logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Melik Müjdeci [1. B.], B. No: 2022/27185, 29/4/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MELİK MÜJDECİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/27185)

 

Karar Tarihi: 29/4/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Melik MÜJDECİ

Vekili

:

Av. Ahmet Mazlum DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamu makamının iznine bağlama kararına uyulmayarak bildiri dağıtıldığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Batman Valiliği; millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın, genel ahlâkın ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesinin (A) ve (C) fıkraları uyarınca, il genelinde bildiri ve broşür dağıtımı da dâhil olmak üzere tüm etkinlik ve eylemlerin 30/9/2021 ile 14/10/2021 tarihleri arasında, on beş gün süreyle mülki amirden izin alınması şartına bağlanmasına karar vermiştir.

3. Kolluk görevlileri 8/10/2021 tarihinde yerel bir gazetenin sosyal medya hesabında “DEVA’da Cuma Etkinliği” başlığıyla paylaşılan bir videoda, bir siyasi partinin il yöneticilerinin camiden çıkan kişilere broşür dağıttığını tespit etmiştir. Bu kapsamda düzenlenen Açık Kaynak Araştırma Ve Çözüm Tutanağı'nda; başvurucunun da aralarında bulunduğu beş kişinin, Valiliğin kararına aykırı olarak izin almadan broşür dağıttığı belirtilmiş ancak broşürün içeriğine ve hangi amaçla dağıtıldığına ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir.

4. Başvurucu hakkında, idarenin kararına aykırı olarak izinsiz broşür dağıttığı gerekçesiyle 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca emre aykırı davranışta bulunmaktan 427 TL idari para cezası uygulanmıştır. Başvurucu, söz konusu yaptırımın yetkili idari makam tarafından uygulanmadığını ve eyleme ilişkin yaptırımın kanuni dayanağının bulunmadığını belirterek, idari para cezasına ilişkin kararının kaldırılması için Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) başvurmuştur

5. Hâkimlik; etkinliklerin izne bağlanması kararının usul ve kanuna uygun olduğunu, söz konusu kararın ilanen tebliğ edildiğini, broşür dağıtımı için ilgili idari makamlardan izin alınmadığını ve herhangi bir bildirimin yapılmadığını belirterek, uygulanan yaptırımın hukuka aykırı olmadığı ve temel hak ve hürriyetlerin ihlal edilmediği gerekçeleriyle başvurunun reddine karar vermiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 12/1/2022 tarihinde öğrendikten sonra 11/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu; cezalandırmaya dayanak eylemin kabahat olarak düzenlenmediğini belirterek uygulanan yaptırımın kanuni bir dayanağının bulunmaması nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, itirazlarının gerekçesiz şekilde reddedilmesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

8. Adalet Bakanlığı (Bakanlık); temel hak ve özgürlüklere müdahale teşkil etmeyen, bariz takdir hatası içermeyen tespit ve sonuçların Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında olduğuna ilişkin içtihada atıfta bulunmuştur. Bakanlık ayrıca Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkı bağlamındaki görevinin, uyuşmazlığın esası yönünden önem taşıyan meselelere ilişkin olarak derece mahkemelerinin ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koyup koymadığını incelemekle sınırlı olduğuna yönelik bir karara atıf yapmıştır. Bu çerçevede yapılacak değerlendirmenin, Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak yapılması gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

9. Başvuru, ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 5326 sayılı Kanun’un 32. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı değerlendirilmiştir. Müdahalenin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeninin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

12. Anayasa Mahkemesi daha önce birçok kararında; barışçıl bir eylem nedeniyle idarece verilen idari para cezasının temel hakka yönelik bir müdahale olduğunu (ifade özgürlüğü bağlamında bkz. Nursel Tanrıverdi [1. B.], B. No: 2020/26374, 4/7/2022, § 22; Engin Karataş [2. B.], B. No: 2018/3488, 13/9/2022, § 11; sendika hakkı bağlamında bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017, § 48; Bülent Hatun [2. B.], B. No: 2014/3536, 24/5/2018, § 28; Türkan Albayrak [1. B.], B. No: 2019/1628, 28/12/2021, §§25, 26; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bağlamında bkz. Dursun Soydan ve diğerleri [1. B.], B. No: 2015/2948, 14/11/2018, § 39; Canan Yüce ve diğerleri [1. B.], B. No: 2020/37789, 4/7/2022, § 24) ve cezanın ifade özgürlüğünü kullanan kişilerde caydırıcı etki doğurabileceğini kabul etmiştir (İlyas Bulcay [2. B.], B. No: 2020/24527, 9/2/2023, § 39; farklı bağlamda benzer değerlendirme için bkz. Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ve diğerleri [GK], B. No: 2016/5903, 10/3/2022, § 106). Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, somut olayda olduğu gibi temel hak ve özgürlüğe yönelik bir müdahalenin varlığı hâlinde, eylemin kamu düzenini bozup bozmadığını, bozulma tehlikesi taşıyıp taşımadığını veya böyle bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığını incelemiştir (Mahmut Konuk (2) [2. B.], B. No: 2021/21730, 15/11/2023, §§ 42-48; Engin Karataş [2. B.], B. No: 2018/3488, 13/9/2022, §§ 16-19; farklı bağlamda benzer değerlendirmeler için bkz. Halil Cihan Özbilen ve diğerleri [2. B.], B. No: 2020/5038, 16/3/2023, § 39-49; Songül Eriş ve Bedriye Kuş [2. B.], B. No: 2020/38552, 30/3/2022, § 49; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri [2. B.], B. No: 2014/17391, 19/4/2018, § 63).

13. Somut olayda, bir siyasi partinin il yönetim kademesinde yer alan başvurucu hakkında, idarenin kararına aykırı olarak izin almaksızın broşür dağıttığı gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmıştır. Anayasa’nın 26. maddesi, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçları “söz, yazı, resim veya başka yollar” şeklinde belirlemiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade aracını anayasal koruma altına almıştır (Emin Aydın [1. B.], B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 43). Başvuruya konu eylemin, belirli ifadeler içeren broşür dağıtımı olduğu dikkate alındığında, Anayasa’nın 26. maddesinin yalnızca ifade edilen düşünce ve bilgilerin içeriğini değil, bunların ifade edilme biçimlerini de koruma altına aldığı gözönünde bulundurulmalıdır (Mahmut Konuk (2), § 38).

14. Sosyal medyada yapılan bir araştırma sonucunda kolluk görevlilerince sonradan tespit edilen olayda, başvurucunun eylemleri nedeniyle kamusal faaliyetlerin aksadığı, kamu düzeninin bozulduğu veya bu yönde ciddi bir tehlikenin oluştuğuna dair herhangi bir tespit yapılmamıştır. Ayrıca Anayasa Mahkemesine sunulan bilgi ve belgeler arasında, broşürde yer alan ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında kamu makamlarınca herhangi bir adli soruşturma başlatıldığına dair bir bulguya da rastlanmamıştır. Bu hususlar gözetildiğinde, broşür dağıtımının barışçıl bir şekilde tamamlandığı ve kolluk güçlerinin müdahalesini gerektiren herhangi bir olayın yaşanmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, gerek idarenin düzenlediği tutanaklarda gerekse hâkimlik kararında, aksine bir durumun varlığına ilişkin somut bir olgu ortaya konulmamış ve herhangi bir gerekçe sunulmamıştır.

15. Anayasa Mahkemesi, yerleşik içtihatlarında salt şekli usule uygun olarak verilmiş bir emre aykırı davranışın varlığının tek başına temel hak ve özgürlüklere müdahale için yeterli olmadığını vurgulamaktadır. Buna göre, temel haklara müdahaleyi haklı kılacak gerekçelerin -kamu güvenliğinin, kamu düzeninin veya genel sağlığın bozulduğu ya da bozulma tehlikesinin bulunduğu- meşru bir temele dayanması ve çatışan hak ve özgürlükler arasında adil bir dengenin kurulması gerektiği ifade edilmektedir. Aksi hâlde, barışçıl bir gösteri veya basın açıklaması nedeniyle kural olarak cezai yaptırım uygulanmaması gerektiği belirtilmiştir (birçok karar arasında bkz. Dilan Ögüz Canan [GK], B. No: 2014/20411, 30/11/2017 §§ 51, 53; Songül Eriş ve Bedriye Kuş, §§ 49, 50; İbrahim Bilen ve diğerleri [1. B.], B. No: 2019/23334, 22/2/2022, § 54; Zülküf Yıldız ve diğerleri [2. B.], B. No: 2019/35399, 16/3/2022, § 53; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, §§ 52, 56, 68, 73; İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri [2. B.], B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 45; Ali Orak ve İrfan Gül [1. B.], B. No: 2014/10626, 18/4/2018, §§ 62-67).

16. Somut olay yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, gerek idarece düzenlenen tutanakta gerekse hâkimlik kararında, başvurucu hakkında uygulanan idari para cezasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığına ve temel haklar arasında adil bir denge kurulduğuna ilişkin ilgili ve yeterli bir gerekçenin sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, başvurucu hakkında uygulanan idari para cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu, ihlalin tespiti ve giderilmesi ile 25.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvurucu ayrıca, vekâlet ücretinin maddi tazminat olarak verilmesini talep etmiştir.

19. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürüteceği yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı değerlendirildiğinden manevi tazminat talebinin; maddi zarara ilişkin herhangi bir bilgi veya belge sunulmadığından da maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Batman 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (2021/5389 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29/4/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Melik Müjdeci [1. B.], B. No: 2022/27185, 29/4/2025, § …)
   
Başvuru Adı MELİK MÜJDECİ
Başvuru No 2022/27185
Başvuru Tarihi 11/2/2022
Karar Tarihi 29/4/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamu makamının iznine bağlama kararına uyulmayarak bildiri dağıtıldığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Diğer İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi