logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Atilla Can Daş [1. B.], B. No: 2022/82957, 9/12/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ATİLLA CAN DAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/82957)

 

Karar Tarihi: 9/12/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Abdurrahman Remzi AKPINAR

Başvurucu

:

Atilla Can DAŞ

Vekili

:

Av. Oktay DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbiri nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç işlemek amacıyla kurulan silahlı terör örgütüne üye olma ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında başvurucunun 4/7/2020 tarihinde Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından sorgusu yapılmıştır. Sorgu sonucunda başvurucunun 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) bendi gereğince yurt dışına çıkmamak şeklinde adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir.

3. Soruşturma sonucunda düzenlenen iddianame Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) tarafından kabul edilerek başvurucunun yargılanmasına başlanmıştır. Yargılama kapsamında başvurucu farklı tarihlerde, hakkındaki adli kontrol tedbirine itiraz etmiştir. İtiraz dilekçelerinde; yıllardır İspanya'da yaşadığını, hâlihazırda sahip olduğu oturum iznini İspanya'ya gidemediği için kaybetme riski altında olduğunu, yüksek bir güvence bedeli belirlenmek suretiyle anılan tedbir kararının kaldırılabileceğini, aksi hâlde telafisi imkânsız maddi ve manevi kayıplar yaşayacağını ifade etmiştir. Mahkeme söz konusu itirazları reddetmiştir. Bu karara başvurucunun yaptığı itirazlar ise verilen kararların usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.

4. Başvurucu 1/7/2022 tarihli duruşmada yukarıdaki hususlara benzer şekilde adli kontrolün kaldırılmasını tekrar talep etmiştir. Mahkeme, bu talebi de reddetmiştir. Söz konusu karara başvurucu 5/7/2022 tarihinde itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde, yaşadığı ülkeye dönememesi nedeniyle uğramış olduğu zararların arttığını ve İspanya'daki işini kaybettiğini belirtmiştir. Ayrıca kendisine verilecek izinle yalnızca oturum izni için başvuru yapıp tekrar gelebileceğini veya yüksek bir güvence bedeli belirlenerek anılan tedbirin kaldırılabileceğini ifade etmiştir. Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi 8/7/2022 tarihinde itirazı reddetmiştir. Ret kararının gerekçesinde, başvurucunun üzerine atılı suç itibarıyla muhakemenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla verilen tedbir kararının devamına yönelik kararın usul ve kanuna uygun olduğu vurgulanmıştır.

5. Başvurucu, nihai kararı 18/7/2022 tarihinde öğrendikten sonra 16/8/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Öte yandan bireysel başvurudan sonra, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde, başvurucu hakkındaki tedbir kararının 13/1/2023 tarihli duruşmada kaldırıldığı görülmüştür. Ayrıca 24/5/2023 tarihinde başvurucunun atılı suçlardan beraat ettiği ve dosyanın hâlen istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.

7. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; hakkındaki yurt dışı yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve kaldırılmasına yönelik itirazlarının gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, üstelik itiraz dilekçelerinde önerdiği güvence bedelinin de Mahkeme tarafından dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Bununla birlikte uzun yıllardır İspanya'da yaşadığını, arkadaş çevresinin orada olduğunu ve tedbir kararı nedeniyle evine gidemediğini ifade etmiştir. Başvurucu ayrıca ülkesine gidememesi nedeniyle sahip olduğu oturum iznini ve işini kaybettiğini belirterek seyahat özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Adalet Bakanlığı görüşünde; mevcut başvuru incelenirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucu, görüşe karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.

10. Başvuruya konu yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbirinin esas olarak yerleşme ve seyahat hürriyeti kapsamında kaldığı açıktır. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) ek (4) No.lu Protokol’e Türkiye'nin taraf olmadığı hatırlatılarak anılan protokolde yer alan "Serbest dolaşım özgürlüğü"nün ortak koruma alanına girmediği açıklanmıştır (birçok karar arasından bkz. Mehmet Takımsu [2. B.], B. No: 2016/63712, 7/11/2013, §§ 78-80; Sebahat Tuncel [1. B.], B. No: 2012/1051, 20/2/2014, § 53; Fevzi Doğaner,[1. B.], B. No: 2014/6453, 20/12/2017, § 14; Onur Can Taştan [GK], B. No: 2018/32475, 27/10/2021, § 48). Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru kapsamında olmayan bazı hakların ortak koruma alanı içinde yer alan temel haklarla esaslı şekilde ilişkili olması durumunda ilgili haklarla bağlantı kurularak inceleme yapılmasının mümkün olduğunu da açıklamıştır (ifade özgürlüğü bağlamında bkz. Özgür Sevgi Göral Birinci [2. B.], B. No: 2014/12112, 4/10/2017; özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı bağlamında bkz. Şengül Tükel [2. B.], B. No: 2018/12456, 12/1/2022, § 40).

11. Nitekim Anayasa Mahkemesi Yağmur Erşan ([GK], B. No: 2018/36451, 27/10/2021) ve Onur Can Taştan kararlarında, esasen seyahat özgürlüğü kapsamında kalan pasaport iptalinin Latife Akyüz ([1. B.], B. No: 2016/50822, 7/9/2021) ve Hakkı Gök ([1. B.], B. No: 2017/33469, 3/11/2022) kararlarında ise yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbirinin belirli şartların varlığı hâlinde özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenebileceğini kabul etmiştir (ayrıntılı açıklamalar için bkz. Yağmur Erşan, §§ 39, 40, 47-51; Onur Can Taştan, §§ 39, 40, 47-51; Latife Akyüz,§§ 36-38; Hakkı Gök, §§ 31-33). Bu bağlamda söz konusu tedbirin de başvurucunun gelişimi ve sosyal, mesleki, ekonomik ve ailevi ilişkileri yönünden olumsuz etkilerinin ortaya konulması hâlinde özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Ancak bu şekilde inceleme yapılabilmesi için bireysel başvuru formunda başvurucuların şikâyet ettikleri tedbirin özel ve aile hayatları üzerindeki olumsuz sonuçlarını somut verilere dayalı olarak uygun şekilde ortaya koymaları gerekmektedir (Onur Can Taştan, § 50).

12. Somut olayda başvurucunun uzun yıllardır İspanya'da ikamet ettiği, işinin ve çevresinin hâlen orada olduğu gözetildiğinde başvurucu hakkında uygulanan yurt dışına çıkamama şeklindeki tedbirin başvurucunun sosyal ve mesleki ilişkilerine olumsuz etkisinin olduğunu kabul etmek gerekir. Anılan müdahalenin başvurucunun özel hayatını ciddi şekilde etkilemesi ve bu etkinin belirli bir ağırlık düzeyine ulaşması nedeniyle başvurunun özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenebilir nitelikte olduğu değerlendirilmiştir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Latife Akyüz, § 38; Hakkı Gök, § 33; Hasan Hüseyin Güney [1. B.], B. No: 2019/32372, 23/5/2023, § 14).

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Başka bir ülkede yerleşik olan başvurucu hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına müdahale oluşturmaktadır. Söz konusu müdahalenin 5271 sayılı Kanun'un 109. maddesine istinaden gerçekleştirildiği görüldüğünden kanuni dayanağı bulunmaktadır. Ayrıca müdahalenin kamu düzeninin sağlanması meşru amacı ile yapıldığı görülmektedir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Latife Akyüz, §§ 43-45; Hasan Hüseyin Güney, § 16). Bu belirlemelerin ardından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı irdelenecektir.

15. Genel olarak adli kontrol, işlediği iddia olunan bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, tutuklama sebeplerinin varlığı hâlinde belirli yükümlülükler yüklenerek adli makam ve mercilerin denetimi ve kontrolü altına sokulmasıdır. Adli kontrol koruma tedbiri, tutuklamaya göre kişi özgürlüğünü daha az kısıtladığı ve sanık tutuklanmaksızın muhakemenin yapılabilmesini sağladığı için tutuklama yerine geçmek üzere ihdas edilmiştir. Böylelikle ilgili, bütünüyle özgürlüğünden yoksun bırakılmaksızın denetim altında tutulabilmektedir. Tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri olan adli kontrol, bu özelliğiyle tutuklamaya ancak istisnai hâllerde başvurulması kuralının işlerlik kazanmasına katkıda bulunmakta; tutuklamanın son çare olma özelliğini ortaya koymaktadır (Hülya Kar [GK], B. No: 2015/20360, 27/2/2019, §§ 18, 50; ayrıca bkz. Latife Akyüz, § 46; Hakkı Gök, § 42).

16. Anayasa Mahkemesi; mahkemelerin koruma tedbiri kararlarında lehte ve aleyhte ileri sürülen bütün delilleri incelemek, temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahaleye katlanmayı gerektirecek nitelikte kamu yararını haklı kılan gerçek bir ihtiyacın varlığını göstermek zorunda olduklarını, süregelen koruma tedbirlerinin devamına ilişkin olarak verilen kararlarda da tedbirin devamını haklı kılan gerekçelerin gösterilmesi ve çatışan menfaatler arasında adil dengenin korunması gerektiğini ifade etmiştir (Hülya Kar, §§ 29, 30, 35; ayrıca bkz. Latife Akyüz, §§ 49-52, 56; Hakkı Gök, §§ 51, 52).

