TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERHAN YILDIRIM BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/15719)
|
|
Karar Tarihi: 25/3/2025
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Aydın DEMİREL
|
Başvurucu
|
:
|
Erhan YILDIRIM
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, gözaltında kalınan sürenin hükmolunan cezadan mahsup edilmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 9/11/2018 tarihli kararı ile neticeten 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Anılan hüküm kanun yolu incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir. Bu hüküm gereğince başvurucunun hapis cezasının infazına başlanmış ve 22/4/2021 tarihinde düzenlenen müddetname başvurucuya tebliğ edilmiştir. Söz konusu müddetnamede başvurucunun 1/12/2016 ile 9/12/2016 tarihleri arasında gözaltında kaldığı 8 günlük süre ve 9/12/2016 ile 26/7/2017 tarihleri arasında tutuklu olarak kaldığı 291 günlük süre toplanarak 299 gün cezasından mahsup edilmiştir.
3. Başvurucu hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen 2018/79630 sayılı soruşturma dosyasında 27/11/2018 tarihinde başvurucu yönünden tefrik kararı verilmiş, tefrik edilerek 2018/80755 sayılı soruşturma numarasını alan ikinci dosyada ise 27/11/2018 tarihinde yetkisizlik kararı verilmiştir. Yetkisizlik kararı üzerinde soruşturmayı yürüten Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı 6/12/2018 tarihinde başvurucu hakkında devam eden ceza davasına atıfla kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar vermiştir.
4. Başvurucu 21/9/2021 tarihinde Adana İnfaz Hâkimliğine itirazda bulunarak söz konusu Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/79630 sayılı soruşturması kapsamında ayrıca 11/6/2019 ile 17/6/2019 tarihleri arasında ikinci kez gözaltında tutulduğunu ve bu tarihlerin cezasından mahsup edilmediğini belirterek mahsup talebinde bulunmuştur.
5. Adana 3. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) başvurucunun mahsup talebine ilişkin olarak Adana Cumhuriyet Başsavcılığına ve Adana İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar vermiştir. Müzekkere cevabında, 11/6/2019 ile 17/6/2019 tarihleri arasında başvurucunun gözaltında kaldığına ilişkin bir kayda rastlanmadığının belirtilmesi üzerine İnfaz Hâkimliği 12/10/2021 tarihinde mahsup talebinin reddine karar vermiştir. Başvurucunun itirazı üzerine Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince 29/12/2021 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.
6. Bu karar başvurucuya 4/1/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 2/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, yargılama giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
8. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) 29/3/2023 tarihli görüş yazısının ekinde başvurucu hakkında düzenlenen 10/6/2022 tarihli müddetnameyi iletmiştir. Müddetnamede başvurucunun 1/12/2016 ile 9/12/2016 tarihleri arasında gözaltında kaldığı 8 günlük süre ve 9/12/2016 ile 26/7/2017 tarihleri arasında tutuklu olarak kaldığı 291 günlük süreye 11/6/2019 ile 17/6/2019 tarihleri arasında gözaltında kaldığı 6 günlük sürenin de eklendiği ve toplam 305 günün başvurucunun talebine uygun olarak hükmolunan cezadan mahsup edildiği, başvurucunun koşullu salıverilme tarihinin 23/2/2025 olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
II. DEĞERLENDİRME
A. Gözaltı Süresinin Mahsup Edilmemesi Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
9. Başvurucu, ikinci defa gözaltında kaldığı sürenin cezasından mahsup edilmemesi üzerine mahsup talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Bakanlık görüşünde; başvurucunun mahsup talebinin reddedilmesi sonrasında bireysel başvuruda bulunmasından sonra 10/6/2022 tarihinde yeniden müddetname düzenlendiği ve bu müddetnamede bireysel başvuruya konu edilen 11/6/2019 ile 17/6/2019 tarihleri arasındaki gözaltı süresinin de mahsup edildiği bildirilmiştir. Bu nedenle başvurucunun mağdur sıfatının bulunup bulunmadığının kabul edilebilirlik incelemesinde gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. İddianın esası bakımından ise müddetnamenin yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre doğru bir şekilde hesaplanıp hesaplanmadığının tespitiyle başvurucunun hukuk sistemince belirlenenden daha fazla bir süre hürriyetinden yoksun kalmasının Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında -mahkemece verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezanın infazı olarak- hukuka uygun bir tutma niteliğinde bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından yapılacak incelemede müddetnamedeki mahsup hesabının düzeltildiğinin gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir.
11. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında, hukuka aykırı olarak ikinci kez gözaltına alındığını ve evinin arandığını, telefon ve bilgisayarına el konulduğunu, yeni müddetname düzenlenerek 11/6/2019 ile 17/6/2019 tarihleri arasında gözaltında kaldığı sürenin mahsup edilmesinin bu mağduriyetlerini gidermediğini bildirmiştir.
12. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 80. maddesi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hallerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir.”
13. İçtüzüğün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince feragat, başvurunun takipsiz bırakılması, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması veya başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi hâlinde düşme kararı verilebilir (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 23; Mehmet Emin Bülbül, B. No: 2014/4463, 16/6/2016, §§ 46-48).
14. Somut olayda yapılan başvuru sonrasında, İnfaz Hâkimliği tarafından başvurucunun mahsup talebinin kabul edilmesi üzerine başvurucu hakkında 10/6/2022 tarihli yeni bir müddetname düzenlenmiş ve eksik kaldığı iddia edilen gözaltı süresi mahsup edilmiştir. Bu durumda, 22/4/2021 tarihli müddetnamenin geçerliliği kalmamıştır. Dolayısıyla başvurunun bu kısmının incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmadığı anlaşılmıştır.
15. Öte yandan İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen başvurunun incelenmesinin devamında Anayasa'nın uygulanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmadığı anlaşıldığından İçtüzük’ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince başvurunun bu kısmının düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
17. Başvurucu, gözaltında geçirdiği sürelerin mahsup edilmemesi dışında hukuka aykırı olarak yürütüldüğünü iddia ettiği başka bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmasının ve yapılan aramanın hukuka aykırı olduğunu, gözaltına alınması sebebiyle cenazeye katılamadığını, gözaltına ilişkin görüntülerin medyada paylaşıldığını ve telefonuna el konulduğunu belirterek bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayata saygı ve konut dokunulmazlığı hakları ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır.Başvurucuların maddi dayanaklar yönünden yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak; hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).
19. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi, kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa'ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 12/1/2021, § 24).
20. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinden gözaltında geçirdiği sürelerin mahkûmiyet hükmünün infazından mahsubunu istemiş, talebinin reddine karar verilmesi üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur. Fakat bu süreçle ilgisi bulunmayan başka bir soruşturma kapsamında kalan müdahaleler nedeniyle temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetler yönünden itiraz ile tazmin yollarının tüketilip tüketilmediğine ve varsa bu süreçlerin sonuçlarına yönelik herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.
21. Anayasa Mahkemesi kendiliğinden inceleme yapamayacağından asıl şikâyete ve buna ilişkin yargısal sürece ilişkin olmayan hak ihlali iddialarının değerlendirilebilmesi için yukarıda aktarıldığı üzere ihlal iddialarının somutlaştırılması ve gerekçelendirilmesi, bu hususların somut olay ve olgularla desteklenmesi gerekir. Ancak başvuru formunda söz konusu yükümlük yerine getirilmemiş, sonuç itibarıyla ileri sürülen ihlal iddiaları temellendirilmemiştir.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
23. Öte yandan başvurucunun Bakanlık görüşüne karşı beyanında belirttiği gözaltına alındığı süreçte evinin aranması, telefon ve bilgisayarına el konulması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararların giderilmediğine yönelik iddiasını başvuru formunda dile getirmediği anlaşılmakla bu iddialara dair bir inceleme yapılması gerekli görülmemiştir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A.1. Başvurunun gözaltı süresinin mahsup edilmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin kısmının incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 25/3/2025tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.