TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ABDURRAHİM KILIÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/33881)
Karar Tarihi:12/6/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Hasan HÜZMELİ
Başvurucu
Abdurrahim KILIÇ
Vekilleri
Av. Mehmet NAS
Av. Abdullah BAŞAR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; üzerinde "Kürdistan" ibaresi ile kırmızı ve yeşil renk şeritler arasında yirmi bir saçaklı Mezopotamya Güneşi amblemi olan tişört giymesi nedeniyle terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırılmasının başvurucunun ifade özgürlüğünü, esas hakkındaki mütalaa tebliğ edilip buna ilişkin savunması alınmadan karar verilmesinin savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.
2. Kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre başvurucu, yukarıda yazılı amblem ve ibareler bulunan tişörtü giyerek Dargeçit ilçesinde bulunan bir pastane önünde herkes tarafından görülebilecek şekilde beklediği tespit edilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucunun anılan tişörtü giymesinin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğundan bahisle iddianame düzenlemiştir.
3. Midyat Ağır Ceza Mahkemesi 30/6/2016 tarihinde başvurucuyu 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca terör örgütü propagandasını yapmak suçundan 7.300 TL adli para cezasıyla cezalandırılmıştır. Mahkeme gerekçesinde; “beyaz renkli üzerinde göğsünün sağ kısmında kırmızı ve yeşil renk şerit ile bu şeritler arasında 21 saçaklı Mezopotamya Güneşi amblemi ve göğsün ön kısmında 'Kürdistan' ibaresi bulunan tişörtü[n] giy[ilmesinin]" terör örgütü propagandası suçunu oluşturduğu belirtilmiştir.
4. Anılan hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 28/12/2021 tarihinde hükmü onamıştır. Başvurucu, nihai hükmü 16/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 18/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
5. Başvurucu, herhangi bir terör örgütü ile ilişkilendirilemeyecek nitelikte bazıibareler olan bir tişört giymesi nedeniyle cezalandırılmasının ifade hürriyetini ihlal ettiğinden yakınmıştır. Bakanlık, başvurunun kanun yolu şikâyeti niteliğinde olması nedeniyle kabul edilmez olduğu görüşünü bildirmiştir. Bakanlık ayrıca başvurucunun terör örgütünü simgeleyen ve "Kürdistan" yazılı tişört giyerekterörizmin amacını ve araçlarını meşru gösterecek şekilde propaganda yaptığını belirterek eylemin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını açıklamıştır. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
6. Başvuru ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
7. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 3713 sayılı Kanun'un 7. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı kabul edilmiştir. Müdahalenin Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden millî güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk yönünden inceleme yapılacaktır.
8. Anayasa Mahkemesi daha önce pek çok kararında bir propaganda faaliyetinin cezalandırılabilmesi için olayın somut koşullarında belirli oranda tehlikeye neden olduğunun gösterilmesi gerektiğini belirtmiştir (diğerleri arasından bkz. Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 84; Ayşe Çelik, B. No: 2017/36722, 9/5/2019, § 47; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 64; Meki Katar, [GK], B. No: 2015/4916, 3/10/2019, § 53; Ömer Faruk Gergerlioğlu [GK], B. No: 2019/10634, 1/7/2021, § 175; terör örgütünün propagandasını yapma suçunun Türk hukukundaki görünümüne ilişkin tespitler için Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, §§ 115-118; terör örgütü propagandası suçunun tanımına vesuçun tespitine yönelik değerlendirmeler için Ömer Faruk Gergerlioğlu, §§ 155-163, 175; Figen Yüksekdağ Şenoğlu ve diğerleri, B. No: 2016/39759, 30/3/2022, § 73; Ahmet Aslan, B. No: 2021/23949, 6/10/2022, § 54; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 86).
9. Bunun yanında bir usul güvencesi olan gerekçeli karar hakkının maddi haklara etkisi yönünden de Anayasa Mahkemesi, çok sayıda kararında ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin Anayasa'nın ilgili maddelerini ihlal edeceğini ifade etmiştir (diğerleri arasından bkz. Ayhan Ölmez ve diğerleri, B. No: 2015/15090, 11/2/2021, § 46; Kemal Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 120; Sırrı Süreyya Önder, § 60; Candar Şafak Dönmez [GK], B. No: 2015/15672, 5/11/2020, § 53; Atilla Yazar ve diğerleri [GK], B. No: 2016/1635, 5/7/2022, § 127).
10. Bir düşünce açıklamasının veya kullanılan bir sembolün terörün veya terör örgütünün propagandası olduğu iddia edildiğinde değerlendirilecek en önemli unsur bu ifadelerin yahut sembollerin gerek içeriği ile gerekse açıklandığı ortamın niteliği dikkate alındığında şiddete yol açma potansiyelinin bulunup bulunmadığıdır (Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri, § 127; Sırrı Süreyya Önder, § 80). O hâlde Anayasa Mahkemesince çözümlemesi gereken mesele yargı merciinin somut olayın koşullarında başvurucunun anılan tişörtü giymesi nedeniyle kişileri terör suçlarının işlenmesine teşvik ettiğini ya da bunları meşru göstermek niyetinde bulunduğunu ikna edici bir biçimde ortaya koyup koymadığıdır.
11. Somut olayda ilk derece mahkemesi, başka hiçbir gerekçeye yer vermeksizin yalnızca “Kürdistan" ibaresi ile kırmızı ve yeşil renk şeritler arasında yirmi bir saçaklı Mezopotamya Güneşi amblemi bulunan tişörtü giymesi nedeniyle başvurucuyu terör örgütünün propagandasını yapma suçundan cezalandırmıştır. Kararda, söz konusu amblem ve simgelerin ne anlama geldiği, herhangi bir terör örgütüyle bağlantısı olup olmadığı, şiddete yol açma potansiyelinin bulunup bulunmadığı açıklanmamıştır. Ayrıca anılan tişörtün giyilmesinin ne şekilde şiddete teşvik ettiği, şiddet ve tehdit yöntemlerini meşru gösterdiği veya övdüğü hiçbir şekilde irdelenmediği gibi somut koşullar dikkate alınarak belirli oranda tehlikeye neden olduğu veya şiddet kullanımını, silahlı direnişi ya da başkaldırıyı doğrudan veya dolaylı teşvik ettiği yönünde de herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır ("Kürdistan" ifadesi nedeniyle terör örgütü propagandası suçundan cezalandırmanın -konuşmanın bağlamı gözetilerek- ifade hürriyetini ihlal ettiğine ilişkin değerlendirmeler için bkz. Sırrı Süreyya Önder, §§ 77-86).
12. Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin başvurucunun mahkûmiyetinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunun kabul edilmesi mümkün olmamıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
14. Başvurucu, Cumhuriyet savcılığının esas hakkındaki mütalaası tebliğ edilip buna ilişkin son savunması sorulmadan yokluğunda yapılan duruşmada mahkûmiyet kararı verilmesinin savunma hakkı ile adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. İfade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığından savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
16. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
17. Ayrıca başvurucuya manevi zararları karşılığında taleple bağlı kalınarak net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden İNCELEME YAPILMASINA GEREK BULUNMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Midyat Ağır Ceza Mahkemesine (E.2016/149, K.2016/171) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
F. 664,10 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.464,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.