TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ANDAÇ TURİZM TAŞIMACILIK İNŞAAT EMLAK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/284)
|
|
Karar Tarihi: 12/3/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
Raportör
|
:
|
Mehmet ALTUNDİŞ
|
Başvurucu
|
:
|
Andaç Turizm Taşımacılık İnşaat Emlak San. ve Tic. Ltd. Şti.
|
Vekili
|
:
|
Av. Havva AY SOLAK
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre gerçekleştirilen ihalenin mahkeme kararıyla feshedilmesi sonrasında idareye ödenen ihale bedelinin yaklaşık dört yıl süren dava süresince nemalandırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Antalya'nın Konyaaltı ilçesinin Çağlarca Köyünde bulunan ve O.T.ye ait olan taşınmaz, hissedarı olduğu şirketin borcuna karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu (İdare) tarafından haczedilmiştir. Taşınmaz, idare tarafından 2015/59307 sayılı dosya üzerinden 6183 sayılı Kanun'a göre 8/2/2018 tarihinde 58.850 TL'ye başvurucuya satılmıştır.
3. Satış ihalesinin feshi içinO.T. Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) ihalenin feshi davası açmıştır.
4. Mahkeme 11/2/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Davanın reddineyönelik karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 2/6/2021 tarihinde istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak ihalenin feshine karar vermiştir.
5. Temyiz edilen karar 1/11/2021 tarihinde Yargıtay 12. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü 2/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 3/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Komisyon, kısmi kabul edilemezlik kararıyla başvurucunun mülkiyet hakkına ilişkin iddialarının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu, ihalenin feshedilmesi nedeniyle idareye ihale bedeli olarak ödediği paranın ihalenin feshi davası süresince (yaklaşık dört yıl) nemalandırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
9. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Başvuruya konu olayda uygulanacak ilkeler Anayasa Mahkemesinin Fatma Yıldırım ([1. B.], B. No: 2014/6577, 16/2/2017, §§ 44-52) kararında belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi, icra iflas dairelerinin borçlulardan tahsil ettiği paranın durumunu incelediği Fatma Yıldırım kararında borçludan tahsil edilen bedelin alacaklıya ödendiği ana kadar borçlunun veya alacaklının para üzerinde tasarrufta bulunma, parayı kullanma veya paranın değerinin enflasyon karşısında aşınmasını önleyici tedbirler alma imkânı olmadığına dikkat çekmiştir. Borçludan tahsil edilen bedelin bu süreçte henüz icra müdürlüğünün kontrolü altında olduğunu, dolayısıyla bu paranın enflasyon karşısında kıymet yitirmesini önleyebilecek olanın da para üzerinde tasarrufta bulunma kudretini elinde bulunduran icra dairesi olduğunu belirtmiş; tahsil edilen paranın alım gücünü kaybetmesini engellemenin yolunun bunun nemalandırılması olduğunu ifade etmiştir (Fatma Yıldırım, §§ 60, 61). Anayasa Mahkemesi, sonuç olarak cebrî icra organlarının tahsil ettiği paranın bir mevduat hesabına yatırılması biçiminde alacağı basit tedbirle icra sürecinin hızlı işlememesinin borçlu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirememesinin mülkiyet hakkının devlete yüklediği koruma pozitif yükümlülüğünün ihlali sonucunu doğurduğunu kabul etmiştir (Fatma Yıldırım, §§ 62, 63).
12. Somut olayda taşınmaz, idare tarafından haczedilmiş; 8/2/2018 tarihinde 58.850 TL bedelle başvurucuya satılmış ve satış bedeli tahsil edilmiştir. Satış ihalesinin feshi için taşınmazın eski maliki ihalenin feshi davası açmıştır. Davanın reddine yönelik mahkeme kararı istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmış ve ihalenin feshine yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1/11/2021 tarihinde kesinleşmiştir. İdarenin 6/6/2024 ve 27/3/2025 tarihli yazılarında ihale bedeli olan 58.850 TL'nin başvurucuya nemalandırılmadan ödendiği ifade edilmiştir.
13. Başvurucunun yakındığı husus, taşınmazın satış bedelinin ihalenin feshi davasının kesinleşmesi sürecinde idare tarafından nemalandırılmamasıdır. Borçlunun taşınmazının satışı sonucu tahsil edilen ihale bedelinin nemalandırılmaması şeklinde tezahür eden uygulamanın devlete yüklenen pozitif yükümlülüklerle ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Fatma Yıldırım, § 55).
14. Devletin cebrî icra sürecini makul bir sürede sonuçlandırma yükümlülüğünde olduğu gözetildiğinde cebrî icranın uzaması hâlinde gerek borçlunun gerekse alacaklının hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla somut olayın gerektirdiği her türlü tedbirin alınmasının devletin sorumluluğunda olduğu söylenebilir. Özellikle icra sürecinde devletin hâkimiyeti ve kontrolünde olan mal ve haklara yönelik idareye normal idari işleyişin dışında bir külfet yüklemeyecek tedbirlerin alınmaması somut olayın koşulları çerçevesinde koruma yükümlülüğünün ihlali olarak yorumlanabilir.
15. Olayda idarenin taşınmazı ihaleyle satışını yaptığı tarih ile ihale bedelinin iade edildiği tarih arasında yaklaşık dört yıl vardır. Bu süre içinde borçlu ve alacaklının hak ve menfaatlerini koruyucu, durumun gerektirdiği olağan tedbirlerin idare tarafından alınması beklenmektedir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Fatma Yıldırım, § 60).
16. Başvurucunun ihalenin feshi davasının kesinleşmesine kadarki süreçte paranın üzerinde tasarrufta bulunma, parayı kullanma veya paranın değerinin enflasyon karşısında aşınmasını önleyici tedbirler alma imkânı bulunmamaktadır. Tahsil edilen bedel bu süreçte tamamen idarenin kontrolü altındadır. Dolayısıyla bu paranın enflasyon karşısında değer kaybetmesini önleyebilecek olan da para üzerinde tasarrufta bulunma kudretini elinde bulunduran idaredir. Tahsil edilen ihale bedelinin alım gücünü kaybetmesini engellemenin yolu nemalandırmadır. Ayrıca bu paranın nemalandırılması, idareye olağan idari işleyişin ötesinde külfet yüklememektedir. İdarenin yapması gereken, ihale bedelinin vadesiz mevduat hesabında bekletilmesi yerine vadeli bir hesapta tutulmasıdır. Bu nedenle olayın somut şartları gözetildiğinde mülkiyet hakkının korunması ödevinin gerektirdiği pozitif yükümlülüklerin ihale bedelinin nemalandırılması tedbirinin alınmasını da içerdiği sonucuna ulaşılmıştır.
17. Bu itibarla idarenin ihale bedelinin vadeli bir mevduat hesabına yatırılması biçiminde alacağı basit bir tedbirle satış sürecinin hızlı işlememesinin başvurucu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirememiş olması, mülkiyet hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüğün ihlali sonucunu doğurmuştur.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
19. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması, aksi kanaatte olunması hâlinde ise taşınmazın gerçek değeri esas alınarak 500.000 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
20. İncelenen başvuruda idare tarafından tahsil edilen ihale bedelinin ihale sürecinin kesinleşmesi sürecinde nemalandırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla ihlalin idarenin fiilinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
21. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamakta olup başvurucunun uğradığı kaybın tazmin edilmesi yeterli bir giderim oluşturacaktır. Bu kapsamda yapılması gereken iş, Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun olarak başvurucuya tazminat ödenmesinden ibarettir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
22. Başvurucu, başvuru formunda ihale bedelinin yüksek enflasyon nedeniyle değer kaybına uğradığını ve taşınmazın değerinin yaklaşık 600.000 TL'ye yükseldiğini belirterek 500.000 TL'nin tazminat olarak ödenmesini talep etmiştir.
23. Mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle başvurucunun uğradığı zarar, mülkiyet hakkına konu alacağın değer kaybıdır. Alacağın yüksek enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının tespiti için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyon verileri esas alınmıştır. TCMB verilerine göre2018 yılının 2. ayındaki 100 TL'nin 2025 yılının 2. ayı itibarıyla enflasyon karşısında değer kaybı giderilmiş karşılığı 865,55 TL'dir. Bu durumda başvurucuya ödenmesi gereken 58.850 TL tutarındaki ihale bedelinin 2025 yılının 2. ayı itibarıyla TCMB verileri kullanılarak enflasyon karşısında değer kaybının giderilmiş karşılığı 509.375,66 TL'dir. O hâlde başvurucuya ödenen 58.850 TL ihale bedelinin yanı sıra TCMB enflasyon verileri dikkate alındığında enflasyon karşısında değer kaybı olarak 450.525,66 TL'nin daha ödenmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 450.525,66 TL tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Sosyal Güvenlik Kurumuna GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.