TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
N.K.A.A. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/12862)
|
|
Karar Tarihi: 14/5/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
Raportör
|
:
|
Merve ARSLANTÜRK
|
Başvurucu
|
:
|
N.K.A.A.
|
Vekili
|
:
|
Av. Büşra AK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; sınır dışı etme kararı nedeniyle yaşam hakkı, kötü muamele yasağı ile aile hayatına saygı hakkının, sınır dışı etme kararının iptali talebiyle açılan davada bazı usul güvencelerine aykırı davranılması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/2/2022 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu 1988 doğumlu bir erkek olup Irak Cumhuriyeti vatandaşıdır.
6. Başvurucu, DAEŞ silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yapılan çalışmalara ilişkin olarak Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmış; adli işlemlerin yapılmasının ardından gerekli idari işlemlerin tesis edilmesi için Nevşehir İl Göç İdaresi Müdürlüğüne teslim edilmiştir.
7. Nevşehir Valiliği (Valilik) 12/11/2020 tarihinde 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin bir numaralı fıkrasının (b) ve (d) bentleri uyarınca başvurucunun sınır dışı edilmesine ve bu maksatla idari gözetim altına alınmasına karar vermiştir.
8. Başvurucu, sınır dışı etme kararının iptali talebiyle Kayseri 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde; sınır dışı etme işlemine gerekçe olarak gösterilen silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasından dolayı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kamu düzeni ve güvenliğini ihlal edecek bir örgüt mensubiyeti ve eyleminin bulunmadığını, DAEŞ terör örgütü ile mezhebi nedeniyle Haşdi Şabi terör örgütünün tehdidi altında olduğunu, ülkesine gönderilmesi durumunda öldürüleceğini veya kötü muameleye maruz kalacağını ileri sürmüştür. Beyanına göre ailesi ile Türkiye'de yaşaması nedeniyle sınır dışı edilmesi hâlinde aile bütünlüğü de bozulacaktır.
9. İdare Mahkemesi 31/12/2021 tarihinde davanın kesin olarak reddine karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir :
"Davalı idare tarafından, davacının DEAŞ silahlı terör örgütü ile irtibatlı olabileceğinin değerlendirildiği ve nitekim davacı hakkında konulan G-87 kodunun iptali istemiyle açılan davanın da reddine karar verildiği anlaşılmış olup, yabancı ülke vatandaşlarının sınır dışı edilmesini veya ülkeye giriş yasağı kararı alınmasını gerektiren durumların mutlaka suç niteliği taşıması ve bunun yargı kararıyla belirlenmiş olması zorunluluğunun bulunmadığı, DEAŞ silahlı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemler ve örgütün yapısı göz önünde bulundurulduğunda, terör örgütüne yakın olduğu konusunda şüphe bulunan bir kişinin ülkemizde kalmasının ülke güvenliği açısından tehlike oluşturabileceği, emniyet birimlerinin inceleme ve araştırmalarına dayalı bilgilerin ülke güvenliğini ilgilendiren konularda büyük önem arz ettiği ve devletlerin egemenlik hakları kapsamında yabancı ülke vatandaşlarının ülkeye kabulü hususunda geniş takdir yetkisi olduğunun kabulü gerektiğinden davacı hakkında devletin hükümranlık yetkisi dahilinde tesis edildiği anlaşılan dava konusu sınır dışı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır."
10. Başvurucu, nihai kararı 28/1/2022 tarihinde öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
11. Göç İdaresi Başkanlığının 12/3/2025 tarihli cevabi yazısına göre başvurucu 3/3/2022 tarihinde Irak'a sınır dışı edilmiştir.
12. Anayasa Mahkemesi 18/3/2025 tarihinde, başvurucunun avukatı B.A.dan başvurucunun güncel durumuna ilişkin bilgi ve belgeler ile buna ilişkin açıklamalarını on beş gün içinde sunmasını istemiştir. Anayasa Mahkemesinin yazısı 25/3/2025 tarihinde Av. Büşra Ak'a tebliğ edilmiş ise de Av. Büşra Ak yazıya cevap vermemiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk için bkz. Mehmet Girasun ve Ömer Elçi [G.K.], B. No: 2015/15266,17/6/2021, §§ 22-26.
14. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvurucuların avukatlarıyla iletişimlerinin kesilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 37. maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde başvurunun düşmesi için yeterli görmektedir (birçok karar arasından bkz. V.M. ve diğerleri/Belçika [BD], B. No: 60125/11, 17/11/2016; Vlatko Sajkoski/Kuzey Makedonya, B. No: 5960/19, 26/8/2021; Angelo Apetofia/İtalya, B. No: 60154/19, 21/10/2021 Shemsunur Emirova/Ukrayna, B. No: 56428/07, 19/5/2022; Darboe ve Camara/İtalya, B. No: 5797/17, 21/7/2022, §§ 95-98 ).AİHM, başvurucunun artık davasını takip etme niyetinin kalmadığı sonucuna varırken Sözleşme ve protokolleri ile güvence altına alınan haklara saygı gösterilmesine ilişkin özel koşulların bulunup bulunmadığını da her olayda değerlendirmekte; böyle birdurum yoksa davayı kayıttan düşürmektedir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Anayasa Mahkemesinin 14/5/2025tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
16. Anayasa Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartlar Mehmet Şerif Ay ([2. B.], B. No: 2012/1181, 17/9/2013, § 23) kararında, yabancıların adli yardım talepleri konusunda benimsenen ilkeler ise Nadali Agheli Kohne Shari ([1. B.], B. No: 2014/12633, 9/9/2015, §§ 17, 18) kararında yer almaktadır. Anılan ilkelere göre adli yardım için gerekli şartlar mevcutsa karşılıklılık şartı gerçekleşmese bile yabancının adli yardım talebi kabul edilmelidir. Somut başvuruda yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. İhlal İddiaları Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
17. Başvurucu, DAEŞ’in yaşadıkları yeri işgal etmesi üzerine ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçtığını; geri dönmesi hâlinde Sünni olduğu için Irak hükümetiyle birlikte hareket eden Şii yanlısı Haşdi Şabi örgütü tarafından öldürülme ya da kötü muameleye maruz kalma riski bulunduğunu, sınır dışı edilmesi hâlinde aile bütünlüğünün de bozulacağını belirterek yaşam hakkı, kötü muamele yasağı ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edileceğini ileri sürmüştür. Ayrıca, İdare Mahkemesinin sınır dışı edilmesi hâlinde karşılaşabileceği riskleri değerlendirmediğini ve tahdit koduna ilişkin iptal davasını beklemeden karar verdiğini belirterek adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir. Beyanına göre, pandemi koşulları altında ülkesine ya da üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilmesi, yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğü bakımından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
18. Bakanlık görüşünde mevzuata ve yargı kararlarına yer verilerek başvurucunun iddialarının dayanaksız olduğu, sınır dışı işleminin etkin yargı denetiminden geçtiği, başvurucunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun başvurusunun reddi gerektiği bildirilmiştir.
2. Değerlendirme
a. Genel İlkeler
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi" kenar başlıklı 48. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Kabul edilebilirlik şartları ve incelemesinin usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir."
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Düşme kararı" başlıklı 80. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hallerde düşme kararı verilebilir:
…
b) Başvurucunun davasını takipsiz bıraktığının anlaşılması.
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."
21. İçtüzük'ün "Düşme kararı" başlıklı 59. maddesinin(5) numaralı fıkrası şöyledir:
"(5) Başvuru formunda belirtilen bilgilerde ve başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bunun Mahkemeye bildirilmesi zorunludur. "
22. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruyu inceleyebilmesi için başvurucuların bireysel başvuruda bulunmalarında olduğu gibi bireysel başvuru incelemesinin sonraki aşamalarında da başvuruyu devam ettirme iradelerinin bulunması ve bu iradeyi Anayasa Mahkemesi önünde göstermeleri gerekir. Bu bakımdan başvurucuların bireysel başvurularını takip etmek için gerekli özeni göstermiş olmaları önem taşımaktadır (Mehmet Girasun ve Ömer Elçi, § 40). Bu bağlamda başvurunun değerlendirilmesi sürecinde İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı olarak vuku bulan, söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte olan yeni ve önemli gelişmeler, başvurunun yapılmasını takiben gelişen olay, idari veya yargısal karar hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi başvuruların kötü niyetinin bir göstergesi olabileceği gibi aynı zamanda bireysel başvuruyu takip etmeme iradelerinin de bir göstergesi olarak değerlendirilebilir (Mehmet Girasun ve Ömer Elçi, § 41).