17. Ayrıca Anayasa Mahkemesi Hülya Kar ve Latife Akyüz başvurularında başvuruya konu adli kontrol koruma tedbirinde olduğu gibi tüm koruma tedbirlerinin geçici olduğunu, herhangi bir tedbirin ilanihaye veya herhangi bir kriterden bağımsız olarak, süreklilik arz eder biçimde uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulamış; süregelen bir koruma tedbirinin durumun gerektirdiğinden daha uzun sürdüğünün anlaşıldığı durumlarda tedbir nedeniyle müdahale edilen anayasal hakların ihlalinin söz konusu olabileceğini belirtmiştir. Anılan kararlarda, tedbirin türü ve kapsamı konusunda derece mahkemelerinin geniş takdir hakkının bulunduğunu ancak yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında alınan koruma tedbiri ile hedeflenen amaca ulaşmak için hakların daha az sınırlanmasını sağlayacak alternatif yolların bulunup bulunmadığının da dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir (Hülya Kar, §§ 25-28, 44; Latife Akyüz, §§ 48-51, 58; Hakkı Gök, §§ 44-47, 54; Hasan Hüseyin Güney, § 17).

18. Adli kontrol tedbirlerinde amaç, tutuklama koruma tedbirinden beklenen sonuçlara daha hafif tedbirler yoluyla ulaşmak ve kişinin belirlenen yükümlere uymak kaydıyla toplumsal ve bireysel yaşamını olağan şekilde sürdürmesine imkân sağlanmaktır. Bu bağlamda özellikle yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbirine ve devamına karar verilirken kişinin yurt dışındaki ailevi, kişisel ve mesleki bağları ile kişiye isnat edilen suçun niteliği, delil durumu ve mahkûmiyet hâlinde alacağı cezanın ağırlığı birlikte değerlendirilerek adli kontrol tedbirinden beklenen kamusal menfaat ile başvurucunun menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulması ve bu durumun yeterli gerekçeyle açıklanması gerektiği söylenebilir. Ayrıca yurt dışına çıkış yasağının belirsiz bir süre uzaması ve uzun süre uygulanması hâlinde öngörülen sınırlandırmanın özel hayata ve aile hayatına etkilerinin zamanla ağırlaşacağı ve her hâlde gözetilmesi gereken kamusal yarar ile bireyin kişisel yararı arasındaki dengenin bozulacağı da unutulmamalıdır (Hakkı Gök, §§ 50, 51).

19. Somut olayda hakkında suç işlemek amacıyla kurulan silahlı terör örgütüne üye olma ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında başvurucuya yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştır. Devam eden süreçte başvurucunun yurt dışında ikamet ettiğini ve hâlen orada yaşadığını belirterek tedbirin kaldırılmasını talep ettiği sabittir. Üstelik başvurucu başvuruya konu olan yargı sürecinde sunduğu dilekçelerde, yaşadığı ülkeye dönememesi hâlinde oturum iznini ve işini kaybedeceğini özellikle belirtmiştir (bkz. §§ 3, 4).

20. İlgili yargı mercilerince yapılan değerlendirmelerde, başvurucunun bu talepleri reddedilmiştir. Ancak bu ret kararlarında -başvurucunun aşamalarda beyanlarının da alındığı gözetildiğinde- başka hangi delillerin toplanması gerektiği, tedbirin kovuşturmaya ne gibi bir faydası olacağı açıklanmamıştır. Bunun yanı sıra tedbir kararı ile tedbirin devamına ilişkin kararlarda başvurucunun İspanya'daki kişisel ve mesleki bağlarına yönelik itirazlarının gerektiği gibi tartışılmayarak genel, soyut ve tekrar içeren gerekçelerle taleplerin reddedildiği anlaşılmıştır (bkz. §§ 3, 4).

21. Bu bağlamda başvurucunun yaşadığı ülkedeki bağları ile isnat edilen suçun vasfı, delil durumu ve muhtemel sonuç cezanın ağırlığı gözetilerek -muhakemenin sağlıklı yürütülmesi ve başvurucunun yargılamaya katılarak savunma hakkını kullanması amaçlarıyla uygulanan- tedbirden beklenen kamusal menfaat ile başvurucunun menfaatleri arasında adil bir denge kurulduğu söylenemez. Zira başvurucu, itirazlarını yargı makamlarına taşımış; buna karşın yargı makamları başvurucunun somut iddialarına karşı anayasal güvenceleri içerecek şekilde ilgili ve yeterli değerlendirmeler yapmaksızın başvurucunun taleplerini reddetmiştir. Ayrıca yargı mercileri, müdahale konusu tedbire alternatif olabilecek tedbirleri de kararlarında hiçbir şekilde tartışmamıştır. Sonuç olarak iki yılı aşkın süren yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır (benzer yöndeki bir değerlendirme için bkz. Hasan Hüseyin Güney, § 21).

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 800.000 TL maddi ve 2.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

24. Bireysel başvurudan sonra başvurucu hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırıldığı belirlendiğinden tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

25. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 34.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu, maddi zarara ilişkin bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 34.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 664,10 TL harç ve 40.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 40.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi (E.2022/251, K.2024/215) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 9/12/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Atilla Can Daş [1. B.], B. No: 2022/82957, 9/12/2025, § …)
   
Başvuru Adı ATİLLA CAN DAŞ
Başvuru No 2022/82957
Başvuru Tarihi 16/8/2022
Karar Tarihi 9/12/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbiri nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Yurtdışına çıkışın engellenmesi (pasaport, adli kontrol) İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi