TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HAKAN ARSLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/14868)
|
|
Karar Tarihi: 15/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Mutlu ALAF
|
Başvurucu
|
:
|
Hakan ARSLAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Ahmet GÜNEY
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kamu görevlisinin açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak fazla çalışma ücretinin yasal faiziyle ödenmesi ve kendisine topluca ödemesi yapılan maaş asıllarına işleyecek yasal faizlerinin ödenmesine karar verilmesi talebiyle açtığı davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Aksaray İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmaktayken 1/9/2016 tarihli ve 29818 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 15/8/2016 tarihli ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 1/9/2016 tarihinde kamu görevinden çıkarılmıştır.
3. Başvurucu, göreve iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna (OHAL Komisyonu) yaptığı başvuru üzerine 15/5/2019 tarihinde kamu görevine iade edilmiştir.
4. Başvurucuya açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olarak maaş ödemesi 18/6/2019 tarihinde 139.205,99 TL olarak yapılmıştır. Başvurucu 27/2/2020 tarihinde idareye başvuruda bulunarak maaşlarına işleyecek yasal faizin ve ödenmeyen fazla çalışma ücretinin yasal faiziyle ödenmesini talep etmiştir.
5. İdare bu talebi 12/3/2020 tarihinde fiili olarak çalışmayan personele fazla çalışma ücreti ödenemeyeceği, yasal faiz ile ilgili olarak ise bütçe sisteminde faize ilişkin hüküm olmaması nedeniyle yargı kararı olmadan faiz ödenemeyeceği gerekçesiyle reddetmiştir.
6. Başvurucu, işlemin iptali ve mali haklarının ödenmesine karar verilmesi talebiyle 16/6/2020 tarihinde Aksaray İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkemetek hâkimli olarak 25/2/2021 tarihinde işlemin iptaline ve talep edilen alacakların ödenmesine karar vermiştir.
7. İdare, mahkemenin bu kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf başvurusunu inceleyen Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Daire) 23/12/2021 tarihinde istinaf başvurusunu kabul etmiş ve davanın süre aşımından reddine karar vermiştir. Daire kararında, başvurucunun kendisine ödeme yapılan 18/6/2019 tarihinde uygulamadan haberdar olduğu, bu tarihten itibaren altmış gün içerisinde dava açılması veya idareye başvuru yapılarak tesis edilecek işleme göre dava açılması gerekirken 27/2/2020 tarihli başvurunun reddi üzerine dava açıldığı gerekçesine dayanmıştır.
8. Başvurucu, nihai hükmü 20/1/2022 tarihinde öğrendikten sonra 3/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; idari dava açma süresinin iki ay olduğunu, coronavirüs tedbirleri kapsamında sürelerin 15/6/2020 tarihine kadar durduğunu, idarenin ret cevabından sonra davanın süresinde açıldığını, ödeme yapıldıktan sonra kendisine herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca kendisi ile aynı dönemde kamu görevinden çıkarılıp aynı tarihte görevine iade edilerek idareye başvuru yapan eşinin mali taleplerinin ise Daire tarafından kabul edildiğini belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; eşitlik ilkesi yönünden söz konusu ihlal iddiasının hangi temel hak ve özgürlüğe yönelik olarak gerçekleştiğinin belirtilmediğini, mahkemeye erişim hakkı yönünden ise başvurucunun iddialarının mevzuatın yorumlanması ve kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara yönelik olduğunu beyan etmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki şikâyetlerini yinelemiştir.
12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan [1. B.], B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
14. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Osman Vırıt ([1. B.], B. No: 2020/13947, 8/2/2024) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi anılan kararında özetle kamu görevinden çıkarıldığı ve yeniden göreve başladığı tarihler arasında kalan döneme ilişkin maaş, döner sermaye performans ücreti ve ders ücretinin yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep eden başvurucu yönünden, ortada yalnızca maaş ödemesine yönelik fiilen yapılan bir ödeme dışında başvurucunun diğer taleplerinin kabulüne ya da reddine ilişkin bir idari işlem bulunmadığı hâlde sadece maaş tutarına ilişkin olan ödeme üzerine başvurucunun diğer mali hak taleplerinin reddedildiğini öğrendiğinin kabul edilerek davanın süresinde açılmadığının değerlendirilmesinin öngörülebilir olmadığını belirtmiştir. Bununla birlikte bu yorumun başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum ve başvurucu üzerinde ağır bir külfete sebep olduğu, bu suretle başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçlarla karşılaştırıldığında orantısız olduğu ifade edilmiştir. Bu itibarla başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
15. Somut olayda, başvurucunun göreve iade edilmesinden sonra açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak başvurucuya maaş ödemesi yapılmış ancak bu ödemeye yasal faizlerin ve fazla çalışma ücretlerinin de dâhil olup olmadığı noktasında başvurucuya bir bilgi verilmemiştir. Bununla birlikte yapılan bu ödemenin diğer mali hakların daha sonra ödeneceğine ya da ödenmeyeceğine ilişkin kesin bir bilgiyi kendiliğinden ihtiva ettiği sonucu çıkarılamaz. Bu durumda eldeki başvuruda da anılan karardan ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır.
16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
17. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
18. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
19. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine (E.2021/898, K.2021/2186) iletilmek üzere Aksaray İdare Mahkemesine (E.2020/448, K.2021/140) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.