özcan, B. No: 2019/6266, 15/1/2020, § 20).
11. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini dava dosyasını incelemek suretiyle öğrenmesi mümkündür. Bu doğrultuda dosyadan suret alınması gibi hâllerde başvurucunun gerekçeli kararı öğrendiği kabul edilebilir. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
12. Somut olayda başvurucular uygulanan ihtiyati tedbir kararının uzun sürmesinden yakınmaktadır. Başvurucular aleyhine açılan itirazın iptali davasında davacının talebi üzerine başvurucuların tarafı olduğu davadaki alacaklarının 10.000,00 TL'lik kısmınaihtiyati tedbir uygulanarak başvuruculara ödenmemesine karar verilmiştir. 11/3/2014 tarihinde ise ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının talebi üzerine 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/338 E sayılı dosyasında bulunan 10.000,00 TL'nin başvuruculara ödenmesinin önlenmesi için konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş bu karar 1. Asliye Hukuk Mahkemesine bildirilmiştir. Dolayısıyla 11/3/2014 tarihinde kesin olarak verilen tedbirin kaldırılması kararından yaklaşık 8 yıl sonra 10/2/2022 tarihinde gerçekleştirilen bireysel başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 25/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.