Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Mutlu ALAF
|
Başvurucu
|
:
|
Zeynep YERLİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Semra DEMİR
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kamu görevlisinin açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak maaş dışında kalan mali haklarının ödenmesine karar verilmesi talebiyle açtığı davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, Maliye Bakanlığı Ankara Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü emrinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak çalışmaktayken 22/11/2016 tarihli ve 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (677 sayılı KHK) uyarınca kamu görevinden çıkarılmıştır. Göreve iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyon) yaptığı başvuru üzerine Komisyon kararı uyarınca 15/8/2018 tarihinde kamu görevine iade edilen başvurucu, görevine başlamıştır.
3. Başvurucuya açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olarak maaş ödemesi 31/12/2018 tarihinde yapılmıştır. Başvurucu 4/10/2019 tarihli dilekçesi ile idareye başvurarak açıkta geçirdiği sürelere ilişkin ödenen aylıklara yasal faiz işletilmek suretiyle hesaplanacak tutarın kendisine ödenmesini talep etmiştir.
4. Başvurucunun talebi 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'da geçmiş döneme ilişkin faiz işletilmesine yönelik hüküm olmadığı gerekçesiyle idare tarafından reddedilmiştir.
5. Başvurucu, söz konusu işlemin iptal edilmesi ve mali haklarının ödenmesine karar verilmesi talebiyle 30/12/2019 tarihinde Ankara 14. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme 31/12/2020 tarihli kararla işlemin iptaline ve başvurucuya yasal faiz ödenmesine karar vermiştir. İdarenin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi (Daire) 8/12/2021 tarihli kararıyla istinaf başvurusunu kabul etmiş ve davanın süre aşımından reddine karar vermiştir. Daire, kararında başvurucunun kendisine ödeme yapılan 18/12/2018 tarihindeuygulamadan haberdar olduğunu, altmış gün içinde dava açması veya 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında başvuru yapması gerekirken yapmadığı gerekçesine dayanmıştır.
6. Nihai karar 21/12/2021 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 17/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu, hangi kalemler üzerinden ödeme yapıldığı bilgisinin verilmediğini, toplu ödeme yapıldığını, ödemenin faiziyle birlikte yapıldığını düşündüğünü, faizin ödenmediğini daha sonra sözlü yapılan görüşmeler neticesinde öğrendiğini, davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ve ödemeleri eksik almasından dolayı mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvurucunun temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
9. Başvuru mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Osman Vırıt ([1. B.], B. No: 2020/13947, 8/2/2024) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Kararda kamu görevinden çıkarıldığı ve yeniden göreve başladığı tarihler arasında kalan döneme ilişkin maaş, döner sermaye, performans ücreti ve ders ücretinin yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep eden başvurucu yönünden mahkeme tarafından ortada yalnızca maaş ödemesine yönelik fiilen yapılan bir ödeme dışında başvurucunun diğer taleplerinin kabulüne ya da reddine ilişkin bir idari işlem bulunmadığı hâlde sadece maaş tutarına ilişkin ödeme üzerine başvurucunun diğer mali hak taleplerinin reddedildiğini öğrendiğinin kabul edilerek davanın süresinde olmadığından reddine karar verilmesinin öngörülebilir olmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte mahkemenin bu yorumunun başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum olduğunu, bu yorumun başvurucu üzerinde ağır bir külfete sebep olduğunu, bu suretle başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçlarla karşılaştırıldığında orantısız olduğunu ifade etmiştir. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna ulaşmıştır.
12. Somut olayda başvurucunun göreve dönmesinden sonra açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak maaş ödemeleri yapılmış ancak bu ödemeye faizlerin de dâhil olup olmadığı hususunda başvurucuya bir bilgi verilmemiştir. Bununla birlikte yapılan bu ödemenin diğer mali hakların daha sonra ödeneceğine ya da ödenmeyeceğine ilişkin kesin bir bilgiyi kendiliğinden ihtiva ettiği sonucu çıkarılamaz. Bu itibarla somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
14. Başvurucunun görülen davanın esasına ilişkin olarak mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini ileri sürdüğü görülmekle birlikte mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden bu aşamada mülkiyet hakkı yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama ve 5.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
16. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
17. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
18. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesine (E.2021/2295, K.2021/2424) iletilmek üzere Ankara 14. İdare Mahkemesine (E.2019/2525, K.2020/2397) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
F. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 25/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.