23. Diğer taraftan başvurucular (veya temsilcileri) Anayasa Mahkemesi ile olan iletişimine de özen göstermelidir. Başvurucuların Anayasa Mahkemesiyle iletişiminde zorluklar çıkarması, başvuruculara ulaşılamaması (ulaşılabilir bir adresin veya iletişim kanalı bulunmamasına rağmen bu durumun Anayasa Mahkemesine bildirilmemesi, adres değişikliğinin bildirilmemesi gibi) başvurucularla yapılan yazışmaları sekteye uğratabilecektir. Bu durum Anayasa Mahkemesini başvurucuların başvurunun incelenmesine devam edilmesi konusunda bir ilgi kaybı olduğu düşüncesine sevk edebilir. Ayrıca başvurucuların bireysel başvuruda kendilerini temsil eden avukatla başvurunun değerlendirilmesi süreci boyunca irtibatını koruması da önem taşımaktadır. Başvurucuların avukatlarıyla irtibatlarını koparması, aralarındaki bilgi akışının kesilmesine ve avukata başvuru sürecinde ortaya çıkabilecek hukuki sorunlara ilişkin talimat verememeye sebep olacağından bu durum başvurunun anlamlı bir şekilde sürdürülememesine yol açabilecektir (Mehmet Girasun ve Ömer Elçi, § 43).
b. İlkelerin Olaya Uygulanması
24. Başvurucu, hakkında verilen sınır dışı kararına karşı Av. Büşra Ak aracılığıyla 10/2/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş ve sınır dışı işleminin uygulanmasını engellemeye yönelik tedbir talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi başvurucunun tedbir talebini reddetmiş, akabinde başvurucu 3/3/2022 tarihinde Irak'a sınır dışı edilmiştir (bkz. § 11). Aradan geçen üç yıllık sürede başvurucunun vekili, başvurucunun sınır dışı sonrasındaki güncel durumu hakkında herhangi bir bilgi veya belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesince 18/3/2025 tarihinde vekile yapılan açık talebe rağmen başvurucu vekili cevap vermemiştir (bkz. § 12). Av. Büşra Ak'ın başvurucunun bireysel başvuru sürecinde sınır dışı edilmesi konusunda Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemesi ve başvurucunun güncel durumuna ilişkinbilgi talebine karşı sessiz kalması müvekkili olan başvurucuyla iletişiminin koptuğunu göstermiştir. Başvurucunun temsilcisiyle iletişiminin kesilmesi, başvurucunun bireysel başvurusunu sürdürme iradesinin bulunmadığı şeklinde değerlendirilmiştir. Ayrıca başvurucunun Irak'a gönderildikten sonraki durumu hakkında Anayasa Mahkemesine sunulmuş herhangi bir bilgi ya da belge yoktur. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi başvurucunun sınır dışı edildiği Irak'ta kötü muameleye uğrama konusunda gerçek bir riskle karşı karşıya kalıp kalmadığı konusunda değerlendirme yapabilme imkânından da yoksundur.
25. Sonuç olarak, başvurucunun başvurusunu takipsiz bıraktığı ve başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan başka bir haklı neden de bulunmadığı anlaşılmıştır.
26. Öte yandan İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen başvurunun incelenmesinin devamında Anayasa'nın uygulanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. Başvurunun takipsiz bırakılması ve incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebep görülmemesi nedeniyle DÜŞMESİNE,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 14/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.